Kas
02
2017
--

Yelken Dergisi, Sait Faik Müzesi’nde..

Yelken Dergisi‘nin 1963’te yayımlanan 79. sayısında Sait Faik’in “Bir Zamanlar” adlı şiirinin eski Türkçe bir elyazması bulunuyor. (Bu şiir, Sait Faik’in ‘Şimdi Sevişme Vakti’ adlı şiir kitaplarının tüm baskılarında yer almaktadır.) 2014 yılında vefat eden Rasih Nuri İleri‘nin Sait Faik’e ilişkin çok önemli birkaç anısını da kapsayan işbu dergiyi Burgazada Sait Faik Müzesi‘ne armağan ettim. Bu paylaşıma vesile olan Gürkan Şakrak‘a ve Burgazada Sait Faik Müzesi yöneticilerine minnettarım.

Yelken Dergisi’ni ve söz konusu buluntuyu https://bit.ly/saitfaikyelken adresinden inceleyebilirsiniz.

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar


Önemli Bir Not: Önümüzdeki günlerde, Sait Faik Araştırma Atölyesi kapsamında Sait Faik’in şiirlerine dair gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile elde ettiğimiz sonuçları bütünleyen bir yazı kaleme alacağım ve paylaşacağım.


İncelemek için; https://bit.ly/saitfaikyelken


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sait Faik” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
28
2017
--

Gertrude Stein’ın ‘Üç Yaşam’ adlı kitabı ve ilginç bir Pablo Picasso hikâyesi…

Gertrude Stein, “Üç Yaşam”, Delidolu Kitap, Ekim 2017
Bkz: https://www.delidolu.com.tr/uc-yasam/


“Modernist edebiyatın öncü isimlerinden Gertrude Stein, hayata tutunmaya çalışan üç kadın karakterin hikâyesini, dönemin toplumsal gelişmeleriyle harmanlayarak anlatıyor. Gertrude Stein’ın, edebiyatın kilometre taşlarından biri olarak görülen ve birçok yazara ilham veren Üç Yaşam adlı kitabı, kültleşmiş bir ilk eser. Deneysel yazılarıyla, Kübizmin resimde gerçekleştirdiğini edebiyatta var etmek isteyen Stein’ın bu kitabı, yayımlandığı dönem büyük bir ilgiyle karşılandı ve olağanüstü bir gerçekçilik ürünü olarak nitelendirildi. Başta Hemingway olmak üzere birçok yazarı etkilemiş olan Gertrude Stein, bu üç öyküyle hayata dair parçaları değil hayatı olduğu gibi ortaya koyarken, kendi yazınına dair ipuçları barındıran, benimsediği yenilikçi eğilimleri yansıtan, sanatının izini sürebileceğimiz kusursuz bir metin sunuyor.” (Tanıtım Metni’nden…)


picasso-y-el-cubismo-version-inglesa-17-728
Gertrude Stein ve Picasso’nun resmettiği Gertrude Stein portresi… (1906)

(…)
Gosol’da ortaya çıkan bir tifo salgınından kaçarak Paris’e dönen Picasso, Gertrude Stein’ın portresinin önünde çakılır ve modelini bir daha görmeye gerek duymadan silmiş olduğu başını bir çırpıda yeniden çizer.
Bir maske taslağı. Avignon’lu Kızlar’ın payandaları. Yeni bir sanatın taslakları: Kübizm.
(…)
Fleurus Sokağı, no. 27. (…)
Stein’lar orada oturuyorlar. (…)
Şöminenin önünde duran asık suratlı, iri yarı adam Braque’tır. Hoşnut değildir, çünkü şöminenin üstüne yerleştirilmiş olan resimlerden biri dumandan kararmıştır. Ve yanında bulunan Cézanne’ın iki tablosu da kararmıştır. Braque homurdanmaktadır ve kendisine bir daha tablo asma işi verildiğinde (en uzun boylu olan Braque olduğundan tabloyu o tutar ve kapıcı da çiviyi çakar) resminin başka bir yere asılmasını isteyecektir. (…)
Picasso o gün Orsel Sokağı’ndaki arkadaşıyla aynı durumdadır: öfke içindedir. Duvarlara asılmış iki tuvalini farketmiştir: görünümleri değişmiştir ve çok fazla parlamaktadır bunlar: Gertrude Stein parlatmıştır bunları. Bu kadın kesinlikle parlayan her şeyi çok sever…
Max Jacob dostuna açıklamalar yapmaya çalışır. Başaracaktır bunu: Picasso salondan ayrılmaz ama haftalarca Fleurus Sokağı’na adım atmayacaktır.
Gözleri Fernande Olivier’yi ararken bir yabancı yaklaşır ve ressamın Gosol’da bitirdiği tabloyu gösterir:
“Gertrude Stein mı?
-Evet.
-Ona benzemiyor portre…”
Picasso omuz silker:
“Hiç önemi yok: Sonunda Stein resme benzeyecektir.”
(…)

Dan Franck
“Bohemler”, Çev: İsmail Yerguz, Sel Yay., 2009, ss. 102-104


stein_050712_620px
Gertrude Stein’ın Sürücü Belgesi (1940)


Francis Picabia‘nın Gertrude Stein Portresi (1933)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
20
2017
--

Taylan Kara, edebiyat ödüllerinin ‘Utanmazlık Büstleri’ni ifşa ediyor…

Yıllar boyunca yaşananlara baktığımızda, Türkiye’de üleştirilen edebiyat-şiir ödüllerinin (hem düzenleyiciler hem seçiciler hem de katılımcılar için) “Utanmazlık Büstleri” olduğunu görürüz. Tekrar etmekte fayda var: “Ödüller insansızdır!” Yıllardır envanterini tutuyoruz bu insansızlığın… (Şuradan takip edebilirsiniz: https://evvel.org/evvel-fanzin-tum-edebiyat-kahyalarina-karsidir)

Taylan Kara, soL portal’da yer alan 20 Ekim 2017 tarihli yazısında edebiyat ödüllerinde endam eden ‘Utanmazlık Büstleri’ni bir kez daha analiz ediyor ve çok önemli bir soru soruyor: “Bir hâkim, “ben dava dosyalarını okumadan karar veriyorum” deseydi ne düşünürdünüz?” Taylan Kara’nın sunduğu eleştirinin tam metnine https://haber.sol.org.tr/yazarlar/taylan-kara/zeynep-oralin-itirafi-piyasa-edebiyati-sahtekarliklari-ve-utanmazlik-214092 adresinden ulaşabilirsiniz.



Eki
17
2017
--

Duygu Gündeş’in Edebiyat Çalışmaları (Şiirler, Çeviriler, Anlatılar…)


“EVV3L’in sıkı dost ve takipçisi çevirmen Duygu Gündeş‘in 2000’li yılların başından günümüze kadar gerçekleştirdiği edebiyat çalışmalarını içeren arşiv sitesi duygugundes.info adresinde yayın hayatına başladı. Duygu Gündeş’in yazılarının yanı sıra, William Blake, Emily Dickinson, John Milton, George Eliot, Pablo Neruda, W. B. Yeats, Andrei Voznesenski gibi çağdaş şairlerden şiir çevirilerinin yer aldığı siteyi duygugundes.info adresinden incelemenizi öneriyoruz. İyi okumalar dileriz.” (Zy)



Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan tüm Poetika Çalışmaları’na https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
16
2017
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kadıköy-Kalamış Parkı’nda alternatif bir şiir buluşmasıyla yâd edildi…

Büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, ölüm yıldönümü olan 15 Ekim’de Kadıköy-Kalamış parkında yer alan Dağlarca Heykeli’nin önünde alternatif bir şiir buluşmasıyla yâd edildi. Buluşma kapsamında şair Hüseyin Alemdar, Memet Zeki Gündüz, Rasim Savak, Furkan Berber ve Zafer Yalçınpınar, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın kişiliği, yaşamı ve poetikasına ilişkin kapsamlı bilgileri katılımcılarla paylaştılar: Dağlarca şiirinin Türkçe’yi korumak ve geliştirmek açısından önemi ile Dağlarca’nın onurlu tavrı, yurtseverliği ve haysiyet mücadelesi değişik anılarla/örneklerle dile getirildi.

Yaklaşık iki saat süren etkinlikte, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetine aykırı ve hatırasına saygısızlık olarak Beşiktaş Belediyesi tarafından üç yıldır düzenlenen Dağlarca Şiir Ödülü’ndeki çelişkili, yakışıksız tavırlar, hem konuşmacılar hem de katılımcılar tarafından eleştirildi. Geçtiğimiz yıllarda bu ödülün her aşamasındaki çelişkili tutumlara dair çeşitli eleştirel edebiyat soruşturmaları ulusal basında yankılanmıştı. Tüm eleştirilere rağmen Beşiktaş Belediyesi, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetini çiğneyerek bu yarışmanın üçüncüsünü düzenledi.

Dağlarca Şiir Ödülü’ne karşı gerçekleştirilen eleştirel edebiyat soruşturmalarının tam metinlerini aşağıdaki adreslerden okuyabilirsiniz:

2015: https://bit.ly/sorusturma
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2



Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
14
2017
--

‘Dağlarca’nın Haysiyeti’ bizim meşru direnişimizdir! (Zafer Yalçınpınar)

2000’li yılların başına kadar edebiyat-şiir ödülleri mütevazı ve gösterişsiz birliktelikler olarak düşünülüyordu. Yazar ve şairler birincil olarak ‘ödül kazanmayı’ düşünmez, varoluşunu, şiirini ya da edebiyatını ‘ödül kazanmak’ üzerinden biçimlendirmezdi. Şair ve yazar için ‘ödül kazanmak’ olsa olsa nahif bir teyitti.  Bu çeşit bir nahif varoluş nedeniyle de ödüller Türkiye’deki edebiyat geleneğinde belli bir oranda saygın, düzgün veya geçerli bir konumlandırmaya sahipti. Ancak, 2003-2006 döneminde, edebiyat-şiir ödüllerinin organizasyonu bir tür masonik yapının eline devredildi. Sorosçu ve ‘sinsi’ bir adamın ‘örgütlemesi’yle hareket eden oligarşi, 2006 itibariyle ortaya çıkıp “Bundan sonra Türkiye’de edebiyat-şiir konularında ödül dağıtma işi bizden sorulur!” demeye başladı. Bir tür çeteleşme yaşandı ve liyakat esaslı olması gereken ödüller, birdenbire çıkar esaslı işleyen, ticari karşılığı olan ve statü dağıtmaya yarayan bir ‘sistematiğe’ bağlandı.

2015’e geldiğimizde, bir mırıldanma başladı: Çoğu insan Türkiye’de edebiyat ve şiir ödüllerinin ne kadar hakkaniyetsiz, ne kadar liyakatsiz ve sonuçta da ne kadar ‘anlamsız’ olduğunun farkına vardı. Sayılar ortadaydı artık! Günümüzde, işbu kifayetsiz muhterisler, utanmadan, sıkılmadan, tüm şaibelerde vites artırıp, yalan sarmallarına dolanıp, her türlü ahlaki ve ideolojik duruşu yok sayıp -tıpkı siyasal iktidarın diğer sahipleri gibi- bir yol izlemeye karar verdiler: “Hesap vermemek için hesabı büyütmek!” Günümüzdeki durum, maalesef, bundan ibarettir.

Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türk Şiiri’nin en büyük isimlerinden biridir: Poetikası vatan, ulus, özgürlük, bayrak ve emek kavramlarının yurtseverlik bileşkesinde buluşan evrensel imgesinin devamıdır, belirleyicisidir ve belki de geleceğidir. Yurtsever ve sosyalist düşünceyi birbirini tamamlayan -ayrılmaz- bileşenler olarak gören Louis Aragon, “Parti’m Fransa’nın renklerini verdi bana” diyerek ulusal bayrağı sahiplenmekle nazizme karşı nasıl bir Fransız direniş ruhu oluşturduysa bir benzerini Fazıl Hüsnü Dağlarca savunmuştur.

Yurtseverlik ve sosyalizm, Seçici Kurul sözcüsü Ataol Behramoğlu’nun poetikasında birbirini öteleyen kavramlar olarak tanımlanıyor. Bu aşamada tartışma, ödül hattının çok ötesinde bütün maddi ve manevi değerlerin satıh olarak savunmasına dönüşmüştür. “Dağlarca’nın Haysiyeti” bizim meşru direnişimizdir. Dağlarca’nın kuşatılmasına karşı ölene kadar direneceğim. Ben öldükten sonra da “Dağlarca’nın Haysiyeti”ni dostlarım ve haysiyetli okurlar üstlenip direnecektir. Bunu herkes böylece bilsin.

Zafer Yalçınpınar
15 Ağustos 2016, Aydınlık Gazetesi


Önemli Not: 8-15 Ağustos 2016 tarihleri arasında Aydınlık Gazetesi’nin Kültür-Sanat sayfalarında yayımlanan ‘2. Dağlarca Şiir Ödülü’ soruşturmasının tam metnine https://bit.ly/daglarcasorusturma2 adresinden pdf dosyası biçeminde ulaşabilirsiniz. 2015‘te (Dağlarca Şiir Ödülü’nün ilk yılında) Üvercinka Dergisi çevresince gerçekleştirilen diğer eleştirel soruşturma da https://bit.ly/sorusturma adresinden okunabilir.


daglarcadirenisimizdir

15 Ağustos 2016, Aydınlık Gazetesi’nden…


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
13
2017
--

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Haysiyetimizdir! 15 Ekim’de Kalamış Parkı’nda buluşuyoruz!

Büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca‘yı ölüm yıldönümü olan 15 Ekim 2017 Pazar günü Kadıköy’de anmak ve Beşiktaş Belediyesi tarafından üç yıldır düzenlenen Dağlarca Şiir Ödülü‘ndeki çelişkili, yakışıksız tavırları eleştirmek için Kadıköy-Kalamış Parkı‘nda, saat 16.00‘da Dağlarca Heykeli’nin önünde buluşuyoruz!


Bilindiği gibi, iki yıldır Beşiktaş Belediyesi tarafından Belediye Başkanı Murat Hazinedar‘ın himayesinde (!)  “Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü” düzenleniyor… Geçtiğimiz yıllarda bu ödülün her aşamasındaki çelişkili ve saygısızlık içeren tutumlara dair çeşitli eleştirel edebiyat soruşturmaları yayımlandı. Gelen tüm eleştirilere rağmen Beşiktaş Belediyesi, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetini çiğneyerek bu yarışmanın üçüncüsünü düzenlendi. Mevcut hakkaniyetsiz ödüle karşı oluşturduğumuz eleştirel soruşturmaların tüm boyutlarıyla irdelenmesi ve önemsenmesi gerektiğini, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Türk Şiiri’nin ve Türk Dili’nin korunmasının bir haysiyet meselesi olduğunu düşünüyoruz! Eleştirel soruşturmaların tam metinlerini aşağıdaki adreslerden okuyabilirsiniz:

2015: https://bit.ly/sorusturma
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2


Ayrıca bkz: https://evvel.org/ilgi/daglarca

Eki
11
2017
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca Haysiyetimizdir! 3. Dağlarca Şiir Ödülü’ne Karşıyız!

Bilindiği gibi, iki yıldır Beşiktaş Belediyesi tarafından Belediye Başkanı Murat Hazinedar‘ın himayesinde (!)  “Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü” düzenleniyor… Geçtiğimiz yıllarda bu ödülün her aşamasındaki çelişkili ve saygısızlık içeren tutumlara dair çeşitli eleştirel edebiyat soruşturmaları yayımlandı. Gelen tüm eleştirilere rağmen Beşiktaş Belediyesi, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetini çiğneyerek bu yarışmanın üçüncüsünü düzenlendi. Mevcut hakkaniyetsiz ödüle karşı oluşturduğumuz eleştirel soruşturmaların tüm boyutlarıyla irdelenmesi ve önemsenmesi gerektiğini, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Türk Şiiri’nin ve Türk Dili’nin korunmasının bir haysiyet meselesi olduğunu düşünüyoruz! Eleştirel soruşturmaların tam metinlerini aşağıdaki adreslerden okuyabilirsiniz:

2015: https://bit.ly/sorusturma
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2

 


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
10
2017
--

Söyleşi: “BİR ZAMANLAR, BİR ŞAİR VARDI” (Tayfun Polat & Zafer Yalçınpınar)

Tayfun Polat, 2017
(Foto: Murat Mrt Seçkin)


“EVV3L’in sıkı dostlarından Tayfun Polat‘la Eylül 2017’de yayımlanan yeni şiir kitabı “bir zamanlar, bir” doğrultusunda kapsamlı bir söyleşi geçekleştirdik. Söyleşi, Karga Mecmua‘nın Ekim 2017 tarihli 119. sayısında yayımlandı.”Bir Zamanlar, Bir Şair Vardı” başlıklı söyleşinin tam metnini https://www.kargamecmua.org/dergi/sayi/119/4385 adresinden, Tayfun Polat’ın yeni şiir kitabı ‘Bir Zamanlar, Bir’i ise https://bit.ly/birzamanlarbir adresinden okuyabilirsiniz. İyi okumalar dileriz!” (Zy)


Okumak için: https://bit.ly/birzamanlarbir

Eki
09
2017
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Sivaslı Karınca’sı için Çizimler (Nurullah Berk, 1960)


Hamişler:

1/ “Sivaslı Karınca Çizimleri/Nurullah Berk” arşiv çalışmasının pdf dosyası biçemine https://evvel.org/sivaslikarinca.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” ilgilerine https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden, “Yeditepe Yayınevi” ilgilere ise https://evvel.org/ilgi/yeditepe-dergisi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
02
2017
--

Eleştiri Dosyası: “BUGÜNÜN EDEBİYATI” (Hazırlayan: Koray Sarıdoğan)

EVV3L’in dostlarından Koray Sarıdoğan, “KalemKahveKlavye” adlı edebiyat platformu kapsamında oylumlu ve kuvvetli bir eleştirel dosya hazırladı. Bugünün Edebiyatı‘nı -içerdiği tüm kandırmacalar ve sinsi piyasa bileşenleriyle birlikte- masaya yatıran dosyadaki tüm yazı, analiz ve söyleşilerin harfiyen/dikkatlice okunması gerektiğini vurguluyor, bu dosyanın bütünsel söylem açısından doğru noktalara nüfuz ettiğini, sahici-büyük eleştiriler ve analizler taşıdığını düşünüyoruz. Bu dosyayı okuyan her yayıncının içinde bulunduğu pozisyonu değerlendirmesi gerekiyor.

Dosyada yer alan tüm katılımcılara ve tüm materyale https://bit.ly/bugunedebiyat adresinden ulaşabilirsiniz.

İyi okumalar dileriz!

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar


Hamişler:

1/ ‘Bugünün Edebiyatı’ dosyasına ‘Yeni Sinsiyet’in Arz Fazlası: Edebiyat Endüstrisi 2.0’ başlıklı yazımla katıldım.

2/ Önümüzdeki günlerde dosyanın ikinci episodu da yayımlanacak…

3/ Ayrıca bkz: EVV3L taifesi, Edebiyat ve Sanat Oligarşisine Karşıdır!


Eyl
24
2017
--

Şiir Kitabı: “BİR ZAMANLAR, BİR” // basılı nüsha // Liman Yapımevi // Kadıköy // Tayfun Polat


EVV3L taifesinin kadim dostlarından Tayfun Polat’ın yeni şiir kitabı “bir zamanlar, bir”in basılı nüshası -sadece- Kadıköy‘de, Liman Yapımevi‘nde bulunuyor.  ‘bir zamanlar, bir’in pdf biçemindeki tam metnini https://bit.ly/birzamanlarbir adresinden okuyabilirsiniz.



Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “E-Kitap” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden, “pdf” ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
23
2017
--

“Fanzin Apartmanı” ve “Yayınevi Rüyası” Hakkında…

Efe Elmastaş ve sağlam bir taifenin sürdürdüğü “Fanzin Apartmanı” (https://fanzinapartmani.com) projesiyle yeni nesil çalışmaların sahici/sıkı tespitlere, haklı bileşenlere ulaşmaya başladığını fark ediyoruz. Bu konuda Koray Sarıdoğan‘ın ‘KalemKahveKlavye‘ kapsamında yayımlanan yazısını okumanızı, “Fanzin Apartmanı”, “Yayınevi Rüyası” ve benzeri yeni nesil çalışmaları/analizleri/eleştirileri takip etmenizi öneriyoruz.


Yayınevi Rüyası‘nı “pdf” olarak okumak için tıklayınız.


Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “pdf” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
22
2017
--

bir ‘LOGOS’ denemesi ve teşekkür…


Tayfun Polat‘ın yeni şiir kitabı ‘bir zamanlar, bir’in tasarım sürecinde (sağolsun, ‘ese ese’) EVV3L kapsamında kullanılmak üzere hoş/sürpriz bir ‘logos’ denemesi gerçekleştir(il)di. Bu denemeyi yeni neslin beğeneceğini düşünerek paylaşıyoruz.” (Zy)


EVV3L nedir, ne değildir:
https://evvel.org/aksak-kolaj-nedir-niyedir-nasil-kullanilir-kilavuz

EVV3L 14 yaşında:
https://evvel.org/evvel-14-yasinda


Eyl
22
2017
--

Şiir Kitabı: “BİR ZAMANLAR, BİR” (Tayfun Polat)

Tayfun Polat, bir zamanlar, bir
Eylül 2017, 40 Sayfa, Şiir


Okumak için: https://bit.ly/birzamanlarbir


“EVV3L taifesinin kadim dostlarından Tayfun Polat‘ın yeni şiir kitabı “bir zamanlar, bir” yayımlandı.

Tayfun Polat yeni şiir kitabında, hem parça parça(zerre zerre) hem de bütünsel şekilde(bir, tek) ‘zaman’, ‘zamanlama’ ile “varoluş irdelemeleri” sunuyor; “şiir-düşünsel” bir uzamın ‘ân’larına işaret ediyor. ‘bir zamanlar, bir’de yer alan şiir-düşünsel imgelem boğucu değil; aksine, Tayfun Polat’ın şiirlerinde imgeler kendi ağırlıklarıyla, kendi yükleriyle, retoriksiz:- pırıl pırıl ve pürüzsüz bir berraklıkta, özgürce tınıyarak, sanki, varoluşun hikâyesini, zamanlamasını kurguluyor. Böylelikle, günümüz şiirini kuşatan kitlesel tekinsizlikten, zik-zak kuşağından ve apansızlıktan arınmak isteyen şiir okurları için bire bir şiir kitabı oluşuyor… Sonuçta, şiddetle öneriyorum; ‘bir zamanlar, bir’i okuyun, okuyun, okuyun!

Zafer Yalçınpınar
22 Eylül 2017 Gecesi


Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “E-Kitap” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden, “pdf” ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
16
2017
--

“Boş Bidonlar” Hikâyesi

Nihat Genç, 9 Eylül 2017 tarihinde OdaTV’de yayımlanan “Kim bu ajan edebiyatçılar” başlıklı yazısının son paragraflarında şöyle demiş:

(…)

Edebiyatçı ya da yazar olabilmeniz için ‘özne’ olmanız lazım. Nesneler, keresteler, masalar, takılıp çıkartılan aletler, edebiyat yapamaz. (…)

Bir yığın kullanılmış yazar işte, çürüyerek, küflenerek, paslanarak gidecekler ve bu zehirli atıkların çöpleri de hem çevreye hem de bizlere yine dert olacak.

‘Sivil Örümceğin Ağı’ kitabının girişinde anlatılır, Amerika 60’lı yılların sonlarına doğru Türkiye’ye mühimmat yardımı yapar, ancak şartları var, bu yardımları kullanabilirsin ama kendi malın sayamazsın, diye… Amerika yardım şartlarını sayarken, hatta der, mühimmatlarımı kullanılıp boşa çıkan boş bidonları dahi malın sayamazsın, o boş bidonlar dahi Amerika’nın malıdır, diye şart koşar…

Evet, Amerika, şartnamene harfiyen uyuyoruz:

‘Boş bidonların burada!’

 

Eyl
14
2017
--

“Nolite te bastardes carborundorum”

Margaret Atwood’un Türkçe’ye “Damızlık Kızın Öyküsü” adıyla çevrilen kitabı ‘The Handmaid’s Tale’ hakkında Gülcan Kılıç Karaca‘nın kaleme aldığı ve söz konusu kitabın içeriğinin doğru okunmasını (dizinin de doğru izlenmesini) sağlayan  inceleme yazısının tam metnine https://yenie.net/nolite-te-bastardes-carborundorum/ adresinden ulaşabilirsiniz. (Not: Yazı, ‘yeni e’ dergisinde yayımlanmış.)

Eyl
12
2017
--

Edebiyat İktidarı’nın Son 10-15 Yılına Dair Üç Sahici İnceleme

Nihat Genç ile Ahmet Yıldız tarafından kaleme alınan ve geçtiğimiz günlerde yayımlanan aşağıdaki üç önemli yazıyı mutlaka okumanız gerekiyor… Bu yazılarda son 10-15 yıldır hükümdarlık süren edebiyat-kültür-sanat iktidarı/oligarşisi ayrıntılarıyla anlatılıyor. Bu yazılarda anlatılanların hepsi de doğru analizlerdir ve gerçektir. Bu yazılarda anlatılanlar dağlar kadar açık ve görünür gerçeklerdir. Keşke böyle olmasaydı, çok üzülüyorum, ama aşağıdaki yazılarda anlatılan kişilerin, olayların, kuruluşların ve benim “yeni sinsiyet” olarak tanımladığım tipolojinin kültür-sanat ile düşünce alanına taşıdığı şeytansı kötülük kodları gerçektir! Bu üç önemli incelemeyi mutlaka okumanız gerekiyor:

1/ Nihat Genç: “Kim bu ajan edebiyatçılar!”
2/ Nihat Genç: “Tam 3 karılı edebiyat imamını yazacaktım ki…”
3/ Ahmet Yıldız: “Mühür Dergisi Söyleşisi”


Daha fazlası da şurada: https://evvel.org/evvel-fanzin-tum-edebiyat-kahyalarina-karsidir


Eyl
10
2017
--

‘Neoliberalizm’in Kötü Yolu’ (Z. Yalçınpınar)

Üvercinka Dergisi, Eylül 2017, Sayı: 35
Yazının tam metnini okumak için: https://bit.ly/kotuyol


Hamiş: Zafer Yalçınpınar‘ın tüm inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
08
2017
--

“Kültür-Sanat Dergiciliği’nin Hızlı Tüketim Pazarı’na Dair Kısa ve Zorunlu Bir Bakış” (Zafer Yalçınpınar)

Emrah Serbes ile Enver Aysever arasında edebiyat ve kültür-sanat dergiciliği söylemleri üzerinden yaşanan son tartışmaları/rezaleti gördüğümde, 2011 sonrası zuhur eden ‘Ot’, ‘Kafa’ ve benzeri popülist yayınlar hakkında iki çift laf etmek, bununla birlikte kültür-sanat dergiciliği alanındaki kapitalist vahşete nasıl maruz kaldığımızı irdelemek zorunluluğu doğdu.

Her şeyden önce, söz konusu ‘Ot’, ‘Kafa’ ve benzeri yayınların konumlandırıldıkları alanı iktisadi/ticari açıdan doğru tanımlamak gerekiyor. Bu oluşumların fikir babası, 90’ların ortasından 2000’lerin ortasına kadar etkili olan ‘Öküz’ dergisi (ve sonrasında da) ‘Hayvan’ dergisidir. Bu iki dergi, o dönemlerdeki mizah/karikatür dergiciliğinin uzantısı olarak var olmuşlardır. Öküz dergisi, Leman dergisiyle aynı ekip tarafından çıkarılan, aynı grafik ve mizanpaj formatını uygulayan, aynı kâğıt kalitesinde üretilen, aynı dağıtım ağını kullanan ve tabiî ki %80-%90 oranında aynı okuyucu kitlesine hitap eden, bütün bu nedenlerle de üretimsel sabit maliyetler açısından tüm birim maliyetlerini düşürerek kârlılık oranını arttıran oluşumlar olarak tasarlanmışlardır: Bu dergiler, kültür-sanat dergiciliğinin ticarileşmesi açısından ilk endüstriyel buluşlardır, diyebiliriz. Bununla birlikte, Öküz dergisini 2011 sonrası popülist edebiyat ve kültür-sanat dergileriyle kıyasladığımızda gerek yazar kadrosu gerekse de irdelenen konular çerçevesinde çok daha cesur ve ‘gönülden güçlü’ oluşumlar olarak da düşünebiliriz. (Misal; Öküz dergisi kadrosunda Ece Ayhan’ı ve Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı bulundurabilmiştir.)

2011 sonrasında zuhur eden popülist dergilerin girişimcileri, işbu kültür-sanat dergiciliğini tamamiyle ticari bir iş modeli olarak görmekte, müdahil oldukları (faaliyet gösterdikleri) edebiyat/kültür-sanat alanının sosyal coğrafyayı kuvvetle etkilemesini, insanların zihinselliğini değiştirmesini, düşünce ve dil dünyasının biçimlenişini filan umursamamaktadır. Maruz kaldığımız en olumsuz etki; editöryal umursamazlıktır. Popülist dergilerin mevcut paydaşları, tuhaf ön-kabuller, doğru bilinen yanlışlar ve neo-liberal çeşitlemeler sunarak çıkardıkları dergiyi ticari iş modellerinde yer alan bir “ürün” gibi tasarlamakta ve pazarlamaktadır: Yani, söz konusu dergiler doğumundan, başlangıcından itibaren popülisttir zaten… Bu yeni popülist dergilerin içeriği güçlendirmek, tarihsel-sosyal gerçekleri ortaya koymak, edebiyat dünyasını geliştirmek, değerler sisteminin ya da kültür-sanat alanının dilsel/imgesel varoluşunu yenilemek, tahayyül gücünü arttırmak gibi ulvi uğraşıları veya hedefleri yoktur. Tamamıyla girişimci psikolojisinin etkisi altında, ROI(yatırımın geri dönüş hızı) kafasıyla sağdan soldan her türlü görünür karakteri toplayarak derme-çatma değişken kapsamlar, çizimler, etiketler, kapaklar, reklamlar -dahası penye t-shirtler, damgalı kahve fincanları, posterler, kafeler- ve hatta havlular, konaklama-eğlence tesisleri ve plajlar oluşturmuşlardır.

Üzülerek söylüyorum ki bu tuhaf ticari görüntü edebiyat, kültür-sanat dergiciliğinden çok 90’lardaki “Hey Girl” ya da “Blue Jean” gibi dergilerin mizacını anımsatıyor bana… ‘Ot’, ‘Kafa’ benzeri oluşumların (mevcut yapısıyla, yazarlarıyla, yöneticileriyle ve tüm bu tuhaf girişim zihniyetiyle birlikte) FMCG (Fast-Moving Consumer Goods) pazarında satılan mallara özdeş olduğunu anlamak için daha neyin bilinmesi gerekiyor?! Süpermarket raflarında her gün gördüğünüz, kapitalizmin yaygın pazarlamacı mizacını yüklenen ve dahası çevreyi öldüren -bile isteye ‘çevreyi kirleten’ demiyorum- endüstriyel mallar yetersiz mi kaldı? O mallar yetmediyse, Elif Şafak’lar, Orhan Pamuk’lar filan var… Yoksa, onlar da mı yetmedi kapitalizmin hızlı tüketicilerinin kaprislerine? Hemen hemen her şeyden sıkılıyor olmalı ulusal ve uluslararası düşünce gezintilerini seven turistik kahkahaçiçekleri ile yeni yetmeleri!

Şunu aklınıza mıhlayın: Edebiyat ve kültür-sanat olarak tanımladığımız imgesel alan derinliği, sizin sevdiğiniz deterjan, şampuan, emülsifiye et veya kedi maması  gibi hızlı tüketim mallarının pazarlandığı süpermarketlerin sığ sularına benzemez. Bu türden bir benzeşimin tohumlarını atmaya çalışanlar ve paydaşları başarısız olmaya mahkûmdur. Çünkü edebiyat, şiir ve dil; insanlığın kalb ve vicdan yolundaki hakikat arayışıdır. Bu anlam-arayış da insanlık tarihi kadar süreğendir. Edebiyatın, felsefenin, dilbilimin, sanatın ve şiirin sıkılığı, haysiyeti ve sahiciliği, piyasa ekonomisinin 100-130 yıllık ana malcılarının ya da 30-35 yıllık hızlı tüketimsel süpermarket pazarlaması tarihinin yalanlarını ezer, geçer. Belki de, yaşadığımız coğrafyanın kadim haysiyeti, maruz kaldığımız yalanları çoktan ezip geçmiştir bile…

Sahicilikle,
Zafer Yalçınpınar
8 Eylül 2017

Ayrıca bkz: “EVV3L ve taifesi, edebiyat ve kültür-sanat kâhyalarına karşıdır!”


Hamişler:

1/ Yazının pdf dosyası biçemine https://bit.ly/FMCGdergileri adresinden ulaşabilirsiniz.
2/ Z. Yalçınpınar’ın tüm inceleme yazılarını https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden okuyabilirsiniz.

Eyl
02
2017
--

Poem: “Women Rain” (by Ece Ayhan)

Üvercinka Dergisi, Ağustos 2017, Sayı: 34


Hamiş: EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
29
2017
--

HAZIRLANIN: Edebiyata Devlet Teşviği Kıskacı ve Güdümlü Edebiyat tartışmaları yeniden başlıyor!

Hazırlanın! 2014 yılında #kimbuyazarlar sloganıyla entelektüel bir direnişe dönüşen “edebiyat eserlerine devlet teşviği” kavgası yeniden başlıyor. Kültür Servisi‘nden Aslı Uluşahin‘in haberine göre Numan Kurtulmuş yönetimindeki Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yeni bir yönetmelik yayımlanmış ve “edebiyat eserlerine” ikinci kez destek verileceği açıklanmış: https://kulturservisi.com/p/edebiyata-devlet-destegi-tartismasi-sil-bastan

Eh, vaziyet, niyet, ahval ve şerait böyle ise; biz de EVV3L ve takipçileri olarak “fon yönetimi” ile oluşturulmaya çalışılan “güdümlü edebiyat”a  karşı tekrardan sağlam bir duruş sergilemek için hazırlanıyoruz!

2014 yılındaki tüm tartışmaları https://evvel.org/gudumlu-edebiyata-hayir-demek-icin-sorunuz-kimbuyazarlar adresinden okuyabilirsiniz!

Ağu
28
2017
--

“Kaçak Tren Underground Poetix” (Erman Akçay)


Erman Akçay tarafından özenle yayıma hazırlanan “Kaçak Tren Underground Poetix” başlıklı söyleşinin tam metnini https://sanatonline.net/kitap/kacak-tren-underground-poetix-upxiv adresinden okuyabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com