Şiir Yıllıkları’nın gündemde olduğu şu günlerde, “Dalkavukluk” üzerine fıkralar okumak son derece faydalıdır:
DALKAVUKLUK YARIŞMASI
Osmanlı Paşası, dalkavukları arasında “dalkavukluk yarışması” açmış.
Bu dalkavuklardan birinin yazdığı bir mektup ertesi gün paşanın eline ulaşmış… Mektubun bir satırı Arap harfleriyle, bir satırı Latin harfleriyle yazılıymış…
Paşa mektubu yazan dalkavuğu çağırıp sormuş:
-Bu ne biçim mektup? Bir satır Latin harfleri, bir satır Arap harfleri… Neden böyle bu?
Dalkavuk sırıtmış,
-Paşam, boynu aziziniz yorulmasın diye böyle yaptım… Arap harflerini okurken sağdan sola ilerlersiniz. Ertesi satırda başa dönmenize gerek yoktur, Latin harfleriyle soldan sağa ilerlersiniz. Böylece her satırın sonunda, başa dönmenize gerek kalmaz, mübarek boynunuz yorulmaz.
FİLOZOF VE DALKAVUK
Bir filozof ile bir dalkavuk konuşuyormuş. Filozof ne derse dalkavuk onu tasdik ediyormuş. Nihayet sabrı tükenen filozof haykırmış:
-Birader, hiç olmazsa bir kez olsun dediğime itiraz et de iki kişi olduğumuzu anlayalım!
Dalkavukluk
Ekrem Okutan, Mephisto Yayınları, 2005, s. 310 – 312