(…)
Ah, mutluydu bu adam! Manevi derinliğinden ve edebi değerinden bihaber olduğu bütün bu bilgiyle kuşatılmaktan mutluydu; bütün bu kitapların arasında olmaktan, bakışlarını yaldızlı harflerin, yıpranmış sayfaların, solmuş parşömenlerin üzerinde gezdirmekten mutluydu. Bir körün ışığı sevdiği gibi seviyordu bilgiyi.
(…)
Gustave Flaubert
“Bibliyomani”, Çev: Ayberk Erkay
Sel Yayıncılık, 2017, s.11