(…)
Avlu su birikintilerinden geçilmez hale gelmişti.
Şadırvanın arkasından bir adam çıktı. Anadan doğma, çırılçıplaktı. Yalnız sağ ayağının parmaklarını kaba bir bezle sarmıştı ki üzeri çamurlu ve kanlıydı.
Meydancılar onu, yollarının üstünde dikildiği için, şadırvanın saçağı altından dışarı ittiler.
Çıplak adam yağmurun içinde ağır ağır yürümeye başladı. Topraktaki su birikintilerine bastıkça duruyor, eğilip yerdeki suyla bacaklarını yıkıyordu.
Avlunun ortasına, elektrik lambasının direği altına kadar geldi. Orada, direğin dibindeki çimento parçasının üstünde durdu. Bağırmak ister gibi ağzını açtı –ses çıkmadı- kapadı. Harap olmuş genç bir kafası vardı. (…) Başıyla beraber vücudunu da dört tarafa döndürdü. Yağmurun içinden şadırvana, erik ağacına, gardiyan kulübesine ve koğuşların pencerelerine baktı. Bu pencerelerin arkasında beş yüz insan yaşıyordu.
Nâzım Hikmet
Öteki Defterler, YKY, 1.Baskı, 2008, s.18
[…] “Bu pencerenin arkasında beş yüz insan yaşıyordu…” https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=374 […]