Boğaziçi Caz Korosu dün Gezi Parkı eylemine destekteydi. Hazırladıkları şarkı ise büyük ilgi gördü. Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nda halkın direnişi sürüyor. Dün Gezi Parkı’ndaki direnişe destek veren Boğaziçi Caz Korosu hazırladığı şarkıyla büyük ilgi gördü. (Kaynak: soL haber portalı)
06
2013
Boğaziçi Caz Korosu’ndan Gezi Parkı için geliyor: “Çapulcu musun vay vay…”
06
2013
Felsefecilerden Gezi Direnişi Açıklaması
Akademide görevli bir grup felsefeci, Gezi Direnişi ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamanın tam metni şu şekilde:
FELSEFECİLERDEN İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ ÇAĞRISI
Bir haftadır neredeyse bütün ülkede yaşanan; yüz binlerce insanın yıllardır biriktirdiği öfke, ezilmişlik ve “öteki’’ olma duygusunun göstergesi olarak okunması gereken eylemler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaset yapma tarzını gözden geçirmesini gerekli kılan bir noktaya gelmiştir. Başbakan’ın, yüzbinlerce insanın canı gönülden katıldığı, destek verdiği olayları yalnızca küçümseyici bir dille değerlendirmesi, ülkemizde yaşanan olayların asıl nedenini göremediği ya da görse bile bu durumu bir siyasi araca çevirmek istediği kuşkusu yaratmaktadır.
İstanbul’da Taksim-Gezi Parkı’na yapılmak istenen AVM-Rezidans, Topçu Kışlası inşaat projesi vesilesiyle başlayan olaylar, bize, %50 oy çoğunluğunun ancak demokratik bir devlette anlamı olabileceğini göstermektedir. Oy çoğunluğunun insanlara ait dünya bakışını ve hayat anlayışını değiştirmek, siyasi iktidar sahiplerinin kendi hayat anlayışlarını, dünya görüşlerini dayatmak anlamına gelmeyeceği kabul edilmelidir. Masumane bir şekilde siyasi iktidarın kimi tasarruflarını protesto etmeye yönelik kitle eylemlerinin insan hakları ve demokratik yaşamın gerekleriyle bağdaşmayan bir şekilde ağır fiziksel şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışılması kabul edilemez.
Olaylardan çıkarılması gereken en önemli ders, insanın insanca yaşaması önündeki tüm engellemelerin, yasakçı ve her şeyi belirleyen anlayışın yerine gerçek bir demokrasi anlayışının yaşama geçirilmesinin ne kadar gerekli olduğudur. Ülkemizin demokrasi tarihi olumsuz olgularla yeterince kirlidir. Ülkemizin demokrasi tarihine eklenecek yeni bir kirli sayfaya gerek yoktur. Yaşanan olaylarda medyanın takındığı görmezden gelme tutumu da oldukça düşündürücüdür.
Biz aşağıda ismi olan felsefeciler Başbakana, insan haklarını ve değerlerini yeniden yaşama geçiren kararların ve uygulamaların önünü bir an evvel açması hususunda çağrıda bulunuyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Zehragül Aşkın, Güçlü Ateşoğlu, A.Kadir Çüçen, Metin Becermen, İsmail Demirdöven, Zeynep Direk, Sadık Erol Er, H.Haluk Erdem, A.Galip, Atalay Girgin, Doğan Göçmen, Mustafa Günay, Taşkıner Ketenci, Yavuz Kılıç, Uluğ Nutku, Mehmet Şiray, Yaman Örs, Cengiz İskender Özkan, Mehmet Afşar Timuçin, Ali Timuçin, Cengiz Mesut Tosun, Halil Turan, Çetin Türkyılmaz, Onur Varolun
(Kaynak: soL Haber Portalı)
Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/felsefecilerden-gezi-direnisi-aciklamasi-haberi-74231
06
2013
Editörler Platformu’nun Gezi Parkı Direnişi Bildirisi
“Editörler Platformu” oluşumunda yer alan bazı isimleri sevmesem ve saymasam da -hatta bazı isimleri bir editör olarak kabul etmesem de- aşağıda yer alan bildiriyi yerinde ve doğru bir metin olarak görüyorum:
Sansürün her türlüsü virüstür. En sinsi, en yaralayıcı, en ölümcül olanı da otosansürdür. Otosansürün köreltici, gerçeği denetim altına alan, uyuşturucu karakteri ona yadsınamaz bir “yasallık” kazandırmıştır. Toplumlar bu virüse bağışıklık kazanırlarsa özgür düşünceyi, gerçeği karakutuya tıkarlar. Nedense, istikrarlı biçimde o karakutular hep kayıptır ya da iktidar sahiplerince yok edilir.
Kişi fikirlerini açıkça dile getiremiyorsa ancak sahte bir yaşama eyleminden söz edilebilir. Korku, sinmişlik bir yaşama biçimi değil, ölme biçimidir. Bir ağaç basit bir simge olabilir, yaşadıkça canlı bir simgedir: Özgürce yaşamak isteyen insanlar kukla değildir. Kimse yaşama iradesini, yeryüzündeki en temel özgürlük olan nefes alma özgürlüğünü denetim altına alamaz. Nefes almayan bir toplum düşünemez: düşünmeyen bir toplum geriler, tek bir düşünceye hapsolur, tektipleştirilir. Geri kafalılığın, dargörüşlülüğün kuklası haline gelir. Artık yaşanan toprak, toprak değil kör noktadır. Toplumlar “yaşanacak yer” kurarlar, “ölünecek yer” değil.
Biz, özgür, bağımsız düşünceyle yazılan kitapların bir özgürlük alanı oluşturduğuna, bu kitaplarla kurulan dostluğun dönüştürücü, gerçek bir ilişkiye hayat verdiğine inanıyoruz. Kitaplarla nefes alıyor, kitaplarla varoluyoruz. Çünkü özgür, bağımsız, yaratıcı düşünceye merak duyuyor, bilgiyi ve özgür düşünceyi yaymak suretiyle gerçeği bilmek ve paylaşmak istiyoruz.
Türkiye Medyası karakutuları açma iradesini bir an önce gösterip gerçeği dile getirebilmelidir.
Gün “küçük bir azınlık” ya da “marjinal” olduğu iddia edilen, görmezden gelinen, ötekileştirilmeye çalışılan insanların nefes alma özgürlüğünü bir arada, yan yana icra etme günüdür. Farklı renklerin estetiğini, direnme gücüyle birleştirip direnmenin estetiğini sergileme günüdür. Gün güzelden, iyiden yana, bağımsızca, korkusuzca yaşadığımızı, nefes alma hakkımızı kullandığımızı dile getirme günüdür.
Bu dumanı, gaz bulutunu kaldırın, bırakın herkes nefes alsın, zihinler aydınlansın.
Silah korkaklığın simgesidir.
İnsan da ağaç gibi direndikçe güzeldir.
EDİTÖRLER PLATFORMU
05
2013
Noam Chomsky, Gezi Parkı eylemlerine destek verdi.
Bkz: https://www.youtube.com/watch?v=L2OnCd95AGE
Amerikalı siyasi düşünür ve dilbilimci Noam Chomsky, Gezi Parkı eylemlerine destek verdi.
“Ben de dayanışmanın içinde bir çapulcuyum, DİRENİSTANBUL” yazılı bir afişle görünen Chomsky, Türkçe olarak “Her Yer Taksim, Her Yer Direniş” dedi.
05
2013
“Taksim Dayanışması” taleplerini bildirdi…
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kamuoyuna
27 Mayıs 2013 tarihinde saat 22.00 sularında Taksim Gezi Parkı’nın fiilen yıkılması girişimi sonrası yaşanılan toplumsal duyarlılık karşısında hükümetin izlediği polis şiddeti nedeniyle başta Taksim İstanbul olmak üzere bütün yurtta, yurttaşlar demokratik tepkilerini ortaya koymaktadır.
Öncelikle hayatını kaybeden Abdullah Cömert ve Mehmet Ayvalıtaş’ın ailelerinin acılarını paylaşıyor, yaralanan binlerce yurttaşımıza acil şifa dileklerimizi iletmek istiyoruz.
Ne yazık ki, toplumun demokratik ve insan hakkı eksenli taleplerinin barışçıl ve demokratik şekilde ortaya konmasına karşı iktidar şiddet, baskı ve yasakçı politikalarına devam etmektedir. Tek bir yurttaşımızın burnunun kanamadığı, gerilimlerin ortadan kalkarak demokratik taleplerin dillendirilebildiği bir toplumsal iklime bir an önce kavuşmak için yoğun çaba harcadığımızın bilinmesini isteriz.
Bu nedenlerle; Taksim Dayanışması olarak aşağıdaki taleplerin Hükümet tarafından bir an önce yerine getirilmesi için somut adımların atılmasını bekliyoruz.
• Gezi Parkı, Park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağını, projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklamanın yapılmasını, Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimlerin durdurulmasını,
• Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, iki yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, Hatay Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumluların görevden alınmasını, Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
• Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
• 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını TALEP EDİYORUZ.
Bunun yanı sıra; 27 Mayıs 2013 saat 22.00’dan bu yana ülkemizin meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında ve tüm kamusal alanlarında yükselen tepkilerinin içeriğinin, ruhunun, beklentilerinin, taleplerinin yetkililer tarafından fark edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yaşananları “marjinallikle” açıklamaya çalışmak görmezlikten gelmek anlamına gelir. Gezi Parkına müdahale ile simgeleşen iktidar anlayışının yurttaşlarımızda “yaşam tarzına ve inançlarına müdahale ve hor görülme” biçiminde algılandığı ve buna kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile büyük bir toplumsal tepki gösterdikleri; “biz varız, buradayız ve taleplerimiz var” biçiminde yanıt verdikleri görülmektedir.
Yükselen bu tepkinin içeriğinin; “başta 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, AOÇ ve HES’ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına ve güncel olarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısına ilişkin itirazların, ülkemize ve bölgemize ilişkin savaş siyasetine karşı duruşun ve barış talebinin, Alevi yurttaşlarımızın hassasiyetlerinin, kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerinin, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, üniversite, yargı ve sanatçılar üzerindeki baskılara karşı direncin, başta Türk Hava Yolu işçileri olmak üzere tüm emekçilerin hak gasplarına karşı taleplerinin, tüm cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı mücadelenin, yurttaşların eğitim ve sağlık hakkına ulaşımının önündeki tüm engellerin kaldırılması istemleri” olduğunu iktidar sahiplerine iletmek istiyoruz.”
TAKSİM DAYANIŞMASI
(Kaynak: soL Haber Portalı)
Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/taksim-dayanismasi-bulent-arinc-ile-gorustu-haberi-74194
05
2013
Paulo Coelho’dan Gezi Parkı’na destek…
“Twitter hesabından yayınladığı mesajda Coelho, “Kendimizden utanalım; Türkiye’de kullanılan biber gazı Brezilya malı” dedi. Coelho mesajına ayrıca üzerinde Türkçe yazılar ile “Made in Brazil” notu ve bir Brezilya bayrağı simgesi olan gaz tüpü fotoğrafı da ekledi.”
(Kaynak: edebiyathaber.net)
Bkz: https://www.edebiyathaber.net/paulo-coelhodan-gezi-parkina-destek/
05
2013
05
2013
Yaşar Kemal “Bu baskı yeter artık.” dedi.
“Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Yaşar Kemal, Gezi Parkı’nda başlayan eylemleri İtalyan gazetesi La Repubblica gazetesine yazdığı bir makaleyle değerlendirdi. “Bugün bize gereken demokratik bir rejimdir ve asla insanlık dışı bir baskı ile olmamalıdır” diyen Kemal, “Bu baskı yeter artık. Tolerans ve saygı gerekir. Şimdi hükümet bu kalabalığa kulak versin” çağrısında bulundu. Kemal makalesinde şu görüşleri dile getirdi:
“Her zaman söylediğim ve desteklediğim gibi dünya bir kültür bahçesidir. Orada binlerce çiçek yetişir ve her çiçeğin kendi rengi ve kokusu vardır. Dünyamız bu bin çeşit çiçeklerle çok güzeldir. Kültürler bunlarla daha da güzelleşirler. Ama bir çiçek yok edilirse o zaman rengi ve kokusu da dünyada biter. Kültürün imhası aynı anda, insanlığımızın da imhası olur. Ama bilinmesi gerekir ki bir toplumun sağlığı, gücü ve doğruluğu tolerans olduğunda belli olur. Eğer zulüm görürse o zaman acımasız olur zayıflar ve yaratıcılığını yitirir. Irkçılık da en ağır hastalıktır. Varlıkların yok edilmesi, nefret tohumlarının insanların kalbinde beslenmesinde ırkçılık vardır. Ve ifade özgürlüğü ve demokrasiye karşı yaratılan kin bizim neslimizde felaketler için büyük rol oynamıştır ve asla affedilemez. Bugün bize gereken demokratik bir rejimdir ve asla insanlık dışı bir baskı ile olmamalıdır. Gerçek bir demokratik düzeni oturtmak gerekir. Çünkü demokrasi bir gerekliliktir, bir denge unsurudur. Bir rejimde herkesin kendi haysiyetinin olması ve başlıca temel haklarından esirgenmemelidir. Onurumuzu, ekmeğimizi ve zengin kültürümüzü kurtarmak bizim elimizdedir. Gelin hep birlikte uygun bir demokrasi için el ele vererek yüreğimizi, zihnimizi bir araya getirelim.”
(Kaynak: Cumnhuriyet Gazetesi)
05
2013
Duvarlardan Gezi Parkı Sesleri…
Duvarlardan Gezi Parkı Sesleri…
Bkz: https://duvardakisesler.tumblr.com
Duvarlardan Gezi Parkı Sesleri…
Bkz: https://duvardakisesler.tumblr.com
*
04
2013
TKP Deklarasyonu
Türkiye Komünist Partisi tarafından tüm Türkiye’yi sarsan halk eylemleriyle ilgili 14 maddelik bir deklarasyon yayınlandı.
04
2013
Filozoflardan Gezi Parkı Bildirisi…
Dünya genelinden birçok öğretim görevlisi, düşünür barışçıl Taksim Gezi Parkı eylemlerine dönük polis vahşetinin sonlandırılması için AKP hükümetine çağrıda bulunurken, “bu totaliter rejimden herkesin hesap sorması lazım” dedi.
İşte o açıklama:
İstanbul’un merkezinde, Taksim’de bir parkın yıkılmasına karşı yapılan protesto gösterileri birkaç gündür, farklı toplumsal katmanlardan, farklı ideolojik görüşlerden çok sayıda insanı bir araya getiren devasa bir ayaklanma halini almıştır. Bu ayaklanmanın nedeni iktidar partisinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uzlaşmaz ve tavizsiz yaklaşımıdır. Çoğunluğu pasif direniş gösteren bu eylemcilere polisin uyguladığı vahşet, sınırları aşmış bulunmaktadır ve kabul edilemezdir. Çoğu eylemci yaralanmıştır ve bir kısmının durumu da ciddiyetini korumaktadır.
Bizler, bu polis vahşetinin bir an önce bitmesini talep ediyoruz. Uluslararası örgütlerin ve demokrasi çağrısına kulak asan herkesin,anti-laik ve otoriter tavırlardan başka hiçbir ilhamı olmayan ve Türkiye’nin geleceği için beladan başka hiçbir şey getirmeyecek olan bu totaliter rejimden herkesin hesap sorması gerektiğini söylemek isteriz.
Çağrı metnini destekleyen ve imzalayan filozoflar:
Slavoj Zizek, Jean-Luc Nancy, Antonio Negri, Jacques Ranciere, Jacques-Alain Miller, Gianni Vattimo, Bernard Stiegler, Etienne Balibar, Jacob Rogozinski, François David Sebbah, Rene Major, Jelica Sumic Riha, Frederic Neyrat, Simon Critchley, Jodi Dean, Peter Hallward, Marco Assennato, Ian James, Gerard Bensussan, Michael Taussig, Guillaume Sibertin Blanc
(Kaynak: soL Haber Portalı)
03
2013
Pink Floyd’un efsanevi üyesi Roger Waters, Gezi Parkı Nöbeti’ne destek mesajı yayınladı.
Dünyanın en ünlü müzik gruplarından Pink Floyd’un efsanevi üyesi Roger Waters da Gezi Parkı Nöbeti’ne destek mesajı yayınladı.
Açıklama şöyle:
Türkiye’deki bütün dostlarım,
Sizlerleyim. Sizlerleyiz. Kim olduklarının önemi yok, baskı ve otokrasiye karşı direnmekte çok haklısınız.
(…)
Roger Waters‘ın destek mesajının tamamına https://haber.sol.org.tr/dunyadan/roger-watersdan-gezi-parki-direnisine-destek-aciklamasi-haberi-74029 adresinden ulaşabilirsiniz.
03
2013
İnsanım ben: Bende haklılığın inadı vardır!
*
Halk, iktidarın gaddarlığına karşı haklılığın inadını göstermektedir.
Haklılığın inadının önü kesilemez…
*
03
2013
P. E. N. Türkiye Merkezi’nden Açıklama: “Susarak yalan söyleyen TV kanallarını dürüst yayıncılığa davet ediyoruz.”
“Bazı TV kanalları sansür ve otosansür ile Türkiye’deki demokrasi yanlısı gösterileri görmezden geliyor, göstermiyor. İfade sorumluluğu ifade özgürlüğü ile iç içedir.
Yıllardır artan baskıcılığa karşı yapılan demokratik gösteriler ifade özgürlüğünün hem bir biçimi hem de savunulmasıdır.
Bunu dürüstçe göstermeyen TV kanalları susarak yalan söylüyor. “Meslek şerefi” diye bir şey yok muydu?
Haber vermeyen medya dünyada haber oldu! Bu ayıp o TV yönetimlerine ömür boyu yeter, çocuklarına yük olarak miras kalır.
Susarak yalan söyleyen TV kanallarını dürüst yayıncılığa davet ediyoruz.”
Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi
02
2013
İnsanım ben! İnsanlığın önü kesilemez…
Kızılay, Ankara
*
Halk, Kızılay ve Beşiktaş’ta, iktidarın gaddarlığına karşı durarak haklılığın inadını göstermektedir! Haklılığın inadının önü kesilemez! #direngeziparki
*
İstanbul, Beşiktaş
02
2013
İstanbul’un üzerinde özgür bir ruh dolaşıyor…
*
“İstanbul’un üzerinde özgür bir ruh dolaşıyor…”
Halk, iktidarın gaddarlığına karşı haklılığın inadını göstermektedir.
Haklılığın inadının önü kesilemez…
*
02
2013
Dolmabahçe, Kızılay, her yer Taksim!
Halk, Kızılay ve Beşiktaş’ta, iktidarın gaddarlığına karşı durarak haklılığın inadını göstermektedir! Haklılığın inadının önü kesilemez! #direngeziparki
Ankara, Kızılay
*
Beşiktaş, Dolmabahçe
01
2013
Halk haklıdır; haklılığın inadını göstermektedir!
Halk, Taksim Gezi Parkı’nda, iktidarın gaddarlığına karşı durarak haklılığın inadını göstermektedir! Haklılığın inadının önü kesilemez! #direngeziparki
Halk, Taksim Gezi Parkı’nda, iktidarın gaddarlığına karşı durarak haklılığın inadını göstermektedir! Haklılığın inadının önü kesilemez! #direngeziparki
Halk, Taksim Gezi Parkı’nda, iktidarın gaddarlığına karşı durarak haklılığın inadını göstermektedir! Haklılığın inadının önü kesilemez! #direngeziparki