Nis
20
2015
0

kara deryalarda güzel bir gün; 20 Nisan 2015

guzelgun1

Fenerbahçe Spor Kulübü: 1
Bursazon: 0


20 Nisan 2015


guzelgun2

Maccabi Electra Tel Aviv: 74
Fenerbahçe Ülker: 75

Fenerbahçe, Euroleague’de Final Four’a Yükseldi
https://fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=44573


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fenerbahçe Spor Kulübü başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
09
2015
0
Nis
03
2015
0

Taziye

Kadıköy’ün sıkı insanlarından Kerem Kamil Koç’un vefat ettiğini öğrendim. Ailesine, dostlarına ve çevresine baş sağlığı diliyorum.  (Zy)

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Mar
21
2015
0

“Ağaca Ağıt” ve Öyküsü

agacaagit

İskender Giray’ın Moda Caddesi’ndeki “Ağaca Ağıt” başlıklı heykeli…
ve heykelin öyküsü: https://www.youtube.com/watch?v=QkGX6Fs7pEA

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Mar
13
2015
0

Alex de Souza’nın Jübilesi Hakkında…

Bkz: https://www.mackolik.com/Haber/169630/Ve-Alex-resmen-acikladi


Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
10
2015
0

(M)ehmet (Ş)enol (Ş)işli’nin Yolu

mtgysy

“Masa Tenisçisinin Güncesi
ya da Savaşçının Yolu”

Mehmet Şenol Şişli, Esen Kitap, 2014

https://www.oyunyayinevi.com/urun/
masa-teniscisinin-guncesi-yada-savascinin-yolu-2/

*


Mehmet Şenol Şişli’nin Yolu

Kargo ve Kesmeşeker adlı rock topluluklarından “sıkı müzisyen ve şarkı yazarı” olarak tanıdığımız Mehmet Şenol Şişli’nin 2014 yılında Esen Kitap tarafından yayımlanan “Masa Tenisçisinin Güncesi ya da Savaşçının Yolu”(MTGYSY) adlı kitabını okumayı bugün tamamladım. Tüm hatlarıyla ciddi ve sağlam bir “erdemler kitabı”yla karşılaştığımı ifade etmeliyim. Mehmet Şenol Şişli bu eserinde şiir, günlük, aforizma, mesel ve klasik öykülemeci anlatım gibi birçok yazım tekniğini birlikte kullanarak etkileyici bir fragmante yapı oluşturmuş. Kitaptaki sahneleri bir arada tutan temel özellik, bir masa tenisçisinin yaşantı parçalarını içtenlikli bir şekilde dile getirmesi olarak belirginleşiyor. Mehmet Şenol Şişli, varoluşun ânları üzerinde ikinci, üçüncü ve hatta sonsuz sayıda düşünme alanı yaratmak amacıyla erdem, sezgi ve çile dolu bir çıkarım sürecini zihnimizde canlandırıyor. Hakikî bir şey, sahici bir gayret bu… Kitapta anlatılan veya not edilen olaylar ile imgelenen duygudurumlar, Kadıköy jargonu diyebileceğimiz bir “bilge serserilik” tipolojisi ekseninde gelişiyor. Kadıköy’ün rock kafası, çocukluk anıları, müzikal yaratım deneyimleri, stüdyo günleri, felsefi arayışlar, buluşlar, kaybedişler, kitaplar, şiirler, kahvehaneler, masa tenisi antrenmanları, masa tenisi teknikleri, rekabet duygusu, düşünsel derinlikler, düşmanlar, kişilik hezeyanları, düşler, delilikler… Herkes, her şey… MTGYSY’nu doğru okuduğunuzda Kadıköy yaşamının özütünü ve bu özütten sağaltılan kutsal bilgeliği sezebilirsiniz. Tüm Kadıköy insanlarının bu kitabı dikkatlice okuması ve irdelemesi gerektiğini düşünüyorum: Mehmet Şenol Şişli’nin MTGYSY’nda okuyucuya sunduğu imgelem; Körler Ülkesi’nin meşhur lodoslu havalarından, yeniyetme öğrencilerin oryantasyonundan, beatnik çıkartmalı “süper-satar” kahve fincanlarından, kitsch giyimden, tuhaf bir markalaşma ve dükkânlaşma yarışından, itiş kakış bir darlıktan, park kavgalarından, fahiş fiyatlı içkiden, ayrılıkçı mafyalaşmadan, değişik kahve aromalarından ya da bakır yatakları üzerine kurulan tarihî çarşı ekonomisinden çok daha Kadıköy’lü, eski, hakikî ve önemli bir “giz-yol” ihtiva ediyor.

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar

Mar
10
2015
0

Söyleşi: Uluer Oksal Tiryaki ile ‘gerçeğin sağlamlığı’ üzerine… (10 Mart 2015)

ulueroksal

“Arabesk veyahut Death Metal”
Uluer Oksal Tiryaki
Oyun Yayınevi, Kasım 2014

*


Kasım 2014’te ‘Oyun Yayınevi’ tarafından yayımlanan “Arabesk veyahut Death Metal” adlı şiir kitabı ve Kadıköy aurası ekseninde gerçeğin mihengini aradık… Uluer Oksal Tiryaki ile söyleştik/yazıştık...


 

Zafer Yalçınpınar: “Arabesk veyahut Death Metal” adlı ilk kitabındaki şiirlere birçok açıdan yaklaşılabilir. İlk önemli açı, bu şiirlerin duygusal bakımdan çok sert ve sınırları zorlayan, keskin bir açık dille yazılmış olması… Bazı şiirlerinde kullandığın özel kipleri ve bu kiplerin şiirlerindeki yerlemini birer “aparkat” olarak okuyorum. Şiirinin ihtiva ettiği öfke, gene, “bilge serserilik” olarak tanımladığım tuhaf bir izlenimi uyandırıyor bende… Bu durumun yaşamındaki karşılığını, yaşamsallığını çok merak ediyorum.

Uluer Oksal Tiryaki: Evet tanı doğru, ancak bulgulara bazı ilavelerle devam etmek mümkün; bana kalırsa, “Arabesk veyahut Death Metal” günümüz şiirinin sınırlarını, duvarlarını zorlayan bir kitap, duru bir dille yazılmış olması, sertliği bir yana her şeyden önce içinde yılların emeği var. Yazınsal olarak baktığımızda bana göre en mühim ayrım noktası, gerçekliğidir. Kitap bir zaman aralığını kapsıyor, böylelikle kişisel tarihten yola çıkarak yaşadığı çağı da anlatıyor. İkincisi; sert şiirden hareketle sert hayata varmak olası, şöyle ki şiirlerdeki sertlik günlük yaşamın asgari alanlarını da içinde barındırıyor. Bu kitabın özelliği, çağdaş metinleri bir araya getirip onlardan şiirler devşirmek değil, yaşadığımız zaman dilimine dair bariz gerçeklikleri barındırması ve bu gerçekliğe dair ip uçları vermesi, yine bu ip uçlarını verirken de şiirselliğinden ve ritminden asla taviz vermemesidir. Bu, kitabın köşe taşlarından birisi. Yaşamsal tarafına gelirsek; kitabın şairi ve kendisiyle çelişmemesi bana göre edebiyatın altın kuralıdır, ortaya bir ürün çıkarıyorsanız yalan söyleme, kendini gizleme, bazı şeyleri görmezden gelme gibi fiilere sahip olma lüksünüz yoktur. Yaşamın, sert ve binbir türlü zorlukla geçtiği bu ülkede/dünyada şiirin dili elbette sert veyahut daha da sert olmalıdır… Özetle; aparkatlar devam edecek.

Z.Y.: Şiirlerindeki diğer önemli açının ise epigram benzeri dizelerle oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu tip dizelerini Kadıköy’ün mezar taşlarına yazılabilecek ve 1000 yıl sonrasında önemle okunacak epigramlar gibi görüyorum. Örneğin “Suskunluk icat edilmedi, suskunluk hep oradaydı” şeklindeki dizen beni çok etkilemiştir. Bu dizeler nasıl oluşuyor zihninde?

U.O.T.: Sanırım, kafa yormayla oluyor. Bununla birlikte elbette sezgi gücü ve deneyim… Yazı yazarken mükemmeliyetçi olduğumu söyleyebilirim, zamanı gelen cümle şiirdeki yerini bulup oturuyor, fonetik oluşuyor, duygu, ses, kavram, nitelik… Fakat bunların hiçbiri kendiliğinden olmuyor, örneğin: bir şiirde, şiirden bağımsız bir aforizma gibi duran cümle bir başka cümleyle destekleniyor, bu salt tek başına bir cümleyle olabilecek bir şey değil, bütünlüğün içinden sıyrılabilen tümce akılda kalıcı oluyor, doğaldır, bu koroda sırayla soloya çıkan vokallere benziyor, eğer elinizde güçlü vokalistleriniz varsa her biri zamanı geldiğinde soloya çıkar, şayet yoksa bir bütünden solo yaratmaya çalışırsınız. Her şey başlı başına yetenekle ilgili ve ben kendimi bu konuda açıkça başarılı buluyorum. Suskunluk icat edilmedi, suskunluk hep oradaydı. çünkü tercih edilmiş sessizlik -değildir sessizlik, gürültünün içinden sıyrılabildiğin kadar sensin, gürültünün içerisinden alıp koparabildiğin kadar senin, maruz kaldığın gürültüde sesin gür çıkmalı, çünkü gürültünün tezahürü yine gürültüdür. Suskunluk icat edilmez, suskunluk hep oradadır bir fare kapanı gibi suskunluk sahibini bekler. Kadıköy’ün mezar taşları umarım birgün plaza inşaatları arasında kaybolup gitmez, zira epigramlar falan kimsenin umrunda değil.

Z.Y.: Oyun Yayınevi tarafından yayımlanan diğer şiir kitaplarında olduğu gibi Kadıköy aurası ve kafası şiirlerinde çok baskın olarak görülüyor. İyi-kötü, olumlu-olumsuz tüm karşıtlıklarıyla birlikte, günümüz Kadıköy’ünün sende bıraktığı birincil izlenim nedir? Hangi şiir, nasıl yazılıyor Kadıköy’de?

U.O.T.: Kadıköy benim için gerçekten önemli, burada olmayı seviyorum, burada yaşayan insanlara saygı duyuyorum; yazar, çizer, ressam bir sürü sanatçıya ev sahipliği yapmış olan Khalkedon bir kale değil de ne? Oyun Yayınevi bizler için gerçekten önemli bir mevzi, değerli abim Mehmet Şenol Şişli çok iyi niyetli bir oluşum ortaya koydu, bunu geliştirip devam ettirmek için ben de elimden geleni yapıyorum, mevziyi kaybetmek gibi bir niyetimiz yok. Kadıköy’de bir sürü şiir yazılıyor, yine Kadıköy’de okunuyor Kadıköy’ün dili çok seslilikten yana ve bu önemli bir avantaj. Benim için önemli olan tek konu gerçek, bazı insanların kelimesine bile tahammül edemediği gerçek kıstası sadece edebiyatta değil sanatın ve hayatın her alanında geçerli, beni genellikle içtenlikli insanlar etkiler, bunun dışındakiler sadece zırvalar ve günün birinde yok olup giderler. Bu, arkadaşlarına ve çevrendeki soytarılara benzer. İyi şiir dostundur, gerisi kalabalık.

Z.Y.: “Sıkı şiir” konusu hakkında bir şeyler sormak istiyorum. Günümüzün vasatî edebiyatını düşündüğünde, “Arabesk veyahut Death Metal”in duruşu hakkında neler söylenebilir? Edebiyat ortalığı şiir kitabına nasıl bakıyor; hangi tipoloji neler fısıldıyor, sağda solda sinsice?

U.O.T.: ‘Sıkı şiir’, evet, sıkı. Fakat bu ülkede genellikle “sıkı” çevreyle dönüyor bu işler, çevren falan yoksa ortaya çıkardığın yapıtla ilgili bir beklentiye girmemen gerekiyor, “Arabesk veyahut Death Metal” çıktığı günden itibaren böyle bir beklentim olmadı, bundan sonra da olası değil. Cünkü ben bu zamana dek hiçbir zümreyle birlikte hareket etmedim, edebiyat dergilerine rica ile şiir göndermedim, ‘şairim’ diyerek ortalıkta dolaşmadım, edebiyat ödüllerine başvurmadım -dolayısıyla ödülüm yok- fakat hâlâ itibarım var, dolayısıyla ödülüm yok. Yine bugüne dek her ortama girip çıkmadığım için kitaba dair beklentilerim nitelikli okurla sınırlı, kitaba bir şekilde ulaşmış, okuyup beğenmiş arkadaşlarla iletişimim oluyor ve bu benim için daha kıymetli. SoL gazetesinden Ömer Turan “Arabesk veyahut Death Metal’ için önsöz” başlığı ile bir yazı yazdı. 13 Ocak 2015 tarihli bu yazı benim için kitapla ilgili gayet yerinde bir olumlama… Bunun dışında elbette orada burada lafı dönmüştür. Vasat şiir- vasat şair- vasat adam- vasat kadın- vasat arkadaş… Vasat olana tahammülüm hiçbir zaman olmadı, vasat olduğu halde ‘bir numarasın’ diyerek götü kaldırılan onlarca insan var, bunun için kendinizi zorlamanıza gerek yok, genel olarak kötü olan aşikâr. Demin sıraladığım vasat dizisi tersine de dönebiliyor bazı durumlarda: Edebiyat adına tümevarım, şiir adına tümdengelim. Ben, Beşiktaş’ın Club Brugge’ü eleyeceğini düşünüyorum, İngiltere deplasmanları ve Liverpool maçları bizleri yanıltmadı.

Z.Y.: Yeni bir edebî çalışman, projen var mı? “Kaburga” adlı fanzin nasıl gidiyor?

U.O.T.: Tabiî yazılar, şiirler bitmez. Yazmaya devam ettiğim bir dosya daha var, ama bir yere yetişmek gibi bir niyetim yok ayrıca sürekli dosyalarla uğraşacak kadar boş vaktim de yok, zamanı geldiğinde tabiî ki ortaya çıkacaktır. Kaburga Zine iyi gidiyor, yeni sayı yolda. Zaman aralıklarını iyi değerlendirdiğimi söyleyebilirim. Takip edenler için güzel bir sayı daha geliyor. Kaburga her şeyden önce nitelikli bir iş. Bir kuşak hareketi gibi, böyle bir şeyi gerçekleştirdiğim için mutluyum, insanlara ulaşmak güzel bir his.

Z.Y.: Bu içtenlikli söyleşi için çok teşekkür ederim.

10 Mart 2015, Kadıköy

Mar
09
2015
0

Kadıköy’de; “Her sene böyle…”

fbmac2_43994_7743805

Kadıköy’de 16. yıl…

8 Mart 2015

Fenerbahçe: 1
Galatasaray: 0

fbmac6_43994_7744158

(…)  sevdamız / büyüyor omuzlarımızda  (…)
birgün girsek biz mezara/ gözümüz kalmaz arkada
evlâdıma miras bu sevda!  (…)


Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
18
2015
0

#NuhKöklü

nk

Bugün Nuh Köklü, bir nefret cinayeti sonucu katledilmiştir.
İnsanlık, kalb ve vicdan yolundaki hakiki bir evlâdını daha kaybetmiştir.

Bkz: https://www.diken.com.tr/yeldegirmeni-dayanismasi-
nuh-koklunun-olumu-esnafa-polislik-yetkisi-veren
-iktidarin-yarattigi-bir-olumdu/

*

Şub
17
2015
0

Duvarda; Tipografik Tınılar (2)

20150205_102518

 

20150205_102550

 

20150205_102555

 

20150205_102417

Fotos: Zy
Kadıköy, 2015

Ayrıca bkz: https://evvel.org/duvarda-tipografik-tinilar

*


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
06
2015
0

Moda Sahili Tehlikede!

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından geçen yıl iki etap şeklinde düşünülen Kadıköy Meydan Projesi’ne 3. etap eklenerek Moda sahili’nin olduğu bölgeye de ‘dolgu alan’ yapılacağı açıklandı.”

Bkz: https://haber.sol.org.tr/turkiye/moda-sahiline-dolgu
-ile-yat-limani-yapilacak-106918

Bkz: https://www.birgun.net/news/view/ibb-moda-sahilini-de-
ranta-aciyor-denizi-doldurup-yat-limani-yapacaklar/13131

Ara
16
2014
0

Duvarda; Tipografik Tınılar

sk3

 

sk4

 

sk1

 

sk2

Fotos: Zy
Kadıköy, 2014

*


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
11
2014
0

Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama // Beşinci Bölüm // ‘Haritada Bir Nokta’ hikâyesi üzerine… // 14 Aralık 2014 Pazar // Akademi Kitabevi // Kadıköy

vol5afis

Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına dair yeni bulgular ile bakış açıları elde etmek amacıyla, Sait Faik Müzesi çevresince gönüllülük esasında yürütülen “Sait Faik Araştırma Atölyesi” çalışmalarının beşinci bölümü 14 Aralık 2014 Pazar günü, Kadıköy-Akademi Kitabevi’nde devam ediyor…

14 Aralık’ta, 15.30-17.30 saatleri arasında, Kadıköy-Akademi Kitabevi’nde yürütülecek atölye çalışmalarında, Sait Faik’in “Haritada Bir Nokta” adlı hikâyesi merkezinde bir oturum gerçekleştirilecek ve elde edilen bulgular ile kavramsal ilişkiler, Sait Faik Odaklı Bilişsel Harita ve diğer türev haritalara eklenecektir.

Türkiye’de, edebiyat alanına yansıyarak Sait Faik odağında gerçekleştirilen ilk “Bilişsel Haritalama” çalışmalarına ilişkin ayrıntılı bilgilere https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Bilişsel Haritalama; belli bir konuyu odak alan öznel algıların birleşimi ile kavramlar, olgular, unsurlar arasında kurulan nedensellik ilişkilerini (nedenselliğin derecesini ve etkileşim yönünü) ortaya çıkarmaya yarayan bir grafik temsil/analiz yöntemidir.

Atölye çalışmaları kapsamında, şu ana kadar 21 katılımcının ortak uygulamalarıyla hazırlanan üç adet bilişsel harita taslağı bulunmaktadır. Çalışmalar sonucu elde edilen kavramlar ve kavramlar arası ilişkiler, yaklaşık 180 unsurdan oluşan ve atölye katılımıyla birlikte sürekli genişleyen/büyüyen Sait Faik Odaklı Bilişsel Harita’ya eklenmektedir.

Üzerinde çalışılan bilişsel haritaların listesi aşağıdadır.

  • Sait Faik Odaklı -büyük- Bilişsel Harita (180 kavram/unsur)
  • ‘Lüzumsuz Adam’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (36 kavram/unsur). Haritaya https://bit.ly/luzumsuzadambh linkinden ulaşabilirsiniz.
  • ‘Papaz Efendi’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (23 kavram/unsur). Haritaya https://bit.ly/papazefendibh linkinden ulaşabilirsiniz.
  • ‘Mektup’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (51 kavram/unsur). Haritaya  https://bit.ly/mektupbh  linkinden ulaşabilirsiniz.

Akademi Kitabevi şurada; https://4sq.com/10JMbDd

Facebook Etkinlik Bağlantısı; https://www.facebook.com/events/1511810755770530


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
26
2014
0

Zeki Müren Desenleri Sergisi’nden İzlenimler

20141125_120757

Kadıköy-CKM’nde devam eden Zeki Müren Desenleri Sergisi‘ni -bir rastlantı sonucunda- ziyaret ettim bugün… Zeki Müren’in kumaş baskısı için tasarladığı desenler tuhaf bir soyutlama biçimi ve etkileyici bir poetika ihtiva ediyor. Zeki Müren’in desenlerine verdiği isimler ile desenlerin görselliği arasındaki etkileşimi -hiç çekinmeden- “şiirsel” olarak tanımlayabiliriz. Ayrıca, Zeki Müren’in Güzel Sanatlar Akademisi’nden (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi G.S.F.) bölüm birincisi konumunda mezun olduğunu da bu sergi vesilesiyle öğrendim.

Sonuçta, 19 Aralık’a kadar CKM’nde devam edecek olan sergideki desenleri şiirle ilgilenen herkese öneriyorum.

20141125_120930

Zeki Müren’in “Dönme Dolap” adlı deseni…

*

20141125_120813

Eki
29
2014
0

“Dar Olan” (Dağlarca)

20141028_120145

Fazıl Hüsnü Dağlarca
Bkz: Dağlarca 100 Yaşında Sergisi’nden İzlenimler

Özel Not: Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kadıköy’deki apartman dairesinin “Dağlarca’nın Gökyüzü” adında bir müze olmasını vasiyet etmiştir.

 


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “F.H. Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
24
2014
0

“Dağlarca 100 Yaşında” Sergisi’nden İzlenimler

daglarca1

Bugün, Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Dağlarca 100 Yaşında” sergisini ziyaret ettim. Sergide, Dağlarca’nın hayatına ve şiirlerine ilişkin etkileyici efemeratik öğelere yer verilmiş. Bu öğelerin içerisinde beni en çok etkileyen, Dağlarca’nın 1940 tarihli “Çocuk ve Allah” adlı ikinci şiir kitabının -Suavi Sonar’ın kapak tasarımıyla- ilk baskısıydı. Sergide, Dağlarca’nın kendi el yazısıyla vasiyeti de yayımlanmış… İşbu sergiyi şiir, edebiyat ve edebiyat efemerasıyla ilgilenen herkese öneriyorum. Sergi, 14 Kasım’a kadar CKM’nde ziyaret edilebilir.

Ayrıca bkz: EVV3L’in Fazıl Hüsnü Dağlarca İlgileri

daglarca2

Dağlarca’nın vasiyeti (Kendi el yazısıyla)

*


daglarca3

Dağlarca’ya İthafen İmzalı Kitaplar

*

daglarca4


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “DAĞLARCA” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
23
2014
0
Eki
18
2014
0

‘Passolig Faşşoligtir’

Passolig protestosu sebebiyle, Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde bile tribünler boş kaldı. Fenerbahçeli tribün grupları, düzenledikleri basın açıklamasında ‘Passolig Faşşoligtir’ dedi.

Taraftarların Passolig protestosu sebebi ile günden güne tribünlerdeki taraftar sayısı azalıyor. Geçtiğimiz senelerde biletleri satışa çıkar çıkmaz tükenen Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde de tribünler boş kaldı, 52.652, kapasiteli Türk Telekom Arena’ya ancak 37.598 biletli taraftar geldi.

Fenerbahçe tribün grupları Yoğurtçu Parkı’nda toplandı ve Passolig uygulamasını protesto eden bir yürüyüş gerçekleştirdi. Park’tan Boğa Heykeli’ne yürüyen tribün grupları, burada bir basın açıklaması yaptı.

Basın Açıklamasının tam metni şurada: https://haber.sol.org.tr/spor/fenerbahce-tribunu-passolig-fassoligtir-haberi-98843

Eki
16
2014
0

#holyistanbul

Sağlam kafa, sağlam İstanbul’da bulunur…
Bkz: https://beatkusagi.com/kutsalistanbul/

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eki
01
2014
0

Bir Yeldeğirmeni Hikâyesi: Agop’un Gramofonu (Rüzgar Ceyda Alpak)

Ceyda Alpak, Kadıköy’ün yaşamsal ve sahici hikâyelerinden birini kaleme almış; “Agop’un Gramofonu”. Hikâyenin tam metnine  https://www.kolektomani.com/?p=3563 adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com