Haz
30
2012
0

Lefter: Futbolun Ordinaryüsü (Haluk Hergün)

1924 yılının 22 Aralık günü Büyükada’da, balıkçı Hristo ile Argiro’nun ikinci çocukları dünyaya gelir. Bu sarışın, elâ gözlü, cin gibi bakan bebeğe, adı gibi “özgür” olsun diye Elefterios adını koyarlar…

Bkz: https://www.idefix.com/Kitap/tanim.asp?sid=HQLBTCECZF5FMDKB007J

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yer alan Fenerbahçe Spor Kulübü ilgilerine https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
29
2012
0

Benimle Gelen (M. Kızılcalıoğlu)

hiç geçmeyecek bir düşün yaralısı
sıkıldığımda cebimden çıkardığım sus-dalı
gittiğim
(…)
aynada gördüğüm yüzümde
beslediğim
benimle gelen
(…)
bu kimsesizlik
bu sessizlik
hiç bitmeyecek bir dil

Metin Kızılcalıoğlu

Haz
22
2012
0

7-8 Temmuz 2012… Hadi!

7-8 TEMMUZ 2012
bkz: www.7-8temmuz.com

Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/289470011148278/

“HADİ!”

Zy

Haz
22
2012
0

İpli Kukla Yapım Atölyesi (2-8 Temmuz 2012)

Ahşap Çerçeve Kukla Atölyesi, 2-8 Temmuz 2012 tarihlerinde yoğunlaştırılmış ipli kukla yapım atölyesi düzenliyor…

Bkz: https://www.ahsapcerceve.com

 

Haz
16
2012
0

“Lefter K.Andonyadis” Sergisi ve Turnuvası

LEFTER SERGİSİ

Adalar Müzesi Büyükada Çınar Sergi Alanı
Açılış: 24 Haziran 2012 Pazar, Saat:17:00
Küratör: Ersin Salman
Tasarım: Erkal Yavi

*

Rumcada Lefter (Elefterios), özgür anlamına geliyor. 22 Aralık 1924 tarihinde doğan Lefter’in babası Hristo balıkçılıkla, annesi Argiro ise terzilik ile uğraşıyordu. Rum kökenli aile, 20. yüzyılın başında Büyükada’ya göç etmişti. Futbola Büyükada’da başlayan Lefter, Fenerbahçe forması altında 615 maç ve 423 gole imzasını attı. Milli takımda ise 50 maç, 21 gol ve 7 kez kaptanlığı futbol tarihine yazdırdı. Ellinci milli maç madalyası alan ilk futbolcu ve milli takımda en çok gol atan üçüncü futbolcu oldu. Aslında Lefter’in geçmişi “ilk”lerle dolu: Yurt dışına bonservis ücreti alınmak suretiyle transferi yapılan, 1954 Dünya Kupası’nda 400’üncü golü atan ve yaşarken heykeli dikilen ilk futbolcu. Efsane futbolcu Lefter Küçükandonyadis zatürre nedeniyle tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi’nde 13 Ocak 2012 tarihinde yaşamını yitirdi.

Futbol Yaşamı:
1941-1943 Taksim Spor Kulübü
1943-1947 Diyarbakır’da askerlik
1947-1964 Fenerbahçe
1951-1952 İtalya’da Fiorentina
1952-1953 Fransa’da Nice
1964 Yunanistan’da AEK
1965 Yunanistan’da Egaleo (çalıştırıcı)
1965-1966 SuperSport United (G.Afrika)
1966-1967 Samsunspor (çalıştırıcı)
1967-1968 Orduspor (çalıştırıcı)
1968-1969 Mersin İdmanyurdu (çalıştırıcı)
1969-1970 Boluspor (çalıştırıcı)

*

 7-8 Temmuz 2012 tarihlerinde; Adalar Vakfı, Adalar Belediyesi ortaklığı ve Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ile Kınalıada Spor işbirliğiyle, Kınalıada Jarden‘de “Lefter Kupası” düzenlenecek…

Ayrıca bkz:
https://evvel.org/adalarda-lefter-kupasi-ve-lefter-sergisi
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=29588

*

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
16
2012
0

Gemi

“Eser, ona bindiğinizde sizi daha sahici bir yere götüren bir gemi gibidir.”

Stephan Micus

Haz
16
2012
0

Murat Ercan’ın Uzun Hikaye’si

Murat Ercan’ın “Uzun Hikaye” adlı albümü yayımlandı.
Sarp Keskiner, Karga Mecmua’nın Haziran 2012 sayısında Murat Ercan’la kalbten bir söyleşi gerçekleştirmiş. Söyleşinin tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/mercanuzunhikaye.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
15
2012
0

İki Kişilik Ada Sessizliği

(Yedi yıl sonra, bir şiirin negatifi…)

 

Bir adam örgüsünden çıkıyor kadının: Gökyüzü bulutsuz ve yürüyüşsüz.
Bir taşı büyütüyor adamın yalanlı kalbi: Ağaç sallantısız ve meyvesiz.
Bir biletçi para basıyor: Örgücü kadın dimdik ileriye bakıyor.

1.

bir dağdan geri dönüyor rüzgâr
güneş sönüyor muhasebeci gibi beceriksiz

kadın adamı doğru anlıyor, yanlış
_______adam kadının yanlış anladığını biliyor, doğru
_______________bir nokta yerini başka bir noktaya bırakıyor

“gündüz” diye bağırıyor kadın aşağıdan yukarı beyaz bir yelken

kadın ile adamın arasındaki ışıksızlık büyük söngü ustası

(…)

Zafer Yalçınpınar
15 Haziran 2012

Şiirin tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/s100.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca Bkz: İki Kişilik Ada Çarpıntısı (2005)

Haz
14
2012
0

Güzel Hayalet

“Güzel Hayalet”
by Zy

*

Ayrıca bkz: “kendini anlatan”

*

Haz
13
2012
0

Azınlık-Oluş ya da Şair-Oluş (U. Aydoğdu)

Belki de “doğru olmayan sözcükleri” bulmamız gerekiyor. Oluşları, akışları, akışkanlıkları var edecek sözcükleri. “Bir üslup, kendi ana dilinde kekelemektir. Bu çok güçtür, çünkü bu tip bir kekelemenin gerekliliği olmalıdır. Bu, sözlerinde kekeme değil, kendi dilinde kekeme olmaktır. Ana dilinde yabancı gibi olmak. Bir kaçış çizgisi yapmak.” Örneğin, Ece Ayhan, azınlık-oluş ya da şair-oluş’tur. Türkçede müthiş bir ‘yabancılık’ icat etmiştir.

Dil, hiçbir zaman homojen bir sahada hareket etmez. Bir heterojenlik coğrafyasında hareket edebilmek için sık sık kızarıp bozarmak gerekir değil mi? Kekeleyen bir şiir oluşmak, işte güç olan budur. “Tek dilde bile ikili olmamız gerekir, kendi dilimizde bile ergin olmayan bir dilimiz olmalı, kendi dilimizde azınlık bir dil yaratmalıyız. Çok dillilik, her biri kendi içinde bağdaşık (homojen) olan birçok sistemin sahip olduğu şey değildir; kaçış çizgisi veya değişim çizgisi bir sisteme bulaşır ve onun bağdaşık (homojen) olmasını önler.” Örneğin Cemal Süreya, San adlı şiirinde “Seni kucağıma alıyorum / Tarifsiz uzuyor bacakların” derken Türkçeden “bir başka dil çıkartır.” Proust’un dediği gibi “Güzel kitaplar yabancı dildeymiş gibi yazılmışlardır.”

Edip Cansever, Masa’ya “azınlık oluşunu” koyar. Azınlık olmasa masaya “biranın dökülüşünü” ya da “ekmeğin yumuşaklığını” ya da “üç kere üçün dokuz etmesini” koyar mıydı hiç? Masaya konan onca şey “azınlık oluşun” ürettiği şeyleridir.

“Azınlık oluşun” içinde insanın ‘kendi oluşu’ vardır. Diğer bir deyişle insanın ‘kendi oluşu’, “azınlık oluş”tur. “Bir sakarlık” ya da “bir sıhhat eksikliği” ya da “bir zayıflık” ya da “hayati bir kekemelik” icat etmek… Yaşamda “birinin çekiciliğini belirten” neyse yazının kaynağında da üslup olarak bunlar vardır. Bizi bir şiire ya da bir insana götüren ‘çekerler’ yoksa ne şiirin ne de insanın çekiciliğinden bahsedemeyiz. Bizi çekerler, çünkü onlardaki “azınlık oluşu” hemen fark ederiz. Onlara yeterince keskinlik veren bu güç “kendi kendisini doğrulayan yaşam gücü”dür ve “bu güç hiç bıkmadan, sebatkârlıkla yaşamı doğrular.” Öyle değil mi “dörtnala sevişmek lazım”dır. Sonra “sen çıkarıp utancını duvara asarsın” ve “ben masanın üstüne koyarım kuralları”. Bu dizelerde[1] hem nazik hem de güçlü bir yan var. Çoğu zaman etrafından dolaştığımız yaşam bizden bir ‘oluş hamlesi’ ister.

Nietzsche, “Nevrozlunun tersi olan nazik, sağlıklı ve iyi yaşamlı”, şöyle diyordu: “Öyle görünüyor ki sanatçı ve özellikle filozof bulunduğu çağın içinde rastlantıdır… Onun ortaya çıktığı yerde, hiç atlamayan doğa, birdenbire ileriye doğru sıçrar ve bu neşenin sıçramasıdır.” Böylece “doğa ilk defa bir sonuca vardığını anlar.” Işıklar yanar. “Zorunlu olarak galip gelen bir zar darbesidir bu.” Ah, zarlar yuvarlanıyor işte. Bunun tadını neyle kıyaslayabilirim? “Bütün” den çalınan bir öpüşmenin hazzı işte – daha ne -, burada “… zurnanın ucunda yepyeni bir çingene”[2] ye rastlanır. Gökyüzü çileklerine, dalgalanmalara, mini minnacık çakıl taşlarına benzeyen olaylara, korkulara, titremelere rastlanır.

Zaten, “Rastlamak kapmaktır, çalmak.”

Uluer Aydoğdu
“denizsuyukasesi”, temmuz- eylül  2009, sayı 39

 

[1] “Sen çıkardın utancını duvara astın/ Ben masanın üzerine koydum kuralları” Dizelerin aslı böyledir. Önceleyin/ Üvercinka/ Cemal Süreya.

[2] “Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene” Gül/ Üvercinka/ Cemal Süreya.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları”na https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
12
2012
0

E-Kitap: DADALIada (Z.Yalçınpınar)

DADALIada
Zafer Yalçınpınar

E-Kitap, Haziran 2012, 70 Sayfa

indir;
https://bit.ly/dadaliada

(9,30 Mb.)

“bir çakarın yanında evet bu benim ne hastalık !
iskelenin ucunda oturuyordu tanıdık bir yalnızlık”

ayrıca bkz; FÜG,
https://evvel.org/bildiri-no3-fug

 

Haz
12
2012
0

16 Haziran 2012 Karma Eserler Müzayedesi’nde Edebiyat Efemeraları

16 Haziran 2012,  Cumartesi
Saat: 14.00, Point Otel Barbaros

İmzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârlarının özellikle de Nâzım Hikmet, Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Abidin Dino üzerine yoğunlaşan koleksiyonerlerin kaçırmaması gereken bir müzayede…

Bkz: https://www.buyukpazarmezati.com/index.php?sayfa=mezat-listesi

Haz
09
2012
0

Kargaşa 12’de; Oruç Aruoba Çağrışımı…

KargArt taifesinin 12 senedir yürüttüğü “Kargaşa” adlı karma sergi, 7 Haziran 2012’de, “DİL(EMMA)-Sanatçının Kendi Dilini İnşası” kavramsal arkaplanıyla birlikte açıldı. Açılıştaydım ve şunu gördüm: Kargaşa 12 -tabii ki anlayana, sezene- imgelemi çok sıkı ve dili çok sağlam bir oluşum, özel bir ritim… (Bulduğumuz her fırsatta Özgür İmgelemin Uzgörüsü‘nden bahsediyoruz ya, Kargaşa 12 ve içerdiği dilsel yaklaşım  işbu kavramı kanıtlar gibi görünüyor.)

Kavramsal arkaplanı Emrah Bekdikli tarafından oluşturulan sergideki en beğendiğim yapıt, Gözde Can Köroğlu’nun “isimsiz” heykeliydi:- Oruç Aruoba çağrışımlarıyla biçimlenen bu heykeli herkes yakından görmeli, sezmeli…

12. Kargaşa, 30 Haziran’a kadar Kadıköy-Kargart’ta devam edecek…

Haz
08
2012
0

Santrfor Yaşar Yalçınpınar, Adalar’da…

*

Santrfor Yaşar Yalçınpınar (1914-1998)

 büyükamcamdan babama
babamdan bana
benden de evlâdıma
mirastır bu sevda!

*

Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilere https://evvel.org/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden, “Yaşar Yalçınpınar” arşivine ise https://evvel.org/ilgi/yasar-yalcinpinar adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
07
2012
0

Adalar’da Lefter Kupası ve Lefter Sergisi

7-8 Temmuz 2012 tarihlerinde; Adalar Vakfı, Adalar Belediyesi ortaklığı ve Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ile Kınalıada Spor işbirliğiyle, Kınalıada Jarden‘de “Lefter Kupası” düzenlenecek… Çok şenlikli olacağa benzer…

*

Kınalıada Jarden’de…
Ayaktakiler: Karnik Gemerekoğlu,???, B. Garbis İstanbullu,
Ardaş, Recai Ağartan, Varujan Aslanyan
Oturanlar: Altan, Lefter K.Andonyadis,Necdet,Yorgo Dimitrioğlu

*

Kınalıada Jarden’de…
Ayaktakiler: Çakıl Aykaç, Lefter K.Andonyadis, İdareci Acar (arkada), Recai Ağartan,
Yoakim, Vartan Tetikbaş, Nevzat İlter ve Orhan Yalçınkaya
Oturanlar: Vural Yalçınkaya, Toto Kazakos, Aleko, Taki Nikolaidis

Not: Fotoğraflar ADALI Dergisi’nin Mayıs 2012 tarihli 83. sayısından alıntılanmıştır.

*

LEFTER SERGİSİ

Adalar Müzesi Büyükada Çınar Sergi Alanı
Açılış: 24 Haziran 2012 Pazar, Saat:17:00
Küratör: Ersin Salman
Tasarım: Erkal Yavi

Bkz: https://www.adalarmuzesi.org/cms/sergiler/guncel-sergiler/lefter-biz-bu-memleketi-seninle-sevdik

Haz
06
2012
0

Kargaşa 12: “Dil(emma)” (7-30 Haziran 2012)

Kargaşa 12 // Dil(emma)
Sanatçının Kendi Dilini İnşası
7-30 Haziran 2012

Kavramsal Çerçeve: Emrah Bekdikli
Prodüksiyon: Murat Mrt Seçkin

KargART’ın geleneksel sezon kapanış sergisi Kargaşa, bu yıl 12. kez açılıyor. Kavramsal çerçevesini Emrah Bekdikli’nin Marx’ın bir metninden esinlenerek oluşturduğu sergide bu yıl; yeni bir -izmin olmadığı günümüzde, sanatçının geçmişin tüm birikimiyle / birikimine rağmen, kendi dilini inşa edebilmesi ikilemini sorgulayan işler sergileniyor. Farklı disiplinlerden 27 genç sanatçının katılacağı sergi 7 Haziran 2012, Perşembe akşamı saat 19:30’da kapılarını açıyor.

Kavramsal Çerçeve:

İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi isteklerine göre, kendi seçtikleri koşullar altında yapmazlar bunu, doğrudan doğruya daha önceden var olan ve geçmişten kalan koşullar içinde yaparlar. Bütün geçmiş kuşakların geleneği, yaşayanların beyinleri üzerine bir karabasan gibi bütün ağırlığıyla çöker. Kendilerini ve çevrelerindeki şeyleri dönüşüme uğratarak yepyeni bir şey yaratma uğraşı içinde göründükleri zamanda bile, tam o devrim bunalımı dönemlerinde, geçmişin ruhlarından kendilerine yardım ararlar, tarihteki yeni sahneyi o eski saygıdeğer kılıkta ve başkasının ağzıyla ortaya koymak için geçmişin adlarını, sloganlarını, kılıklarını alırlar? …Bunun gibi, yeni bir dil öğrenmeye başlayan bir kişi de, bu dili hep kendi anadiline çevirir durur, ancak eski dilini anımsamadan bu yeni dili kullanmayı başardığı ve yeni dili kullanırken kendi dilini unuttuğu zaman yeni dilin ruhunu çözümlemiş olur ve kendisini bu dille rahatlıkla ifade edebilir. – Karl Marx, Louis Bonaparte’ın Onsekizinci Brumaire’i, Sanat ve Edebiyat, Marx – Engels – Lenin

Katılımcılar:

Ahu Aydemir Yüksel, Aksakvenüs, Ali Çetinkaya, Defter Kazıyıcılar Kooperatifi (Ali Mete Sancaktaroğlu),Ayfer Karabıyık, Ayhan Mutlu, Ayşe Bilge Koçoğlu,Ayşe Onucak, Damla Yücebaş, Dicle Erver, Duygu Sabancılar, Eco Elmacı, Gözde Can Köroğlu, Gülderen Cebeci, Harun Töle, Korhan Özsoy, Merve Turan, Munnın, Murat Güzelgün, Mustafa Kemal Yurttaş, Nurol Akbal, Okay Özkan, Özgür Ufuk Ataç, Sevgi Arı, Şenay Ulusoy, Tuğba Şahintürk, Zafer Yalçınpınar

Ayrıntılı bilgi için: 0216 330 3151 – info@kargart.org – www.kargart.org

Haz
04
2012
0

“Bende yok.”

(…)
“Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor”

Haz: Eren Barış, Dipnot Yay., 2012, s.93

 

Ayrıca bkz:
On yıl sonra… Ece Ayhan… Hareketliliği…

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com