(…) Edim öznesi yalnızca duraklamanın negativitesi vasıtasıyla, katkısız aktiviteye meydan okuyan tesadüfün mekânını baştan sona arşınlayabilir. Tereddüt, pozitif bir fiili irade olmasa da edimin iş seviyesine inmemesi elzemdir. Bugün, aralık veya ara-zamanlar açısından çok fakir, ara verme kıtlığının olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Hızlanma, bütün ara-zamanları lağvetmektedir. Nietzsche, “Meşgul İnsanların Temel Eksikliği” isimli aforizmasında şöyle der: “Meşgul olanlarda ekseriyetle daha yüksek bir meşguliyet eksikliği vardır… Bu açıdan tembeldirler. Meşgul olanlar, mekaniğin ahmaklığı uyarınca, bir taşın yuvarlanışı gibi yuvarlanıyorlar.” (Menschliches Allzumenschliches, s.235) Çok farklı meşguliyet tarzları vardır. Mekaniğin ahmaklığını takip eden meşguliyet ara vermek bakımından fakirdir. Makine duraklayamaz. Bilgisayar, devasa hesaplama yeteneğine rağmen ahmaktır çünkü tereddüt etme noksanlığı vardır.
(…)
Bilgisayar bir pozitif makinedir. Kendisiyle olan otistik ilişkisi ve negativite noksanlığından dolayı idiot savant (ebleh bilgin, cahil hoca), yalnızca hesap makinesinin kabil olabileceği bu başarıları meydana getirir. Dünyanın böyle bütüncül pozitifleştirilmesi esnasında hem insan hem de toplum bir otistik performans makinesine dönüşür. (…)
Byung-Chul Han
“Yorgunluk Toplumu”, Çev: Samet Yalçın
Açılım Kitap, 7.Baskı, 2021, s. 38-40