Bugünkü -10 Mart 2011 tarihli- Cumhuriyet Gazetesi’nin kültür-sanat sayfalarında 12 isim tarafından kaleme alınmış bir bildiriden bahsediliyor. Bildiride, YKY tarafından yayımlanan 2010 şiir yıllığına ve yıllığı hazırlayan Baki Asiltürk’e yönelik ağır eleştiriler, kınamalar filan dile getirilmiş. Baki Asiltürk’ün yıllığa girecek isim/şiir seçiminde önyargılı ve yanlı olduğu vurgulanmış.
Bildiriyi kaleme alan bu 12 isme hak veriyorum ancak, şimdi, yüksek sesle sormak lazım; bu 12 ismin aklı, beş senedir neredeydi? Bazı kifayetsiz muhterisler ve mutat zevatlar beş senedir sıkı/sahici şiiri yok sayarken, sahici şairlere “sessizlik suikastı” uygularken, biz zamanında (3 sene evvel) çeşitli platformlarda işbu haksızlığı bas bas bağırırken, bu kapsamda yıpratıcı mücadeleler verirken, Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin nemalanıcıları beş sene boyunca yavaş yavaş (tenceredeki kurbağa misali) Türk Şiiri’ni ele geçirmeye başlarken bu 12 ismin aklı neredeydi? Televizyon mu izliyorlardı, pazara mı gitmişlerdi… Yoksa sendikacılık, dernekçilik, yayıncılık filan mı oynuyorlardı?
Bu 12 isim, Baki Asiltürk’ün ve 2004 sonrasındaki YKY şiir çevresinin ne olduğunu, kimlerden oluştuğunu bilmiyorlar mıydı? Yıllık denen şeyin “minik sahtekârların büyük seçkisi”ne dönüştüğünü bilmiyorlar mıydı? Zamanında Orhan Alkaya’nın, Engin Turgut’un filan başına gelenleri, yıllığa alınmayışına kızan Engit Turgut’a Baki paşanın verdiği o “arsız” cevabı filan hatırlamıyorlar mı? Neden “şimdi” akıllarına geliyor Baki Asiltürk’ü kınamak? Bu soruların cevabı basittir: Çünkü sıra bu 12 isme geldi. Anlaşılan, Baki Asiltürk bu 12 ismin bazılarını 2010 şiir yıllığında es geçmiş ya da gelecekteki yıllıklarda es geçeceğinin belirtilerini göstermiş olacak ki ancak şimdilerde sesi çıkmaya başlıyor bu 12 ismin… Böyledir bu işler, defalarca söyledik; “Susma, çünkü sustukça sıra sana gelecek!”
Bu “Şiir Yıllığı” konusu artık bir “geyik” oldu. Her sene aynı şeyleri ifade etmekten çok sıkıldım. Ama, sanırım, birilerinin şiir yıllığı işindeki gerçek amacı kavrayabilmesi için benim çeşitli tekrarlamaları yapmam gerekiyor; 5 Mart 2010’da kaleme aldığım “Yıllık Geyiği” adlı yazıya https://zaferyalcinpinar.com/i20.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Zy
küçük İskender, konuya ilişkin şöyle bir yanıt gönderdi:
5 yıldır nerdeydi aklınız diyorsunuz.. O arkadaşa kendini düzeltme şansı tanımak, biraz beklemek hakkını kendimce tutmam önemli.. Asıl dikkatinizi çekmesini beklediğim şey ise, bir çok… insanın bu çıkışa imza koymamış olmasıydı. Neden 12 kişi diye sormanızı beklerdim.. Sıranın bana geldiği konusuna katılmıyorum; yaptıklarım, yapacaklarım belli.. Onaylar, onaylamazsınız.. Baki efendinin yıllığı beni ne uzatır ne de kısaltır.. Ama kendine gelmesi için beklemem bir süreçtir.. Edebiyat süreçle işler. Anlık tepkiyle şekillenemez. Fikrim budur. Amma, kaale aldığınız için, sadece sizden tepki geldiği için de ayrıca teşekkür ederim.
Sevgili Zafer, ben 25 yıldır şiir yazan birisiyim. Artık Yılmaz Odabaşı’nın dediği gibi – İstanbul Dükası – şairlerin kendi aralarında şaircilik oynamalarına yeter. Baki Asiltürk yıllık hazırlarken, Star Kitap’ı bile incelemiş, ama Birgün Kitap Eki’ni es geçmiş. 500 bile satamayan dergiler incelenmiş, Gerçek Hayat yok. Oysa Gerçek Hayat en çok satan haftalık dergilerden, ve her sayısında şiire önemli bir yer veriyor. Baki Asiltürk’e tepki gösteren arkadaşları anlıyorum, hak veriyorum. Baki Asiltürk’ün şiir yıllığı beni çok büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. Ama, ona tepki veren arkadaşlar ne yazık ki ilke bazında tepki göstermiyorlar. Bu 12 şair arkadaş bir şiir yıllığı hazırlasa, Gerçek Hayat , Kıbrıs Afrika, Birgün Kitap , Posta vs yerlerde şiirleri çıkan beni görecek miydi ? Hiç sanmıyorum.