Mustafa Eren Karakaş, ilk şiir kitabı olan Vecihli Duvar‘da “berrak görüş” deneyleriyle bütünleştirdiği şiirlerini okuyucunun dikkatine sunuyor…
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Fotoğraf çekmeye başlayalı 24 yıl olmuş. 1999’dan bugüne ânları görüntülüyorum, vizörden bakıp deklanşöre basıyorum. Yaşamı ânlamak için yapıyorum bunu ve hâlâ ilk ândaki gibi heyecan duyuyorum. Fotoğraf konusundaki ustam -dünyayı sırtında taşıyan- Tunç Üvendire‘dir. Fotoğraftan hiçbir zaman para kazanmadım. (Yalnız bir kez, Gümüşlük Akademisi’nde İlhan Berk adına düzenlenen bir fotoğraf yarışmasına katıldım ve üçüncü seçildim falan… Tahmin edebileceğiniz gibi ödülü reddettim, umursamadım tabiî ki…) Fotoğraf sanatındaki ilkelerimi İlhan Berk’in şu dizesi bütünlemiştir; “Nerden baksak kendini anlatıyor her şey.” Yaşamı dinlemek, ânlamak için fotoğraf çekiyorum. Dokuları ve duygudurum tuşelerini çok önemsiyorum. Ne daha fazlası, ne de daha azı… (Şüphesiz, yeni teknolojilerle birlikte yeni nesil çok daha iyi görüntüler elde ediyordur ki zaten öyle olması gerekir; bu durum tevazuyla kabulümdür.) Aşağıda en sevdiğim üç fotoğrafım bulunuyor. Bir de yıllara tasnif edilmiş şekilde en sevdiğim fotoğraflarımdan oluşan bir dijital galeri…
Tayfun Polat diyor ki; (…) Yılın genel değerlendirmesini de yapmak isterim. Öncelikle bu yıl önceki yıllardan çok daha az yeni isim keşfettim. Aslında çok çok fazla üretim yapıldı ve yayınlandı. Ancak bu üretim hacminin yeni isimleri de barındıran büyük bir kısmı algoritma popu olarak nitelendirdiğim, birbirinin aynısı şarkılardan oluşuyor. Dolayısıyla bir süre sonra ilgimi kaybettim ve yeni çıkan isimleri merak etmeyi de, takip etmeyi de bıraktım. Listelerin büyük bir kısmı zaten takip etmekte olduğum müzisyenlerin üretimleriyle dolu. Ama tabii ki yeni ve heyecan verici isimler bu yıl da var. (…)
Şahin Çetin‘in yeni görüngülerinden özel bir çizim Upas Yayın’da vücut buluyor… Eserin bütünsel biçemini https://upas.evvel.org/?p=2136 adresinden inceleyebilirsiniz.
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Papirüs Dergisi‘nin –İlhan Berk Özel Bölümü’yle- Kasım 1967’de yayımlanan 18. sayısına tek sayfa ek olarak verilen Yüksel Arslan deseni. (Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…)
karşımda çam ______suskun ve iğneli arkasındaki tepede ______sivri minare biraz daha yakında ______otistik palmiye yukarıda ay _______etrafında ayla yıldızları ve bulutları çakılı _______________çivili gökyüzü arabaları ile otopark alanları _______________çizik yeryüzü kaldırımlı sokakta: ışıklar boğuluyor.
balkonda oturuyorum sırtımda soğuk duvar önümde camsız pencere solumda solgun çiçekler sağımda inşaat uçurumları _____________ve kiralık bir kapı.
eğri büğrü eski püskü sus pus var: evler boğuluyor.
EVV3L’in sıkı takipçilerinden Tekin Deniz‘in Uğur Yanıkel anısına kaleme aldığı ve 1 Ocak 2023 tarihli BirGün Gazetesi Pazar Eki‘nde yayımlanan “Kercine Çiçekler” başlıklı yazının tam metnine https://www.birgun.net/haber/kercine-cicekler-415844 adresinden ulaşabilirsiniz.
(…) “Bir şeye inanmaktan korkuyor insanlar abi. Bir şeyin peşinde çılgınca koşmaktan korkuyorlar. Çünkü yanılma payını hep öne koyuyorlar o şeyin. Ya yanılıyorsam, diye düşünüyorlar. Hayal etmiyorlar. Sadece başarı istiyorlar. Sorsan en büyük hayalin ne diye, söyler muhakkak bir şey. Sen çıkıp desen ki o şey gerçek olmayacak, hemen peşini bırak o şeyin, hemen bırakır. Çünkü inanmıyorlar. İnanmadığın şey senin hayalin olamaz zaten” demişti Uğur. Bunca betonun, bunca çeliğin, bunca kargaşanın ortasında inanan ve hayal kurmaktan vazgeçmeyen bir güzel insandı!
Şimdi bana Uğur kimdi diye soracak olsalar, başına buyruk, kendi halince bir Bedrettin’di derdim. Kercine çiçekler gibi bir adamdı derdim. Peki nedir kercine? Terslik olsun diye, inadına yaşayan demek. Bu dünyada bir kötülük olduğunu duyan, ona karşı bir tavır geliştirme ihtiyacı hisseden kim varsa kercine çiçekler gibi muhalif bir tavır geliştirmez mi? Geliştirirdi elbette. Bu huzursuzluk, bu uyumsuzluk, bu zıtlık değil mi zaten bizi biz yapan? Uğur o kadar şahsına münhasırdı ki bu kendi oluşuna bazen kızsanız bile onu öylece kabul ediverirdiniz. Kızgınlığınız, sevginizi asla yenemezdi. Evet, şahane bir şairdi Uğur. Nefis bir insan manzarasıydı. Sıkı bir araştırmacıydı. O konuşmaya, anlatmaya başladığında karşısına geçer ve onu içten bir tebessüm ederek seyrederdiniz. Üniversiteye gittiği ilk yıllarda tanıdım kendisini. Tam bir şiir aşığıydı. Gerçek bir edebiyat emekçisiydi. Bir keresinde şöyle demişti:
“Ben şiire ne tanım getiriyorum, ne kılıf uyduruyorum, ne mekana sokuyorum. ‘Şiir şiirdir. Şiir çılgınca esen bir rüzgârdır’ demek kadar, böylesi tanımlamalarla filan uğraşmak da aşırı gereksiz geliyor bana.” (…)
EVV3L’in sıkı takipçilerinden Tekin Deniz‘in Uğur Yanıkel anısına kaleme aldığı ve 1 Ocak 2023 tarihli BirGün Gazetesi Pazar Eki’nde yayımlanan “Kercine Çiçekler” başlıklı yazının tam metnine https://www.birgun.net/haber/kercine-cicekler-415844 adresinden ulaşabilirsiniz.
(…) Doğal dil işleme alanında kelimelerin kullanım sıklıkları, bir kelimenin taşıdığı anlam sayısı, kelimeler arası uzaklıklar gibi çok önemli unsurlar Dil Bilimci George K. Zipf (1902–1950) tarafından ortaya koyulan kanunlar temel alınarak belirlenmektedir.
Zipf, yaptığı araştırmalar sonucunda, bir kelimenin uzunluğunun, o kelimenin kullanım sıklığı ile yakından ilişkisi olduğunu fark etmiştir. Yani bir kelime ne kadar az harften oluşuyorsa kullanım sıklığı o kadar artıyor.
Zipf Yasası’na göre bir konuşmada ya da yazıda geçen kelimeler, azalan sıklığa göre sıralanırsa, bir kelimenin bu eserdeki geçiş adedinin bu sıralamadaki sırasına bölümü sabit bir sayı verir. Diğer bir deyişle: Hangi dil olursa olsun genelde ortalama olarak en sık kullanılan ikinci kelime en sık kullanılan kelimenin yarısı, üçüncü kelime 1/3, dördüncü kelime 1/4, beşinci kelime 1/5 dir. (…)
üçüncü gemi/ sıkıntımın derinliğinde dağ gibi kayalar var ________________hepsinin yakınlığının farkındayım
kaptanlar korosu/ bir yerde bitmeli bu tarihsel ırmak üç uzun geminin kampanalarıyla süzülmeliyiz ve gökyüzünün ferah ışıltılarına erişmeliyiz _____________________________gündoğumunda
Hikâyesizler, kıyıda yaşanan tuhaf hayatların eşsiz -ve zorlu- duygulanımlarını özel bir titizlikle yansıtıyor. Ozan Ergün’ün resimlerindeki ‘ifadeler bütünü’ özel bir tipolojik katman oluşturarak, izleyiciyi ‘kendi duygu-durumlarını tartan, sorgulayan’ bir konuma çekme/getirme becerisine sahip… (Zafer Yalçınpınar)
Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
-iki gökyüzünün ve bir ufkun arasında- ve belki de fırtınanın veya yağmurun sesinde _____________yok olmak diğer her şeyden çok daha güzeldir ____________ölmek _______________denizde.
reddiyemizdir, unutulmasın:
biz ölümü palmiyelerle düşünmedik veya palmiyeli gömleklerle. bir zeytin ağacının şahitliğinde ve yıldız yorganlarının altında _______bağlarla bağlanıp evlenmiştik. biz ölümü bir toprak zerresindeki _______evrenlerle birlikte düşündük, suyun suyla kavuştuğu her yerde _________________binbir fersahlı masallarla: “ay ışıklı bir gecede başroldeyiz!”
Çevirmen Duygu Gündeş (1976-2019) için Zafer Yalçınpınar tarafından kaleme alınan Ölümcül Defter, insanlığı hakikate mıhlayan, modern bir ağıt olma özelliğini taşıyor… 26 Ocak 2019 tarihinde Kadıköy’de yaşamına son veren Duygu Gündeş’in bilinen tüm çevirileri ve yazıları duygugundes.info adresinde bulunmaktadır.