Dünyanın bir yerinde, zamanın akışının bir ânında doğmuşuz.
Doğduğumuzdan beri üstümüze kimlikler atılmaya başlıyor ve bizse onları sürekli üstümüze giyiyor- giyiyoruz.
Yıllar geçtikçe toplumun, ailenin, koşulların üstümüze bindirdiği yükler ağırlaşıyor, önce hareket etmekte zorlanıyoruz, sonra nefes almakta…
Sonra bir bakmışız ki, üstümüze binen/bindirilen kimliklerin yaratığı sahte benliklerin, gerçekliklerin hamalı olmuşuz. Omzumuzu kaplamış yükler, çıkıyoruz sonu görünmez bir yokuşu- çıkıyoruz. (…)
Rafet Arslan‘ın iç-anlatısının tam metnini https://www.ekdergi.com/yaratici-bir-faaliyet-olarak-delilik-ya-da-karanlik-kahkahanin-cazibesi/ adresinden okuyabilirsiniz.