Nereye koşuyor yazdığım ormanın içinde, şu yazdığım ceylan?
İçmek için mi şu yazdığım suyu
burnunun karbon kağıdı gibi kopyasını çıkaran?
Neden başını kaldırıyor, bir şey mi duydu?
Gerçek hayattan ödünç alınan dört ayağının üstünde
doğrulmuş, kulaklarını dikiyor arasında parmaklarımın.
Sessizlik, evet, bu sözcük bile hışırdıyor kağıdın üzerinde
ve aralıyor “orman” kelimesinden doğup çatallanan dalları.İşte ellerinden asla kurtulamayacağı
kötü eşleştirilmiş harfler, izini süren cümleler,
beyaz sayfanın üzerinde pusuya yatmış
üzerine atılmak için yolunu gözlemekteler.Epey nişan almış avcı bulunur bir damla mürekkepte,
bir gözlerini kapatmış beklerler, elleri tetikte
doğrultulan kalemin ucundan dökülmek için,
ceylanın etrafına mevzilenip ateş etmek isteğiyle.Bunun hayat olmadığını unutuyorlar ama.
Başka kanunlar işler burada, beyaz üzerine kara.
Bir göz açıp kapamak yalnızca benim istediğim kadar sürer
ve sayısız kurşunun havada durup beklediği
küçük sonsuzluklara bölünebilir bu süre.
Ben olur demeden asla bir şey olmaz burada.
Tek bir yaprak bile düşmez benim isteğim dışında,
tek bir tutam ot bile ezilmez bir toynağın altında.Kaderini benim belirlediğim bir dünya da var o zaman?
İşaretlerden zincirlerle bağladığım bir zaman da var?
Benim buyruklarımla işleyen sınırsız bir hayat da var?İşte yazmak hazzı.
Kalıcı yapma şansı.
Ölümlü bir elin intikamı.
Wislawa Szymborska, 1967
Çeviren: Bülent Kale, newalaqasaba, Ekim 2017
Bkz: https://newalaqasaba.wordpress.com/2017/10/31/bir-siir-yazmak-hazzi-wislawa-szymborska/
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları”na https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.