Eyl
03
2013
0

Çakır Hikâyeci’ye Mektup

“Sevgili Çakır Hikâyeci,
Cins Şair,

Evini ziyaret ettim gene.
Bu sefer kitapları filan boşverdim;
misinalarına, oltalarına ve denizine baktım sadece…

ADABEYİ
Ağustos, 2013″

*

pirgosta2

“Çakır Hikâyeci’ye Mektup”

Foto: Z. Yalçınpınar
(Burgazadası, 2013)

Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
03
2013
0

Burgaz’da Kendini Anlatanlar: “Uskumru Ağacı”, “Sıkkın”, “Gündüz Mehtabı”…

pirgosta1

 “Uskumru Ağacı”

pirgosta4

*

*

    pirgosta5

“Sıkkın”

*

Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar
(Burgazadası, 2013)

Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

 

pirgosta3

“Gündüz Mehtabı”

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
24
2013
0

ASMA (Z. Yalçınpınar)

deliasma2

“Asmanın Delisi”

Fotoğralar: Z. Yalçınpınar

*

deliasma4

*

deliasma5

*
Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

deliasma1

Ağu
12
2013
0

Sedat Umran’la tanışmam/karşılaşmam “İstanbul ve boğazı” sayesindedir.

bogazkoprusuSedat Umran’ın “Boğaz Köprüsü” adlı şiiri…
Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…

*

7 Ağustos 2013’te vefat eden Sedat Umran çok iyi bir şairdi. Onunla 1 Haziran 2003’te Kadıköy-Eminönü vapurunda karşılaştım/tanıştım. Çok ağırbaşlı biriydi. Konuşmamızın başında “şiir” ve “şiirin yüceliği” üzerine -şimdi hatırlayamadığım- bir şeyler geveledim. Sedat Umran sözlerimi dikkatle dinledi ve “Peki, şiir nedir?” diye sordu. Cevaplayamamıştım. Bunun üzerine, Sedat Umran, çantasından “Boğaz Köprüsü” adlı şiirinin bir fotokopisini çıkardı ve okumam için bana verdi. Okudum ve kendisinden bu fotokopi sayfasını imzalamasını rica ettim, reddetmedi. Umran’ın “Boğaz Köprüsü” şiirinin üzerine, defterimi çıkardım ve o günlerde üzerinde çalışmakta olduğum Gözlerim Kapalı* adlı şiirimin son hâlini uzattım Sedat Umran’a… Uzun uzun okudu bu toyluk şiirimi. “Yeteneklisiniz, devam edin…” dedi. Sedat Umran’la tanışmam/karşılaşmam “İstanbul ve boğazı” sayesindedir.

Z. Yalçınpınar

* “Gözlerim Kapalı” adlı şiirim Düşe-Yazma Dergisi’nin Kasım-Aralık 2003 tarihli 5. sayısında yayımlandı.

 

gkapali

Tem
27
2013
0

31 Mayıs

“31 Mayıs” by Zy

*

Ayrıca bkz: kendini anlatan

Haz
22
2013
0

Şiir: GEZİ’DEYİM (Z. Yalçınpınar)

adsız

Hamiş: Z. Yalçınpınar şiirlerine ve şiir kitaplarına https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
21
2013
0

“İKİ” (Zafer Yalçınpınar)

“iki”
Zafer Yalçınpınar

(2011-2013 şiirlerinden ara-imgelem…)

pdf:  https://bit.ly/2iki2

May
21
2013
0

Kendini Anlatan: “Kirpi Çiçek”

kirpicicek

“Kirpi Çiçeği”
Foto: Zy

Ayrıca bkz: Kendini Anlatan

*

Nis
07
2013
0
Nis
07
2013
0
Nis
04
2013
0
Mar
17
2013
0

Sol Kalbim

 

Hamiş: Yalçınpınar’ın şiirlerinin tümüne https://zaferyalcinpinar.com/siir.html adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Mar
14
2013
0

Sesli Kütüphane’de: “LİVAR”

Sağolsun, varolsun ve hiçbir zaman eksik olmasın Özlem Sezer, 2007 yılında yayımlanan Livar adlı ilk şiir kitabımı Kadıköy Görme Engelliler Sesli Kütüphanesi kapsamında yer alan özel bir sesli kitaba dönüştürmüş… Kitabımın tamamını -Özlem Sezer’in sesiyle- ancak bugün dinleyebildim; Livar’ın ihtiva ettiği deneyselliklerin -sesli kitap dönüşümüyle- bir aşama daha ilerlediğini ve kitabımın imgesel alan derinliğinin bu “yeni okuma” sonucunda daha da genişlediğini/özgürleştiğini hissettim. Onur duydum, gönendim: Özlem Tezer’in sesine ve emeğine sağlık… Kadıköy’deki Sesli Kütüphane Projesi’ni yürüten ve Livar üzerinde Özlem Sezer ile birlikte  özenle çalışan Meyse Yılmaz Budaklı‘ya da yerden göğe kadar teşekkür ediyorum. Meyse Hanım, Kadıköy için (şu bizim ‘görmezler ülkesi’ için) son derece heyecan verici, değerli ve metaforik bir projeyi hakkıyla yürütüyor…

Sahicilikle
Zy

ayrıca bakınız:

1- “Sesli Kütüphaneler üzerine düşünceler:
https://evvel.org/sesli-kutuphaneler-uzerine

2- “Livar” hakkında yazılan yazılar ve gerçekleştirilen söyleşiler:
https://zaferyalcinpinar.com/livarhakkinda.pdf

3- Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Livar” başlıklı ilgiler:
https://evvel.org/ilgi/livar

4- “Kelimenin Yüzü” adlı kitabım da Sesli Kütüphane’de yer alıyor:
https://evvel.org/sesli-kutuphanede-kelimenin-yuzu

Mar
03
2013
0

son istek

Her şeyin şiirini yazmak istiyorum
Her şeyin sınırını aşmak istiyorum

Zy

Mar
03
2013
0

Çarşıya inemem!

Sait Faik çağrışımlıdır:

“Çarşıya inemem, devlet yasakladı.
200 metre!”

Zy

Şub
27
2013
0

Eksiltilmiş Yedili Şiir (Z. Yalçınpınar)

(…)

3/

renksiz bir cam ormanı
mutsuzluğumuzu anladı
renksiz bir çam ormanı
mutsuzluğumuza aldırmadı

4/

dokusu gökyüzünün
tüm toprakların salgını
mum ışığında yüzün
dokunuşun damarları

(…)

7/
bir ip cambazı dengeliyor kendini
salkım söğüdün yüzümdeki gölgesiyle
göz kırpıyor yolun kesik çizgisi
sokak lambalarının nefesiyle

Zafer Yalçınpınar
26 Şubat 2013

Şiirin tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/s104.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Yalçınpınar şiirlerinin tümüne  https://zaferyalcinpinar.com/siir.html adresinden ulaşılıyor…

Şub
23
2013
0

Kendini Anlatan: “azalan”

“azalan…”
by Zy

*

Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

Şub
23
2013
0
Şub
17
2013
0

Poetika 2013 Odaklanmaları

Poetika 2013 Odaklanmaları’nı içeren dokümana
https://bit.ly/poetika2013
adresinden ulaşabilirsiniz.

*

Hüsamettin Bozok yönetimindeki Yeditepe Dergisi’nin Şubat 1960’da gerçekleştirdiği “Büyük Anket”ten  feyz alarak Şubat 2011’de, İkinci Yeni Şiir Akımı’nın günümüzdeki etkisini deneyimlemeye yönelik bir soruşturma düzenlemiştim. “50 Yılın Ardında; İkinci Yeni” adını verdiğim bu çalışmanın sonuçlarını 12 Şubat 2011’de E V V E L kapsamında paylaşmıştım. “50 Yılın Ardında; İkinci Yeni”, geçmişe uzanan bir deneyim alanında (“t-” ânlarında, diyelim) yürüdü.

Şubat 2012’de gerçekleştirdiğimiz Poetika 2012 Anketi’yle “imgelemin özgürleşmesi” ifadesinin bilişsel sınırlarını, verili imgelemin taşıdığı şiirsel yükü ve bu yükün geleceğe uzanışının önündeki engelleri araştırmaya, bir “uzgörü” sağlamaya gayret ettim. Bu soruşturma ise geleceğe doğru uzanan bir tahmin alanında (“t+” ânlarında)  yürüdü.

Poetika 2012 Anketi’nin ardından, “imgelemin özgürleşmesi” kavramı eşliğinde genişleyen şiirsel alan derinliğini, sonsuza yakınsayan tüm “t+” ânları için işaret etmek gibi büyük bir amaçla emek harcadığımı düşündüğümde, “farklı” katılımcılara sorulan “aynı” sorularla ilerleyen bir anketin bu araştırmayı “boyutsuzlaştırıcı” bir yöntemsel olumsuzluğa ittiğini fark ettim. Bu nedenle 2013 Poetika soruşturmasını “farklı” katılımcılara yöneltilen “farklı” sorularla ve bir tür “odaklanma” yaklaşımıyla yürütmeyi planladım. Bu “odaklanma” yaklaşımı, araştırma sonucu elde ettiğim verilerin kalitesini arttırdığı oranda bir emek ihtiyacına da neden oldu. Emeğimin yetmediği ve planımın düzgün çalışmadığı durumlar (katılımcılar) için gelecekte inceleyeceğimiz sezgisel alan derinliğindeki değişkenleri ortaya koyabilecek “tersine sonsuz” bir veya birkaç soruyu “hareket ya da çıkış noktası” olarak -mecburen- belirledim. Sonuçta, Poetika 2013 Odaklanmaları ortaya çıktı: Katılım sağlayan herkese çok teşekkür ederim.

Poetika üzerine eriştiğim/derlediğim verileri E V V E L kapsamında üç yıldır paylaşıyorum, ancak bu verileri analiz etmedim henüz… 2014 yılında katılımcı odaklı bir Poetika soruşturması yürütmeyeceğim. Bugünden 2014 yılının Şubat ayına uzanan zaman diliminde, geçmiş üç yılın soruşturmalarında eriştiğim verileri değerlendirmeye yöneleceğim ve çeşitli çıkarımlar ile kestirimlere -belki de kestirimler ile çıkarımlara- varmaya çalışacağım.

2014’ün Şubat ayında görüşmek üzere…

Poetika 2013 Odaklanmaları’nı içeren dosyayı olabildiğince yaygınlaştırmanız dileğiyle…

Sahicilikle,
Zy

 

Katılımcılar: Ali Rıza Esin, Aybars Şenyıldız, Barış Yarsel, Cemil Aydın, Efe Tuşder, Erdem Çolak, Evin Okçuoğlu, Feryal Çeviköz, Güher Gürmen, Hande Edremit, Kenan Yücel, Mukadder Kırmızı, Nisa Söylev, Nur Alan,  Ömer Kaçar, Dr. Özgür Uçkan, Rafet Arslan, Sanem Uçar, Senem Korkmaz, Tayfun Ak, Tarık Günersel, Uluer Aydoğdu, Vedat Kamer

 

 

2011 ve 2012′de yürüttüğümüz
“Poetika” çalışmalarına aşağıdan ulaşabilirsiniz…

         

Poetika 2012 Anketi
https://j.mp/poetika2012

İkinci Yeni 2011 Anketi
https://zaferyalcinpinar.com/ikinciyeni2011.pdf

 

Şub
05
2013
0

Marmara (Mermer) Adası’ndan Simalar

“Marmara (Mermer) Adası’ndan Simalar” adlı yazı
Collection Dergisi’nin 50. sayısında yayımlandı.
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/marmaraadasindansimalar.pdf

*

Şub
01
2013
0

Sesli kütüphaneler üzerine…

Boğaziçi Üniversitesi’nden Kırtıpil Dergisi taifesi, Eylül 2012’de yayımlanacak ilk sayıları için “sesli kütüphaneler” üzerine bir soruşturmaya yanıt vermemi benden rica etmişti. Ben de soruşturmayı yanıtlamıştım. Ancak sonradan -ne olduysa- soruşturmaya verdiğim cevapları yayımlayamadıklarını bildirdiler. “Sesli Kütüphaneler” konusuna ilişkin soruşturmaya verdiğim cevaplar aşağıdadır…

Kırtıpil Dergisi: Sesli kütüphanelerden nasıl haberdar oldunuz ve kendi kitaplarınızı seslendirmeye nasıl karar verdiniz?

Zafer Yalçınpınar: Kadıköy Görme Engelliler Kütüphanesi görevlilerinden sosyolog bir arkadaşın çağrısı üzerine Kadıköy bünyesindeki sesli kütüphaneden haberdar oldum.  Khalkedon’un -yani Görmezler Ülkesi’nin- antik tarihiyle özdeş bir gayret olarak hissettim bu projeyi… Görmezler için sesli kütüphane oluşturmak bana antik bir düşünce çeşitlemesi gibi çok gizemli bir stil olarak geliyor… Bu delice bağlamda, “Kelimenin Yüzü” adlı içsel sözlüğümü Kadıköy’ün ruhuna, geçmişe ve geleceğe doğru fısıldamak, seslendirmek istedim.

K.D.: Bir yazarın kendi kitabını seslendirmesinin sesli kütüphaneler için nasıl bir önemi olduğunu düşünüyorsunuz?

Z.Y.: Bir kere bu aksiyon biçemi, sesli okuma aksiyonu çok sahici, çok yakın bir teyittir… Yazarın eseriyle bir kez daha buluşması, onu teyit etmesi… Tıpkı bir müzisyene üflemeli çalgıların hissettirdiği özel tuşe gibi bir şey… Yazıcı tarafından eserin biçimsel olarak gözden ve kulaktan geçirilmesi, denenmesi fırsatı…  Öbür taraftan,  yazarlar eserlerini kendi sesleriyle okuyarak çok ilginç bir koleksiyon öğesi de oluşturuyorlar… Gelecekte sesli kütüphanelerin çok değişik ve eşsiz koleksiyonlara sahip olacağı kesin… Tabiî deneysellik ve avangard arayışlar da olacaktır bu doğrultuda…

K.D.: Bir yazarın kendi kitabını seslendirmesinin edebiyat mirası için nasıl bir önemi olduğunu düşünüyorsunuz?

Z.Y.: Bir önceki sorunuza verdiğim “koleksiyon öğesi” cevabı bu soru için de geçerli… Ayrıca sesli okuma sırasında alışık olmadığımız bir geçişi de fark ediyoruz… Yazar, sesli okuma sırasında konum ve perspektif değiştiriyor. Yani, bir karakter, rol geçişi yaşanıyor. Bu geçiş anı, tuşe farkı,  gizleri yakalayabilen edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler için çok önemli araştırmalara konu olabilir.

K.D.: Yazarı tarafından seslendirilmiş olsun ya da olmasın, genel olarak sesli kitapların edebiyata nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?

Z.Y.: Resim, heykel ve çizim sanatlarına, yani plastik sanatlara fotoğraf ve dijital uygulamaların etkisi nasıl olduysa, bu tip kayıt teknolojilerinin edebiyata etkisi de benzer bir şekilde gelişecektir… Yani olumlu katkıları ve açılımları okura ve edebiyat dünyasına sunabileceği gibi olumsuz ve endüstriyel bir sakıncalar bütünü de oluşturabilir. Zaman gösterecek… Misal, rüküş (kitch) sanat çok tehlikeli bir şey ve teknoloji ile sosyal mühendislik faaliyetlerinden besleniyor… Teknolojinin sanatla girdiği ilişkilerde, bu ilişkiyi kimin yöneteceği, bu eskrimde kimin daha usta olduğu çok önemli ve belirleyici bir şey bence; mühendisler mi yönetecek, yoksa sanatçılar mı? Bu ilişkide dengeyle durmak çok önemli bir rol oynayacak gelecek için…

K.D.: Charles Dickens’ın yazdığı kitapları yayımlamadan önce görme engelli olan bir kalabalığa okuduğu ve onların yorumlarına özel önem verdiği anlatılır. Siz de, bir yazar olarak, sesli kitap okumuş olmanın kendi dilinize, üslubunuza, fonetiğin kullanımına bir katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?

Z.Y.: Yaşamda her şeyin bir tınısı ve sonucunda da sesi vardır. Rüzgârın, denizin, ağaçların… Makinelerin… İnsanların, olayların, görüntülerin… Düşüncenin de tınısı vardır ve yazarlar ile şairler bu tınının ustalarındandır. Özellikle de şairler için bir dizenin tınısı ve ritmi çok önemlidir. Bu tınıyı yakalamak, bir dizenin ya da tümcenin ritmini, tınısını, paragraf içerisindeki yerlemini, kendisinden önceki ve sonraki kelimeler, dizeler, tümceler arasındaki ilişkiyi, düşüncenin uzamdaki duruşunu kavramak, sezmek çok önemli… Sesi duymak, tınıyışını bilmek gerekiyor… Şiirde ses, hem sentaksı hem de semantiği çok etkiler… Kısacası yaşamda her şeyin bir armonisi vardır ve yazarlar, şairler bu armoninin gizlerini bilmek, en azından sezmek zorundadırlar.

K.D.: Kitabınızı seslendirmek, kitabınızla ilgili, yazarken farkına varmadığınız şeyler bulmanıza yok açtı mı? Buna da bağlı olarak bir kitabı okumak ve dinlemek arasında bir kavrayış farkı olduğunu düşünüyor musunuz?

Z.Y.: Yazı, önünde sonunda görsel bir öğedir. Görsel öğeden işitsel öğeye geçişte bir tahayyül farkı oluşabilir. Aynı fark sözlü ifade biçimleriyle, yazılı ifade biçimleri için de geçerli… Yani sözlü kültür ile yazılı kültür arasında düşünsel bir fark vardır. Bu bağlamda görme engellilerin günümüzdeki görsel tahakkümün dışında kalmaları aslına bakarsanız çok değerli bir fenomen… Bence, görme engelliler kültürel emperyalizmin hegamonik tahakkümünden daha az etkileniyorlar. Seziş, tuşe farkları da çok önemli… Özellikle de poetikadaki anlam ve imgelem salınımı “ses”le birlikte çok değişiyor. Bence “ses” edebiyata alan derinliği sağlamak adına verimli bir bileşen…

K.D.: Diğer yazarlara bu konudaki öneriniz nedir? Onlarla deneyiminizi paylaşmak isteseydiniz neler söylerdiniz?

Z.Y.: Her şeyden önce, tüm yazarlara birincil önerim dilbilimsel kuramları incelemeleridir… Özellikle de Ludwig Wittgenstein’ın “Dil Oyunu” kavramıyla aşındırdığı sınırları bilmek gerekiyor. Ve yazarlara temel önerim ise kitaplarını, yazdıklarını morfolojik ve fonetik açıdan tekrardan gözden geçirmeleridir. Bu noktada “ses” ve “seslendirme” çok önemli ve somut çıkarımlara ulaşmalarını, geleceğe uzanmalarını sağlayacaktır.

K.D.: Eklemek istediğiniz diğer düşünceleriniz nelerdir?

Z.Y.: Eklemek istediğim bir şey yok… Teşekkür ederim.

Eylül 2012

Oca
09
2013
0

Sığın(m)ak

(…)“Bir şehrin bu kadar ıssız olabileceği  aklıma gelmezdi.” diye düşündü.  Yoldan geçen bir taksi onu müşteri zannederek yavaşladı, sonra yoluna devam etti.

Saat gibi tıkır tıkır işleyen şehir yaşamının kısa bir süre için aksamasına içten içe seviniyordu. Evinde hissettiği mahremiyeti ve  yalnızlığı şimdi sokaklarda yaşayabiliyor, bu durumdan gurur duyuyordu.(…)

Zafer Yalçınpınar
“Sığın(m)ak” adlı öyküsünden… (2002)

Hamiş: Öykünün tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/o1.html adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Oca
03
2013
0
Oca
01
2013
0

2012 Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı

“Ölene kadar yazacağım. Ama bunu kimseye önermiyorum.” Zy

(2006-)2012 Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı’na
https://zaferyalcinpinar.com/almanak2012.html
adresinden ulaşabilirsiniz.

*

Ayrıca; Edebiyat Geçmişime Baykuş Bakışı

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com