Oca
30
2010

Anlaşılamamaktan şikayet eden bir kuşak…

Jerome David Salinger’in “The Catcher in the Rye” adlı romanı, 16 Temmuz 1951’deki basımından bugüne dek yalnızca savaş sonrası Amerikan yazınının en başarılı eserlerinden biri değil, aynı zamanda da en çok konuşulan eserlerinden biri olmuştur. Yirmi yılda üç milyondan fazla satmış, yaklaşık yirmi dile çevrilmiş, iki yüzü aşkın inceleme ve yorumlara konu olmuş, Amerikan yazınının Greta Garbo’su olarak nitelendirilmiştir (Freese 1971, s. 180). Romanın 1961’deki baskısı, 1.250.000 adet satmıştır. 1961’de Amerika’da üç yüzü aşan kolej ve üniversitede, okul kitapları arasında yerini almıştır. Böylelikle bir Salinger sanayisi oluşmuştur.
Ancak çekingen bir yazar olan J. D. Salinger (1919), hiçbir şekilde kendi ve özel yaşamı hakkında, tüm uğraşlara rağmen herhangi bir bilgi vermemiş, kendini daima uzak tutmuştur. Onunla yapılabilen bir tek söyleşide, 1941’den beri bu roman üzerinde çalıştığını, otobiyografik unsurları da malzeme olarak kullandığını belirtmiştir. Bugüne dek dünyanın her bir yanında Salinger hayranları oluşmuştur. Bunların çoğunluğu da, elbette “Holden” kuşağı genç insanlardır. Bu genç insanlar yetişkin olmaktan korkmaktadırlar, kendilerini “Holden” gibi hissetmekte ve bu eserde kendilerini bulmaktadırlar. Bu anlamda “Holden”, gençliğin özdeşleştiği bir figure haline gelmiştir. Anlaşılamamaktan şikayet eden bir kuşak söz konusudur. Toplum sistemi altında ezilen, acı çeken bir kuşaktır ergenlik dönemindeki gençlik. Toplum onlara bir şey vermemektedir. “Holden” kuşağı, çocukluğun masumiyetine, suçsuzluğuna özlem duyar ve kendilerini “Holden”ın, kız kardeşi Phoebe ile olan iletişiminde bulurlar. Freese’ye göre Salinger’in başarısının en önemli nedenlerinden biri de, “Holden” (ergenlik) kuşağına seslenmiş olmasıdır (1971, s.185). Okurlardan da, Salinger ya da “Holden” taraftarları diye söz eder Freese. Ayrıca ülkenin ve dünyanın pek çok yerlerinde “Holden” kulüpleri kurulur.
(…)

Hikmet Asutay
“Salinger ve Atılım Romanı” adlı makalesinden…

Yorum yapılmamış »

RSS feed for comments on this post.


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com