Eyl
24
2017
--

Şiir Kitabı: “BİR ZAMANLAR, BİR” // basılı nüsha // Liman Yapımevi // Kadıköy // Tayfun Polat


EVV3L taifesinin kadim dostlarından Tayfun Polat’ın yeni şiir kitabı “bir zamanlar, bir”in basılı nüshası -sadece- Kadıköy‘de, Liman Yapımevi‘nde bulunuyor.  ‘bir zamanlar, bir’in pdf biçemindeki tam metnini https://bit.ly/birzamanlarbir adresinden okuyabilirsiniz.



Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “E-Kitap” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden, “pdf” ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
23
2017
--

“Fanzin Apartmanı” ve “Yayınevi Rüyası” Hakkında…

Efe Elmastaş ve sağlam bir taifenin sürdürdüğü “Fanzin Apartmanı” (https://fanzinapartmani.com) projesiyle yeni nesil çalışmaların sahici/sıkı tespitlere, haklı bileşenlere ulaşmaya başladığını fark ediyoruz. Bu konuda Koray Sarıdoğan‘ın ‘KalemKahveKlavye‘ kapsamında yayımlanan yazısını okumanızı, “Fanzin Apartmanı”, “Yayınevi Rüyası” ve benzeri yeni nesil çalışmaları/analizleri/eleştirileri takip etmenizi öneriyoruz.


Yayınevi Rüyası‘nı “pdf” olarak okumak için tıklayınız.


Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “pdf” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
22
2017
--

Şiir Kitabı: “BİR ZAMANLAR, BİR” (Tayfun Polat)

Tayfun Polat, bir zamanlar, bir
Eylül 2017, 40 Sayfa, Şiir


Okumak için: https://bit.ly/birzamanlarbir


“EVV3L taifesinin kadim dostlarından Tayfun Polat‘ın yeni şiir kitabı “bir zamanlar, bir” yayımlandı.

Tayfun Polat yeni şiir kitabında, hem parça parça(zerre zerre) hem de bütünsel şekilde(bir, tek) ‘zaman’, ‘zamanlama’ ile “varoluş irdelemeleri” sunuyor; “şiir-düşünsel” bir uzamın ‘ân’larına işaret ediyor. ‘bir zamanlar, bir’de yer alan şiir-düşünsel imgelem boğucu değil; aksine, Tayfun Polat’ın şiirlerinde imgeler kendi ağırlıklarıyla, kendi yükleriyle, retoriksiz:- pırıl pırıl ve pürüzsüz bir berraklıkta, özgürce tınıyarak, sanki, varoluşun hikâyesini, zamanlamasını kurguluyor. Böylelikle, günümüz şiirini kuşatan kitlesel tekinsizlikten, zik-zak kuşağından ve apansızlıktan arınmak isteyen şiir okurları için bire bir şiir kitabı oluşuyor… Sonuçta, şiddetle öneriyorum; ‘bir zamanlar, bir’i okuyun, okuyun, okuyun!

Zafer Yalçınpınar
22 Eylül 2017 Gecesi


Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “E-Kitap” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden, “pdf” ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
09
2017
--

Şiir Kitabı: “Glitchnâme” (Uğur Yanıkel)

Uğur Yanıkel, Glitchnâme
YAYINpasaj69.org, Temmuz 2017, 26 Sayfa, Şiir

Kitabın tam metnini pdf biçeminde okumak için: https://bit.ly/glitchname


PASAJ ekibinin diğer e-kitapları için bkz: https://yayin.pasaj69.org/


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan e-kitap ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
19
2017
--

Şiir Kitabı: “Kış Algını” (İlker Şaguj)

İlker Şaguj, “Kış Algını”
YAYINpasaj69.org, Haziran 2017, 60 Sayfa, Şiir

Kitabın tam metnini pdf biçeminde okumak için: https://bit.ly/kisalgini


PASAJ ekibinin diğer e-kitapları için bkz: https://yayin.pasaj69.org/


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan e-kitap ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
26
2017
--

Gazetede; “Tarihinsancısı”

25 Mart 2017 tarihli Aydınlık Gazetesi Kültür-Sanat Sayfası’ndan kupür


Tarihinsancısı’nın -pdf dosyası biçemindeki- tam metine
https://bit.ly/tarihinsancisi adresinden ulaşabilirsiniz.
İyi okumalar dileriz…


Zafer Yalçınpınar’ın tüm şiir kitaplarına
https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden
-pdf dosyası biçeminde- erişebilirsiniz.


Mar
04
2017
--

“Tarihinsancısı” yayımlandı…


Zafer Yalçınpınar‘ın dördüncü şiir kitabı “Tarihinsancısı” yayımlandı. Kitabın -pdf dosyası biçemindeki- tam metine https://bit.ly/tarihinsancisi adresinden ulaşabilirsiniz. İyi okumalar dileriz…



Zafer Yalçınpınar, “Tarihinsancısı”
Pasaj69 YAYIN, Şubat 2017, 43 Sayfa, Şiir
Okumak için: https://bit.ly/tarihinsancisi


Hamiş: Zafer Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm şiir kitaplarına https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden -pdf dosyası biçeminde- ulaşabilirsiniz.

Şub
25
2017
--

Tarihinsancısı’nın Matbuu Nüshası

“Ne demek Tarihinsancısı’nın hardcopy’si yok!”


Matbuat hastaları için kafamıza göre (sınırlı sayıda) matbuu baskı gerçekleştirdik ve tüm nüshaları numaralandırdık. Çok temiz, şık ve koleksiyon nosyonunda bir baskı oldu. İsteyenlere ulaştırabiliyoruz. Bir fısıltı gibi… yayılmasını istiyoruz. (Zy)


Hamiş: Tarihinsancısı’nın tam metnini https://bit.ly/tarihinsancisi adresinden -pdf dosyası biçiminde- okuyabilirsiniz. Zafer Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm şiir kitaplarına da şu adreste bulunabilir: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

Oca
20
2017
--

E-Kitap: “Yarı-Saklı Günlükler” (İlhan Berk)

“Yarı-Saklı Günlükler”, İlhan Berk
Derleyen: Zafer Yalçınpınar
Tasarım: Uğur Yanıkel
YAYINPasaj69.org, (2. Edisyon)
Aralık 2016, 37 Sayfa


1962 yılında Dost Yayınevi tarafından yayımlanan ‘Mısırkalyoniğne’ adlı şiir kitabı İlhan Berk’in poetikasındaki en uç (uzgörü oluşturan) imgesel hattır. İlhan Berk’in günlüklerinin birleştirildiği “El Yazılarına Vuruyor Güneş” adlı kitabın hiçbir baskısında yer almayan Mısırkalyoniğne Günlüğü’yle, Dost Dergisi’nin Şubat 1962 tarihli 11. sayısında (yeni dizi) karşılaştım. Bu günlük parçaları, İlhan Berk’in kurguladığı şiirsel alan derinliğinin sınırlarını sezmek ve ‘Mısırkalyoniğne’ için ‘doğru yan okumalar’ sağlamak adına önemli işaretler taşıyor. İlhan Berk’in 1969 yılında gerçekleştirdiği Üsküp ve Belgrat ziyaretlerini içeren diğer günlükler ise söz konusu  ziyaretlerden bir yıl sonra Dost Dergisi’nde (Nisan-Mayıs 1970, Yeni Dizi, Sayı: 66-67) yayımlanmış… “Yarı-saklı kalmış” diyebileceğimiz bu günlük fragmanlarının, İlhan Berk’in poetikasındaki ‘tarihsellik’ ve ‘görüngü’ kavuşmasını bütünleyeceğini düşünüyorum.

Yarı-Saklı Günlükler’in e-kitap sürecine destek vererek ikinci edisyonu tasarlayan ve İlhan Berk’in poetikasının önemini bir kez daha hatırlatan Uğur Yanıkel ile YAYINpasaj69.org projesine çok teşekkür eder, herkese ‘iyi okumalar’ dilerim. İmgelemin özgürleşmesi için…

Zafer Yalçınpınar
Aralık 2016


Hamişler:

1/ Yarı-Saklı Günlüklere -tam metin pdf biçeminde- https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkgunlukler.pdf adresinden okuyabilirsiniz.

2/ EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.



Ara
17
2016
--

İlhan Berk’in “Günaydın Yeryüzü” adlı şiir kitabı ve hakkında açılan dava (1953)

İlhan Berk’in 1952 yılında yayımlanan
“Günaydın Yeryüzü”
adlı şiir kitabının kapak görüntüsü…


İlhan Berk’in “Günaydın Yeryüzü” adlı şiir kitabını
https://yadi.sk/i/yMB2T1Ahmdz9K adresinden pdf biçeminde okuyabilirsiniz.


“Anadolu liselerinden birinde Fransızca öğretmenliği yapan N. İlhan Berk, komünizm propagandası yapmaktan sanık olarak Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilmiştir. N. İlhan Berk, yazdığı GÜNAYDIN YERYÜZÜ adlı şiir kitabında komünizmi övücü mahiyette yayın yaptığı iddiasıyla mahkemeye verilmiştir. Dün başlayan duruşmasında sanığın kimliği tesbit edildikten sonra yargılanmasının gizli yapılmasına karar verilmiştir.”

10 Kasım 1953, Vatan Gazetesi


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
26
2016
--

E-Kitap: “Dünyaya yazmak, salt yazmak için bakmak!” (İlhan Berk)

28 Ağustos 2008′de vefat eden sıkı şair İlhan Berk’i
saygıyla ve özlemle anıyoruz…


ilhanberkbakmak

“BAKMAK”, İlhan Berk
Derleyen: Zafer Yalçınpınar
Tasarım: Uğur Yanıkel
YAYINPasaj69.org, (2. Edisyon)
Ağustos 2016, 83 Sayfa


İlhan Berk’in 1962-65 ve 1975-1977 yılları arasında “Yeni Ufuklar” ile “Milliyet Sanat” adlı dergilerde yayımlanan inceleme yazılarını “Bakmak” adlı e-kitapta topladık. Bu bütünü, imgelem, şiir dili, dize tekniği, doğu-batı şiiri gibi konular kapsamında çok değerli, İlhan Berk’in kendi poetikasına ilişkin ayrıntılı açıklamaları kapsamında ise örneklerle dolu ve aydınlatıcı bir derleme olarak görüyorum. Ayrıca, İkinci Yeni şiir akımının 1950′den günümüze uzanan imgesel yaklaşımındaki kökenleri, getirdiği yenilikleri ve oluşturduğu poetikanın gerekçelerini de İlhan Berk’in bu güçlü inceleme yazıları aracılığıyla kavrıyoruz.

Bakmak‘ın 2011 yılında başlayan e-kitap sürecine destek vererek ikinci edisyonu tasarlayan ve İlhan Berk’in poetikasının önemini bir kez daha hatırlatan Uğur Yanıkel ile YAYINpasaj69.org projesine çok teşekkür eder, herkese ‘iyi okumalar’ dilerim. İmgelemin özgürleşmesi için…

Zafer Yalçınpınar
Ağustos 2016


Hamişler:

1/ Bakmak‘ın yeni tasarımını -tam metin pdf biçeminde- https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf adresinden okuyabilirsiniz.

2/ EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
09
2016
--

2. Dağlarca Şiir Ödülü’ne karşın “Eleştirel Bir Soruşturma” 8-15 Ağustos 2016 tarihleri arasında Aydınlık Gazetesi’nde yayımlandı.

Başlıksız-1

2015 yılında Beşiktaş Belediyesi tarafından Belediye Başkanı Murat Hazinedar‘ın himayesinde (!) ilki düzenlenen “Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü”nün her aşamasındaki çelişkili-yakışıksız tutuma dair yeni bir eleştirel edebiyat soruşturması, 8-15 Ağustos 2016 tarihleri arasında Aydınlık Gazetesi‘nin Kültür-Sanat sayfalarında yayımlandı. Soruşturmanın tam metnine https://bit.ly/daglarcasorusturma2 adresinden ulaşabilirsiniz.

İkincisi düzenlenmeye çalışılan bu hakkaniyetsiz ödüle karşı oluşturduğumuz eleştirel soruşturmaya gelen yanıtların tüm boyutlarıyla irdelenmesi ve önemsenmesi gerektiğini, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Türk Şiiri’nin ve Türk Dili’nin korunmasının bir haysiyet meselesi olduğunu düşünüyoruz.

“2. Dağlarca Şiir Ödülü” soruşturmasına gelen yanıtlar ve tartışmalar Üvercinka Dergisi’nin Eylül 2016 tarihli yeni sayısında devam edecek…

İyi okumalar dileriz.

Sahicilikle…

daglarca2

daglarcasorusturma

13903333_239224223138431_3084158647640305760_n


2015 yılında 1. Dağlarca Şiir Ödülü kapsamında yaşanan kötücül tutuma ilişkin detaylı bilgilere https://bit.ly/sorusturma adresinden ve https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.


1. Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü’ne ilişkin diğer yazılar şu adreslerde;

SORUŞTURMA: “Bir Şiir Emlâkçılığı” ya da
“DAĞLARCA’nın Parsellenmesi” Hakkında:
https://evvel.org/sorusturma-bir-siir-emlakciligi-
ya-da-daglarcanin-parsellenmesi-hakkinda

“Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Gerçek Vasiyeti” ve
“1. Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü” Hakkında:
https://evvel.org/fazil-husnu-daglarcanin-gercek-vasiyeti-
ve-1-fazil-husnu-daglarca-siir-odulu-hakkinda

ÜVERCİNKA Dergisi’nin EKİM 2015 tarihli 12. sayısında
1. Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü eleştiriliyor:
https://evvel.org/uvercinka-dergisinin-ekim-sayisinda-1-fazil-husnu-
daglarca-siir-odulu-edebiyat-yarismalari-kara-propaganda-ve-sistematik-
haksizliklar-elestirilmeye-devam-ediyor


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
01
2016
--

E-Kitap: “İyi Bir Güneş” (Ece Ayhan’dan Hikâyeler)

iyi1güneş-724x1024

“İyi Bir Güneş”, Ece Ayhan
Hazırlayan: Uğur Yanıkel
Ağustos 2016, YAYINPasaj69.org, 26 Sayfa

Okumak için: https://bit.ly/iyibirgunes


Hamiş: EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

May
29
2016
--

E-Kitap: “YAKIŞMIYOR!” // Günümüz Edebiyat Ortamına Bir Bakış (Halûk Cengiz)

yakismiyor

“Yakışmıyor!” Hâluk Cengiz
Günümüz Edebiyat Ortamına Bir Bakış

Mayıs 2016, pasaj69.org, 100 Sayfa
Tam metin pdf: https://bit.ly/yakismiyor


Hâluk Cengiz, Üvercinka Dergisi’nin çeşitli sayılarında günümüz edebiyat ortamındaki kötücül yapılanmaları eleştiren özenli ve sıkı bir yazı dizisi kaleme almıştı. EVV3L’in sıkı dostlarından Uğur Yanıkel, Halûk Cengiz’in Üvercinka Dergisi’ndeki yazı dizisinden önce kaleme aldığı diğer eleştirel yazıları da ekleyerek pasaj69.org bünyesinde bir e-kitap olarak yayına hazırladı. “Yakışmıyor!” adlı e-kitabın tam metnine https://bit.ly/yakismiyor adresinden ulaşabilirsiniz.

Hâluk Cengiz‘in kapsamlı incelemelerini titiz bir editöryal çalışma sonucunda okuyucuyla buluşturan Uğur Yanıkel‘e ve Üvercinka Dergisi’nin yayın yönetmeni Seyyit Nezir‘e ne kadar teşekkür etsek azdır. Edebiyat ortamına hakim kılınan Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin yıllardır uyguladığı ‘Haksızlık Yordamı’na maruz kalan kalb ve vicdan sahibi herkesin “Yakışmıyor!” adlı analizi kelime kelime okuması gerektiğine inanıyorum.

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar


KİTABIN ÖNSÖZÜ

Bugün, her alanda olduğu gibi edebiyat alanında da birtakım kötücül faaliyetler yürütülmekte. Söz konusu faaliyetler neticesinde kendilerine güç devşiren kişiler, edebiyat alanında, elde ettikleri bu güç vasıtasıyla âdeta ‘edebiyat noteri’ olma yolunda ilerliyorlar. Buna sebep olan çeşitli etmenler var, ancak en etkilisi ve sistemlisi kuşkusuz edebiyat ödülleri/yarışmalarıdır. Dünyada ve ülkemizde çok yaygın olan bu sömürü düzeneği her dönem tartışma konusu olmuştur. Çünkü bu düzenek az önce de nitelendirdiğim gibi tamamen sömürü üzerine kuruludur ve oligarşik bir varoluş sergilemektedir. Ödül bahşedenler, ödüle muhtaç bir edebiyat ortamı oluşturmaya çalışmakta ve bu durumdan dolayı kendilerine statü sağlamaktadırlar. Ve maalesef birçok yazar, şair farkında olarak ya da olmayarak bu düzeneğin bir parçası hâline geliyor. Oysa bir yazarın, bir şairin kimseden icazet beklememesi; her şeyden ve herkesten bağımsız olması beklenir.

Ülkemizde, özellikle son birkaç yıldır gittikçe yayıngınlaşan yaygınlaştıkça arsızlaşan bu düzenek ile yüksek bir sesle –ayağa da kalkarak!- mücadele edilmektedir. Buna en yakın örnek “Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü”ne gösterilen hakkaniyet yüklü tepkilerdir.

Edebiyat ödüllerinin/yarışmalarının dışında, son yıllarda tartışma konusu olan bir diğer konu ise “Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamında, adı gizli tutulan 40 yazara toplamda 463.000 TL dağıtılmasıydı. Mevcut iktidarın kültür-sanat alanındaki yıkıcı faaliyetlerini ve desteklenen yazarların isimlerinin gizli tutulmasını göz önünde bulundurursak, aslında bunun, yazarları desteklemek için değil mevcut yandaşları desteklemek ve yandaş kitleyi genişletmek için oluşturulmuş bir proje olduğu gayet açık.

İşte bu kitap, tüm bu konuların ve yaşananların sıkı takipçisi olan Halûk Cengiz’in kaleme almış olduğu yazılardan oluşmaktadır. Söz konusu yazılar edebiyat yarışmalarını, ödüllendirme sistemini ve gizli devlet desteğini kapsamlı bir şekilde inceleyen ve bu doğrultuda eleştiren yazılardır. “Haklılığın inadı!” şiarıyla, bu önemli yazıları bizlerle paylaştığı için Halûk Cengiz’e bir kez daha teşekkür ediyorum.

Uğur Yanıkel
03.05.2016
İstanbul

 

kapak1


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “E-Kitap” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ekitap adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
04
2016
0

Ece Ayhan’ın “Özgür Gündem” Gazetesi’nde Kaleme Aldığı Yazılar ile “Gökkuşağı” Köşesi

eceayhangokkusagi

Ece Ayhan’ın “Özgür Gündem” Gazetesi’nde yayımladığı yazıların içeriği, Ece Ayhan’ın yaşamını ve poetikasını inceleyenler için tuhaf bir “gri bölge” oluştururarak bilinmezliğini sürdürüyor ve hiçbir yazınsal mecrada yüksek sesle ifade edilmiyordu. Pasaj69.org taifesinden Uğur Yanıkel‘in araştırmaları bu belirsizliği ortadan kaldırıyor. Uğur Yanıkel, Ece Ayhan’ın 1992 yılında Özgür Gündem’de kaleme aldığı yazıları (özgün, yayımlandıkları biçemleriyle birlikte) “Kürt Çiçekleri” adlı belgesel bir kitapçıkta toplayarak edebiyat tarihine sundu. Kitapçığa https://bit.ly/ozgurgundem adresinden ulaşabilirsiniz.


ISSUU okuyucuları için alternatif adres şöyle:
https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanozgurgundem

eceayhanozgurgundem


Hamişler:

1/ Uğur Yanıkel’e işbu özverili ve titiz çalışmayı evvel.org ve takipçileriyle paylaştığı için çok teşekkür ediyoruz.

2/ Kitapçığa EVV3L’in ISSUU alanındaki şu adresten de ulaşabilirsiniz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanozgurgundem

3/ EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
22
2016
0

E-Kitap: “Yılan Sütü” (Orçun Önal)

yilansutu

Orçun Ünal,  “Yılan Sütü”
Tiyatro Oyunu / Kendi Yayınları / Şubat 2016

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler: ,
Ara
13
2015
0

Sinematek Dijital Sinema Kütüphanesi

sinematek


Türkiye’nin en kapsamlı sinema kuramı ve sinema tarihi arşivi…
Tüm dergilere, makalelere, akademik yazılara
ve e-kitaplara ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz:
https://sinematek.tv/


Eki
13
2015
0

“Dilin Kemiği Yoktur” (2006-2015 Konuşmaları)

dilinkemigiyoktury


“Dilin Kemiği Yoktur”

Zafer Yalçınpınar
2006-2015 Konuşmaları, 75 Sayfa

Tam metin, pdf: https://bit.ly/dilinkemigi


 Yalçınpınar’ın tüm kitapları şurada;
https://zaferyalcinpinar.blogspot.com


Tem
30
2015
0

“ÇALMAYAN” (Zafer Yalçınpınar)

“(…) Sözgelimi, edebiyatçı arkadaşlarımın yüzde 99′u pis herifler.
Yaşayarak gördüm! Ya sahtekâr, ya hırsız. (…)” Ece Ayhan


cover(jpeg)

“ÇALMAYAN”
Zafer Yalçınpınar


İndirme Adresleri(Tam Metin)
pdf: https://bit.ly/calmayanpdf
ePub: https://bit.ly/calmayanepub


Kendi Yayınları
Eylül 2014, 62 Sayfa-Şiir


Hamiş:

Zafer Yalçınpınar’ın kişisel web sitesine https://zaferyalcinpinar.com adresinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Yalçınpınar’ın tüm kitapları ise şu adreste yer alıyor: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

Oca
21
2015
0

Ustamız Oruç Aruoba, ISSUU’da…

DSCN3313

“Ustamız Oruç Aruoba…”
Fotoğraf: Zafer Yalçınpınar, 8 Mayıs 2011


Bilen, bilir: EVV3L ve taifesinin en önemli araştırma gayretleri Oruç Aruoba‘nın çeşitli metinlerine ve çevirilerine yöneliktir. Yıllardır, ustamız Oruç Aruoba’nın çeşitli degilerde (70’li yılların sonundan başlayarak) yayımlanan incelemelerini, felsefi metinlerini, çevirilerini araştırıyor, buluyor ve “Oruç Aruoba” ilgileri kapsamında takipçilerimizle paylaşıyoruz. Ancak, geçenlerde farkına vardık ki EVV3L kapsamında yer alan bu özel gayretlerimizin bir yedeği ya da derli toplu bir bütünsel erişimi yoktu. Bu nedenle ustamız Oruç Aruoba’nın metin ve çevirilerine ilişkin bütünsel bir bileşkeyi EVV3L’in ISSUU alanına taşımaya karar verdik. Bununla birlikte, ISSUU’yu benimsemeyen EVV3L okurları için de elimizde bulunan metinlerin PDF biçemlerini https://bit.ly/orucaruoba adresine yükledik. (37 mb.)

Kısacası, Oruç Aruoba’nın hakiki dostlarına, kalb ve vicdan yolunda hakikati arayanlara, EVV3L’in sıkı takipçilerine iyi okumalar dileriz.

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar


ISSUU’da Oruç Aruoba Metinleri ve Çevirileri:
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/stacks/f2f581b69b384146b884bd16bacba1db

Nietzsche: Şair-Filozof (Oruç Aruoba, 1978)
https://issuu.com/adabeyi/docs/sairfilozof

Nietzsche: Temel Görüşü, Temel Kavramları (Oruç Aruoba, 1978)
https://issuu.com/adabeyi/docs/nietzschetemelkavramlar

Yerli-Yersiz Felsefe (Oruç Aruoba, 1980)
https://issuu.com/adabeyi/docs/yerliyersizfelsefe

Demokrasinin Özü: Özgürlük ve Özyönetim (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ozyonetim

Üniversite’nin Ölümü (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/universiteninolumu

En Hakiki Mürşit (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/enhakikimursit

Özerklik Üzerine… (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ozerklikuzerine

Söylemin Berisi (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/soyleminberisi

İktidar ve Bilgi-M. Foucault Çevirisi (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/iktidarvebilgi

İşi Halley’e Bırakmayalım (Zeynep Aruoba, Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/halleyebirakmayalim

Hermann Hesse–INCIPIT VITA NOVA Çevirisi (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/incipitvitanova

Franz Kafka Öyküleri Çevirileri (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/kafkaoykuleri

Ernst Bloch: Varolan Yokülke (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/varolanyokulke

Ernst Bloch Çevirileri (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/blochcevirileri

Neler Varmış O “Siyah Çanta”da Meğer… (Oruç Aruoba, 1983)
https://issuu.com/adabeyi/docs/siyahcanta

Söylem Söylemi (Oruç Aruoba, 1983)
https://issuu.com/adabeyi/docs/soylemsoylemi

KIERKEGAARD’ın İbrahim Öyküsü (Oruç Aruoba, 1984)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ibrahimoykusu

M. Rilke’nin Sancaktar’ı Üzerine… (Oruç Aruoba, 1984)
https://issuu.com/adabeyi/docs/sancaktaruzerine

İnsanın Kavram Bağlamları (Oruç Aruoba, 1985)
https://issuu.com/adabeyi/docs/insaninkavrambaglamlari

Dil Oyunları ve Felsefe Üzerine-L. Wittgenstein Çevirisi (Oruç Aruoba, 1985)
https://issuu.com/adabeyi/docs/diloyunlari

Tanrı’nın Sevgilisi Kim? (Oruç Aruoba, 1986)
https://issuu.com/adabeyi/docs/tanrininsevgilisikim

Wittgenstein, Dil ve Godard-Robert Maclean Çevirisi (Oruç Aruoba, 1986)
https://issuu.com/adabeyi/docs/dilvegodard

Beyaz Kentte (Oruç Aruoba, 1986)
https://issuu.com/adabeyi/docs/beyazkentte

Niye Gitsin ki Felsefe Sinemaya (Oruç Aruoba, 1987)
https://issuu.com/adabeyi/docs/felsefesinema

Üst Üste Çadırlar (Oruç Aruoba, 1990)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ustustecadirlar

Celal Bey’in Albatros’u Uçup Gitti (Oruç Aruoba, 1990)
https://issuu.com/adabeyi/docs/celalbeyalbatros

Dört Açık Kıyı Düşü (Oruç Aruoba, 1991)
https://issuu.com/adabeyi/docs/dortacikkiyidusu

Göz ve Söz, Tanzaku’lar (Oruç Aruoba, 2003)
https://issuu.com/adabeyi/docs/gozvesoz

gaSte (S Gazetesi) Yazıları’ndan… (Oruç Aruoba, 2008)
https://issuu.com/adabeyi/docs/gasteyazilari2008

Üniformalılık (Oruç Aruoba, 2008)
https://issuu.com/adabeyi/docs/uniformalilik

Açık Mektup (Oruç Aruoba, 2014)
https://issuu.com/adabeyi/docs/rtemektup


Oca
09
2015
0

Söyleşi: “Kendi Yayınları” ile özgür bakış açısı üzerine… (Eren İnan Canpolat)

Edebiyat alanına ürün sunan özgür yayıncılık platformları düşünüldüğünde, editoryal başarı kapsamında en güçlü ve kaliteli örneklerden biri olan Kendi Yayınları‘nın editörü Sn. Eren İnan Canpolat ile önemli bir “söyleşi-yazışı” gerçekleştirdik…


– –

Zafer Yalçınpınar: Kendi Yayınları’yla tanışıklığımın mihenk noktasında iki şey var. İlki, Daniil Kharms’ın “Olan Biten” adlı öyküleri… Bu öykülerdeki imkânsız dil ile öykülerin karakterlerindeki heykelsi donukluğun tuhaf ve yoğun enerjisini fark edince, yahu, dedim kendime, nasıl olur da bu yazarı bilemem? İkinci nokta ise, dijital yayıncılık tercihi açısından Kendi Yayınları‘nın duruşundaki pürüzsüzlük ve dolaysızlıktı… Kendi Yayınları, eğer kişileşseydi, Daniil Kharms’ın bir karakteri olabilirdi sanki. Kendi Yayınları’nın kurulmasında Daniil Kharms’ın “Olan Biten” çevirisinin tetikleyici bir önemi var, öyle seziyorum. Nerelerde yanılıyorum?

Eren İnan Canpolat: Kendi Yayınları’nın kuruluşuyla Kharms çevirileri arasında bir bağ olduğu doğru, ne var ki bunun, birinin diğerini tetiklediği kaçınılmaz bir bağ olduğu söylenemez. Kharms’ın öykülerini, esas olarak, uzunhikaye.org‘da tartışılmak üzere çevirmiştim. O çalışma bitti, ama öyküler aklımdan çıkmadı. Düşük tempoda düzeltmeler yapmaya devam ettim. Çevirileri İngilizceden yaptığım için içim bir türlü rahat etmiyordu. Zaman buldukça, deyim yerindeyse, didikliyordum. Jankelevich’in çevirisindeki –“Today I Wrote Nothing: The Selected Writing of Daniil Kharms, 2007”- açıklayıcı notlar çevirileri geliştirmemde oldukça yardımcı oldu. Böyle böyle Kharms çevirileri sona yaklaşıyordu… Özgür yazılım üzerine yoğun biçimde düşünmeye başlamam da bu döneme rastlar. Özgür yazılım yabancısı olduğum bir şey değildi. Ama toplumsal etkisinin sandığımdan daha derin olduğunu görüp şaşırdım. Hem merkezindeki özgürlük düşüncesi hem de o düşünce etrafında bir araya gelen toplulukların işleyiş biçimi etkileyiciydi. Böylece iki şey bir araya geldi: Elimde yayımlanmaya hazır bir kitapçık vardı ve özgür yayıncılığın geliştirilmesi gerektiğini düşünüyordum. Bu düşüncelerle kitabı önce Kharms’la ilgileneceğini düşündüğüm, daha önce dijital kitap yayımlamamış bir yayınevine önerdim (ücretsiz dijital kitap olarak yayımlanmak üzere). Onlardan olumlu cevap alamayınca iş başa düştü. Bir lisans seçip kitabı dolaşıma soktum. Fakat, dikkatli gözlerin fark edeceği gibi, seçtiğim lisans -kitabın ücretsiz okunup dağıtılmasına izin veriyorsa da- özgür bir lisans değil. Bu, üzerine düşündüğüm fakat henüz bir sonuca varamadığım bir konu. Böyle bakınca Kendi Yayınları’nın özgürleşmeye çalışan bir yayınevi olduğu söylenebilir sanırım. Bu işe Kharms’la başlaması da hoş bir tesadüf oldu, diye düşünüyorum. Kharms yazdıklarının yayımlanması konusunda pek umutlu değildi. Söz gelimi, Olan Biten’deki öyküler belirli bir bütünlük içinde olsalar da, aslında Kharms’ın bunları yayımlamayı hiç düşünmediğini varsaymak için çok nedenimiz var. Şiirde de benzer bir durumdan söz edilebilir mi? “Kitap projesi” denen şey şiire pek uygun değilmiş gibi geliyor bana. Şiir kitabını sonradan şekil alan bir şey olarak anlıyorum. Ama hep böyle midir?

kendi

Z.Y.: Çok doğru ifade ettin aslında; şiirin projelendirilecek “pro-eject” türden ‘endüstriyel’ bir varoluşu yok. Bir ideolojiyi, büyük bir mücadeleyi çevreleyen şairler, şiirler için hiçbir zaman olmamış zaten… Bu şairlerde -kendileri farkında olmasalar da, ve bu ifadeyi ben pek sevmesem de- iktidar ve gaddarlık karşıtlığı ekseninde tarihsel bir ‘konsept’ oluşuyor. Örneğin, Nâzım Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı” veya “Memleketimden İnsan Manzaraları” bir kitap bütünlüğü olmaksızın yayımlansalardı, okuyucu ve kuşaklar üzerinde böylesi süreğen bir etki bırakamazlardı. İşin kökünde dilsel ve çok önemli bir faktör daha var: Şiir, bir üst-dil -aşkın dil- türüdür. Bunun nedeni de düzyazı gibi bütünüyle “t” ânında ‘semantik’ bir duruşu olmamasıdır. İmge yoğunluğu ya da imgesel alan derinliği düzyazıdan fazladır şiirin… Yani sadece “t” ânındaki “t anlamları”na yaslanmaz. Gerçekte, ‘geleceğin dili’ olarak kendini ve yaşamı yeniler. Ya da şöyle diyelim; “t” ânında “t’nin artı eksi x anlamlarının tümüne” yaslanır. Bu nedenle, bugünden o dilin kimyasını, bir şiir kitabının kimyasını okuyucunun ‘konsept’ olarak kafasında oluşturması “t” anında, eşanlı olarak, pek mümkün değil. Bu söylediğim açının da en güzel örneği Ece Ayhan ve kitaplarıdır: “Kınar Hanım’ın Denizleri” ve “Bakışsız Bir Kedi Kara”. Bir 30 sene kadar Ece Ayhan’ın iktidar ve gaddarlık karşıtlığı üzerine kurduğu imgesel alan derinliklerini okuyucu da eleştirmen de editör de anlamamış. Ece Ayhan poetikası “t+30” anında kendini göstermiş. Şimdilerde Ece’nin ‘konsept’i anlaşıldı ve konuşma dilinde -hatta siyasette bile- yerini aldı. Aslında tüm İkinci Yeni şiirinde bu üssel başarı vardır. Bununla birlikte, söylediklerimi hem doğrulayan hem de geçersiz kılan bir İkinci Yeni şairi var: İlhan Berk. Bazı kitapları gerçekten de “kitap projesi” bütünlüğü taşımıyor. Yani aslında bir kitap projeksiyonu yok o bazı şiirlerin… Ama bazı kitaplarında da tam tersidir: “Mısırkalyoniğne”, “Pera”, “Galata”, “Kül”, “İstanbul”… Bir de sanırım, insanlık üzerinde müthiş bir endüstriyel etki, pragmatik baskı var. Yani biliyorsun, bir tür mühendislik ve matematik baskısı. Bu baskıyla ve strateji hastalığıyla insanlar konuları, olayları, tarihi, diğer insanları, kısacası her şeyi unsurlarına ayırmaya ya da birleştirip ele almaya çalışıyorlar. Bir lego oyuncağı gibi, sök tak, uydu uymadı, oldu olmadı vs… Şiir böyle bir şey değil, olmamalı. Buradaki fabrikasyon tehlike görülmeli. Belki de Kharms bunu görmüştür… Gördü mü gerçekten sence? Ayrıca, cevabının içerisinde “özgür yayıncılık” konusuna ilişkin bir tereddütü dile getirmişsin. Bu tereddütü biraz açar mısın? Nedir o lisansın özellikleri? Sonuçta, bir yazının ya da kitabın kapitalizmin vahşeti içerisinde bir ‘anamal veya meta’ olarak dolaşmaması yeterince büyük, özgür bir adım değil midir?

E.İ.C.: Edebiyatta fabrikasyondan söz edilince benim aklıma ilk olarak “yaratıcı yazarlık” geliyor. Onun yaygınlaşması da esas olarak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonrasına rastlıyor sanırım. Dolayısıyla, Kharms’ın bu tehlikeyi görmüş olduğunu iddia etmek kolay değil. Yine de, her avant-garde yazar gibi Kharms’ın da anaakım sanatın değerlerine ve “tüketim”ine mesafeli durduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Özgür yayıncılık meselesine gelince… Creative Commons’ın özgür kültürel eser tanımı dört temel özgürlükten oluşur. Bunları kısaca açıklamaya çalışayım: 1. Eseri dilediğiniz gibi kullanma özgürlüğü: Özgür bir kültürel eseri istediğiniz amaca uygun olarak -ister kişisel ister ticari olsun- kullanabilirsiniz. Lisans, eserin ticari kullanımını kısıtlamamalıdır. 2. Eserin içerdiği bilgiyi dilediğiniz gibi kullanma özgürlüğü: Özellikle teknik eserlerin -araştırma, teknik dokümantasyon- içeriğini kullanarak yeni araştırmalar yapabilme, teknik bilgileri kullanarak yeni sistemler geliştirebilme özgürlüğü. 3. Eseri dilediğiniz gibi dağıtabilme özgürlüğü: Eseri internette paylaşabilir, yeniden yayımlayabilir, basıp satabilirsiniz. 4. Eserin türevlerini üretme özgürlüğü: Eseri editoryal olarak düzenleyebilir, üzerinde değişiklik yapabilir, ya da eserden hareketle yeni eserler -roman serisinin ardılları gibi- üretebilirsiniz. Kendi Yayınları’nın kullandığı lisans iki yerde bu tanımla çelişiyor. Birincisi ticari kullanıma izin vermemesi, ikincisiyse editoryal düzenlemeyi kısıtlaması. Kişisel olarak ticari kullanımla ilgili bir sorunum yok. Gerçek anlamda özgür bir lisansın metalaşmayı da engelleyeceği düşüncesindeyim. Bu nedenle, yakın gelecekte ticari kullanıma izin veren bir lisans kullanmayı planlıyorum. Öte yandan editoryal düzenlemeye izin verme henüz ikna olabildiğim bir özgürlük değil. Teknik eserler için anlaşılır geliyor, fakat edebiyat alanında uygulamasının nasıl olacağını kestiremiyorum. Üstelik yazılı eserlerin kullanımıyla ilgili oturmuş bir sistem var; alıntı yapma, kaynak gösterme vb. kurallar çoğu zaman eserlerin bilgi birikimine katkıda bulunmaları için yeterli oluyor. -Akademik dergilerin ve yayın dizinlerinin kurduğu tekelin ayrı bir tartışma konusu olduğunu düşünüyorum.- O nedenle, bu özgürlük üzerine düşünmeye devam ediyorum. Kendi Yayınları’nın özgürleşmeye çalıştığını söylerken kastettiğim de buydu. Bu dört temel özgürlük bir ölçüde, hikâyelerin dilden dile değişerek yayıldığı sözlü kültürü anımsatıyor. Yazılı kültür hayatımıza egemen olana dek kültürel birikimimizin oluşabilmesini büyük ölçüde hikâye anlatıcılarının bu özgürlüklerin hepsine sahip olmasına borçlu değil miyiz? Buradan hareketle şunu merak ediyorum: Yazarların, şairlerin sözlü kültürün özgürlüklerini yeniden benimsemeleri mümkün olabilir mi? Bunun önündeki engeller neler olabilir?

Z.Y.: En başta günümüz “piyasa” şairlerinin, yazarlarının yani daha doğrusu etrafta “Ben şairim-yazarım-ünlüyüm!” diye bağıranların, gezinenlerin takındığı tuhaf tavırlar ya da bu zevatların ontolojik-tarihsel çelişkileri, söz ettiğin özgürlüğün önünde çok büyük bir engel… Şiirin ve şairin varoluş ya da yok oluş tanımları -veya tüm bu meselelerin tanımlanamazlığı, tanım tutmayışı- en az iki bin yıldır süren ve felsefi boyutta tartışılan ontolojik bir konu… Dilsel, tarihsel, toplumsal olarak çok büyük, çok önemli bir kapsamı, etkisi var. Ama bugünün, yakın tarihimizin şairleri -ideolojik mücadele verenlerden bazılarını özellikle sözlerimin dışında tutarak ifade ederim ki- konuyu iktisadi bir varoluş biçimi haline getirdiler. Yani, kitapları çok okununca, çok satınca, tanıtım dergilerinde, televizyon programlarında, köşe yazarlarının ağzında çeşitli atıflarla boy gösterince şairliklerinin, şiirlerinin hem toplumsal hem de edebi olarak “tescillendiğini” sanıyorlar. Yani bu zevatlar, betiklerine bir iktisadi tanınırlık yüklediklerinde, edebi anlamda bir tescile, başarıya kavuştuklarını düşünüyorlar. Aynı pragmatik iktisadi tavrı, yazar örgütleri ve yayıncı birlikleri de yükleniyor. Yazar örgütü, kendisine üye olan yazar sayısını arttırdıkça varoluşunu anlamlandırdığını, üye yazarlarını ve şairlerini de edebi olarak tescillediğini sanıyor. Yayıncı birlikleri de -üyelik anlamında- yayın sayısını, yayınevi sayısını ve yayınevlerinin kârlarını arttırdıkça, edebiyatın gelişiminde aynı oranda bir katkı oluşacağını düşünüyorlar filan… 19. yüzyıldan beri bir “iktisadi çerçeve” oluşturmaya çalışıyorlar edebiyat ve şiir için… Bu çerçeveyi, aslında, devlet düzeneği de istiyor: Modellenebilir, kontrol edilebilir, denetlenebilir, ödüllendirilebilir ve tabiî ki cezalandırılabilir bir “edebiyat çerçevesi” istiyorlar… Dilin, kültürün, edebiyatın ve tahayyül gücünün sınırlarını belirlemek istiyorlar. Tüm bu melanet fotoğrafına karşı yeni nesil dijital platformların özgürlük adına kullanılması ve Creative Commons lisansı, senin de bahsettiğin mevcut kısıtlarına rağmen çok önemli bir yolculuk… Kurtuluş patikasına “büyük bir adım” olarak görüyorum bunu ben… Ece Ayhan’ın hayatından biliyorum, sıkı şiirin ve sahici edebiyatın bu topraklarda, bir iktisadı ya da maliyesi yoktur. Mülkiyesi de yoktur! İktisadi kapsamda çok açık söylüyorum ki devletle bir işi de yoktur, olamaz da. Çünkü -dilbilimsel açıdan bakıldığında- yazılı kültürün okuyucusu veya sözlü kültürün dinleyicisi, bir meta tüketicisi türü değildir. Yaşamın tözünü kavramaya ve bu tözün gelecek salınımlarını tahayyül etmeye çalışan insanlardır sadece… Sahici insanlık diyelim buna: İktidarı ve gaddarlığı yok eden bir dilin nasıl örüldüğünü anlamaya, görmeye, zihninde resimlemeye, imlemeye çalışan sahici bir insanlık… Geleceğin dilini, yaşamın tözünü ve hakikati zihninde yerlemlemeye çalışan bir insanlıktır bu… Ben bu noktada hem içerik, hem birliktelik hem de dağıtım anlamında Kendi Yayınları’nı ve katılımcı derlemelerini de çok önemsiyorum. J. D. Salinger’ın öyküleri, Hüseyin Cöntürk’ün mektupları“Ahiku Dünya” ve “Kızlı-Erkekli” bütünsel açıdan önemli çatkılar… Çok önemli bir şeyi ve alt-kırılımlarını öğrenmek istiyorum: Kendi Yayınları’nın vizyonu, uzgörüsü nedir? Benimsediği, savunduğu ve taşıyacağı temel değerler nelerdir? Hem içerik hem de teknik açıdan soruyorum bu soruyu…

E.İ.C.: Şu ifade Kendi Yayınları’nın mevcut durumunu doğru biçimde açıklıyor: “Kendi Yayınları telif sahiplerinin kendi eserlerini yayımlayabilmesi için oluşturulmuş ne idüğü belirsiz bir platformdur.” Bu bir tembelliğin de ifadesi aslında: Yayınevini kurmadan önce vizyon ve değerler üzerinde çalışıp bunları en baştan ilân etmektense, işleri zamana bırakıp bu sorunlarla yeri gelince, gelirse eğer, ilgilenmek gibi pratik bir düşünce yatıyor gerisinde. Değerlerin ilân edilmemiş olmasıyla var olmaması aynı şey değil elbette; Kendi Yayınları her kitabın sorgusuz yayımlanacağı bir yer değil. Ama yayınevinin kimliğinin oluşturulması konusunda kendini belli eden acil bir ihtiyacın varlığından söz etmek de zor. Dolayısıyla, şu aşamada, yayınevinin etkinliği daha çok kişisel yatkınlıklar tarafından belirleniyor (söz gelimi, şiir konusunda girişken olmamasının nedenlerinden biri bu). Bunun değişmesi, Kendi Yayınları’nın yayın kuruluyla, editör kadrosuyla dört başı mamur bir yayıncı olması istenmeyecek şey değil, ama bunun için ortada bir ihtiyaç olduğundan pek emin değilim henüz.

Z.Y.: Ben öyle düşünmüyorum. En basitinden, bendeniz Zafer Yalçınpınar özel bir ihtiyaçla Kendi Yayınları’nın kapısını tıklattı: Basılı, kâğıttan yayıncılık ortamının ihtiva ettiği editöryal kırıtışların, yalancılığın, ticarileşmenin, ödüllendirme düzeneklerinin, eskimiş ve yanlış tanımlanmış süreçlerin ve en hafif deyimiyle “çeteleşmiş” oligarşik mevcudiyetin kötücül statükosunda yer almak istemiyordum ve Çalmayan Şiir‘le birlikte Kendi Yayınları’na geldim. Bugün düğmeye bassak, demin saydığım nedenlerle Kendi Yayınları’na gelecek hatırı sayılır yazar ve şairler olduğunu biliyorum. Son olarak, Ulus Baker’in önemli bir metnini yayımladı Kendi Yayınları… Söyleşimizi, Ulus Baker’in bu metninin yayım süreciyle ilgili sizden bilgi alarak noktalamak istiyorum.

E.İ.C.: Kendi Yayınları’nın dijital yayıncılık içinde özgür bir adacık oluşturması, tartışan, eleştiren, üreten bir kolektife dönüşmesi benim hayal etmeye bile çekindiğim bir şey. Ama ‘Çalmayan Şiir’i yayımlama deneyimi bu konuda umutlu olmak gerektiğini düşündürüyor. Yürekledirici sözleriniz için teşekkürler. Ulus Baker’in kaleme aldığı Siyasal Alanın Oluşumu Üzerine Bir Deneme, bana kendini sık hatırlatan bir eser. Sanırım her şeyden çok o nedenle düzgün bir dijital kopyası olsun istedim. Basılı kopyasını isteyenler Ege Berensel’in İletişim Yayınları için derlediği “Dolaylı Eylem” kitabını edinebilirler. Bir de Ulus Baker’i anmak, onu yeniden hatırlamak için. Dahası, bu küçük kitabın, Ulus Baker’i tanımayanlar için iyi bir tanışma aracı olacağını düşünüyorum. Sosyal medyada şimdiye dek kitaba gösterilen ilgi son derece olumlu… Bitirirken, bu güzel söyleşi boyunca gösterdiğiniz sabır için teşekkür etmek istiyorum.

Z.Y.: Asıl ben teşekkür ederim. Kendi Yayınları’nın yolculuğunun sonsuz olmasını diliyorum.

13.11.2014


Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com