Ara
15
2013
0

Başka Haber: “147 ton kitap ’15kuruş/1kg’ fiyatından satılmış…”

Çok yazık, çok üzüldüm… (Zy)

Milli Kütüphane’nin Depolarında Bulunan
147 Ton Kitap Kilosu 15 Kuruştan Satıldı
Bkz: https://www.baskahaber.org/2013/12/
milli-kutuphanenin-depolarnda-bulunan.html

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Ara
13
2013
0

Sait Faik’in “Uluslararası Mark Twain Topluluğu” Katılım/Onur Belgesi

marktwainbelgesi

Sait Faik’in “Uluslararası Mark Twain Topluluğu” Katılım/Onur Belgesi

“Sait Faik Müzesi arşivinden…”
(Belgeyi büyük biçemde görmek için üzerine tıklayınız.)

Ayrıca bkz:
“Sait Faik, Atatürk’ten sonra
Mark Twain derneğine üye olan ilk Türk’tü”

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
08
2013
0

Abidin Dino’yu saygıyla anıyoruz…

abidindinoilgileri

o   Abidin Dino (Serpil Güvenç)

o Nâzım Hikmet’in son kitabına desenler… (Abidin Dino)

o   Güzin Dino’yu yitirdik…

o   Sait Faik’ten “D Grubu ve Resim Sanatı” üzerine bir eleştiri… (1947)

o   Sergi Kitabı/Katalog: Yüzyıl (Abidin Dino)

o   Dino’nun Aşık Veysel Çizimi

o   Ölüm mü? Ne buluş! (Abidin Dino)

o   Nâzim Hikmet şiirleri için üç desen… (Abidin Dino)

o   Sergi: Valerio Adami – Abidin Dino

o   Nâzım Hikmet’in Açlık Grevi Günleri (Abidin Dino)

o   Abidin Dino’nun Futbol Çizimleri

o   ABİDİNDİNOMASAL

o   16 Haziran 2012 Karma Eserler Müzayedesi’nde Edebiyat Efemeraları

o   “İyi ki doğdun Abidin”

o   Abidin Dino ya da “Kanatlanan El”

o   Balıkta… (Abidin Dino)

o   Kültür Komprodorları

o   Kapak: “Açıl Kilidim Açıl” (Ercümend Behzat Lav)

o   Desen: Enayi (Abidin Dino)

o   “Saman Sarısı” için, devam… (Abidin Dino)

o   “Saman Sarısı” için… (Abidin Dino)

o   Fikret Mualla’nın Portresi (Abidin Dino)

o   Abidin Dino’dan…

o   İkamete Memur

o   Paris’te Bir Mezat Ya da Fikret Mualla’nın Serüveni (Abidin Dino)

o   “Deniz Küstü” Desenleri (Abidin Dino)

o   Abidin Dino’dan İlhan Berk’e Mektup

o   Rahatı Kaçan Ağaç (1946)

o   İlhan Berk’in İmgeselliği ve Görüngüleri (Abidin Dino)

o   Taş Uçak

*

Kas
14
2013
0

İmge Sahaf’ın Efemera ve Dergi Modülü

20131108_135447

Kadıköy’ün 25 yıllık lider sahafı “İmge Sahaf”, dükkânına yeni bir dergi ve efemera modülü ekleyerek sahhaflık teamülünün geleceğine açılım sağlamaya çabalıyor; sosyolog Haluk Ceylandağ, İmge Sahaf’ın mutat yerinin hemen yanında dergi ve efemeralarla dolu yeni bir dükkân oluşturmuş. Yeni modülde yer alan eserlerin fiyatları -dükkândan satışlarda- son derece uygun/hesaplı görünüyor. Tüm edebiyat efemerası ve dergi heveskârlarına bu panayır benzeri yeni mekânı öneririm.

Hamiş: İmge Sahaf’ın koleksiyonunu https://www.imgesahaf.com/ adresinden inceleyebilirsiniz.

20131108_135306

Kas
11
2013
0

Buluntu: Ece Ayhan’dan Arif Damar’a Acı Bir Mektup… (10 Ocak 1981)

Resim (3)

Hayâl Dergisi’nin Ekim-Aralık 2013 tarihli 47. sayısıyla (Mektup Özel Sayısı) gün ışığına çıkan, Ece Ayhan’ın Arif Damar’a yazdığı 10 Ocak 1981 tarihli mektubun tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/eceayhanarifdamarmektup.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden erişiliyor…

Eki
12
2013
0

“Hayâl” Dergisi’nin 47. sayısında edebiyat efemeraları…

Müslüm Çizmeci tarafından yayına hazırlanan “Hayâl” Dergisi’nin “Ekim-Aralık 2013” tarihli 47. sayısından söz etmemek imkânsız… Derginin dosya konusu “Edebiyat ve Mektup” olarak belirlenmiş. Edebiyat efemerasına ilgi duyan araştırıcılar için bu özel sayı bir hazine niteliğinde derlenmiş.

Özellikle, İlhan Berk’in kaleme aldığı bir mektup ve kartpostal ile Ece Ayhan’ın Arif Damar’a(nam-ı diğer Ece Ovalı’ya) yazdığı “inanılmaz derecede önemli” bir mektup benim ilgi-inceleme alanıma giriyor. Kısacası, Hayâl’in 47. sayısını edebiyat efemerası açısından Ocak-Ekim 2013 döneminin en sıkı “olayı” olarak görüyorum.

Kimse kaçırmasın, derim.

Sahicilikle
Zy

hayal47

Eki
10
2013
0

Şiir: “Tomris” (Turgut Uyar)

IMG_7330293464656

*

Efemeralar “İkinci Yeni” faceebook grubu’ndan alıntılanmıştır.
Bkz: https://www.facebook.com/groups/ikinciyeni/

*

IMG_12251361739942

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
06
2013
0

Anne ben hıyar mıyım? (Ali Artun)

Ali Artun’un sımsıkı Bienal eleştirisinin tam metnine https://www.e-skop.com/skopbulten/anne-ben-hiyar-miyim/1510 adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler: ,
Eyl
22
2013
0

Çakır Hikâyeci’nin Yalnızlık Gözleri

İki suret… Yalnızlığın gözleri…

saitportre

Sabri Esat Siyavuşgil’in “Sait Faik” Portresi
(Sait Faik Abasıyanık Müzesi Arşivi’nden…)

*

saityalniz

Sait Faik Abasıyanık Müzesi arşivinden bir fotoğraf…

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan ” Sait Faik” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
12
2013
0

Pera’nın tüm kitapçıları üzgün…

arkeopera

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=440732

Arkeoloji temalı kitabevi, aynı zamanda Arkeoloji ve Sanat Dergisi’nin yayın bürosu Arkeopera, Galatasaray’daki binasının otele dönüştürülmek istenmesi nedeniyle kepenk kapatacak.

20 Eylül’e dek mekânı boşaltmak durumunda olan Arkeopera, aynı bölgede başka bir mekânda varlığını sürdürebilmek için direniyor.

Arkeoloji yayınları satışının yanı sıra düzenlenen sergiler ve konferanslarla da bir kültür evi niteliğindeki üç katlı Arkeopera Kitabevi, 2000 yılından bu yana işlevini sürdürüyor. Yerli yabancı pek çok ziyaretçisi bulunan Arkeopera yabancı turizm dergilerinde de İstanbul’da görülmesi gereken yerler arasında gösteriliyor.

Tarih öncesinden günümüze Türkiye arkeolojisi, eski uygarlıklar, tarihi eserler, sanat tarihi, mimarlık tarihi ile ilgili pek çok yayına yer veren kitabevi arkeoloji ile ilgili hazırladığı yayınlarla da tanınıyor.

Arkeoloji ve Sanat Dergisi’nin yayın yönetmeni, Arkeopera’nın kurucusu arkeolog Nezih Başgelen, günümüz İstanbul’unda otel-rezidans-AVM sarmalından kurtuluş olmadığını vurgulayarak “Anlıyorum ki bu şehirde kültür ve sanatın akropolisi sayılan Beyoğlu’nda da artık bizim gibi kültür girişimlerine, kitaba ve kitabevlerine yer bulabilmek zorlaşıyor, hatta imkânsızlaşıyor” dedi.

Başgelen, bu durum nedeniyle arşivlerini depoya kaldırdıklarını, on binlerce değerli harita, gravür, fotoğraf, kitap ve görsel belgeyi kutulara koyduklarını, ancak eserlerin bu şekilde çürüme tehlikesi içinde olduklarını belirtti.

Başgelen, “İğneyle kuyu kazarcasına arkeoloji ve sanat alanında 1978’den bu yana araştırarak ürettik. Sayısı 1500’e ulaşan yayın projesini Türkiye’ye kazandırdık. Müslüman mahallesinde salyangoz mu satacaksınız denilen ortamda 35 yılda imkânsız denen pek çok kültürel girişimi başardık ve Türkiye’de arkeoloji yayıncılığının öncüsü olduk” dedi.

12 Eylül 2013, Cumhuriyet Gazetesi
Haber: Ceren Çıplak

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Eyl
07
2013
0

Mermer Adası’nda Mermer Heykeller

mermerheykel6

Mermer (Marmara) Adası’nda yer alan Saraylar beldesi ve mermer ocakları, iyi kristalleşmiş özel mermeriyle (bkz: https://www.maden.org.tr/resimler/ekler/145.pdf )  Türkiye’nin mermer ihtiyacının %20’sini karşılıyor… Belde, ismini, Roma döneminden günümüze kadar inşa edilen -deniz aşırı- saraylara mermer sağlaması nedeniyle “Saraylar” olarak almış.

mermerheykel2

Saraylar beldesini, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nün yürüttüğü bir proje kapsamında öğrenciler tarafından icra edilen mermer heykeller süslüyor.

mermerheykel1

*

Mermer (Marmara) Adası, Saraylar beldesinde yer alan
mermer heykellerin birçoğunun görüntüsüne -pdf dosyası biçeminde-
https://zaferyalcinpinar.com/mermeradasindaheykeller.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

*

mermerheykel4

Türkiye’nin ilk mermer üretim fabrikası “Mermer Taş” 1912 yılında marmara adasında kurulmuş ve 60’lı yıllara kadar üretime devam etmiş. Beldede antik mermer işçiliği örneklerinden oluşan bir de açıkhava müzesi bulunuyor. Bu garip ve mistik müze, 1972’de derlenmiş…

mermerheykel5

mermerheykel3

Fotoğraflar: Zy

*

Mermer (Marmara) Adası, Saraylar beldesinde yer alan mermer heykellerin
birçoğunun görüntüsüne -pdf dosyası biçeminde- https://zaferyalcinpinar.com/mermeradasindaheykeller.pdf  adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
06
2013
0

“Librairie de Péra kitabevi yaşayacak”

fft64_mf1631056

Bkz: https://www.radikal.com.tr/kultur/
librairie_de_pra_kitabevi_yasayacak-1149345

Pazartesi günü kapılarını kapatmak zoruda kalan İstanbul’un en eski kitabevi Librairie de Péra için umut doğdu. Kitapevinin de bulunduğu binanın ihalesini alan dört ortaktan Ali Tanrıkulu iki yıl sürmesi planlanan restorasyon çalışmasının ardından, teknik bir aksaklık çıkmazsa Librairie de Péra’yı aynı isimle yaşatmak istediklerini söyledi. Binanın bir bütün olarak kiralandığını söyleyen Tanrıkulu, kitapçının içinde bulunduğu kısmın düzenlemenin ardından yeniden açılması taraftarı olduklarını belirtti. Bu konuda nihai kararın ise Kültür Bakanlığı ve Vakıflar Müdürlüğü’ne ait olacağını dile getiren Tanrıkulu binayı boşaltma işinin bakanlıkça yürütüldüğünü aktardı. Librairie de Péra’nın akıbeti ne olacak sorusuna ise eğer prensipte anlaşılırsa dükkânı yine Uğur Güracar’a kiralamayı istedikleri cevabını veren Tanrıkulu, talep edilecek kira miktarının sorun olmayacağını ifade etti. Anlaşmanın sağlanamama durumunda ise “Aynı konseptle ve aynı isimle mekânı yaşatmak istiyoruz” diyen Tanrıkulu burada kararın Vakıflar Müdürlüğü, içinde bulunduğu ortaklık ve Librairie de Péra’nın sahibi Uğur Güracar’a bağlı olduğunu söylüyor. Tanrıkulu’nun Librairie de Péra’nın restorasyon sonrası yeniden açılacağını taahhüdünün ardından görüşlerine başvurduğumuz Uğur Güracar ise “Yaptığım işin karşılayabileceği fiyat verilirse muhteşem olur tabi” cevabını verdi.

Radikal Gazetesi, Hülya Avtan
5 Eylül 2013

Ağu
25
2013
0

Bozcaada Kitapçısı’ndan Hediyeler

bozkitap1

bozkitap4

Bozcaada’yı ziyaret eden bir arkadaşım, Bozcaada’nın sahafı Selmin Hanım’ın dükkânından iki özel kitabı hediye olarak getirdi. Duygu’ya bu sıkı hediyeler için çok teşekķür ediyorum… (Zy)

*

bozkitap2
Sait Faik’in hikâyelerinin Slovakça çevirileriyle derlenmiş bir kitap:
“Kırlangıç Yuvasında Kadın”, 1982, Bratislava, Çev: Xénia Celnarova
(Hamiş: Bu kitabın başka bir nüshası, Burgazada’da yer alan -ve 2013 itibariyle yenilenen- Sait Faik Abasıyanık Müzesi koleksiyonunda bulunuyor. Zy)

*

bozkitap3
KITAGAWA UTAMARO, Resim Kataloğu; “kurtısanen”
1955, Almanya Baskısı

*

bozkitap5

Ağu
25
2013
0

#DirenKitap #DirenKitapçı #DirenBeyoğlu

fft64_mf1610494

Bkz: https://www.radikal.com.tr/kultur/beyoglunda_dort_kitapci_birden_kapaniyor-1147556

Çok değil bir beş-altı yıl öncesinde Galatasaray Lisesi, İstiklal Caddesi’nin derebendi gibi bir şeydi. Taksim’den itibaren 7/24 akan kitleler, tuhaf bir ortak bildiriye imza atmışçasına Galatasaray civarında kesilir, Tünel meydanına kadar ancak 15 – 20 kişiye denk gelinirdi. Eğer Galatasaray sınırı aşılacaksa destinasyonlar da belliydi: Babylon, Galata’ya inen sokağın başındaki müzik alet edavatı dükkanları, belki Lale Plak ve tabii ki Robinson Crusoe 389…

Artık Galatasaray – Tünel arası, İstiklal’in geri kalanı kadar yoğun (hatta belki daha da fazla) bir insan trafiğine sahne oluyor. Ancak manzara da haliyle eskisine göre epey farklı. Caddenin bu kısmında göreceğinizi düşünmeyeceğiniz zincirler peşi sıra açılıyor.

Şu anda sadece Tünel civarında üç tane ‘gurme hamburgerci’, Taksim – Galatasaray arasında halihazırda dev bir mağazası olan giyim markalarının ikinci çok katlı mağazaları, bilumum ‘saraylar’, ‘evler’, ‘point’ler vs. mevcut. Ve tabii, Robinson Crusoe 389 gibi bu zincir furyasında artan kiralarla baş etmekte zorlanan eski İstiklal sakinleri…

Robinson Crusoe 389, geçenlerde bu furyayla başa çıkabilmek için yine okuyuculara, müdavimlerine başvuracağını, RobKart uygulamasını başlatacaklarını açıkladı. Kitabevinin ‘öngörülmüş ama gecikmiş bir proje’ diyerek duyurduğu kampanya, ‘nakit sıkıntısını daha hızlı atlatabilmek’ için ‘önce öde sonra al’ sistemini getiriyor, aynı zamanda hediye de edilebilen 500 ve 1000 liralık ya da bunların dışında ‘tutarını –50 liradan az olmamak koşuluyla– kart sahibinin kendi belirleyebileceği’ RobKart’ları sunuyor. Söz konusu kartlar, Robinson Crusoe’nun çizgi roman şubesi Gon’da da geçerli.

Robinson Crusoe’dan H. Burçin Kimmet, “Benzer sıkıntılar yaşadığımız dönemler oldu” diyor. Daha önceki genel ekonomik krizlerden paylarını almışlar. Ancak aynı zamanda “Ama Robinson Crusoe 389’un biteceğine dair bir düşünceye hiç kapılmadık. Böyle bir şey olursa da asıl pay bizdedir diye düşündük” demeyi de ihmal etmiyor. Şimdiki durumu öncekilerden ayıran ise genel bir ekonomik krizden farklı olarak krizin İstiklal Caddesi’nin eski sakinlerini odağına alması. Astronomik seviyelere ulaşan kiralar bir yana Taksim Yayalaştırma Projesi sonrası caddeye ulaşımın gayet zahmetli bir hal alması, kentsel dönüşümün cadde üzerindeki yoğun etkisi, Robinson Crusoe 389 gibi bağımsız dükkânların önüne çıkan zorluklardan sadece birkaç tanesi.

Kimmet, kentsel dönüşümün etkileri üzerine hep aynı örneği verdiklerini söylüyor: “İsmimizdeki 389, aslında eski kapı numaramız. Bülent Erkmen, 100 sene önceki fotoğrafları getirip ‘Bakın, o zaman da aynıymış’ demişti. Tabii o kapı numarası değişti ve bu rakam sadece adımızda ve logomuzda kaldı. Bunu yurtdışından gelenlere anlatamıyorsunuz. Sonuçta diyelim ‘Lamartine’de rakamlar değişir mi’ gibi bir mantıkları olduğundan anlamaları epey uzun bir zaman alıyor. Bunların böyle değişmesi, tepedekilerin kentleşmeye nasıl baktığının da bir örneği aslında.”

fft64_mf1610745

 

Robinson Crusoe 389, 1994’te sahiplerinin, kendi gitmek istedikleri gibi bir kitabevi kurma arzusuyla ortaya çıkıyor. O zaman çoğunluğun niye ‘Galatasaray öncesinde bir yer tutmuyorsunuz?’ itirazlarına karşın Odakule’nin biraz ilerisinde 389 numaralı bloku gözlerine kestiriyorlar. O dönem üzerinde bir ‘Kiralık’ ibaresi bile olmayan bu dükkanı tutmalarındaki amaç Kimmet’e göre “günün modasına kapılmadan kendi önceliklerini koyan bir yer” kurmak. Atmosferiyle bildik kitabevlerinden ayrışan projeyi Han Tümertekin çiziyor. Grafiklerse Bülent Erkmen imzalı. Tümertekin’in proje metninde şunlar yazılı: “Kitapların herkesin erişebileceği şekilde sergilendiği, paylaşıldığı bir arşiv. Bakıp duyanların değil, görüp dinleyenlerin buluştuğu bir meydan. Sadece kitap almak için değil, kitap aramak, kitap sormak, kitap karıştırmak, kitap yazmak, kitap koklamak, kitapla buluşmak için gidilen bir kitaplık”. Robinson Crusoe 389’u özel kılan bir ayrıntı da, İngilizce kitapların çok dolaşımda olmadığı dönemde bu alana verdiği önem. Kimmet, “Öncesinde mimarlara, grafik tasarımcılara yönelik kitapları getirenler zaten vardı. Bizim amacımız şuydu: Türkiye ’deki bir ortalama kitapevinde olabilecek türlerde farklı kitapların aynısının İngilizcesinin de bulunması… Dolayısıyla guide’ından, mimari kitabına, hobi kitabına, tabii ki edebiyatına, özellikle bizim kendi ilgi alanlarımız olduğu için sinema , tiyatro gibi çeşitli alanlarda gittikçe çeşitlendik” diyor.

Mekân, gerçekten de sadece kitap almak için girilmeyen, içine girilip vakit geçirilebilecek, tavana kadar uzanan kitapların karıştırılabildiği bir kitabevine dönüşüyor. Kimmet’e göre Robinson Crusoe 389, bir ticarethane ve bir kültür merkezi… İstiklal’de gezintiye çıkıp “Robinson’a bir uğrayalım” demenin âdetten olması da Kimmet’i doğruluyor. Sonuçta Panter Kırtasiye’ye gidip ‘eski ekol’ kırtasiye havası solumak, Kelebek Korse’nin 1950’lerde donmuş kalmış gibi duran vitrinine her seferinde hayretle bakmak ve Robinson Crusoe 389’u ihmal etmemek, bir İstiklal gezintisinin olmazsa olmazları. İtirazın sebebi sade suya bir geçmişe özlem edebiyatı ya da muhafazakârlık değil. Doğrudan sokağa açılan, kendi tarihleri, hikâyeleri olan böyle mekânlar, İstiklal gibi yaya odaklı bir caddeye sağlı sollu sıralanan AVM’lerden, dev mağazalardan çok daha uygun. Umarız Robinson Crusoe 389, ismini aldığı ‘zorlu koşullara akıl yoluyla direnen’ kahramanın sebatını gösterir. Onun ve diğerlerinin olmadığı bir İstiklal’in alelade bir alışveriş caddesinden ne farkı kalır ki?

Büyükparmakkapı ve Hasnun Galip sokaklarının köşesindeki bina el değiştirince dört kitapçı dükkanının birden geleceği belirsizleşti. Beyoğlu’nun en eski kitapçılarından Pandora’nın yabancı yayınlar satan dükkanı da bu binada bulunuyor. Binanın Büyükparmakkapı Sokak 8 numaradaki cephesinde Pandora’nın İngilizce Yayınlar dükkanı, onun hemen altında ise sahafiye satan Kelepir Kitap var. Binanın Hasnun Galip Sokak’taki kiracıları ise Bengi Kitabevi ile Ana Kitabevi. Beyoğlu’nun yeni sakinlerinden olan bu iki kitapçı Simurg Kitapevi’nin eski yerini paylaşıyor.

İki ay önce el değiştiren binayı Taksim Hill Otel’in de sahibi olan turizm grubu aldı. Firma avukatlarının toplantıya davet ettiği kitapçılar binanın otele dönüştürüleceğini ama şimdilik kendilerine her hangi bir resmi teklif ya da tebligatta bulunulmadığını söylüyor. Binanın üst katlarında ise intenet kafeler ve bürolar var. İkinci derece tarihi eser olan binada otel inşaatının bir iki yıl içinde başlaması bekleniyor.

ERMAN ATA UNCU
24 Ağustos 2013, Radikal Gazetesi

Ağu
15
2013
0

Turgut Uyar’dan Tomris Uyar için: “Kayayı Delen İncir” Defteri (1981)

IMG_8417143696763

Turgut Uyar’ın Tomris Uyar’a ithafen nakşettiği bu önemli efemera, “ikinci yeni” adlı facebook grubundan alıntılanmıştır.

Ayrıca bkz: https://evvel.org/turgut-ve-tomris-uyarin-evlilik-cuzdani-1968

Ağu
12
2013
0

Sedat Umran’la tanışmam/karşılaşmam “İstanbul ve boğazı” sayesindedir.

bogazkoprusuSedat Umran’ın “Boğaz Köprüsü” adlı şiiri…
Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…

*

7 Ağustos 2013’te vefat eden Sedat Umran çok iyi bir şairdi. Onunla 1 Haziran 2003’te Kadıköy-Eminönü vapurunda karşılaştım/tanıştım. Çok ağırbaşlı biriydi. Konuşmamızın başında “şiir” ve “şiirin yüceliği” üzerine -şimdi hatırlayamadığım- bir şeyler geveledim. Sedat Umran sözlerimi dikkatle dinledi ve “Peki, şiir nedir?” diye sordu. Cevaplayamamıştım. Bunun üzerine, Sedat Umran, çantasından “Boğaz Köprüsü” adlı şiirinin bir fotokopisini çıkardı ve okumam için bana verdi. Okudum ve kendisinden bu fotokopi sayfasını imzalamasını rica ettim, reddetmedi. Umran’ın “Boğaz Köprüsü” şiirinin üzerine, defterimi çıkardım ve o günlerde üzerinde çalışmakta olduğum Gözlerim Kapalı* adlı şiirimin son hâlini uzattım Sedat Umran’a… Uzun uzun okudu bu toyluk şiirimi. “Yeteneklisiniz, devam edin…” dedi. Sedat Umran’la tanışmam/karşılaşmam “İstanbul ve boğazı” sayesindedir.

Z. Yalçınpınar

* “Gözlerim Kapalı” adlı şiirim Düşe-Yazma Dergisi’nin Kasım-Aralık 2003 tarihli 5. sayısında yayımlandı.

 

gkapali

Tem
09
2013
0

Kitap Sergisi: “Adalar’a Yazılanlar” (1857-2013)

adalarayazilanlar

“Adalar’a Yazılanlar” Kitap Sergisi
1857-2013

Küratör
Baki Çokneşeli

Bkz: https://www.adalarmuzesi.org/cms/sergiler/guncel-sergiler/adalara-yazilanlar

“Tarih boyunca İstanbul’un incileri olarak ün kazanan Prens Adaları doğa ve dini konularla ilgilenen pek çok gezgini, tarihçiyi, ressamı, coğrafyacıyı, yazarı, şairi olağanüstü etkiledi ve birçok edebi eserin doğmasına esin kaynağı oldu. 20. yüzyıla kadar çoğunlukla yabancı dillerde yazılan gezi anısı, tarihi araştırma ya da dini konulu eserler Türkler’in de Adalar’a olan ilgisinin ve yerleşiminin artması ile 20. yüzyıldan itibaren ağırlıklı olarak Türkçe yazılmaya ve Adalar’ın botanik yapısından hava fotoğraflarına, mimarisinden Adalılar’ı tanıtmaya kadar değişen çok farklı konuları içermeye başladı. Bu yayınların giderek artan bir ivme ile çoğalması tüm Adalı’lar ve Ada severler için gurur vericidir. Sergide 1857-2013 yılları arasında Adalar’a yazılan çok özel eserleri Baki Çokneşeli kitap koleksiyonunda göreceksiniz.” (Tanıtım Metninden…)

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
05
2013
0

Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi’nde Sait Faik İmzaları…

7 Temmuz 2013 Pazar Günü, Beyoğlu Rixos Pera Oteli’nde gerçekleştirilecek olan özel müzayedenin katoloğunu incelediğimde karşılaştığımız Sait Faik imzalı eserlerin tanıtım görüntüleri aşağıdadır. Sahaf Arslan Kaynardağ Koleksiyonu’nda bulunan bu eserlerin çoğu Yeditepe Dergisi’nin kurucularında ressam-grafiker Agop Arad’a ithafen imzalanmış… Ayrıca bkz: https://evvel.org/arslan-kaynardag-koleksiyonu-muzayedesi-icin-kisa-notlar-ece-ayhan-agop-arad

 

sait5

“Agop Ahparik, geldim Bunu da yaptım ama
ben Burdayım…” ibaresi ile ithaflı ve imzalıdır.

*

sait1

“Ferhad ile şirin gibi
Eliz ile Agop’a, sevgilerimle”

*

sait2

“İnek kadar hikâye için Agop’umu feda edemem”

*

sait3

“Canım kardeşim Hacı Asaf’ıma…”

*

sait4

“Benim şeker, tatlı, kaymak, baklava Çelebi’me! Hayatım Çelebi’me”

*

Ayrıca bkz: https://www.buyukpazarmezati.com/
index.php?sayfa=mezat-listesi&arama=Nadir İmzalar

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” ilgilerine https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden, “İmzalı” ilgilerin tümüne ise https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler: ,
Tem
04
2013
0

Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi için Kısa Notlar: “Ece Ayhan, Agop Arad…”

7 Temmuz 2013 Pazar Günü, Beyoğlu Rixos Pera Oteli’nde gerçekleştirilecek olan özel müzayedeyi, imzalı kitap ve edebiyat efemerası kapsamında -biraz da heyecan içerisinde- düşündüğümüzde son senelerin en önemli ve en sıkı kitap müzayedesiyle karşılaştığımızı söyleyebiliriz; 2008 yılında vefat eden felsefeci-sahaf Arslan Kaynardağ‘ın koleksiyonundan eserlerin satışa sunulacağı bu müzayedeyi, imzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârları açısından, daha önceki yıllarda -belki de bir on yıl kadar olmuştur- gerçekleşen Kemal Sülker Koleksiyonu Müzayedesi’ne benzer bir kuvvette, içeriksel açıdan son derece heyecan verici, aydınlatıcı ve sahaflık mesleği için de çok özel bir devinim olarak görüyorum. Müzayedenin beni özellikle ilgilendiren en değerli kısmı müzayede listesinde “Nadir İmzalar” başlığıyla ifade edilmiş.
(Bkz: https://www.buyukpazarmezati.com/index.php?sayfa=mezat-listesi&arama=Nadir İmzalar)  Bu başlığın altında Ahmet Haşim’den, Süleyman Nazif’ten, Halide Edip Adıvar’dan, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’ndan, S. E. Siyavuşgil’den, Orhan Veli’den, Sait Faik’ten, Halikarnas Balıkçısı’ndan, A. Şinasi Hisar’dan, Sabahattin Ali’den, Orhan Kemal’den, Oğuz Atay’a, Onat Kutlar’a, Edip Cansever’e, Özdemir Asaf’a, İlhan Berk ve Ece Ayhan’a kadar inanılmaz derece önemli imzalar ve efemeralar bulunuyor… Şüphesiz, her imzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârı Arslan Kaynardağ’ın koleksiyonunda farklı farkılı, başka başka önem ve ilgiler bütünü bulacaktır, ancak, benim inceleme ve araştırmalarım için İlhan Berk ile Ece Ayhan’ın imzalı kitapları her açıdan çok değerli… Zaten pek bilinmez -daha doğrusu bilen bilir- ama, Arslan Kaynardağ 1979 yılında Ece Ayhan‘la çok ilginç bir konuşma-söyleşi gerçekleştirmiştir. Daha önce (Ekim 2010’da) bu söyleşiyi E V V E L fanzin ilgileri/buluntuları kapsamında yayımlamıştık. (Bkz: https://evvel.org/1979da-ece-ayhanla-soylesmek-arslan-kaynardag)

ecekaynardag

Ayrıca, müzayedede Arslan Kaynardağ’a ithafen imzalanan kitapların yanısıra efsanevi Yeditepe Dergisi ve Yayınevi için kuruluşundan itibaren resim-grafik tasarım çalışmaları yürütmüş olan ressam-grafiker Agop Arad‘a ithaflı kitaplar, edebiyat tarihimiz ile edebiyatın oluşturduğu dostlukları anlamak adına çoklu ve bütünsel bir önem arz ediyor. A. Arad’a ithafen imzalı eserlerin içerisinde Sait Faik imzaları son derece derinlikli ve etkileyici…

saitkaynardag

Uzun lafın kısası,  7 Temmuz 2013 Pazar Günü gerçekleşecek bu özel müzayede, kitap ve edebiyat efemerasıyla ilgilenen heveskârlar için son yılların en önemli hadisesi… Sıkı koleksiyonerlerin bu büyük müzayedeyi kaçırmamasını öneririm.

Sahicilikle
Zy

 

Hamiş: Müzayedenin çağrı metni aşağıdadır:

Değerli kitapseverler ve koleksiyoncular;

Sizleri bu hafta sonu yapılacak olan Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi ile ilgi bilgilendirmek istiyoruz. Aslan Kaynardağ’ın Cumhuriyet dönemi Türkiye sahaflık geleneğinin önemli bir ismi olması dolayısıyla bu önemli müzayedeyi siz kitapseverler duyurmayı bir borç ve görev biliyoruz.. Bu önemli müzayedeyi dost ve meslektaşımız olan “Pazar Mezatı” şirketi düzenlemektedir..

Felsefeci ve sahaf Aslan Kaynardağ’ın (1923-2008) koleksiyonundan imzalı kitapları, felsefe kitapları, ve belgeleri 7 Temmuz 2013 Pazar günü müzayede yoluyla satılacak.

Beyazıt sahhaflar çarşısı’nda önceleri bir tezgahta kitapçılığı başlayan ve daha sonra dükkanında faaliyetlerine devam etmiş  olan Kaynardağ’ın felsefe, kütüphanecilik, Türk dili ve folkloru ile ilgili çok geniş çalışmaları sonucu birikmiş ve uzun süredir ortaya çıkmamış olan arşivi ve koleksiyonları nihayet kitap ve bilgi dostlarıyla buluşuyor.

Son derece nadir imzalı ve ithaflı kitaplardan felsefe arşivine, el yazısı mektuplardan fotoğraflara kadar zengin ve çeşitli bir seçki kitap meraklılarını, koleksiyonerleri ve araştırmacıları bekliyor.

Cumhuriyet dönemi tüm entelektüelleriyle bilhassa felsefecileriyle yakın ilişkisi ve dostluğu olan Arslan Kaynardağ aynı zamanda yayıncı ve yazar olarak bir çok eser vermiştir.

Arslan Kaynardağ’ın kütüphanesinde nadir eserlerin yanısıra, kendisine ithaf edilmiş ve yazar dostlarından ve kütüphanelerinden kalmış olan sıradışı kitaplar (örneğin Sait Faik’ten Asaf Halet Çelebi’ye veya Mehmet Akif Ersoy’dan Mithat Cemal Kuntay’a ithaf edilmiş kitaplar) ve çok geniş bir felsefe arşivindeki eski yazı, ve yabancı dilerdeki felsefe kitaplarının yanısıra dil ve dilbilim  konusunda başvuru kitaplar bulunmaktadır..

Müzayede 7 Temmuz Pazar Gün saat 14:00 ten itibaren Beyoğlu Rixos Pera otelinde gerçekleştirilecektir.

Tüm koleksiyon www.buyukpazarmezati.com sitesinde detaylı olarak incelenebilir. Ayrıca 28.06.2013 tarihinden itibaren Hazzopulo Pasajı 1/B adresinde müzayede gününe kadar görülebilir.  Bilgi için 0212 252 9010-0533 554 5696 numaraları arayabilirsiniz.

Librairie de Pera ekibi

Haz
17
2013
0

Bir Hanımefendinin Ölümü… İmzalı…

Peride Celal’den imzalı “Bir Hanımefendinin Ölümü”
(KaracanYayınları, 1981)

Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan tüm “imzalı” ilgilere https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
17
2013
0

Joan Baez imzası ve “Blowing In The Wind”…

jbaezimza

Yalçınpınar Ailesi Arşivi’nden…

*

“Tam tarihini hatırlamıyorum; 90’lı yılların başı olsa gerek… 13-14 yaşlarımdayım. Nâzım’ın, Şehir Tiyatroları’nda sergilenen oyunlarından birine götürmüştü annem beni… O sırada İstanbul’da bir konser için bulunan Joan Baez de izleyicilerin arasındaydı. Fuaye alanında Joan Baez’i gören annem, heyecan içerisinde elime bir bloknot ve kalem tutuşturarak Joan Baez’den imza almaya gönderdi beni… Sonra, 18’li yaşlarımda, hemen hemen her gün akustik gitarımla “Blowing In The Wind” çalarken, Joan Baez’den imzayı aldığım o gün ve Nâzım’ın oyunu hep gözlerimin önüne gelecekti…” Zy

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
07
2013
0

Nâzım Hikmet’in son kitabına desenler… (Abidin Dino)

adino-300x231

“Paris sahaflarında  küflenmiş raflarda bulunan kitabın kapak ve birinci sayfasına, Nazım Hikmet’in “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” dediği ressam Abidin Dino, son derece ilginç bir desen çizerek altına Fransızca-Türkçe “A Olga tatlı yarim, Abidin-Tatlı Yarim Olga’ya, Abidin” notunu yazmış. Kitap, 1920’lerden 1950’lere kadar  birçok baskıya, acıya, sefalete rağmen inandıkları düşünceler adına boyun eğmeden savaşan genç insanların öyküsü ile başkarakter Ahmet’in, İstanbul, Anadolu ve Sovyet Rusya’da geçen hikâyesini anlatır.”

(Kaynak: EdebiyatHaber.net, Bkz: https://www.edebiyathaber.net/abidin-dinodan-nazimin-son-kitabina-desen/)

E V V E L ‘in Önemli Notu: Yukarıdaki desenle benzeştiğini düşündüğüm bir Abidin Dino desenine şu adresten ulaşabilirsiniz: https://evvel.org/saman-sarisi-icin-abidin-dino

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz. Abidin Dino ilgileri https://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinde, Nâzım Hikmet ilgileri ise https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinde bulunuyor.

May
27
2013
0

Telgrafhane Çizimleri (Bedri Rahmi, 1952)

Melih Cevdet Anday’ın Mart 1952’de Yeditepe Yayınları’ndan yayımlanan “Telgrafhane” adlı şiir kitabına eşlik eden Bedri Rahmi Eyüboğlu desenlerinden bazıları…

 

1. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Bedri Rahmi Eyüboğlu” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.

2. Hamiş: Kitaba ulaşmamızı sağlayan Kuzguncuk Sahaf’a teşekkür ederiz.

May
24
2013
0

Çok yaşa Kuzguncuk’un Sahafı…

kuzguncukta

Geçenlerde Kuzguncuk Sahaf‘ın -adı üstünde, İstanbul Kuzguncuk’ta bulunan- yeni mekânını ziyaret ettik. Kuzguncuk Sahaf’ın aurasında hissettiğimiz en önemli özellik, muhabbet ortamının -mahalle kitapçısı ruhu ya da kültürünün- “hâlâ” çok kuvvetli bir biçimde sürdürülüyor olmasıydı. Kuzguncuk’un insanları sahafa misafir oluyor, çay, kahve içiliyor ve kültürel birikimler -çoğu İstanbul sahafının tersine- etkileşimli olarak paylaşılıyordu. Bununla birlikte, uzun zamandır internetteki sitelerden kitap satışı yapmadığını da özellikle vurguladı Bahadır Bey… Sattığı kitapların kime, nasıl birine gittiğini bilememesi, satılan bir kitap hakkındaki bazı özel ayrıntıları, yüz yüze, kitabı satın alan heveskârla paylaşamaması Kuzguncuk Sahaf’ı internet satışından soğutmuş; “Mecbur kalana kadar internetten kitap satmayacağım” diyor. Bahadır Bey, internet satışı yerine mezat uygulamasını daha faydalı görüyor ve zaman zaman özel mezatlar düzenliyor. Haklı da… Çok yaşa Kuzguncuk ve sahafı!

Not: Kuzguncuk Sahaf’ın rafları edebi türler kapsamında çok güçlü… Ayrıca, Aptülika’nın Kuzguncuk Sahaf’a özel olarak ürettiği bazı deneysel tasarımlar ve kitap ayraçları da inanılmaz etkileyici: Ayraç koleksiyonu yapanlar sadece Kuzguncuk Sahaf’ta bulunabilen Aptülika arşivini kaçırmamalı…

Zy

 

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com