Büyük Saat‘in evrendeki tik-tak seslerini duyanlar için… Turgut Uyar‘a saygıyla… özel bir yeniden-yazım projesi gerçekleştirdik. Projenin tam metnini https://www.dumensiz.net/yeniden-yazm adresinden okuyabilirsiniz.
(Bu özel projede beni yalnız bırakmayan Cem Onur Seçkin‘e çok teşekkür ederim.)
22
2022
Büyük Saat’in evrendeki tik-tak seslerini duyanlar için… Turgut Uyar’a saygıyla…
22
2020
Turgut Uyar’ı saygıyla anıyoruz…
22 Ağustos 1985’te kaybettiğimiz Turgut Uyar’ı saygıyla anıyoruz…
EVV3L kapsamında yer alan Turgut Uyar ilgilerinin tamamına
http://evvel.org/?s=Turgut+Uyar adresinden ulaşabilirsiniz.
Turgut Uyar’ın Şiir Günlüğü’nden kendi elyazısı ile… (19-8-76)
EVV3L kapsamında yer alan Turgut Uyar ilgilerinin tamamına
http://evvel.org/?s=Turgut+Uyar adresinden ulaşabilirsiniz.
10
2018
Şiir: “Gazi Paşa’ya Ağıt” (Turgut Uyar)
(…)
Atatürk Şiirleri Antolojisi’nden…
Hazırlayan: Behçet Necatigil
Türk Dil Kurumu Yayınları, 4.Baskı, 1988, s.148
22
2017
Efemera: “İlk kez… Göğe Bakma Durağı” (Turgut Uyar, Yeditepe Dergisi, 1 Mayıs 1956)
“Turgut Uyar’ın ‘Göğe Bakma Durağı’ adlı efsanevi şiiri, ilk kez Yeditepe Dergisi’nin 1 Mayıs 1956 tarihli 106. sayısının 2. sayfasında yayımlanmıştır. (Göğe Bakma Durağı, -ilk ke yayımlanışının üç yıl sonrasında -1959 yılında Açık Oturum Yayınları tarafından yayımlanan “Dünyanın En Güzel Arabistanı” adlı şiir kitabına girmiştir.) Yeditepe Dergisi’nin 1956 yılındaki söz konusu 106. sayısı -Sait Faik’in ölüm yıldönümüne denk gelen bir Mayıs ayı olması sebebiyle- ağırlıklı olarak Sait Faik’i anma yazılarıyla yüklüdür ve aşağıdaki kupürden görüldüğü üzere Orhan Veli, o yıllarda ‘yeni şiir’in temsilcisi olarak kabul edilmektedir…” (Z. Yalçınpınar)
Yeditepe Dergisi, 1 Mayıs 1956, Sayı: 106
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Turgut Uyar başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/?s=turgut+uyar adresinden, “Yeditepe Dergisi ve Yayınevi” ilgilerine ise http://evvel.org/ilgi/yeditepe-dergisi ulaşabilirsiniz.
29
2017
Yeniden Yazım: “Acıyor” (Turgut Uyar)
acıyor’
mutsuzluktan söz etmek istiyorum
vektörel ve matris mutsuzluktan
mükemmel mutsuzluğundan geleceğin
anlam acıyor
biz giz dolu bir şey yaşamadık
onlar da orada yaşamadılar
bir dağın düzlüğünü
bir kut sanarak
en başta mutsuzluk elbet
Türkiye meyhanesi gibi
ağlayışı sokak lambasına vurup da
baş ucunda yansımayan
yani birinin solgun bir gökyüzünden kaptığı grip
öbürünün bir erkekten aldığı şiddet
bütün özgeçmişlerin tarihçesi
bütün tutulmayan sözlerin tarihçesi
anlam acıyor
yazık anlama diyor birisi
güzel gözlü bir çocuğun bile
o kadar korunmuş bir kışı yoktu
ne susmalıdır bilemiyorum
anlam acıyor
uçaklar gene kalkıp iniyor
evler aydınlanıp kararacaklar
ve bu kadar
tavrım bir şey bulmadan coşmaktır
sonbahar geldi yüzün
kış geldi beyaz yüzün
ey en aptal kişisi evrenin
bazen kış ortasında gecenin
anlam acıyor
kimi anlasam
kim beni anlasa
eylül toparlandı geldi işte
ekim falan da gelir bu gidişle
tarihten uyanan koca koca atlar
tarihe uyanır o kadar
Zafer Yalçınpınar
22 Eylül 2012
Hamiş: Şiirin Turgut Uyar tarafından kaleme alınan özbiçemine(orjinaline) http://siir.gen.tr/siir/t/turgut_uyar/aciyor.htm adresinden ulaşabilirsiniz.
25
2017
“Turgut Uyar’ın ‘Doksanbirinci Gün’ (ya da VEYS) adlı tiyatro oyunu hakkında” (Yrd. Doç. Dr. Fırat Caner)
Turgut Uyar’ın Doksanbirinci Gün (Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan adıyla ‘VEYS’) adlı tiyatro oyunu hakkında heyecan verici bir buluntuya ulaşılmış: Konuya ilişkin olarak edebiyathaber adlı web sitesinde Yrd. Doç. Dr. Fırat Caner‘in kaleme aldığı önemli yazının tam metnini http://www.edebiyathaber.net/turgut-uyarin-doksanbirinci-gun-adli-tiyatro-oyunu-hakkinda-firat-caner/ adresinden okuyabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Turgut Uyar başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/?s=turgut+uyar adresinden ulaşabilirsiniz.
04
2017
Turgut Uyar’ın ‘Kayayı Delen İncir’ Ağacının Görüntüsü (Marmara Adası)
Turgut Uyar’ın “Kayayı Delen İncir” adlı
şiir kitabına adını veren ağacın görüntüsü..
(Büyütmek için tıklayınız.)
Tomris ve Turgut Uyar (oğulları Hayri ile birlikte) 10-15 yıl boyunca her yaz tatilinin yaklaşık bir ayını Marmara Adası’nda bulunan Marmara Otel’de geçirirdi. H. Can Yücel’le birlikte gerçekleştirdiğimiz araştırmalar ve o dönemin sözlü tanıklıkları doğrultusunda, Turgut Uyar’ın ünlü şiir kitabına ‘Kayayı Delen İncir’ başlığını Marmara Adası’nda koyduğunu öğrendik. Olasılıkları değerlendirerek ve gene o dönemin tanıklıklarını/anlatımlarını izleyerek Turgut Uyar’ın şiir kitabına başlık olan incir ağacını bulduk ve görüntüledik. Bu fotoğrafı Turgut Uyar‘ın doğumgününde tüm dostlara ve EVV3L takipçilerine armağan ediyoruz. (Zy)
Önemli Not: Dönemin tanıklarının anlatımlarında elde edilen bir çıkarım da şudur: ‘Kayayı Delen İncir’ adlı şiir kitabının ilk sayfalarında sözü geçen Tonyalı Balıkçılar’ın 1920’li yıllarda Marmara Adası’na göç eden ve hâlâ Marmara Adası’nda balıkçılığa devam eden Karadenizli Balıkçılar olduğu düşünülmektedir.
Ayrıca bkz: http://evvel.org/?s=turgut+uyar
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Turgut Uyar” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/?s=turgut+uyar adresinden ulaşabilirsiniz.
26
2017
“Turgut Uyar’ın ‘Yeni’ Çıkan Kitabı: VEYS” (Burcu Uğuz)
Karga Mecmua’nın Mart 2017 tarihli 113. sayısında yayımlanan yazının tam metnine http://www.kargamecmua.org/dergi/sayi/113/4219# adresinden ulaşabilirsiniz.
09
2016
57 Yıl Sonra; ‘Dünyanın En Güzel Arabistanı’nın İkinci Baskısı (Turgut Uyar)
‘Dünyanın En Güzel Arabistanı’ / Turgut Uyar
İlk Baskı (Açık Oturum Yayınları, 1959) ve 2. Baskı (YKY, 2016)
Turgut Uyar’ın 1959 yılında yayımlanan Dünyanın En Güzel Arabistanı’nın 57 yıl sonra YKY tarafından ikinci baskısının gerçekleştiğini gördüğümde tuhaf bir heyecan hissettim. Şöyle düşündüm: “Eğer bu şiir kitabı yayımlandığı ilk yıllarda okurlar tarafından anlaşılıp içselleştirilseydi, dünya bugün bambaşka bir yer olurdu.” (Zy)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Turgut Uyar” başlıklı ilgilere http://evvel.org/?s=turgut+uyar adresinden ulaşabilirsiniz.
06
2015
Turgut Uyar Fotobiyografisi’nden…
Konya Askeri Ortaokulu’nda…
Bursa Askeri Lisesi’nde…
Konya Askeri Ortaokulu’nda…
*
İşbu fotoğraflar Ağustos 1989 tarihli Argos Dergisi’nin
“Turgut Uyar Fotobiyografisi” adlı özel bölümünde yayımlanmıştır.
*
Ayrıca bkz: http://evvel.org/babam-konuskan-bir-adam-degildi
10
2013
Şiir: “Tomris” (Turgut Uyar)
*
Efemeralar “İkinci Yeni” faceebook grubu’ndan alıntılanmıştır.
Bkz: https://www.facebook.com/groups/ikinciyeni/
*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
15
2013
Turgut Uyar’dan Tomris Uyar için: “Kayayı Delen İncir” Defteri (1981)
Turgut Uyar’ın Tomris Uyar’a ithafen nakşettiği bu önemli efemera, “ikinci yeni” adlı facebook grubundan alıntılanmıştır.
Ayrıca bkz: http://evvel.org/turgut-ve-tomris-uyarin-evlilik-cuzdani-1968
16
2012
Tel Cambazının Tel Üstündeki Durumunu Anlatır Şiirdir (Turgut Uyar)
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Tanrınız büyük âmenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız
Bütün ağaçlarla uyumuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama ağaçlar şöyleymiş
Ama sokaklar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Ben tam dünyaya göre
Ben tam kendime göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız
Turgut Uyar
16
2011
Bu kez TURGUT UYAR adına; “ÖDÜLLER İNSANSIZDIR!”
Turgut Uyar adına bir şiir yarışması/ödülü düzenlendiğinden ve konunun ayrıntılarından –Egoist Okur adlı bir web sitesindeki duyuru aracılığıyla- bugün haberim oldu. Şiir-edebiyat ödüllerine, jüriciliğe, üleştirmenliğe ve genel olarak da “ödüllendirme sistematiği”ne karşı olarak binbir türlü yazı yazdık, sıkı duruş sergiledik. Gerek Evvel Fanzin’de gerekse de diğer platformlarda yıllardır dile getirdiğimiz bu hakikatler, yeni sinsiyetin nemalanıcıları tarafından özel bir haysiyetsizlikle ve yüzsüzlükle anlamazlıktan geliniyor her defasında… Bu nedenle -aşağıda yazılanlarda olduğu gibi- bazı şeyleri sürekli tekrar etmek zorunda kalıyorum. Ve ne yazıktır ki tüm edebiyat kâhyalarına, kifayetsiz muhterislere, üleştirmenlere, haysiyetsizlere ve üçkâğıtçılara aşağıdaki sözleri tekrar etmek, hatırlatmak gibi bir haysiyete/göreve sahibim… Böylesi bir yükü yüklendim, istemeden:
Hande Edremit:“Denizaltı Edebiyatı” adlı bildirinizde “Ödüller insansızdır.” diyorsunuz. Ece Ayhan da “Şairlere ödüller verileceğini duyunca, şunları düşündüm: Demek yasalar da yetmemiş, ölüm şairlerle toplu fotoğraf çektirmek istiyor.” demişti. Günlük hayatta da biraz bu şekilde var olmaya çalışıyoruz sanki. Fotoğraflarla önceden belirlenmiş bir sahneyi yaratmaya daha kötüsü yaşamaya çalışarak…
Zafer Yalçınpınar: Ödül konusu son derece karışık bir konu… Şimdi, her şeyi bir kenara bırakalım ve meseleye dil açısından bakalım: Bugün, “Ödül” dediğimiz anda imgesel olarak ödülü alan kişiyi ya da eseri değil “ödül sistematiği”nin kendisini ya da ödülün metasını işaret ediyoruz, yüceltiyoruz, ayrıcalıklandırıyoruz. Eskiden böyle değildi. Şimdilerde, rekabet, kazanmak, yarışmak, hırs, farklılık, üstünlük filan gibi şeyler doğrudan aklımıza geliyor. Ödüllendirme denen şey, Yeni Kapitalizm’in yönetim süreçlerinin içerisinde düşünüldüğünde bir “isteklendirme” türüdür ve iktidar heveslileriyle iktidar sahiplerinin buluştuğu bir podyumdur. Ödül, iktidarın, kendi iktidarını kuvvetlendirdiği bir araçtır. Ödüller sahici değildir. “Ödül Sistematiği” denen şeyden podyumu, ışıkları, jüriyi, ödülü takdim edeni, alkış seslerini, o kırıtışları, gazetelerdeki haberleri, duyuruları filan kaldırın, geriye ne kalır? Şiltler, plaketler filan kalır. Zaten, bu şiltler, plaketler filan birer “simge” değil midir? İmgelemi kuvvetli bir şair için “ödül” denen şeyin karşılığı böylesi bir “sıradan simge” olamaz. Çünkü ödül sistematiğinin demin saydığım bileşenlerinin hiçbiri de imgelemin özgürleşmesiyle bağlantılı değildir. Şairin ödülü sıkı şiir yazmak, yazabilmektir. Şairin ödülü; tüm baskılara rağmen özgür bakışını, imgeselliğinin biricikliğini kaybetmemektir. Derdi şudur şairin; töze nüfuz edebilmek, tözü imlemek… Şair, şiirinin sıkılığını, dizelerinin gücünü yarışmalarla, ödüllerle filan teyit ettiremez. Bakın, bugünün edebiyat ortalığını birazcık araştırdığınızda “ödülsüz” bir şair bulmakta zorlanırsınız. Herkesin bir yığın ödülü var yahu… Nerede kaldı bu adamların ayrıcalığı filan? Ama benim dediğim anlamda, yani imgelemin özgürleşmesi ve töze nüfuz edebilmek yönünde ödüllendirilmiş şair sayısı bir elimin parmaklarının sayısını geçmez. Bu nedenle “Ödüller insansızdır” dedim.
Ayrıca bkz: Damperli Ödül Furyası ve Saygınlık Cukkalamak
Turgut Uyar’ın mezarının görüntüsü… (Yorumsuzdur!)
Denizaltı Edebiyatı Bildirisi‘nden… (2009)
(…)
3.1.1.1. Ödüller insansızdır.
3.1.1.1.1. Yükleniciler insansızdır.
3.1.1.1.2. Düzenleyiciler insansızdır.
3.1.1.1.3. Katılımcılar insansızdır.
3.1.1.1.4. Takdimciler insansızdır.
3.1.1.1.5. Jüri insansızdır.
3.1.1.2. Ödüller insansızlıktır.
3.1.1.2.1. Şartnameler insansızdır.
3.1.1.2.2. Şiltler ve plaketler insansızdır.
3.1.1.2.3. Mikrofonlar ve masalar insansızdır.
3.1.1.2.4. Ödül törenleri, kurdeleler, kuşaklar ve podyumlar
insansızdır.
3.1.1.2.5. Toplu fotoğraflar insansızdır.(…)
Zafer Yalçınpınar
19
2010
“Sadece şiir değil, her şey bir ‘lirik birim’ taşır içinde.” (Turgut Uyar)
(…)
Kendi şiirim üzerine “retorik” geliştirmek zor hatta imkânsız ama şöyle söyleyeyim; şiirin kendi sesi, özgün şairin kendi bulduğu sestir. Bununla birlikte, ne kadar özgün olunursa olunsun, her şiir anlayışı yaygınlaştığında kaçınılmaz bir biçimde kendi retoriğini de alttan alta bile olsa kurar.
(…)
Evet, her kuşak şairaneliği yerer ve kendisi bir şairanelik kurar. Örneğin bizim kuşağımız şairaneliğe karşı olduğu için şairane olmadığını sanıyordu. Oysa şairaneydi ve onun şairaneliği de imgeye çok fazla yaslanmak oldu…
(…)
Sadece şiir değil, her şey bir “lirik birim” taşır içinde. Benim için önemli olan bu lirik birimi coşkunluğa varmadan verebilmek. Ama şiirimi yaparken adını koymuyorum bunun. Ayrıca ben kendi şiirim için bir yöntemi de sözkonusu edemem. Şiir kendini yazdıran bir şeydir. Yazılırken temelindeki imgeleri ya da kavramları alıp başka yerlere götüren bir şey…
(…)
Şiirde hareketlilik birtakım kişiliklerin belirmesine bağlıdır. Eski değerleri sarsan birisi çıkar ya da yeni değerler getiren birisi gelir, ilk hareket belirir. Kişiliğin, tavrın olmadığı yerde durgunluk vardır. Diyelim ki 20 tane yeni şair var; hiçbirinde birşeyi yerinden oynatacak değer konusunda şüpheye düşürecek şiir yok. Böyle bir ortamda şiir üzerine düşünme imkânı kalmıyor.
(…)
Kişilik varolan mükemmellikten kaçınmaktır benim için.
Turgut Uyar
“Sonsuz ve Öbürü”, Haz: Tomris Uyar-Seyyit Nezir, Broy Yay., 1985, s.103-107
19
2010
“Sonuç; anlamsız bir ortalama.” (Turgut Uyar)
Turgut Uyar’ın Şiir Günlüğü’nden kendi elyazısı ile… (19-8-76)
01
2010
“Şiirde şairane’ye hep karşı oldum…” (Turgut Uyar)
Gösteri Dergisi’nin Nisan 1981’de yayımlanan 5. sayısında Turgut Uyar ile Tomris Uyar’ın gerçekleştirdiği bir söyleşiye rastladım. İşbu ilginç söyleşinin tam metnine http://zaferyal.kuzeyyildizi.com/uyarlarsoylesi.jpg adresinden ulaşabiliirsiniz.
03
2010
Sonsuz ve Öbürü (Turgut Uyar)
En değerli vakitlerinizi bana ayırdınız
sağolunuz efendim
gökyüzününün sonsuz olduğunu bana öğrettiniz
öğrendim
yeryüzünün sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
hayatın sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
zamanın boyutlarının sonsuzluğunu
ve havanın bazen kuşa döndüğünü öğrettiniz
öğrendim efendim
ama sonsuz olmayan şeyleri öğretmediniz
efendim
baskının zulmun kıyımın açlığın
bir yerlere kıstırılıp kalmanın susturulmanın
aşk mutluluğunun ve eski hesapların
aritmetiğin bile
bunları bulmayı bana bıraktınız
size teşekkür ederim
18.5.82
İşbu şiir Borges Defteri arşivinde Turgut Uyar’ın kendi el yazısıyla bulunmaktadır.
24
2010
Yitiksiz’den… (Turgut Uyar)
Yitiksiz
(…)
Üç beş kalem insan gelip geçtiler
Benim aradığımı bulup geçtiler
Biliyorsunuz bu dünya bana yetmez
Biliyorsunuz bütün kapıları omuzladım
Kimini açtım kimini açamadım
Bütün gemileri dolaştım limanlarda
Hepsi rıhtımlara bağlıydılar
Bütün adalar yitikti
Sabaha karşı oturup ağladınız
Çünkü siz bulup da yitirdiniz
Ben yitirmem bir bulsam
Büyük kayaları üst üste korum
Ama biliyorsunuz her şey gelip geçecek
Süslü kadınlar gibi oymalı arabalarda
İki vakit arasında sessiz bir çiçek
Bir dökülecek bir açacak
Sonunda cılız köprülerin öte başında
Bir benim bulamadığım kalacak
(…)
Turgut Uyar
1954
Ben Başka Türlü Şiir de Yazmasını da Bilirim
Sokağın orta yerinde durdum
Bir adam tarçınlı şeker yiyordu
Bir uçurum almış başını gidiyordu
Bir bulut süklüm püklüm meydanda
Bir kadının gözleri büyüktü
Herkesin göğsünde kendi kalbi vuruyordu
Ya benim şaşkınlığım
Her şey benim olsa ne olur
Her şey benim olsa ne olur
Bir bıçak sol böğrüme
Bir bıçak sağ böğrüme
Benim zorum kendimden
Para eder ne var ne yok satmalı
Ay ışığında sabahlara kadar
(…)
Turgut Uyar
1953
Yitiksiz (kitaplarına girmemiş şiirleri), Haz: M.C. Doğan, YKY, 2010
14
2010
Tel Cambazının Telden Düşerken Söylediği Şiirdir (Turgut Uyar)
Eğreti zamanlar kayıp geçti
Bir deli yıldızları sayıp geçti
Bir adam köprülerde ağlıyordu
O adam deliydi ben akıllıydım
Hu dedi ninnilerde güzel kızlar
Güzel kızlar var olsun
Dünyada bir ben varım
Bir de bu olmayası sahipsizliğim
(…)
Siz beni bu şehirden alıp götürün
Tükenmez yağmurlarda ıslatın
Elime iki kulaç ip verin
Düğümleyip düğümleyip çözeyim
Şehrin bütün ışıklarını söndürün
Kapatın bütün kapılarını
Beni bu şehirden alın götürün
Bir elim sağ cebimde
Bir elim sol cebimde
Bu hüznü siz de bilirsiniz
Anlat deseniz anlatamam
Enine boyuna yaşarım ancak
Bu koku bilmediğim bir koku
Bu gece kayık düşlerden birine benzer
Dört yanım karanlıkta
Büyük rüzgârlarda savrulacağız
Öylece dur kollarımda öylece
Karanlıkta telâşla seni hatırlıyorum.
(1954)
Turgut Uyar
Yitiksiz (Kitaplarına Girmemiş Şiirleri), Haz: M. C. Doğan, YKY, 2010, s.70-71
10
2010
Yitiksiz (Turgut Uyar)
Bkz: http://www.ykykultur.com.tr/kitap/?id=2245
Biliyorsunuz bütün kapıları omuzladım
Kimini açtım kimini açamadım
Bütün gemileri dolaştım limanlarda
Hepsi rıhtımlara bağlıydılar
Bütün adalar yitikti
Turgut Uyar
30
2010
Turgut Uyar, Mermer Adası’nda…
Turgut Uyar’ı yakından görüp tanışamadım. Dört yıl kadar evvel Marmara Adası’nda uzaktan gördüm. Başka bir ozan arkadaşım onun Turgut Uyar olduğunu söyledi. Orta boylu, sarışınla kumral arası genç bir insan. Ağır ağır yürüyor ve çevresiyle pek ilgilenmiyordu. Her halinde ozan olduğu belliydi. (…)
Baki Süha Ediboğlu
“Bizim Kuşak ve Ötekiler” adlı kitabından… (1968)
22
2009
Turgut Uyar’ın Girişimi (1966)

Papirüs Dergisi’nin 1966 yılında yayımlanan 4. sayısında, Cemal Süreya tarafından kaleme alınan “Turgut Uyar’ın Girişimi” başlıklı yazıya
http://groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/3bc9c2be80f6e098#
adresinden ulaşılabilir…
15
2009
Turgut Uyar / Arz-ı-Hal (1949)

Turgut Uyar’ın 1949’da yayımladığı ilk şiir kitabının (Arz-ı-Hal) kapağıdır. İlginçtir.
10
2008
İmza: Türkiyem (Turgut Uyar)
Turgut Uyar tarafından (İsmail Gençtürk’e ithafen) imzalanmış “Türkiyem” adlı kitabı koleksiyonuma eklemenin mutluluğunu yaşıyorum bugün…