Haz
05
2015

Kazanan Hep Jüridir!

The_Jury_by_John_Morgan

Neredeyse herkes tarafından biliniyor; edebiyat ödülleri ile ödüllendirme sistematiğine karşı müthiş tepkiliyiz ve yıllardır canımızla, kanımızla büyük bir mücadele veriyoruz. Şu hakikati ortaya koyalım hemen: Ödüllendirme sistematiği, egosantrik yemlerle devam eden bir haksızlık yordamıdır. Ödüllendirme sisteminin bileşenleri, insan evlâdını melanete götürecek ‘geribeslemeli, geribildirimli bir düzenek’ şeklinde tasarlanmıştır. Bu sarmal düzenek, Türkiye’de ilk kez 1950’li yıllarda “Güdümlü Edebiyat” başlığı altında uygulanmaya başlanmış ve 65 yıldır edebiyatı, genç yazar ve şairleri kıskaçlarının içinde tutmayı başarmıştır. Bu düzeneğin yapısı çok karmaşık değildir aslında: Statüko dağıtarak statüko cukkalamak ve statüko cukkalayarak statüko dağıtmak! Saygınlık dağıtıp saygınlık elde etmek ve saygınlık elde edip saygınlık dağıtmak! Tezgâh, geribeslemeli, geribildirimli bir ilişkiyle devam ediyor… Edebiyat sosyolojisi üzerine çalışmış olan Taha Hüseyin, bir konferansında mevcut düzeneği ‘namussuz bir iktisadi ilişki’ olarak tanımlar. Bu düzenek, Yeni Kapitalizm’in yarattığı Yeni Sinsiyet Tipolojisi‘nin birincil yöntemi ve el yordamı haline geldi. 2006’dan bu yana ödül çetesinin ‘ödül vererek’ kontrolüne aldığı yüzlerce ‘ödüllü şair’ ve zavallı, vasatî bir edebiyat aurası var. ‘Ödülde şairler’in yalancı dünyasıdır bu aslında… Yani, sahici bir varoluşları yoktur! Edebiyat aurasının da öyle… Hatta, ‘maymun kuşak’ olarak tanımlayabileceğimiz tuhaf bir kitleye müdahil herkesin hepsine ‘ödüllü şair’dir, diyebiliriz… Bu kitlenin vasatî, sahici olmayan varoluşuyla birlikte, ‘imgelemin özgürleşmesi’ açısından tek bir gol, tek bir başarı hikâyesi veya zerre kadar bir ilerlemenin oluşmadığını, oluşamadığını görüyoruz. Yok, aşikâr! Olan biten şu: Yeni Sinsiyet, seçtiği, öne çıkardığı kötülüğü podyumlarla ve törenlerle yemliyor. O kötülük de Yeni Sinsiyet’i besliyor. Böylelikle insanlar yönetiliyor, yönetilebiliyor… Peki, nasıl yapıyorlar bunu? ‘Göz alıcılık’ ve ‘göz boyama’ unsurlarını kullanıyorlar. Öncelikle, şairleri yolundan döndürüyorlar: Şairleri iktidar ve gaddarlık karşıtı duruşlarından, hakikat yolundaki kalb ve vicdan arayışlarından döndürüyorlar… Sonra, adına şiir yarışması düzenlenen isimlerin ve bu isimlerin ailelerinin temsil ettiği tarihsel itibarı, tarihsel duruşu kullanarak, o duruştaki onuru yok ediyorlar… Yani, tüm ipler, tüm nedensellikler, ‘ödüllendirme sistematiği’ yordamıyla kendini var etmeye çalışan bir çetenin şeytansı ellerine geçmiş. Bu haksızlık yordamını kendilerine meslek-meziyet edinmişler, bu haksızlıkla, bu haysiyetsizlikle övünüyorlar, bu durumu kendilerine ‘kariyer’ bellemişler falan… Aslında olan biten şu hepi topu: Azıcık bir maaşa bağlandılar, azıcık bir sabit gelir elde ettiler! Mevcut çete, yürürlükteki ödüllendirme sistematiğinin bileşenleriyle, aynı anda, birçok kuşu vurabiliyor: Yani, ödüllendirme sistematiğinin tek bir kazananı var aslında… Kazanan hep jüridir! Kazanan hep jüri başkanıdır! Kazanan hep seçiciler ve seçicileri seçendir! Yeni Sinsiyet’in kendi statükocu duruşunu devam ettirmekten başka bir amacı yoktur aslında…

Sahicilikle

Yorum yapılmamış »

RSS feed for comments on this post.


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com