Burhan Uygur’un bir deseni… (1989)
Not: Burhan Uygur’un tüm desenlerine “İnsanlık”
adını yakıştırmışımdır her zaman… (Zy)
Burhan Uygur’un bir deseni… (1989)
Not: Burhan Uygur’un tüm desenlerine “İnsanlık”
adını yakıştırmışımdır her zaman… (Zy)
Kasım-Salı 1985
Günümüz Türk şiiri içinde resim de yapan şairleri düşünüyorum. Sanırım yaptıkları en tutarlı ve resim olan Oktay Rifat. İstanbul’da lise öğrenciliğim sırasında hafta sonu Beyoğlu turlarında “Saray Kitabevi”nin vitrininde tabaklarını sevgiyle izlemiştim. O günlerde yaptıkları, “Perçemli Sokak” kitabının kapağına yaptığı resmin üslubundaydı. Oktay Rifat’ın çağdaş resmi çok yakından izlediği etkisini vurguluyordu bu çalışmalar. Pierre Solulages’e özel bir ilgi duyduğu izlenimini vermişti bana.
Son yıllardaki çalışmalarından (görebildiğimce) resminin epey geliştiğine, kendine özgü bir resim dili oluşturduğuna tanık oldum.
Ocak-Cuma 1986
Küçük odadaki tiyatro kitaplığımı düzeltiyordum bugün. Gerhart Hauptmann’ın “Fareler” ve Wolfgang Borchert’in “Kapıların Dışında” oyunlarına saatlerce takıldım. Yeniden okudum onları. Behçet Necatigil çevirileri. “Kapıların Dışında” da şunlar yazıyor:
“Bir uzatışımız var boynumuzu öfkelerin ardından”
Turgay Gönenç için ne kadar sevinerek…
B. Necatigil
4.10.1962
Şubat-Salı 1986
Anlaşmazlığın kökenlerine inemk, uygar iki insan gibi bir diyoloğa girmek istediğiniz an, karşınızdaki: “Edebiyatı bırak, felsefe yapma…” diyorsa, yapılacak hiçbir şey kalmamıştır. O anda, aranızdaki boşluğu görüp çekilmezseniz, o boşluğa düşecek siz olursunuz. Karşınızdaki bu iki tümceden birini ya da ikisini kullanmışsa ilkel bir tartışma dışında hiçbir isteği yoktur. Hiçliğin getirdiği kaba bir bencillik her an saldırganlığa dönüşmeye hazırdır. (…) Bunu başardığında ise, bir bakıma, hiçliğin eşdeğerli bir görünümü ile avunur, “O da benim gibi, ne fazlalığı var benden.” düşüncesiyle ilkel bir rahatlığa kavuşur. Sürekli birarada olma bağı içinde ise, bu tavır akıl almaz yıkıntılara, boşluklara neden olsa gerek.
Turgay Gönenç
“Zamanın Sularında”, Sanat Çevresi Yay, 1989
(…)Yıl 1975. Antalya Festivali sorumlusuyum. Festivalin sanat dallarının çoğunu içermesini istiyoruz. Sanatçı dostlar coşkulu bir destek veriyorlar. Heykel sanatçısı Kuzgun Acar en büyük destek verenlerin başında. Bu arada sanıyorum o yıllarda yurtdışından yeni gelmişti; Mehmet Aksoy da vardı. Belediye yönetimi belediye binasının önüne Vali Haşim İşcan’ın heykelinin yapılmasını istemişti. Kuzgun Acar valiyi yakından tanıyordu. Bana söylediği şuydu: “Haşim İşcan fizik olarak güzel bir adam değildi ama, çok çalışkan bir insandı. Elinin başparmağı ile serçe parmağını birbirine sürterek çalışkanlığı simgelerdi. İzin verin ben Haşim İşcan’ın heykelini değil, elinin heykelini yapayım.”
Büyük tartışmalar sonunda Kuzgun Acar’ın dediği oldu ve Haşim İşcan’ın el heykeli belediye binasının önünde törenle açıldı.
(…) Ve 12 Eylül gerici darbesi geldi. (…)
Kuzgun Acar’ı eşi telefonda çığlık çığlığa bağırıyordu. “Güngör biliyor musun, Antalya belediye başkanı Kuzgun’un heykelini kaldırıyor. Bir yerlere atacakmış galiba…” diyordu. Hemen belediye başkanına gittim. Avukattı belediye başkanı ve çağdaş bir görünümü vardı. Ya da biz öyle değerlendirmiştik. Sanata karşı düşmanlığın hiçbir iktidara yarar sağlamadığını anlatmaya çalıştım. Başkan “Biz onu başka bir yere atmayacağız Konyaaltı parkına koyup denizden gelenlere el sallar gibi yapacağız” diyordu. Ve Haşim İşcan’ın heykeli hiç olmazsa bir parka yerleştirilmiş oldu.
Güngör Türkeli
Yazının tam metnine https://www.antalyabugun.com/?page=makale&MID=8890 adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: Metin Kızılcalıoğlu’na paylaşımı için teşekkür ederiz.
Oruç Aruoba’nın gaSte’de (S-es- Gazetesi’nde) yayımlanan yazılarından bazılarına https://zaferyalcinpinar.com/aruobagaste.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Oruç Aruoba ilgilerinin tümüne https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz.
1979’da Oğuz Demiralp tarafından ilk sayısı yayımlanan “Cehennemde Bir Mevsim” adlı dergi şiirsel bütünlüğü ve yaklaşımı açısından o günlerde yayımlanmış en sıkı dergilerden biridir. C.B.M.’in ilk sayısında yer alan bazı metinleri ve derginin Ece Ayhan’lı kapak görüntüsünü daha önce Evvel Fanzin ilgileri kapsamında paylaşmıştım. Şimdi de derginin tüm içeriğini pdf biçeminde paylaşıyorum. Ayrıca, Evvel Fanzin’in omuzdaşlarından Metin Kızılcalıoğlu’na işbu paylaşıma vesile olduğu için teşekkür ederim. (Zy)
Cehennemde Bir Mevsim’in 1979’da yayımlanan ilk sayısına https://zaferyalcinpinar.com/cbm1.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.
491’e on!
“Ey susku…”
https://zaferyalcinpinar.com/491on.pdf
*
Yokoluşlarının ağıtını yazan o kifayetsiz muhterislerle senin ilgilenmeyişinin 2010’lardaki yüzüdür 491…
DÖRTDOKUZBİR “Evvel Fanzin” cakasıdır ve Kadıköy tribidir.
491‘in tüm sayılarını https://zaferyalcinpinar.com/491.html adresinden indirebilirsiniz. (E-posta: dortdokuzbir@gmail.com)
Bugün, İlhan Berk’in “Güzel Irmak” adlı şiir kitabının ilginç bir defter taslağını koleksiyonuma dahil etmenin mutluluğunu yaşıyorum. İlk baskısı 1988 yılında Adam Yayınları’ndan gerçekleşen “Güzel Irmak” adlı şiir kitabının 1985-86 yıllarında henüz bir defter aşamasındaki ilk taslağının bendeki tıpkıbasımı 29 sayfadan oluşuyor. Kitapçığın içinde hiçbir baskı notu bulunmuyor; bu durum tıpkıbasımın bir yayınevi ya da sergi kapsamında yayımlanmadığını gösteriyor. Kitapçıktaki tüm sayfalarda İlhan Berk’in kendi elyazısıyla “Güzel Irmak” şiirleri ve notları yer alıyor. Kitapçığın kapağı 1985-86 tarihiyle İlhan Berk tarafından imzalanarak, koyu bir baskı-desen şeklinde tasarlanmış. Defter, Güzel Irmak’ta yer alan şiirlerin ve dizelerin taslak halindeki ön çalışmalarıyla, karmaşık tashih notlarıyla dolu; yani tam bir cehannemvari İlhan Berk defteri…
Meraklandım, heyecanlandım ve “İlhan Berk-Defter Kapakları” adlı sergi kapsamında YKY’nin 2006’da yayımladığı özel kitapta yer alan Güzel Irmak defter kapağı ile bendeki bu nüshayı karşılaştırdım. YKY’nin yayımladığı defter kapağındaki tarih 1988 ve bu tarihteki kapak çalışması bendeki nüshadan oldukça farklı… Bu karşılaştırma bendeki taslağın daha erken bir çalışma olarak farklılaştığını gösteriyor. Büyük bir ihtimalle İlhan Berk, 85-86’da üzerinde çalıştığı bu “Güzel Irmak” defterini sonradan -yani 1988 yılında- başka bir defter olarak temize çekmiş, sonlandırmış…
Sonuçta, buluntudan bazı görüntüleri aşağıda paylaşıyorum.
Hamiş: 1985-86 tarihli “Güzel Irmak” defter taslağı hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olan birileri varsa ve bilgilerini benimle paylaşırsa çok sevinirim. (Zy)
Denizler Kitabevi ve Pazar Mezatı’nın düzenlediği büyük müzayedelerin ikincisinin kapsamında ilginç şeyler var. 23 Ocak 2011, saat 12.30‘da Point Hotel Barbaros‘ta gerçekleşecek müzayedede Orhan kemal, Can Yücel, Kemal Tahir, Oktay Rifat, A. Ş. Hisar, Melih Cevdet Anday, Cemal Süreya, Edip Cansever, A.M. Dranas, Asaf Halet Çelebi, B. Necatigil, F.H. Dağlarca, Tezer Özlü, Kemal Tahir, Sevim Burak gibi edebiyatçıların bazı imzalı kitapları da açık arttırmaya sunulacak…
Bkz: https://www.buyukpazarmezati.com/index.php?sayfa=mezat-listesi&arama=Edebiyat
Hüsamettin Bozok yönetimindeki Yeditepe Dergisi, 1960 yılının Şubat ayında “İkinci Yeni ve Eleştirmeciler” başlıklı bir anket başlatmış… Anketin takibini ve yazışmalarını Fahir Aksoy gerçekleştirmiş. Anket kapsamında şairlere, eleştirmecilere şu sorular yöneltilmiş:
1- “İkinci Yeni”, diyorlar, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
2- Bugün ikinci yeni akımı bir yenilik olmaktan çıkmış bulunuyor. Her ölçüye göre belli bir seviyenin örnekleri var. Sanatçılarımız yeniliksiz edemeyeceklerine göre şiirimizin sizce bundan sonra nereye doğrulacaktır?
3- Edebiyatımızda eleştirmenler neden etkin olamıyorlar, açıklar mısınız?
Not: Birinci soru bazı şairlere “size…” diye sorulmuş.
Bu sorulara cevap veren şair ve eleştirmecilerin isimleri şöyle: Metin Eloğlu, Attila İlhan, Nevzat Üstün,Turgut Uyar, Asım Bezirci, Sezer Tansuğ, Ece Ayhan, İlhan Berk, Edip Cansever, Hüseyin Cöntürk, Necati Cumalı, Özdemir İnce, Ahmet Arif, Ahmet Köksal, Behçet Necatigil, Kemal Özer, Oğuz Tansel, Fethi Naci, Hikmet Dizdaroğlu.
Şair ve eleştirmecilerin yanı sıra Yeditepe Dergisi, işbu ankete okuyucularını da dahil etmiş ve aşağıdaki açıklamayla birlikte hangi şairlerin “ikinci yeni”ye dahil olduğu sorunsalını -okuyucuları vesilesiyle- ankete yansıtmıştır:
Son yıllarda dergilerde ve yayımlanan kitaplarda Türk şiiri yeni bir yöne doğru yönelmiş görünüyor. “İkinci Yeni” adıyla adlandırılan bu akım üzerine yazarlar arasında açtığımız anket yeni bir soruyu daha ortaya atmış oluyor: “Bu “ikinci yeni” akımı içine hangi şairler girmektedir? Bu akım içinde bulunduğunu sandığımız şairler bile bazen bunu kabul etmez görünüyorlar. Şimdi biz, yazarlar arasında açtığımız ankete paralel olarak okuyucularımız arasında yeni bir ankete başlıyoruz: Hangi şairler bu akım içinde yer alıyor?
Yazarların, şairlerin, eleştirmecilerin ve okuyucuların Yeditepe Dergisi’nde yayımlanan “İkinci Yeni ve Eleştirmeciler” adlı ankete verdiği cevaplara https://zaferyalcinpinar.com/ikinciyenianketi1960.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. (Dosya boyutu: 24 mb.)
Yeditepe’nin 1960’da gerçekleştirdiği bu anketi “Şiir ve Yenilik” konusundaki birçok yanılgıyı ortaya çıkarmak açısından fevkalade önemli buluyorum. Ankette bazı eleştirmecilerin ve okuyucuların “yenilik” konusuna inanılmaz bir ürküyle -hatta nefretle- yaklaşmış olmaları da bana çok ilginç geliyor. “İkinci Yeni” şairlerinden bazılarının yeni şiiri savunuş biçimleri, Türk şiiri ile yeni şiir arasındaki ilişkiyi temellendiren söylemleri de poetik açıdan hâlâ derinlikli, araştırmaya elverişli bir konu olarak karşımızda duruyor. Sonuçta, Yeditepe’nin 1960’daki anketinde tartışılan meselelerle, yeni şiire ve yeni şairlere yönelik eleştirilerle birlikte “ikinci yeni”nin kavramsal arkaplan açısından meşrulaştığını görüyoruz.
Bunlarla birlikte, anket cevaplarının arasında fark edildiği üzre ikinci yeni şiir akımına karşı olan demagojik, tutucu ve olumsuz söylemlerin bugün de -günümüzde de- icra edildiği, aynı papağanlıkların aynı yapay bağlamlarla tekrar edildiği de son derece açıktır. “İkinci Yeni”ye yönelik olarak günümüzde sergilenen itirazlar, “İkinci Yeni” şiir akımının devam etmekte olup olmadığı gibi önemli bir soruyu zihnimize mıhlar ve aynı zamanda böylesi bir sorgunun doğruluğunu teyit eder niteliktedir.
“50 YILIN ARDINDA; İKİNCİ YENİ” ANKETİ
“İkinci Yeni” şiir akımının imgeselliğinin, şairaneliğe ve topluma karşı takındığı tavrın poetik açıdan geçerliliğini sürdürüp sürdürmediğini araştırmak ilginç bulgulara ulaşacağımız önemli bir gayrettir. 1955-60 yıllarında yaşamsal karşılığını fazlaca bulamayan “İkinci Yeni” akımının savunduğu şiirselliğin bugün -yani 50 yıl sonra, 2010’larda- daha tutarlı bir şekilde içselleştirildiği, yaşamsal ve duygudurumsal örtüşme açısından da yerine oturduğu, yerini bulduğu söylenebilir. “İkinci Yeni”nin önerdiği sezgisel şiir, bugün, şiir okuyucuları tarafından duyulmakta, yoğunlukla hissedilmektedir. O günler için anlamsız kabul edilen “İkinci Yeni” şiir akımı, anlamını bugünlerde bulmaktadır. Günümüz şiirinin imgesel birimlerinde, biçimsel özelliklerinde ya da yapıtaşlarında bazı ufak kaymaların olduğu, edebiyat ortamında bu yönde bir yenilik arayışının başladığı da aşikârdır. Ancak, bu arayışlarda duygudurum ve imgelem açısından “İkinci Yeni bitiyor, bitti!” diyebileceğimiz bir seviyede miyiz? Ya da İkinci Yeni şairleri de tarihin süzgecinden geçip, o günlerde farkedilmeyen, kabul edilmeyen bir “sahici yeni” mertebesine doğru ayrışmışlar mıdır? Şiirsel açıdan “İkinci Yeni”den geriye hangi şairler kalmıştır? Yeni kuşaktan hangi şairlerin şiirleri “İkinci Yeni” kapsamındadır? “İkinci Yeni”den geleceğe doğru uzanan farklı bir şiir gayreti var mıdır, belirginleşmiş midir?
Tüm bu karmaşaya biraz aydınlık getirmek için Evvel Fanzin olarak, 50 Yılın Ardında; “İkinci Yeni” adında bir anket başlatıyoruz. Anketimiz kapsamında aşağıdaki sorulara cevap arayacağız:– Sizce, “İkinci Yeni” şiir akımı bitti ya da eskidi mi?
– Sizce, “İkinci Yeni” şiir akımının öncü şairleri kimlerdir?
– Yeni kuşakta İkinci Yeni’ye dahil olmuş ya da İkinci Yeni’yi devam ettiren şairler var mıdır? Var ise kimlerdir?
– Bugün, Türk şiirinde, İkinci Yeni’nin ardından oluşmuş ve onun kadar ön plana çıkmayı başarabilmiş bir şiir akımı var mı? Var ise bu akımın getirdiği yenilik nedir? Bu akıma bağlı şairler kimlerdir?
– Geleceğin şiiri nasıl olacak, şiirimiz nereye yönelecek?*
ANKET SORULARINI
https://zaferyalcinpinar.com/ikinciyeni2011.html
adresinde yer alan online anket formunu doldurarak
ya da
zaferyal@gmail.com adresine e-posta atarak
CEVAPLAYABİLİRSİNİZ.*
Ankete verdiğiniz cevaplar 13 Şubat 2011 Pazar sabahı Evvel Fanzin ile eşanlı olarak birçok platformda paylaşılacaktır. “İkinci yeni” poetikasının günümüzdeki işlerliği ile gelecekteki konumunu araştırdığımız bu ankete katılımınız, ilginiz ve desteğiniz için şimdiden çok teşekkür ederim.
Sahicilikle
Zy
Kendi sesinden Nâzım Hikmet şiirleri, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun arşivinden yarım yüzyıl sonra gün ışığına çıkıyor…
Bkz:
https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=208330
https://www.ntvmsnbc.com/id/25171511/
“Büyük Türk şairi Nâzım Hikmet’in, on üç yıl, bir adli hata yüzünden hapiste tutulduğu hakkında, yetkili hukukçular tarafından açıklanan hakikat yurdumuzda ve dünyada büyük akisler doğurmuştur. Durumun bir an önce düzeltilmesi için elan harekete geçilmemesi, yetkili makamlar nezdinde yapılan, memleket içi ve memleket dışı, türlü müracaatların bir netice vermemesi cemiyetimizi ağır bir sorumluluk altında bulundurmaktadır. Başladığı ikinci açlık greviyle Nâzım Hikmet’in her saat ölüme yaklaşmakta bulunması karşısında Türk vatandaşı olarak, insan olarak, meslektaş olarak, yüklenilen soruma katılmadığımızı önemle belirtir ve bu maksatla 12 Mayıs tarihinden başlamak üzere iki gün aç durmaya karar verdiğimizi umumi efkâra bildiririz.
İki günlük açlığı bir gün dahi aç kalmamış olanlar arasında bile, küçümseyenler çıkacaktır. Ama bunun bir kahramanlık olmadığını, sadece temsili bir hareket olduğunu, bu açlığa karar veren şairler de bilir. Çünkü bizim memlekette şairin günlerce aç kaldığı az görülen hallerden değildir.
Belirtmek istediğimiz ikinci bir nokta da bu hareketin siyasi bir hareket olmadığı, meslek kaygısıyla girişilmiş bir hareket olduğudur. Aynı haksızlığa bir başka büyük şair de uğramış olsaydı aynı işi yapardık.”
Melih Cevdet – Oktay Rifat – Orhan Veli
Yaprak Dergisi, 15 Mayıs 1950
Seçilmiş Hikâyeler, Dost Dergisi ve Dost Yayınevi’ni edebiyat tarihimize mıhlayan Salim Şengil’in anılarından Sait Faik’e ilişkin yaşantı parçalarına https://zaferyalcinpinar.com/saitfaiksalimsengil.jpg adresinden ulaşabilirsiniz…
İlhan Berk’in gençlik fotoğraflarından biri…
(Zafer Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan)
2005 yılında vefat eden Salim Şengil’in anılarında Sait Faik’e, Orhan Veli’ye, Nurullah Ataç’a, İlhan Berk’e, Mehmed Kemal’in “Meydan” dergisine ilişkin çok ilginç yaşantı parçaları var. “Seçilmiş Hikâyeler” ve “Dost” adlı dergiler ile “Dost Yayınevi”ni edebiyat tarihimize kazandıran Salim Şengil’in anılarında yer alan “İlhan Berk” episodlarını, İlhan Berk’in gençlik dönemine (Köroğlu adlı kitabı yayımladığı döneme) yönelik bazı yaşantıları bize sunması açısından çokça önemsiyorum.
Cem Yayınevi tarafından 1991’de yayımlanan “Salim Şengil-Anılarda Kalan Portreler” adlı kitapta yer alan “İlhan Berk” bölümüne https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberksalimsengil.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. (Zy)
491’e dokuz!
“Eşyaya benzeme, insan ol!”
https://zaferyalcinpinar.com/491dokuz.pdf
*
Yokoluşlarının ağıtını yazan o kifayetsiz muhterislerle senin ilgilenmeyişinin 2010’lardaki yüzüdür 491…
DÖRTDOKUZBİR “Evvel Fanzin” cakasıdır ve Kadıköy tribidir.
491‘in tüm sayılarını https://zaferyalcinpinar.com/491.html adresinden indirebilirsiniz. (E-posta: dortdokuzbir@gmail.com)
Çanakkale, Eceabat’ta bulunan Yalova Köyü’nde, Ece Ayhan’ın yaşamının izlerine dair Rayzan Başeğmez’in gerçekleştirdiği belgesel çekimlerine https://www.facebook.com/video/video.php?v=114065488665027 adresinden ulaşabilirsiniz.
Not: Belgesel görüntülerine İlhan Usmanbaş’ın “Violonsel için Müzik” adlı bestesi eşlik etmekte…
(…)
Elle tutulamayan, hayâli boşluğu severim
Retinadan belli bir mesafede; gökyüzünde görüntüler
Görüşüm bir dokunuşa dönüşüyor
Ressamlar beni fazlasıyla sıkıyor
Evren, görüntülerin üzerinde bulunan
İmgelerle dolu geniş bir görüntü.
Müzisyenler beni fazlasıyla sıkıyor
Sadece doğuştan kör olanlar
Müziği görünür bir nesne olarak algılar
Herkes aslında, sizden tiksinen,
Zavallı birer melek.
Francis Picabia
Çeviren: Zy
Hamiş: Francis Picabia’dan André Breton’a provoke üslupla yazılmış bir şiirdir. Picabia ile Breton’un ilişkileri birçok defa karmaşık, zor ve hatta gergin bir haldedir, ama hiçbir zaman birbirlerine saygılarını kaybetmemişlerdir.
Ferit Edgü’den Şebnem Kavcar’a
“Hepimizin üzerinde olduğumuz bir gemide’n” ithafıyla imzalı…
Turgut Uyar’ın Şiir Günlüğü’nden kendi elyazısı ile… (19-8-76)
Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından ithaflı ve imzalı “Beş Şehir” adlı kitap.
Bugünkü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan ilginç haberinin kupürü aşağıdadır:
15 Aralık tarihinde Paris’te, Sotheby’s tarafından “Rimbaud, Verlaine, Mallarmé ve Arkadaşları” adlı bir müzayede gerçekleştirilecek… Eric ve Marie-Héléne B’nin poetik koleksiyonundan birçok kitap, elyazması, mektup, çizim ve fotoğraf müzayedede satışa çıkıyor. Müzayedede yer alacak bazı yapıtların katalog görüntülerini aşağıda paylaşıyorum.
Hamiş: Acaba bizim ülkemizden kim katılacak bu müzayedeye? Büyük ihtimal; “hiç kimse!”.
Rimbaud’un “ILLUMINATIONS” adlı kitabının 1886 tarihli bir baskısı.
Paul Verlaine imzası
Lautréamont’tan yayıncısına ithafen imzalı “Moldoror’un Şarkıları” adlı roman.
Ernest Delahaye’nin 1875-1877 yılları arasına ait olduğu düşünülen
“Rimbaud’un Bir Macerası – İç Mekân” adlı çizimi.
30 Kasım 2010 tarihinde Bir Nokta Sanat Galerisi’nde “Kuzgun Acar Anısına Maskeler” sergisi Jotun Boya ana sponsorluğunda açılıyor. Resim, heykel, seramik, cam gibi farklı disiplinlerden yaklaşık 60 sanatçı ve tasarımcının maske yorumlarından oluşan “Kuzgun Acar Anısına Maskeler” sergisinde ayrıca 1975 yılında Mehmet Ulusoy’un Paris’te Özgürlük Tiyatrosu’nda sergilediği “Kafkas Tebeşir” adlı oyun için sanatçı Kuzgun Acar tarafından hazırlanan maskelerin orijinalleri, sanatçının eskiz defteri ve kişisel eşyaları ile yayınlarına da yer verilecek.
Sergide yer alacak sanatçıların isimleri şöyle;
Ahmet Öztürk Levent, Alaettin Aksoy, Alessandro Gatto, Arzu Parten, Ayfer Kalsın, Ayşen Urfalıoğlu, Babek Sobhi, Beril Anılanmert, Burak Ergin, Carlos Brito, Camekan/Gamze Araz Eskinazi&Yasemin Sayınsoy, Can Göknil, Cüneyt Aksoy, Devran Mursaloğlu, Devrim Erbil, Didem Çapa, Ebru Susamcıoğlu, Esra Carus, Eşber Karayalçın, Ferhan Taylan Erder, Feride Bayraktar, Güngör Güner, Hasan Şahbaz, Hayrettin Arslanoğlu, Hayri Karay, Hildegard Skowasch, Hüseyin Tanyeli, İbrahim Tapa, Igor Smirnov, İlker Yardımcı, İrfan Sayar, İsa Çelik, Kadir Doğruer, Komet, Koray Ariş, Lerzan Özer, Malik Bulut, Metin Deniz, Nihal Sarıoğlu, Orhan Taylan, Oya Akman, Refik Tiniş, Reyhan Gürses, Serhat Kiraz, Server Demirtaş, Sevgi Karay, Seyhun Topuz, Sinan Avinal, Su Yücel, Tan Oral, Toygan Eren, Tüzüm Kızılcan, Yasemin Aslan Bakiri, Yasin Bayrak, Yeşim Bayrak, Yılmaz Zenger, Yunus Tonkuş
Sergi 1 Aralık 2010 – 7 Ocak 2011 tarihleri arasında Pazar günleri hariç her gün 09.30–19.00 saatleri arasında izlenebilecek.
Adres: Bir Nokta Sanat Galerisi Yeni Çarşı Cad. Galatasaray Apt. 26/3 Beyoğlu
Tel: 0212–244 91 83Ayrıca bkz: https://www.bir-nokta.com/etkinlikler.asp?etkinlikid=23&lang=tr
2 Aralık Perşembe günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan kupür…
Hamiş: Bu sergiyi Kuzgun Acar’ın maskelerinin satıldığı müzayedelere karşı bir sanat eylemi olarak düşünebilirsiniz. (Zy)
2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan tüm Kuzgun Acar ilgilerine https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=kuzgun-acar adresinden ulaşabilirsiniz.
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com