Bkz: https://birdirbir.org/dergiler/express-136-gezi-direnisi-ozel-sayisi-haziran-temmuz-2013/
02
2013
FİLM: “Nâzım’ın Küba Seyahati”
NÂZIM’IN KÜBA SEYAHATİ
Yapım: Nâzım Hikmet Kültür Merkezi (NHKM)
Instituto Cubano de Arte e Industria Cinematográficos (ICAIC)
Yönetmenler: Çağrı Kınıkoğlu, Gloria Rolando
2008, 68 dk.
*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.
28
2013
Mike Figgis Röportajı
Bantmag taifesinden Leyla Aksu, sıkı yönetmen Mike Figgis (Leaving Las Vegas, 1995) ile bir röportaj gerçekleştirmiş. Bantmag oluşumunun Mayıs 2013 tarihli 19. sayısında bir bölümü yayımlanan bu önemli röportaja https://zaferyalcinpinar.com/figgis.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. Röportajın tam metni ise bantmag.com adresinde…
Ayrıca bkz: düşündüm de… düşündüm de taşınabilirim.
28
2013
28
2013
“Benim Titiz, Vehhâm, Dalgın ve Mahcup Dostum” / Abdülhak Şinasi Hisar Anıları (Sermet Sami Uysal)
NTV Tarih Dergisi’nin “Mayıs 2013” sayısında özel ve önemli bir Abdülhak Şinasi Hisar dosyası bulunuyor. Dosyada bulunan ve Sermet Sami Uysal tarafından kaleme alınan “Benim Titiz, Vehhâm, Dalgın ve Mahcup Dostum” adlı yazıya https://evvel.org/wp-content/uploads/2013/06/sermetsami.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
23
2013
Bilge Karasu üzerine…(Oruç Aruoba, 13 Haziran 2013)
Oruç Aruoba, 13 Haziran 2013 tarihinde gerçekleştirilen “Mektupları ve dostlarıyla Bilge Karasu…” paneline rahatsızlığı nedeniyle katılamamıştır. Ancak panel katılımcılarına okunması için özel bir mektup göndermiştir. Mektubun tam metni aşağıda yer almaktadır:
Sevgili ve Saygıdeğer Bilge Karasu Dostları,Ustam ve Dostum Bilge Karasu’nun anılacağı bu toplantıda bulunamamak, bana, doktorlarımın ayağa kalkmamı bile yasaklamalarına yol açan sıkıntımın verdiğinden daha çok acı veriyor; ama, heyhat, işte orada olamadım, değilim… Orada olabilseydim, birkaç yüz metre uzağınızda, belki şu anda, benim sözlerimi dinlerken de işittiğiniz gürültü-patırtı içinde yaşanan insan olayları üzerine Karasu-gözüyle birşeyler söylemek isterdim——şu kadarını şimdi söyleyebilirim ki, Bilge Karasu’nun hem kişisel dünyagörüşünün hem de yazdıklarının, temelinde (ki bunlar arasında fark yapmak istemezdi); sevgiden sonra en yüksek değer olarak gördüğü, özgürlüktü—hatta, belki, bu iki değer arasında bir sıralama yapmayı bile reddedip, ikisini de, birlikte, aynı temel değer sayabilirdi.—
Bu düşünceyi orada söylenmiş saymanızı rica ederim—
—özürümü kabul edip beni affetmenizi dileyerek,sevgilerimi ve saygılarımı sunar, toplantınıza başarılar dilerim.Oruç Aruoba
13 Haziran 2013
10
2013
Evvel Fanzin İndeksi Yenilendi…
Evvel Fanzin’in takipçilerinden bazıları, zaman zaman, Evvel Fanzin’in odaklarındaki (ilgilerindeki) içeriğe erişmekte -aradığını bulmakta- zorlandıklarını ifade ediyorlar… Haklılar da. 2006′dan bu yana bazı evvel fanzin ilgilerinde birçok paylaşım gerçekleştirdik: Evvel Fanzin, bazı ilgilerde/konularda internetteki -ve hatta bazı açılardan matbu/basılı platformları da geçercesine- en birikimli ve kalabalık edebiyat/sanat/felsefe efemerası arşivi haline dönüştü. Evvel Fanzin kapsamındaki ilgilerin indeksleri, efemera meraklıları ve edebiyat/sanat/felsefe araştırıcılarına büyük bir kolaylık olacak…
*
2007-2013 tarihleri arasında , E V V E L fanzin ilgileri kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan”, “İlhan Berk”, “Kuzgun Acar”, “Sait Faik”, “Nâzım Hikmet”, “Abidin Dino”, “Oktay Rifat”, “Bedri Rahmi Eyüboğlu”, “Oruç Aruoba”, “Ludwig Wittgenstein” başlıklarındaki paylaşımların (ilgilerin, efemeraların, buluntuların, haberlerin ve diğer gayretlerin) indeksine https://bit.ly/evvelindeksi adresinden ulaşabilirsiniz.
05
2013
Duvarlardan Gezi Parkı Sesleri…
Duvarlardan Gezi Parkı Sesleri…
Bkz: https://duvardakisesler.tumblr.com
Duvarlardan Gezi Parkı Sesleri…
Bkz: https://duvardakisesler.tumblr.com
*
24
2013
Çok yaşa Kuzguncuk’un Sahafı…
Geçenlerde Kuzguncuk Sahaf‘ın -adı üstünde, İstanbul Kuzguncuk’ta bulunan- yeni mekânını ziyaret ettik. Kuzguncuk Sahaf’ın aurasında hissettiğimiz en önemli özellik, muhabbet ortamının -mahalle kitapçısı ruhu ya da kültürünün- “hâlâ” çok kuvvetli bir biçimde sürdürülüyor olmasıydı. Kuzguncuk’un insanları sahafa misafir oluyor, çay, kahve içiliyor ve kültürel birikimler -çoğu İstanbul sahafının tersine- etkileşimli olarak paylaşılıyordu. Bununla birlikte, uzun zamandır internetteki sitelerden kitap satışı yapmadığını da özellikle vurguladı Bahadır Bey… Sattığı kitapların kime, nasıl birine gittiğini bilememesi, satılan bir kitap hakkındaki bazı özel ayrıntıları, yüz yüze, kitabı satın alan heveskârla paylaşamaması Kuzguncuk Sahaf’ı internet satışından soğutmuş; “Mecbur kalana kadar internetten kitap satmayacağım” diyor. Bahadır Bey, internet satışı yerine mezat uygulamasını daha faydalı görüyor ve zaman zaman özel mezatlar düzenliyor. Haklı da… Çok yaşa Kuzguncuk ve sahafı!
Not: Kuzguncuk Sahaf’ın rafları edebi türler kapsamında çok güçlü… Ayrıca, Aptülika’nın Kuzguncuk Sahaf’a özel olarak ürettiği bazı deneysel tasarımlar ve kitap ayraçları da inanılmaz etkileyici: Ayraç koleksiyonu yapanlar sadece Kuzguncuk Sahaf’ta bulunabilen Aptülika arşivini kaçırmamalı…
Zy
23
2013
14. Kalem: “Yalan”
Kalem Dergisi’nin “Yalan” konulu 14. sayısı yayımlandı…
“Yalan, bir kenara geçip onu izlememize fırsat vermiyor. Avcumuzda evirip çevirmemize imkan tanımıyor. Kalabalıkta hep; Brecht’in her sabah kalkıp gittiği “yalan satılan pazar” yerinde… Ne o kendini ele veriyor ne de biz boğazımıza kadar yükselmiş yalanlarımızın büyüsünden sıyrılıp onu ele geçirebiliyoruz. Öyle yaygın, öyle akışkan, öyle saydam ki…
Bütün gerçekler, mistik bir boşverişe kurban edilmeyecek kadar yalan; bütün yalanlar, belki şu cümleden bile şüphe etmenize sebep olacak kadar gerçek!
Öyleyse buyurun “gerçeğin” sınavına: “ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi”…
*
19
2013
“ÇAKIR” yayımlandı…
*
Sait Faik’in Burgaz Adası’nda yer alan müze-evi’nin -yeniden- ziyarete açılışı anısına…
“ÇAKIR” yayımlandı.
Bkz: https://bit.ly/cakirhikayeci
*
13
2013
Çakır Hikâyeci’nin Evinden…
Dün, birkaç arkadaş, “Çakır Hikâyeci Hareketi” adıyla Sait Faik’in Burgaz Adası’ndaki müze-evi’nin -yeniden- açılışına katıldık. Darüşşafaka Cemiyeti ve Adalar Belediyesi işbirliğiyle özel bir tören düzenlendi. Törenin ardından müzeyi gezdik: Müzenin genelinde, eskisine göre çok daha itinalı, ancak bazı koruma unsurları ve paneller açısından biraz da abartılı bir küratöryal yaklaşım tercih edilmiş… Bu yaklaşım bana soğuk/sevimsiz gelse de, belki, güvenlik açısından iyidir, iyi olmuştur… (Bilen, biliyor.)
Müzenin çatı katı beni çok etkiledi: Özellikle Sait Faik’in edebiyat çevreleriyle yazışmalarını içeren “çekmeceler” çok güzel bir tasarım… Çatı katında bulunan balıkçılık malzemeleri de hoşuma gitti. Eski İstanbul balıkçılarının “uzun olta” dediği yapıda tercih edilen eski tip (döküm) çeşit çeşit zokalı kurşun, birkaç sarımsak zokası ve çaparize olmuş bir çapari oltası ile özel misinalar çok güzeldi. Bu malzemelerden Sait Faik’in İstanbul balıkçılığını çok iyi bildiği ve balıkçılık üzerine özellikle eğildiği anlaşılıyor. Bunların dışında, Sait Faik’e imzalanan kitapların arasında ilhan Berk’in ithafını ve imzasını görmek beni çok etkiledi; İlhan Berk, Yeditepe Yayınları’ndan yayımlanan “Günaydın Yeryüzü” adlı şiir kitabını Kasım 1952’de “Cânım Sait’e…” ithafıyla imzalamış… Mercan Usta ile Sait Faik’in özdeşleştirilmesi gibi “sivil ve sahici” bir amaç doğrultusunda Bedri Rahmi tarafından çizilen o ünlü desenin orjinali ile Çakır Hikâyeci’nin kullandığı hançerden devşirme özel “mektup açıcağı” da imgesel olarak çok kuvvetliydi.
Kısacası, yıllardır kapalı olan Sait Faik Müzesi’ni ziyaret edebilmekten -birçok efemerayı tekrar incelemekten- ve ardından da Kalpazankaya’da öyküler, şiirler okumaktan, Çakır Hikâyeci’nin imgelemini düşünmekten, konuşmaktan feyz aldık.
Not: Önümüzdeki günlerde “Çakır Hikâyeci” adında tek sayılık bir E V V E L cakasını (fanzini) sürüme sokmayı düşünüyoruz.
Sahicilikle
Z. Yalçınpınar
12 Mayıs 2013
02
2013
Sait Faik Müzesi 11 Mayıs 2013’te dostlarına kavuşuyor!
Restorasyon gerekçesiyle uzun yıllardır kapalı olan Sait Faik Müzesi, 11 Mayıs 2013’te ziyaretçilerine açılıyor. 11 Mayıs’ta Sait Faik’in tüm sıkı dostlarıyla birlikte Burgaz Ada’da olacağız…
İmza: Bir Dülger Balığı
Ayrıca bkz: https://evvel.org/burgaz-adadan-bazi-haberler
ve bkz: https://www.ntvmsnbc.com/id/25439885/
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.
28
2013
491’in “ADAKARASI” yayımlandı!
491’in ADAKARASI yayımlandı!
4-5 Mayıs 2013 tarihlerinde Büyükada’da gerçekleştirilecek olan
İstanbul Fanzin Festivali için özel sayı…
Bkz: https://bit.ly/491adakarasi
*
Hamiş: 491’in yayımlanmış tüm sayılarına (14 sayı)
https://zaferyalcinpinar.com/491.html adresinden ulaşabilirsiniz.
*
26
2013
E V V E L, poetika üzerine çalışır!
E V V E L
POETİKA ÇALIŞMALARI
1: https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari
2: https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari/page/2
*
*
İKİNCİ YENİ ANKETİ (Yeditepe Dergisi, 1960)
https://zaferyalcinpinar.com/ikinciyenianketi1960.pdf
*
https://zaferyalcinpinar.com/poetikbildiriler.pdf
*
14
2013
DEVE Dergisi, filan…
Daha önce OT Dergisi’nin ilk iki sayısı hakkındaki olumsuz görüşlerimi açıkça ifade etmiştim. Şimdilerde, OT Dergisi kafasıyla (benzer baskı çözümleriyle ve sağdan soldan iskambillenmiş ünlülerden oluşan bir kadroyla) bir başka dergi daha yayımlanmış: DEVE Dergisi…
OT Dergisi’ne haksızlık olmasın diyedir, Deve’nin “kötülüğü”nden de bahsetmek gerekiyor. OT Dergisi için “sıfıra sıfır, elde var sıfır” dedik. DEVE Dergisi için ise -rahatlıkla- “fasülyenin faydaları” diyebiliriz.
Gerçekten anlamıyorum; gazetelerde ya da edebiyat ortalığında ünlenmiş iskambillerden bir “kültür dergisi yamamak” ve “fasülyenin faydalarından” bahsetmek, kötü şiirler yayımlamak fikri neden ve nasıl bu kadar popüler oldu?
Okuyucudan olsa gerek…
12
2013
Antonio Negri ile “Yeni Özgürlük ve Özne Biçimleri” Konferansı (27-28 Nisan 2013)
“Ünlü post-Marksist felsefeci Antonio Negri, MonoKL Yayınları’nın Bakırköy Belediyesi ile ortaklaşa düzenlediği uluslararası konferans kapsamında İstanbul’a gelecek. Negri, 27-28 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek “Yeni Özgürlük ve Özne Biçimleri” konferansına katılacak.
Michael Hardt ile birlikte 2000 yılında yayınlanan “İmparatorluk” adlı kitaplarında küresel egemenliğin yeni biçimini tanımlayan Antonio Negri, dünya çapında bir etki yaratmışlardı. Bu kitaplarında sosyalist kuramda da köklü bir paradigma değişikliği öneren ve bunun teorisine girişen Hardt ve Negri, emperyalizm teriminin artık durumu açıklayamadığını, bunun yerine ulus-devletler kadar ulusüstü kurum, şirket ve STK’ları da içeren, her yere yayılan bir emperyal ağın var olduğunu savundular. Bu yeni egemenlik biçimini, düşmanı ve alanı belirsiz, sürekli bir küresel savaş hali olarak da anlatan Hardt ve Negri, bu durumun yaşamın her alanına yayılıp, demokrasinin süresiz askıya alınmasına zemin hazırladığını ve “Küresel bir Apartheid” düzenine girildiğini anlatmışlardı.
Bkz: https://www.cnnturk.com/2013/kultur.sanat/diger/04/11/negri.istanbula.geliyor/703843.0/index.html
09
2013
Sahte Katarsis…
BİR+BİR Dergisi’nin Nisan 2013 tarihli 21. sayısında, “Toplumun Şehircilik Hareketi” adında bir kolektif, “sıkı sanatı” biçimlendiren en önemli “imge-yaşamsal” tehlikeyi “Sahte Katarsis” kavramı dolayımında/aracılığıyla incelemiş. Rahatlıkla, 2007 sonrasının sanatsal salınımına -özellikle de bienallere ya da alternatif sanat hareketlerine- ilişkin okuduğum en önemli inceleme yazılarından biri de bu yazıdır, diyebilirim… “Sanat, siyaset ve bienal: Sahte katarsis” başlıklı yazının tam metnine https://birdirbir.org/sanat-siyaset-ve-bienal-sahte-katarsis/ adresinden ulaşabilirsiniz.
31
2013
“OT” Dergisi, filanca…
OT’un 2. sayısını okudum. Şimdi, haklının hakikatini, haksızın da hakikatsizliğini işaret etmek gerekiyor: OT Dergisi ve taifesi hiç de iyi gitmiyor, gene sıfıra sıfır elde var sıfır… Sıddık Akbayır’ın notlarını ihtiva eden sayfa dışında dergide hiçbir şey yok, olmamış. Birçok popüler ismi ahbap çavuşluk çerçevesinde birleştirmenin/biraraya getirmenin herhangi bir sürümü “sıkı” ya da “anlamlı” kıl(a)mayışının örneği diyebilirim, OT’un 2. sayısı için…
Pestişler (ya da kolajlar) bir “sinerji” oluşturduklarında gerçekten çok etkileyicidirler, ancak eğer “sinerji” oluşmazsa, tersine, ortaya konulan şey “çöp”tür…
Umarım, OT’un çıkarıcıları derginin “olmadığının” farkındadırlar.
25
2013
13. Kalem: “Bahar”
Kalem Dergisi’nin “Bahar” temalı 13. sayısı yayımlandı…
Kalem’den;
“Ağaç dalında bir ipin ucunda sallanmadan önce”, nedir kelebek? “Yeraltında” simsiyah açan, hangi mevsim çiçeğidir? “Deniz kokusu” sadece denizden mi alınır? “Yadacı” nedir, kimdir acaba? Böyle nice soruya rastlayacaksınız sayfalarda; kimi cevabını bulmuş, kimi her daim cevapsız… “Bahar akordu” verip şiire, “konçerto”lar dinleyeceksiniz. Sonra “çiçek gibi” Zuhal Olcay, biraz Kardeş Türküler, biraz Carmen ve “gırnata”! Van Gogh’un dilinden bahar yüklü mektuplar; Kim Ki-duk gözüyle mevsimler ve hayat…
Demek yine gürül gürül akacak “kalem” ırmağı. Kar suları gibi süzülüp inecek yükseltilerden. Hayatın nefes alıp verdiği her yere dolacak, her yerde olacak. Haydi, siz de atın ellerinizi cebinize, dilinize hayta bir ıslık yapıştırın; düşün sokağa, hayata dalın. Bakın, avcunda “bahar” getirmiş çocuklar, tazecik bahar.
Ayrıca bkz: https://www.kalemdergi.com