11
2012
Sıkı Buluntu/Kitap: “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor”
Bkz: https://www.bianet.org/bianet/sanat/138152-ece-ayhan-caglar-anlatiyor
“Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor”
Ece Ayhan’ı yakından tanımak isteyenler için önemli bir kitap olan “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor”, şairin yaşamını anlatırken aynı zamanda bir döneme de ışık tutuyor.
İlhan Berk, Özcan Yalım’a gönderdiği “3 Ocak 1982” tarihli mektubunda Ece Ayhan’a çeşitli sorular sorduğunu yazar. Sorular Ece Ayhan’ın yaşamı ve şiiri üzerinedir. Yalım’dan da hazırladığı soruları Ece Ayhan’a sormasını ve kayıt altına aldıktan sonra kendisine göndermesini ister.
Özcan Yalım, İlhan Berk’e cevaben yazdığı 9 Şubat 1982 tarihli mektubunda, Ece Ayhan’la ilgilendiği için kendisine teşekkür eder. Ve “Keşke bütün ozanlar birbirlerine böyle destek olsalar…” diye yazar.
İlhan Berk’in amacı Ece Ayhan’a dair bir kitap yazmaktır. O tarihlerde Özcan Yalım da, Ece Ayhan da Ankara’da yaşamaktadır. Ayhan o dönem işsiz ve parasız olduğu için Mülkiyeliler Birliği’nin Misafirhanesi’nde kalmaktadır. Sık sık Özcan ve Ülkü Yalım’ın evine de gitmektedir ama.
Özcan Yalım, Berk’in isteği üzerine 1982 yılı başlarında Ece Ayhan’la yaşamı ve şiiri üzerine konuşur ve bu konuşmalar üç kaset olarak kayıt altına alır. Fakat Yalım bu kayıtları İlhan Berk’e göndermez. Çünkü Ece Ayhan’la politik bir çatışma içerisindedir.
Yarım kalan çalışma tamamlandı
Yalım yıllar sonra bu kasetleri Eren Barış’la paylaştı ve yarım kalan bu çalışma Barış’ın derlemesiyle, Dipnot yayınevi tarafından “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor” ismiyle kitaplaştırıldı.
Ama ne yazık ki, zaman içinde kasetlerden biri kayıptı. Özcan Yalım kayıp kasetin deşifresini hatırladığı oranda daktiloya geçmiş. Konuşmalar 19 Ocak 1982 ile 11 Mart 1982 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş.
Ece Ayhan’ı yakından tanımak isteyenler için önemli bir kitap “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor”
İlhan Berk ve Özcan Yalım’ın birbirlerine yazdıkları mektuplar ilk kez bu kitapla gün ışığına çıkıyor. Kitap şairin yaşamını anlatırken aynı zamanda bir döneme de ışık tutuyor.
Bu kitapta Ece Ayhan’ın çocukluğuna, oyuncaklarına, şehirlerine, arkadaşlarına, okullarına ama sanırım daha da yakıcı olan yalnızlığına tanık olacaksınız.
Mesela, oyuncaklara çok da düşkün olmayan çocukluğuna tanık olacaksınız bu kitapta şairin. En sevdiği oyuncakların el yapımı oyuncaklar olduğunu göreceksiniz. Topaç ve telden tekerliği çok sevdiğini… Bisiklet sürmeyi çok istemesine rağmen bir türlü beceremediğini anlatacak size Ece Ayhan.
Ece Ayhan’a tanık olmak
Sevdiğiniz, öykündüğünüz bir şairin ilk okuduğu kitabı merak etmez misiniz? Okuduğunuz o ilk kitap sizi zamanla “siz” yapmaz mı? Ece Ayhan’ın ilkokul yıllarındayken okuduğu ilk kitabı öğreneceksiniz, aldığı ilk dergileri.
Babasıyla arasındaki ilişkiye tanık olacaksınız? Annesiyle, babasının ayrılmasına… Üvey babasına… Ablasıyla arasının açılmasına… Dinle ilişkisine…
Liseyi bitirdikten sonra İstanbul’u terk edip Ankara’ya, Mülkiye’ye okumaya gelen şairin, üniversite yıllarına tanık olacaksınız.
Örneğin şuan “Mülkiyede” okuyan ben, bir zamanlar, “Mülkiye’de” şiir geceleri yapıldığını ilk kez bu kitapla öğreniyorum.
Bu gecelere Nurullah Ataç, İsmail Hakkı Tunalı gibi isimler katılırmış. Şair, bu gecelerde okunan şiirleri pek beğenmediğini söylüyor, Özcan Yalım’a.
Kendisinden bir üst sınıfta okuyan Sezai Karakoç ile okul kantinindeki tanışıklığına şahit olacaksınız bu kitapta şairin. Karakoç hakkındaki yorumlarına… Üst sınıflarda okuyan Cemal Süreya ile dönem farkından dolayı “organik bağ” kuramamasına. Ki şair yıllar sonra bu isimlerle “İkinci Yeni” akımında yer almıştı.
Mülkiye’de okurken ilk kez Cebeci Sineması’nda film izlemesine… O dönemdeki plak konserlerine sıkça katıldığına tanık olacaksınız bu kitapta.
Diyaloglar orijinal haliyle kitaba aktarıldığı için kimi zaman anlaşılmaz gibi görünse de hem Ece Ayhan’ı hem de o yılları anlamak için okunması gereken kitaplardan birisi “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor” kanımca…
Eren Barış bu kitaptan önce, “Kardeşim Akif” kitabını derlemişti. “Kardeşim Akif” kitabı, Ece Ayhan’ın o dönem genç bir şair olan Akif Kurtuluş’a 1982- 1984 arasında yazdığı mektuplardan ve o döneme ilişkin Kurtuluş’la yapılan söyleşiden oluşuyordu.
SERHAT KORKMAZ / Bianet
Hamişler:
Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.
“Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan Web sitesi ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde bulunuyor…
10
2012
55 Yıldır Yeniden Ölen Adam: “Sait Faik”
S.H. Dergisi: Sait Faik sağ olsaydı, kendi adına kurulan bu armağanı üç yıldan beri kazananlar için ne derdi?
Ece Ayhan: Sait Faik sağ olsaydı, herhalde; “Yahu teselli mükafatı mı bu?” derdi.Mart-Nisan 1957 tarihli “Seçilmiş Hikâyeler” dergisinde yer alan “Sait Faik: Her Yıl Yeniden Ölen Adam” başlıklı dosyayı tekrardan yayımlıyoruz. Dosyanın tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/olenadamsaitfaik.pdf (18 Mb.) adresinden ulaşabilirsiniz.
Salim Şengil’in yönettiği “Seçilmiş Hikâyeler” adlı derginin Mart-Nisan 1957 tarihli 62. sayısı çok önemlidir. Önemlidir çünkü modern edebiyat tarihimizde ilk kez kayda değer şekilde -dimdik durarak, topluca ve ayağa kalkarak- bir edebiyat yarışmasının(armağanının) sonucuna ve dağıtımındaki haksızlığa karşı çıkılmıştır. Salim Şengil ve “Seçilmiş Hikâyeler” dergisi çevresinde yer alan yazarlar, 1957 yılının “Sait Faik Hikâye Armağanı”nın adil bir şekilde dağıtılmadığına işaret etmişlerdir; derginin 62. sayısı “Sait Faik: Her Yıl Yeniden Ölen Adam” adında oylumlu bir dosyaya ayrılmıştır. Salim Şengil ve arkadaşlarının iddiası; 1954-57 yılları arasında Sait Faik Hikâye Armağanı’nın Varlık Dergisi çevresindeki yazarlara haksız bir şekilde dağıtıldığı yönünde eleştirel bir bakış içeriyor. Dosyanın başında Salim Şengil’in açıklaması ve Seçilmiş Hikâyeler dergisi çevresinin “Sait Faik Hikâye Armağanı”ndan çekilişinin, ayrılışının öyküsü ile açık/sert bir mektup yer alıyor. Ardından konuya ilişkin olarak Attila İlhan‘ın “İş İştir”, Burhan Arpad‘ın “Sait Faik Adına Saygı Gerekir”, Tevfik Çavdar‘ın “Varlık Sanat Tekeli” ve Orhan Duru‘nun “Maskeli Balo” adlı ağır eleştiri yazıları yer almaktadır. Ciddi haksızlıklara karşı yayımlanan bu dosyada kısa bir soruşturma da gerçekleştirilmiş… Soruşturmaya Fikret Otyam, Ece Ayhan, Çetin Altan, Suat Taşer, Tarık Buğra, Mehmed Kemal, Sabahattin Batur, Vüs’at O. Bener, Baki Kurtuluş, Nezihe Meriç, Muzaffer Erdost, Güner Sümer, Tarık Dursun K., Orhan Duru, Tevfik Çavdar, Celâl Vardar, Sevgi Batur, Şükran Özkutlu, Can Yücel, M. S. Arısoy, Mahmut Makal ve Tektaş Ağaoğlu cevap vermiş. Soruşturma cevaplarının çoğu Sait Faik Hikâye Armağanı’nda yaşanan haksızlığı işaret ediyor…
Seçilmiş Hikâyeler dergisinin 1957’de sergilediği “karşı duruş ve haklı tepki” bize şunu göstermektedir: “Günümüzdeki hakkaniyetsiz edebiyat yarışmaları, edebiyat oligarşisi, edebiyat kâhyaları, üleştirmenler ve ödüllendirme sistematiği arasındaki habis birliktelik “yeni” bir şey değil… Yeni olan şey, söz konusu habis birlikteliğe tepkisiz kalışımız…”
Sonuçta, Evvel fanzin kapsamında (sözkonusu edebi ayaklanmadan tam 55 sene sonra, yani 2012 yılında) herkese ibret olsun diyedir, “Seçilmiş Hikâyeler” dergisinin “Sait Faik: Her Yıl Yeniden Ölen Adam” başlıklı dosyasını tekrardan yayımlıyoruz. Dosyanın tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/olenadamsaitfaik.pdf (18 Mb.) adresinden ulaşabilirsiniz.
Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
Hamiş: 55 yıl sonra, günümüzde, hâlâ aynı yerde saydığımızı görmek beni üzüyor. Hâlâ aynı kifayetsiz muhterisler, üleştirmenler ve edebiyat kâhyaları, benzer edebiyat armağanlarını ya ele geçirmiş durumdalar ya da manüple etmekteler… “Varlık” sebepleri bu olsa gerek!
09
2012
Sait Faik’in Açık Ya da Gizli Kış Mekânları-2 (Ece Ayhan)
“Ece Ayhan tarafından kaleme alınan ve 1992 yılında “Arkitekt” adlı dergide yayımlanan bu yazıyı Ece Ayhan kitaplarında, sağda solda bulamazsınız: Çünkü susulmuştur bu yazı… E V V E L dostlarına ve “sahici insanlara” armağan olsun!” (Zy)
*
Sait Faik’in Açık Ya da Gizli Kış Mekânları-II:
https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/saitfaikinkismekanlari2.jpg
*
Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html
07
2012
Buluntu Şiir: “Bir Zamanlar…” (Sait Faik)
Yelken Dergisi’nin 1964 tarihli 79. sayısında Sait Faik’in kendi elyazısı ile (Osmanlıca) kaleme aldığı “Bir Zamanlar…” adlı şiire rastladım. Sait Faik’in yayımlanan kitaplarında yer almayan bu şiir, Resih İleri’nin arşivinden gün ışığına çıkmış.
“Bir zamanlar…” adlı şiirin tam metnine, Resih İleri’nin işbu şiire ilişkin notuna ve Sait Faik’in “İnsanlığın haline doğru…” başlıklı bir “iç-konuşmalı, tuhaf röportaj”ına https://zaferyalcinpinar.com/saitfaikbirzamanlar.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. (Zy)
Hamiş: Dergiyi E V V E L ‘e ulaştıran Soyut Sahaf‘a (Can Bahar ile Derya Aydedim’e) çok teşekkür ederiz.
07
2012
Blanchot üzerine… (Cansu Karagül)
Futuristika taifesi’nden Cansu Karagül, Blanchot’nun yazınsal uzamına bakmış:
https://www.futuristika.org/kultura/edebiyat/dil-benim-icimde-ben-dilin-icindeyim/
06
2012
Buluntu: “Onat Kutlar’ın Deniz’ler için yazdığı şiir”
(…)
Baba Hıdır İlyas kıssadan hisse söyledi
Darağacına tahta veren çınar bir gün anlar
Bayrağı taşıyan düşerse onu taşırlar
Son yoksul çocuğun yüzü gülünceye kadar.
Onat Kutlar
6 Mayıs 2010 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde ilk kez yayımlanan bu “sıkı” şiirin tamamına ve şiiri gün ışığına çıkaran Mete Akalın’ın önyazısına https://zaferyalcinpinar.com/onatkutlardenizler.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
06
2012
Üzgünüz ama; Haklıyız, kazanacağız!
Üzgünüz ama;
HAKLIYIZ, KAZANACAĞIZ!
(…) sevdamız / büyüyor omuzlarımızda (…)
birgün girsek biz mezara/ gözümüz kalmaz arkada
evlâdıma miras bu sevda! (…)
*
6 Mayıs 2012
Trabzonspor: 1
Fenerbahçe Spor Kulübü: 3
29 Nisan 2012
Fenerbahçe Spor Kulübü: 2
Beşiktaş Jimnastik Kulübü: 1
22 Nisan 2012
Galatasaray : 1
Fenerbahçe Spor Kulübü: 2
15 Nisan 2012
Fenerbahçe Spor Kulübü: 2
Trabzonspor: 0
*
Ayrıca bkz:
https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin
04
2012
kralyapıcı
Elias Cannetti
“kulakmisafiri” (Elli Karakter), Çev: Şemsa Yeğin, Payel Yay., 1994, ss. 21-22
Ayrıca bkz: https://evvel.org/?s=canetti
04
2012
Vazgeçme
en iyisi otur sandalyene gündüzün,
geceleyin uzan yatağına bir taş gibi.
ne zaman yemek geldi aç ağzını
ve ne zaman uyku geldi kapa gözlerini
po chü-i
Çev: Doğan Kılıç
04
2012
“Alan Turing” Çalıştayı (4-5 Mayıs 2012)
“Alan Turing’in Mirası”
4-5 Mayıs 2012
Yeditepe Üniversitesi
26 Ağustos Yerleşkesi
Ayrıntılı bilgi ve program için bkz:
https://cse.yeditepe.edu.tr/turingcalistayi/index.html
02
2012
Puşkin’in Ölümü (Emile Haumant)
halkın gözünde “aziz” olarak kalacaktır adım
çünkü bu zincire vurulu yüzyılda
özgürlüğü yücelttim sadece
ve özgürlüğün kurbanları için ağladım!A. Puşkin
Düşün Yayınevi’nin o “unutulmaz” yaşamöyküsü dizisinden 1996 yılında yayımlanan “Emile Haumant-PUŞKİN” adlı kitapta yer alan “Puşkin’in Ölümü” başlıklı bölümün tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/puskininolumu.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. Emile Haumant’ın biyografik inceleme kitabını Attila Tokatlı dilimize çevirmiş…
01
2012
Öldüğüm zaman hangi sokakların altında yatmak isterdim?
Şehirler gerçekten var mı?
Yoksa bunlar insanların ağzılarından çıkardıkları buhar mı?
Öldüğüm zaman hangi sokakların altında yatmak isterdim? Kimlerin adımlarının altında? İnsan hangi adımları sonsuza kadar dinlemek ister?
(…)
Eduardo Galeano
“Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri”,
Çev: Süleyman Doğru, Sel Yay., 2011, s.134
30
2012
Ey Meydansız! Hazır mısın suskunluğa?
Meydansız / Zafer Yalçınpınar
Şiir Kitabı, Şubat 2009, Çekirdek Sanat Yayınları, 69 Sayfa
*
Gözü kara bir şiir yazıyor Yalçınpınar. Gözü kara ve atak. Dilin ve gerçekliğin en sinsi uçurumlarında, üstelik de çoğu kez en tekinsiz anlarda dolaşmaktan kaçınmıyor; ama hiçbir zaman olası tuzaklara düşmeden. Sözcükleri çağrışımsal anlamlarının en uç noktalarına kadar koştururken sergilediği ustalık, iyi sindirilmiş bir şiirsel birikimi olduğu kadar bütünüyle özgün bir sanatsal kavrayışı da dışavuruyor. Yalnızca sesi ve sözcükleri değil, sessizliği, sözsüzlüğü, boşluğu da ustaca kullanan bir şair o; imgelerinin gücü de bir ölçüde bu iç içe yapıdan kaynaklanıyor. (Dr. Erdoğan Kul)
*
Meydansız kalmak, müstahkem mevki oluşturmak, cemaatçilik ve pusuculuk gibi haysiyetsiz tavırların genç kuşaklara salık verildiği ya da dayatıldığı günümüz edebiyat dünyasını -bu cürufu- kuyruklarından birbirine bağlamak… “Haklılığın inadı”yla veya “elimizin düzü”yle bir tokat… (Janset Karavin)
*
1.
(ışıyor)
gökyüzü lambası elimde irikıyım bir güneş gibi
geliyor şu körkütük meydandaki pazaryerine
sürü-sürü-sürü-sürü-sürü-sürü-sürüsüyle insan
yüz yüze iki uçurum arasındaki boşluğa
yuvayuvayuvalanan
bu ters akıma karşı
yamuk bıyıklı kısa pantollu ve sıkı
bir topal ki doğuştan düzgün
ve öylesine hesapsız:
“Ey meydansız!”
ses yok -sustuk- çıkmadı
“çıt!”
ve pek tabiidir alaşağı…
2.
(sönüyor)
ki o yüzsüzlük akşamdan kalma göz karartması…
meydanlara odalara baştan aşağı bir tünel gerek
birbirine doğru inen
aşağılık bir merdiven
uzun uzun uzandı
ve şu diğer köşede
bir Türk ağacı kızgın olmalı
merdivene:
“iniş çıkış yok ya da olmaz beleşe!”
3.
(yeniden ışıyor)
insanmış bakışlı topal hep bu ters akıma karşı
yamuk bıyıklı kısa pantollu ve sıkı:
“Ulan, şu meydansız haklı!”
ses yok–iki ölçü sustuk-
çıkmadı
“çıt!”
ve gene alaşağı…
4.
(çıkış)
kısa kısa düşünüyoruz
bir “çıt!” kadar basitçe;
“merdivenler suskundur”
Zafer Yalçınpınar – 7 Mayıs 2006
Ayrıca Bkz: https://evvel.org/ilgi/meydansiz
30
2012
Bekleyiş (R. Chany)
uzaklarda
sessizlikler içinde
hayalimi dokuyorum
gecelerden
ve denizlerden
odun yığınlarında
esintilerde
heykelini yapıyorum
dumanlardan
ve rüzgârlardan
bütün yelkenliler battı,
yalnız adımlarındır
çiğneyen
çiğneyen
çiğneyen
zamanlarımı
Rina Chany
Çev: Muzaffer Uyguner
30
2012
Sistem
Özgür olan tek şey fiyatlar. Bizim topraklarımızda Adam Smith’in Mussolini’ye ihtiyacı var. Yatırım özgürlüğü, fiyat özgürlüğü, kambiyo özgürlüğü: Piyasalar ne kadar özgürse, insanlar o kadar tutsak. Küçük bir kesimin refahı geri kalan insanları lanetliyor. Masum bir serveti bilen var mı? Kriz zamanlarında liberaller muhafazakâr, muhafazakârlar ise faşist olmuyorlar mı? (…)
Orlando Letelier The Nation‘da “ne ekonomi ne de teknikleri tarafsız” diye yazdı. İki hafta sonra Washington’un bir sokağında havaya uçuruldu. Milton Friedman’nın kuramları ona Nobel Ödülü’nü çağrıştırıyor, Şilililereyse Pinochet’i.
Uruguay’da bir ekonomi bakanı şöyle diyordu:
“Tasarrufu üreten gelir dağılımındaki eşitsizliktir.” Ama aynı zamanda da, işkencelerin kendisini ürküttüğünü itiraf ediyordu. (…)
Sağcı politikacılar genel fikirleri pek severler. Zira genelleyerek, vicdan azabından kurtulurlar.
Eduardo Galeano
“Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri”,
Çev: Süleyman Doğru, Sel Yay., 2011, s.140
28
2012
Şiirsel… (Jean Pierre Crespel)
“Büyük şairler ve büyük sanatçılar insanların gözünde doğanın düşlediği görünüşü sürekli olarak yenilemek zorundadırlar.” APOLLINAIRE
(…) Jean Paul Richter imgelere asla basit süsler gibi değer verilmemesi gerektiğini destekler, zira ona göre “imgeler poetik sanatın tam da özünü oluştururlar; bu imgeler bizi kuşatan ve bizi kendine bağlayan evren ve dünyayı içerik edinmiş şiirsel yükü özgür bırakır.” (…)
Felsefi işlev, dilin mantıksal işleviyle uyuşur. Bu anlamda imgenin önemi kendi yoğunlaşma ya da dünyayı ve gerçeği iyice belirlenmiş bir görüş açısına göre yansıtma kapasitesi içinde idrak edilir. Bu bakış ölçütü, her şaire özgü olarak, şiirde genelde “bakışın” ya da “evrensel görüşün” (cosmovision) çoğulluğunu gerektirir. (…)
Aristo, çağlar öncesinde, imgenin şeyleri görünür kılarak göz önünde canlandırma sanatı olduğunu söylemişti.
(…) Eğretilemelerle ilgili yeniden yaratımların (reproductions métaphoriques) bir metin içinde asla tek başına anlaşılamadıkları olgusu hakkında bilinçliyiz. Şair onları, her zaman kültürel kodu içinde anlamlarını ve asıllarını doğrulayan bir bağlamla verir. (…) Sonuç olarak eğretilemenin, imgesel zabıt tutma ve çeviri aracı isteyen bir belagat yolu olduğunu düşünüyoruz.
JEAN PIERRE CRESPEL
“Gerçek ve İmgelemsel arasında…”
Çev: M. Cengiz, Şiirden Dergisi, Sayı:10, 2012, s.16
28
2012
Sabahattin Ali Nasıl Öldürüldü?
“Sabahattin Ali Olayı”
Kemal Bayram
Tanyeri Kitap
Cumhuriyet Kitap Eki’nin 26 Nisan 2012 tarihli 1158. sayısında Hüseyin Özalp, “Sabahattin Ali Nasıl Öldürüldü?” başlıklı bir yazı kaleme almış. Kemal Bayram’ın “Sabahattin Ali Olayı” adlı kitabını tanıtan/anlatan yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/nasil.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
27
2012
5 yıldır; “aylak adamız”
Aylaklar 5 yaşında; daima…
aylakadamız da
evvel de
YÜRÜR!
“Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar.
Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar.
Ve sırf dardı diye kafalar, düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik,”Charles Bukowski