(…)
Orhan Veli aktarıyor:
«— Sait (Faik)’in piyesinde hareket var, lâf yok. Bir kelimelik konuşmayla da bitiyor. Böyle yağmurlu bir günde kalabalık bir caddede insanlar koşuşuyor. Beyoğlu olacak… Taksiler, hususiler, bağıran, çığıran, kadınlar, kızlar… deme gitsin… büyük bir kalabalık… İşte bu kalabalık arasından bir adam çıkıyor. Omuzunda bir tek yorganı… Ondan başka göze batar bir şeyi yok. Vitrinlere baka baka, sahnenin önüne doğru geliyor, sırtındaki yorganı indirip seyircilere doğru uzatıyor, hüzünlü bir sesle:
—Satıyorum… diyor.
Piyes de bitiyor.»
Mehmed Kemal
Acılı Kuşak, Toplum Yayınevi, 1967, s.26