Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın’ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden, Yalçınpınar’ın tüm kitaplarını ise https://www.zaferyalcinpinar.info adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Şiirin özütünün, evrensel poetikanın, şiirsel alan derinliğinin, dilin yüceliğinin ve haysiyetle ışıldayan hakkaniyet yükünün zerre kadar farkında ol(a)mayan bazı kifayetsiz muhterisler, Seyyit Nezir’e karşı yeni bir “itibarsızlaştırma” operasyonu başlatmışlar. Kimse kusura bakmasın, söz konusu mutat zevat -hiçbir açıdan- Seyyit Nezir’in sahip olduğu “dil ve hakkaniyet görgüsü”nün kıyısına bile yaklaşamaz. Seyyit Nezir, 40 yıl boyunca okura sunduğu kaliteli dergilerle, yönettiği sıkı yayınevleriyle ve işaret ettiği doğrularla Türk Şiiri’nin birikmiş emeğidir. Bu emeği itibarsızlaştırmaya çalışmak beyhude bir çabadır ve söz konusu bu kötücül çabayı sergileyen mutat zevat için tuhaf bir “hezeyanlar girdabı” oluşturur. 20 yıldır icra edilen o girdaptır ki edebiyatımıza -ve dilimize- en büyük zararı vermiştir, vermektedir. Hezeyan girdapları “mahsulü öldürmek” mertebesini çoktan geçmiştir artık… Sıra toprağa gelmiştir! Mutat zevat ve kifayetsiz muhterisler bizatihi toprağı -toprağın verimliliğini- yok etmeye heveslenmektedir.
Her koşulda Seyyit Nezir’in ve birikmiş emeğin yanında olduğumu ifade etmekten onur duyuyorum. O girdaplar mı? Çokça umursamıyoruz, şimdilik… Çünkü bizim varoluş biçimimiz de yaşadığımız dilsel ekosistem de hezeyan girdaplarına düşenlerle aynı değil. Rahvan göndermişiz onları… Kendimize yeni bir yaşam kurmuşuz. 10 yıllardır rahvan gönderiyoruz, kendi yanlışlarıyla ve öfkelerinin ağırlığıyla yere düşmelerine izin veriyoruz o kötücül tipolojinin…
Biz sıkı şiirin ve imgesel alan derinliğinin gücüne inanırız ve birikmiş emeğe saygı duyarız. Hezeyan girdaplarından çıkan o kötücül çöp kokusunu bizden önce fark edenler olacaktır elbet… (Önce kendi komşularının, hezeyan girdaplarına komşu olan diğer tiplerin fark etmesi gerek bu bozuk kokuyu…) Biz ne mi yapacağız? Haklılığın inadı ile kalb ve vicdan arayışımızı sürdüreceğiz; kendi dilsel auramızda çöp kokusuna izin vermeyeceğiz. Zaten bizim bazen sevilmemizin (ve bir kesim tarafından hiçbir zaman sevilmeyişimizin) nedeni de budur: Çöp kokusuna izin vermemek!
Upas Yayın taifesi olarak edebiyatımızda karekod ile şiiri buluşturan ilk deneyi 15/06/2019 tarihinde Cennet Bahçesi Açılış Partisi kapsamında Burgaz Ada‘da icra ettik. İmgelemin özgürleşmesi ve şiirsel alan derinliğinin genişlemesi adına olumlu bir girişimde bulunduğumuzu düşünüyoruz. İşbu ‘tarihsel ân’a tanıklık eden şairler Emrah Sönmezışık ile Emir Alisipahi‘ye yerden göğe kadar teşekkür ederiz.
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
değerbilir sokakta tersine yürüyorum; çocukluğuma, yıkılmamış, mutenalaşmamış, müteahhitsiz, eski ____çamlıköşk _________apartmanına.
karşı sokağın çıkmazında zamanın bir çizgisi yok. üzerinden düştüğüm dut ağacının dallarından bir gökyüzü çerçeveli. misketler veya turbo sakızları, kuka saklambaç veya tuf tuf, oyunluydu ve asfaltsızdı yeryüzü eskiden _______çıkmaz sokaklarda.
dokuzu dokuz geçiyor saat, ninem gelir ter bezimi değiştirir yürürken uyanıyorum.
Tarihsel Not: “Bu adam (Hezârfen) pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil.” (IV. Murat) (Aktaran: Evliya Çelebi/Seyahatnâme)
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine ve kitaplarına zaferyalcinpinar.info adresinden ulaşabilirsiniz.
Garip Akımı’yla ‘İkinci Yeni’ arasındaki dilsel evrimi maksimize etmek (bir doruk noktası oluşturmak) için -o eşikte, o noktada eşsiz bir tuşe yakalayarak- geleceğe uzanacağını ve günümüz şiirinde de belirleyici olacağını -yıllardır- iddia ettiğimiz Perçemli Sokak‘ın yeni baskısı, YKY tarafından gerçekleştirildi. (Mart 2019)
Çeşitli vesilelerle Oktay Rifat’ın Önemi‘ni defalarca tekrar ettik; şimdi, 1956’daki ilk yayımından 53 yıl sonra Perçemli Sokak’ın yeni baskısını görmek bana sonsuz ve sınırsız bir şekilde gurur veriyor. Bu şiir kitabının yeniden yayımlanmasının -ya da böylesi bir hamlenin- 90’ların sonu ve 2000’lerin başıyla biçimlenen “verili vasat” şiir uzamını delerek (yeni bir kara delik oluşturarak) imgelemin özgürleşmesini başlatacağını düşünüyorum. Bu coşkun düşünce, tabiî, ‘okuyan’ -en azından ‘duyumsayan’- bir neslin varlığını ön-koşul olarak kabul etmemiz halinde geçerli olur. Olacak… Olur da…
Âh… âh… âh! Tarihinsancısı yayımlanmasının üzerinden iki yıl geçmiş. Âh! Bu kitabın “Sol Kalbim” bölümündeki tüm şiirler Duygu Gündeş‘le birlikte yaşanmıştır ve daima Biricik-mu‘ya (biriciğime, Duygu’ya) ithafen yazılmıştır. Âh! Zihnime ve ruhuma mıhlanan bir ‘büyük yokluk’ görüyorum şimdi.. Sonra bu yokluğun sıkıntılı acısını kalbimde hissediyorum. Âh! Okumak isteyenler için Tarihinsancısı‘nın tam metni şurada duruyor, duracak, ölümsüzlüğü mıhlayan bir ‘âh’ gibi; bit.ly/tarihinsancisi
Com: Verimsiz derinlik. ‘Com’ kelimesi, denizlerde canlıların yaşayamayacağı, hiçbir canlı türünün bulunamayacağı ortam ve koşullar anlamına gelmektedir.