Eki
12
2012
0

Felsefenin Karmaşası

(…)
447. Denebilir ki, felsefede rahatsızlık, felsefeye yanlış bir şekilde bakmaktan, onu yanlış görmekten, yani sanki enine (sonlu) şeritlere değil de boyuna (sonsuz) şeritlere ayrılıyormuş gibi görmekten kaynaklanır.  Kavrayışımızdaki bu tersine çevrilme, en büyük güçlüğe yol açar. Böylece, sanki ucu bucağı olmayan şeritleri ele geçirmeye çalışırız ve bunun parça parça yapılamadığından yakınırız. Elbette yapılamaz, eğer parçadan sonsuz, boyuna şerit anlaşılırsa. Ama enine şerit anlaşılırsa, pekâlâa yapılabilir.-Ama bu durumda işimizin sonunu getiremeyiz!-Tabii getiremeyiz, çünkü sonu yoktur.
(…)
452. Nasıl olur da felsefe bu kadar karmaşık bir yapı olur? Eğer o, anlaşıldığı gibi, bütün deneyimlerden bağımsız, nihai şeyse, tamamen basit olmalıdır elbette.-Felsefe, düşünmemizdeki düğümleri çözer; dolayısıyla, sonucu basit olmalıdır; ama felsefe yapmak, çözülen düğümler kadar karmaşık olmak zorundadır.
(…)
458. Felsefe araştırmaları: kavram araştırmaları. Metafizikte özsel olan: olgusal araştırmalarla kavramsal araştırmalar arasındaki ayrımı silmesi.
(…)
471. Görmek, inanmak, düşünmek, arzulamak psikolojik fiilleri, görünümleri belirtmez. Oysa psikoloji görme, inanma, düşünme, arzulama görünümlerini gözlemler.
(…)

Ludwig Wittgenstein
“Zettel”, Çev: Doğan Şahiner, Nisan Yay., 2004

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ludwig Wittgenstein” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ludwig-wittgenstein adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
12
2012
0

Buluntu: Karşılaştırmalı Tarih ve Şiir (Ece Ayhan)

Kitap-lık Dergisi’nin Ocak-Şubat 2002 tarihli 51. sayısında Ece Ayhan’ın kaleminden çıkmış ilginç bir betikle karşılaştım. Kendimce “Tarihsel Senkronizasyon” olarak gördüğüm, “Karşılaştırmalı Tarih ve Şiir” başlıklı bu betiğin tamamına https://zaferyalcinpinar.com/karsilastirmalitarihvesiir.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Not: İşbu betiği, Temmuz 2002 tarihindeki vefatından 6-7 ay önce (kısa bir süre önce) Ece Ayhan tarafından kaleme alınmış olması bağlamında da çok önemsiyorum.

Zy

Hamiş: Evvel fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

2. Hamiş: “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşılıyor…

Eki
11
2012
0

Gerçekten ileri gittiler…

Gerçekten ileri gittiler… (Zy)

 

 

1. Hamiş: Efemerelar, 1968 yılı Gallimard baskısı “Album Eluard” adlı kitaptan alıntılanmıştır.

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
10
2012
0

Budala

(…) Zeki kişi, eksiksiz, normal bir adam oldu artık. Değerli bir varlığın anormalliklerine, büyük insan-karşıtlarının tazeliğine ve özgürlüğüne sahip olduğu için bizde bulunmayan, ilginç olan, ender rastlanan

BUDALA’dır.

(…)

Tristan Tzara size diyor ki: başka şeyler yapmak istermiş, ama bir budala, bir maskara, bir üçkâğıtçı olarak kalmayı yeğliyormuş.

Bir an içten olun: size demin söylediğim hoş mu ahmakça mı?

Öyle insanlar (gazeteciler, avukatlar, filozoflar) vardır ki işleri, evlilikleri, ziyaretleri, savaşları, çeşitli kongreleri, anonim şirketleri, siyaseti, kazaları, dans salonlarını, ekonomik krizleri, sinir krizlerini dada çeşitlemeleri olarak görürler. Emperyalist olmadığım için onların görüşlerini paylaşmıyorum (…)

Basitlik basit midir yoksa dada mı?

Kendimi bayağı sevimli buluyorum.

Tristan Tzara
“Dada Manifestoları”, Çev: Elif Gökteke, Norgunk Yay., 2004

Eki
10
2012
0

Erkek Voleybol…

10 Ekim 2012

Süper Kupa, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün…

Fenerbahçe Grundig: 3
Galatasaray: 0

*

Ayrıca bkz:
https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin

Eki
09
2012
0

Her an seni düşünüyorum

(Vera’ya…)

Her an seni düşünüyorum
Her an seni düşünüyorum
Her an seni düşünüyorum
Her an seni düşünüyorum

Nâzım Hikmet, 1959
“Bu Şehir Güzelse Senin Yüzünden”, Çev: M. Melih Güneş, YKY, 2011, s.17

Eki
07
2012
0

Ta Da…

“ta da”
foto by Zy

Ayrıca bkz: DUVARDA

*

Eki
07
2012
0

Burası Kadıköy; No Pasaran!

7 Ekim 2012

Fenerbahçe Spor Kulübü: 3
Beşiktaş Jimnastik Kulübü: 0

Ayrıca bkz:
kara deryalarda bir Fenersin!

Eki
07
2012
0

Mıh…

Fenerbahçe Spor Kulübü’ne nifak tohumları ekmeye çalışan iç ve dış mihraklar şunu akıllarına mıhlasınlar;

1. Fenerbahçe Spor Kulübü ve tarihi, kara deryalarda bir Fenerdir. Biz onun ışığıyla aydınlanırız…

2. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün efsanevi başkanlarından biridir.

3. Aykut Kocaman, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün efsanevi teknik direktörlerinden ve futbolcularından biridir.

4. Alex de Souza, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün efsanevi futbolcularından biridir.

Sahicilikle
Zy

(…)  sevdamız / büyüyor omuzlarımızda  (…)
birgün girsek biz mezara/ gözümüz kalmaz arkada
evlâdıma miras bu sevda!  (…)

*

kara deryalarda bir Fenersin
senin ışığınla yürüyoruz
biz, bu karanlık yolun sonunda,
doğacak güneşi görüyoruz.

*

Eki
06
2012
0

Simgesel Metalar Ekonomisi II

(…)
Mübadelenin gerçeği konusundaki suskunluk paylaşılan bir suskunluktur. Erekçi ve entelektüalist bir eylem felsefesi adına, rasyonel, hesaplanmış olmayan eylemleri kavrayamayan ekonomistler, ortak bilgi’den söz ederler: bir bilgi, herkes, herkesin o bilgiye sahip olduğunu bildiğinde ve bu da herkes tarafından bilindiğinde, ya da kimi zaman söylendiği gibi, ortada herkesin bildiği bir sır olduğunda, ortak bilgidir. Bağış mübadelesinin nesnel gerçeğinin, bir anlamda ortak bilgi olduğunu söyleme eğilimi gösterebiliriz: Biliyorum ki, ben sana bir şey verdiğimde sen de buna karşılık senin bana bir şey vereceğini biliyorsun, vb. Ancak, kesin olan bir şey varsa, o da, herkesin bildiği sırrın açıklanmasının tabu olduğudur. Tüm bunlar gizli kalmalıdır. Bizatihi bu sırrı (tamam, oyun bitti; karşılıklı mübadeleleri cömertçe yapılan birer bağışmış gibi sunmaktan vazgeçelim, bu ikiyüzlülüktür, vb. diyerek) yaymanın toplumbilimsel olarak düşünülemez olmasını sağlayan nesnel ve eyleyiciler tarafından içselleştirilmiş bir dolu toplumsal mekanizma mevcuttur.
Ancak, benim yapmış olduğum gibi, ortak bilgiden(ya da öz-aldatmacadan) söz etmek, bir bilinç felsefesi dahilinde kalmak ve her eyleyici, kendisine karşı bölünmüş, başka taraftan bildiği bir gerçeği bilinçli olarak bastıran ikiye katlanmış bir bilince sahipmiş gibi davranmak demektir.
(…)
Ekonominin yadsınması, nesnel olarak ekonomik ilişkilerin, özellikle de sömürü ilişkilerinin (erkek/kadın, büyük/küçük, efendi/hizmetkâr, vb.) tümden değişmesine yönelik bir çalışma dahilinde gerçekleşir; bu değişim sözde olduğu gibi(örtmece), edimlerde de görülür. Edimsel örtmeceler vardır. Bağış mübadelesi, zaman aralığı sayesinde bunlardan biridir (bir şey yapılır ama yapmıyormuş gibi yapılır). Simgesel mübadele ekonomisine girişmiş olan eyleyiciler enerjilerinin büyük bir bölümünü bu örtmecelerin geliştirilmesine harcarlar. (Ekonomik ekonominin çok daha ekonomik olmasının nedenlerinden biri de budur. Örneğin, “kişisel” bir hediye, yani hediyeyi alacak kişinin zevklerine uyacak bir hediye vermek yerine, tembellik ya da rahatlıktan dolayı bir çek yazdığımızda, alınan hediyenin verilecek kişinin kişiliğine, zevklerine uyması, uygun zamanda verilmesi, vb.  bir de değerinin doğrudan parasal değerine indirgenmemesi için gerekli ilgi ve titizliği harekete geçiren araştırma çalışmasından tasarruf etmiş oluruz.) Dolayısıyla ekonomik ekonomi, nesnel olarak pratiğin nesnel gerçeğini gizlemeye yönelen simgesel kurma çalışmasından tasarruf edilmesini sağladığı ölçüde daha ekonomiktir.

PIERRE BOURDIEU
“Pratik Nedenler”, Çev: Hülya Uğur Tanrıöver, Hil Yayın, 2006, 2. Baskı, ss.169-172

Eki
01
2012
0

Saat kulesinden zaman görülmez.

(…)

89/
Unutma, ne kadar koşarsan koş, duracaksın.

(…)

91/
Adımlarını sayarak varacağın yere
varamazsın.
(…)

105/
Baltasız kul olmaz.

106/
Saat kulesinden zaman görülmez.

107/
Unutma 9, 8’den sonra değil
10’dan önce gelir.

(…)

Ferit Edgü
“İnsanlık Halleri, Aforizmalar”, Sel Yay., 2003

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com