Tem
31
2015
0

“Muazzam-Muntazam Kaos” (Sinem Şentürk)

EVV3L’in İzmir-Karşıyaka ile Kibrit Dergisi çevresindeki sıkı dostlarından Sinem Şentürk, “Muazzam-Muntazam Kaos” başlıklı özel çizimlerinden 14 paresini EVV3L’in takipçileriyle paylaştı. Şentürk’ün siyah dolmakalem ile gerçekleştirdiği çizimlerindeki desenvari varyasyonlar, “karmaşık sonsuzluk” diyebileceğimiz bir duygudurumsal mertebeyi ve özel bir tersimlemeyi imliyor. Kendisine paylaşımı için çok teşekkür ediyoruz. (Not: Sinem Şentürk’le sinemjms@hotmail.com adresinden iletişime geçebilirsiniz.)


ss6

ss12

ss4

ss7

 ss13

ss11

ss5

ss9

 ss10

ss3

ss2

ss8

ss14


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sessizliğin Dilbilgisi” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sessizligin-dilbilgisi adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
30
2015
0

“ÇALMAYAN” (Zafer Yalçınpınar)

“(…) Sözgelimi, edebiyatçı arkadaşlarımın yüzde 99′u pis herifler.
Yaşayarak gördüm! Ya sahtekâr, ya hırsız. (…)” Ece Ayhan


cover(jpeg)

“ÇALMAYAN”
Zafer Yalçınpınar


İndirme Adresleri(Tam Metin)
pdf: https://bit.ly/calmayanpdf
ePub: https://bit.ly/calmayanepub


Kendi Yayınları
Eylül 2014, 62 Sayfa-Şiir


Hamiş:

Zafer Yalçınpınar’ın kişisel web sitesine https://zaferyalcinpinar.com adresinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Yalçınpınar’ın tüm kitapları ise şu adreste yer alıyor: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

Tem
29
2015
0

“Rüzgâr Defteri” yayımlandı!

ruzgardefteri

RÜZGÂR DEFTERİ
Zafer Yalçınpınar

Oyun Yayınevi
Temmuz 2015, Anlatı


Rüzgâr Defteri’ni
https://www.oyunyayinevi.com/urun/ruzgar-defteri/
adresinden çevrimiçi olarak satın alabilirsiniz.


 

Rüzgâr Defteri, alegorik anlatımların alan derinliğinde oluşan şiirsel bir metindir ve 2013-2014 yılları boyunca Bozcaada ile Marmara (Mermer) Adası’nın örgün uzamında kaleme alınmıştır.

Rüzgâr Defteri’nin yaşanmasında, imgeleminin oluşmasında ve yazımında, her ân, her merhalede, her daim yanımda olarak beni sonsuz destekleyen Duygu Gündeş’e çok teşekkür ediyorum.

Rüzgâr Defteri’ndeki özü sezerek özenle yayıma hazırlayan M.Ş.Ş. ile Nihan Şişli’ye, defterdeki şiirsel alan derinliğini içselleştiren Kerem Bereketoğlu’na, güç veren Uluer Oksal Tiryaki’ye ve Oyun Yayınevi’nin tüm sıkı taifesine “yerden göğe kadar” teşekkür ediyorum.

Oyun Yayınevi ve taifesi olmasaydı bu defter yayımlanamazdı.

Sahicilikle,
Zafer Yalçınpınar

 

ruzgardefteri2


Hamiş: Yalçınpınar’ın 2015 yılı öncesinde yayımlanan tüm kitaplarının pdf biçemine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden, tüm şiirlerine ise https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz. Zafer Yalçınpınar kimdir? sorusunun cevabı da https://bit.ly/zykimdir adresinde yer alıyor. (Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com)

Tem
29
2015
0

Şiir: “Günlük İşlerdenmiş Gibi Ölüm” (İlhan Berk)

Dönüp duruyor yol. Sonunda orda durduk.
Açık kapıdan gördük,
__________oturmuş yün eğiriyordu
Elinde kirmeni.
Kocaman bir yumak kapının orda yuvarlanıp kalmıştı.
Eşikten başımızı uzatıp:
___________“Nasılsın?” dedik. Sanki
bir sandalyenin yerini değiştiriyormuş gibi
“Ölüp gidiyoruz işte!” dedi,
___________kaldırmadan başını.
Günlük işlerdenmiş gibi ölüm.

Bir rüzgâr dövüp duruyordu önündeki denizi
Arada bir başını kaldırıp baktığı.

İlhan Berk


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
28
2015
0

Picabia’lardan ‘Yalınız’ veyahut “Sakallı Celal”

Futuristika! taifesinden İma C. Çelik, güzellikli bir çıkarımla Francis Picabia‘nın “Kervansaray” adlı eserinden Sakallı Celal‘in sanat anlayışına uzanmış… İma C. Çelik’in yazısının tam metnine https://www.futuristika.org/sakalli-celal-picabia/ adresinden ulaşabilirsiniz.


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Francis Picabia” ilintilerine https://evvel.org/?s=Picabia adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
23
2015
0

Mermer Adası’nın Tam Kalbinde Bir Seramik İşliği: “İNCİ”

inci3

Seramik sanatçısı İnci Yalçın Balkan ve eşi Yusuf Balkan, Mermer (Marmara) Adası’nın merkezinde çağdaş bir sanat işliğini hayata geçirdi. “İnci” adını taşıyan işlikteki eserlerin genelinde seramik sanatının çağdaş motifleri ile figüratif çeşitlemeler bulunuyor. Seramik sanatının el emeğiyle özdeşleşen felsefi dokusu, İnci Yalçın Balkan’ın figüratif kompozisyonlarında, motiflerinde ve renk seçimlerinde belirgin bir şekilde hissediliyor. Adanın tam kalbinde, tarihsel bir mekânın restorasyonu sonrasında hayata geçen “İnci” adlı işliğin, Marmara Adası’ndaki kültür-sanat aurasını olumlu yönde etkileyerek geliştireceğini düşünüyor ve bu biricik kültür-sanat işliğini, adalar kültürü, seramik sanatı, tarih ve felsefeyle ilgilenen herkesin ziyaret etmesini öneriyorum. (Zy)

inci2


inci4

“İnci Yalçın Balkan”


inci1
“İşlikte yer alan eserlerden bir görünüm…”


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
21
2015
0

Günsüz

20150730_141638

“Günsüz”
by Zy


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
20
2015
0

Ölümden beslenenleri lanetliyorum!

İnsanları/insanlığı öldürenleri ve ölümden beslenenleri lanetliyorum.
Lanet olsun bu insansızlığa, gaddarlığa, ortaçağ kafasına!


Tem
19
2015
0

Anadolu Efsaneleri: “Klity” ve “Dryope”

Ormanların, ağaçların ve bitkilerin perilerine Dryad, bazen de Hamadryad denirdi. Bunlar ağaçların ruhları idi. Geceleri ağaçlardan ayrılıp el ele vererek halka olur; ayışığında bir çelenk halinde dönerek dans ederlerdi.

Dryad’lar ağaçlarla birlikte yaşar, ağaçlarla birlikte can verir, ölürlerdi. (…)

Ağaç sevgisi o denli yeğindi ki, ozanlara taç diye defne dalından, yengi kazanmış atletlere ise zeytin dalından çelenkler takılırdı.

Anadolu’da bugün bile Dryad’imişler gibi ağaçlarda bir ruh olduğu inancı vardır.

(…)Güney Anadolu’da zeytin ağaçlarının mirasçıları kaç kişiyse, zeytinin gövdesine baltayla o sayıda çentik vurulur. Ağacın yaralanmaması ve canının acıtılmaması için ağaçlardaki paylarından geçenler (özellikle kadınlar) çoktur. Zaten ağaçlara “kanlı kavak” gibi adların takılması, mezarlığa selvinin, köy meydanına da ulu çınarın dikilmesi Anadolu’da ağaç duygusunun derinliğini gösterir.

Ormanlarda dağ taş ve orman tanrısı Pan korkusu, ormanın çoluklu çocuklu bir insan kalabalığının bağrışmasına benzeyen uğultusundan ileri gelmektedir. Durgun havalarda ormanda sanki bir insanın iç çekişi duyulur. Hemen hemen her şeyin “lisanı hal” ile bir anlatılışı vardır a.

İşte eski Anadolu’lulara ormanlar ve ağaçlar “lisanı hal” ile Dryad’ları anlattılar.

(…)

Ormanlarla ilgili Anadolu kaynaklı iki efsane vardır. Birisi Klity efsanesi. Klity güzel bir köylü kızıdır. Apollon, (yani güneş) her gün ateş arabasıyla göklerden geçerken kız, güneş tanrısını görür ve ona âşık olur. Utangaç ve pısırık âşık kız güneşe sevgisini bildirmez. Fakat sabahtan akşama dek toprakların üzerinde oturup, güneş tanrısı gökler boyunca gezeleyip gözlerini ondan ayırmaz. Zavallı kızcağız böyle güneşe baka baka, yüzünü hep güneşe çeviren “güneş çiçeği” olur. Bizde ise bu güneş çiçeğine çoğunca “ay çiçeği” deriz.

Ağaçlar üzerine Dryope efsanesi pek acıklıdır. Dryope ile İole iki kız kardeştir. Dryope evliydi. Bir gün iki kardeş bir pınar kenarına gider. Dryope çiçek açmış bir mersin dalı koparır. Dal, koptuğu yerden kanayınca kadın şaşırır. Dryope istemeden bir Dryad’ı öldürmüş bulunur. Dryope korku içinde kaçmaya kalkışır, ne var ki, topukları toprağa köklenmiştir. Kadın yalnız belinden üst yanını oynatabildiği için, “Eyvah!” diye saçlarını yolmaya kalkışır, ancak avuçlarını saçlarla değil, başından kopardığı yapraklarla dolu bulur. Öte yandan, çocuğunu emzirmeye kalkışınca da , memelerinin katılaştığını ve sütünün kesildiğini görür. İole kardeşinin halini görür, yardımına koşar, ilerlemekte olan ağaçlaşmayı durduramayınca, aynı ağaç kabuğuyla bağlatmak üzere kardeşini kollarıyla sarar, ama ağaçlaşmaz. Tam o sırada Dryope’nin kocasıyla babası çıkagelirler. İole onlara taze ağacı gösterir, onun hâlâ sıcak olan gövdesine sarılır ve yapraklarını öperler.

Artık Dryope’den, yamru yumrulaşma yüzünden başka bir şey kalmamıştır. Genç kadın güçbelâ konuşmaya uğraşarak, “Hiç günahım yok, sonumu hak edecek bir fenalık yapmadım, kimseyi incitmedim. Eğer yalan söylüyorsam yapraklarım kuraklıktan kurusun, dökülsün, gövdem de dallarım da kesilip cayır cayır yakılsın. Çocuğumu dallarımın arasından alın ve bir sütnineye verin. Sık sık dallarımın altına getirin; onu burada emzirsinler. Çocuğum gölgemde koşup oynasın. Çocuğum konuşacak ve söz anlatacak çağa gelince, beni “Annem!” diye çağırsın, annesinin bu gövdede olduğunu bilsin. Ama ağaçların dağlarını, yapraklarını koparmaktan sakınsın, belki de her ağaç benim gibi bir anadır” der. Sözlerinin burasında susar, çünkü kabuk, yüzüne gözüne yürümüş, dudaklarını ve gözlerini örtmüş bulunur.

Halikarnas Balıkçısı
“Anadolu Efsaneleri”, Bilgi Yay., 4.Baskı, 1983, ss. 135-139

Tem
16
2015
0

“Aklınızdan dahi geçirmeyin!”

Danıştay 6’ncı Dairesi, Topçu Kışlası’nın da içinde olduğu Taksim Yayalaştırma Projesi’ne ilişkin geçen yıl onadığı iptal kararını oy çokluğuyla kaldırdı. Karar sonrası bir açıklama yapan Taksim Dayanışması, “Niyetinizin farkındayız, aklınızdan dahi geçirmeyin” dedi.” Taksim Dayanışması’nın açıklamasının tam metnine https://taksimdayanisma.org/aklinizdan-dahi-gecirmeyin adresinden ulaşabilirsiniz.


Tem
15
2015
0

“Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ‘zorla’ tahliye edildi.”

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın da içinde olduğu Beyoğlu, Sıraselviler Caddesi’ndeki Hrisovergi Apartmanı “Binanın depreme karşı riskli olduğu” gerekçesi ile polis ve zabıta eşliğinde tahliye edildi. Vakfa ait eşyalar nakliye kamyonları ile yediemin deposuna götürüldü.

Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nca yapılan açıklamada, “Nazım Hikmet Vakfı, Sıraselviler caddesindeki tarihi Hrisovergi apartmanının, otel ve AVM yapılmak üzere bir inşaat şirketine kiralanması nedeniyle yirmi yıldır etkinliklerini sürdürdüğü binasından tahliye ediliyor. Hukuk süreçlerinin sonuçlanmamış olmasına karşın, 14.07. 2015 günü Vakıf merkezine gelen Beyoğlu Belediyesi’ne ait zabıta ve güvenlik güçleri, tahliye işlemini gerçekleştiriyor. Bu yasa tanımaz, kültür düşmanı eylem ve girişimi şiddetle kınıyor, kamuoyunu Nâzım Hikmet Vakfı’yla dayanışmaya çağırıyoruz denildi.

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi, 15/7/2015

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/322166
/Beyoglu_nda_Nazim_Hikmet_Kultur_Vakfi_tahliye_edildi.html

Tem
14
2015
0

“Paskalya Adası’nda Aynaların İşleyişi” (Julio Cortázar)

“Paskalya Adası’nın batısına bir ayna konulduğunda, geri kalıyordu. Paskalya Adası’nın doğusuna bir ayna konulduğunda, ileri gidiyordu.”

Bülent Kale’nin çevirdiği “Paskalya Adası’nda Aynaların İşleyişi” adlı kısa öykünün tam metnine https://newalaqasaba.wordpress.com/2015/07/05/julio-cortazar-bir-kisa-oyku/ adresinden ulaşabilirsiniz.


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortazar” başlıklı ilgilerin tümü https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinde yer alıyor.

Tem
11
2015
0

Kitap: “Vasat Edebiyatı 101” (Taylan Kara)

IMG_20150710_174009

“Vasat Edebiyatı 101”
Taylan Kara

Hayal Yayınları, Mayıs 2015


“Edebiyat ortalığı”nda sergilenen “güdümlü” faaliyetleri eleştirdiği özel çalışmalarıyla tanınan Taylan Kara -sağolsun- “Vasat Edebiyatı 101” (Hayal Yayınları, Mayıs 2015) adlı yeni kitabını imzalayıp bize göndermiş. Vasat Edebiyatı 101‘de, edebiyatımızın (ve dilimizin) maruz kaldığı tüm “ödüllendirme-pazarlama-tutundurma” yöntemleri, piyasa sistematiğinin edebiyata bulaştırdığı “yeni sinsiyet” ile bu kötücül tavrın türevi olan tüm faaliyetler ayrıntılarıyla anlatılmış, incelenmiş. Taylan Kara’yı “Vasat Edebiyatı 101” adlı eleştirel çalışması nedeniyle tebrik ediyoruz.


Önemli Not: Taylan Kara’nın edebiyat oligarşisine dair gerçekleştirdiği analiz ve eleştirilerin bazılarına https://evvel.org/?s=Taylan+Kara adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
10
2015
0

Sistem Edebiyatının Otopsisi

Taylan Kara, B. Sadık Albayrak’ın hazırladığı (27 Haziran 2015 tarihinde yayınlanan) “Edebiyat Cephesi” adlı tv programında, edebiyat ödülleri üzerinden uygulanan “haksızlık yordamı”nı ve işbu yordamın oluşturduğu “mezalim ortamı”nı tüm ayrıntılarıyla anlatıyor…

Programın 47 dakika uzunluğundaki video kaydının tamamı şu adreste yer alıyor:
https://www.youtube.com/watch?v=OyZEUXCeI94

Taylan Kara’nın ayrıntılarını sunduğu haksızlık yordamını ve mezalim ortamını görmedik, duymadık, bilmiyorduk demeyin!

İyi seyirler…


Önemli Not: Taylan Kara’nın edebiyat oligarşisine dair gerçekleştirdiği diğer analiz ve eleştirilerine https://evvel.org/?s=Taylan+Kara adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
10
2015
0

“Daha 19 yaşında, düşlerinde özgür dünya…”

aliismailkorkmaz

“daha 19 yaşında
düşlerinde özgür dünya
Ali İsmail Korkmaz
insanlık onuru yıkılmaz!”

*

Tem
07
2015
0

Şiir: “Kıyıların Kıyısında”

(…)
ıhlamur ağacı
arılarıyla sesleniyor:
“gökyüzü dolu bir yere
___________geldik seninle”

(…)

rüzgârın yürüyüşünü
__________duyuyorum
______________yapraklarda
toprak yağmurla gözleniyor
kökler yağmurla güçleniyor
________________toprakta

düşünmeyen göremez düşünmeyi
yağmurun noktalama işaretlerini
nehirleri, gölleri ve denizi
virgülleri, uzun çizgileri
anlamın birikimini

(…)

senin için
yazılmış bir dize batıyor
ıhlamur ağacının yanından
_________kalbimizin denizine
göller oluşuyor
dağların tepelerinde

(…)

Zafer Yalçınpınar
Temmuz 2015


Hamişler:

1/ “Kıyıların Kıyısında” adlı şiirin tam metnine https://bit.ly/kiyilarinkiyisinda adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için; https://bit.ly/zykimdir

Tem
03
2015
0

Kendini Anlatan: “İnsanlık Onuru”

insanlikonuru

“İnsanlık Onuru”

Z. Yalçınpınar, Sapanca-2015


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
03
2015
0

“Karanlık boş odanın içinde / çizgisiz siyah bir dosya kâğıdı.” (M.Ş.Ş.)

1/
Karanlık boş odanın içinde
çizgisiz siyah bir dosya kâğıdı.

(…)

3/
(…)
yoksa iyi akşamlar dediğimiz yüzler
evlerinde ne yaparlar sonra?
Yalnızlık hâkimdir her şeye
diye gümler karanlık
içimizdeki çölün üzerine.
(…)

6/
(…)
her gün yeni bir gerçek;
kullanılmış,
yeni bir ad koyar gibi;
mide bulandıran.
Aramak boşuna
özgür kalacaksınız
özgür bırakırsanız
bir soru kemirecek içinizi…
Kiminle konuşuyorum?
Hiç kimse.
Yankılanır duvarlarınızda
kaçamaz olursunuz
bir kuşku kaplar derinleri
irkilir gibi kuşlar
avuçların içinde.
(…)

8/
(…)
bir kuyumcu titremişti yatağında
içinden bir şeyler uçmuş gibi
utandığınız bir anı terk ederken sizi
(…)
keşke görülseydi
keşke bilinseydi
balkonda vişne suyu içen birisinin
uzak trajedilere gebe olduğu.
(…)

M(ehmet) Ş(enol) Ş(işli)
“Sayıklayanlar”, Esen Kitap, Mayıs 2015,
ss. 11, 16, 26, 31, 32

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com