(…)
Gitti. Ön pencerelerin güneşliklerini kaldırdı. “İçeri gir artık güneş!” diye seslendi, “Sen de gel, Dünya!” diyerek kapıyı açtı. Demir parmaklıklı kanatları geriye itip sürmeledi. Sabah güneşi yumuşak ışıklarıyla kaldırımları yıkıyordu. Geri döndü. Süpürgeyi almak için tuvalete yöneldi.
İşte bitmez tükenmez günlerden biri daha başlamıştı. Gün sadece güneşin doğup batması değil, yapısında, havasında ve anlamında da değişikliklere uğruyordu. Mevsimin binlerce özelliğini, renk, koku, soğukluk ve sıcaklıkların, çimenin, çıplak dalları kapayan yaprakların yapısını içinde taşıyordu.
(…)
John Steinbeck
Acı Hayat (The Winter Of Our Discontent)
Çev: Özay Sunar, Altın Kitaplar, 1963, 2. Baskı, s. 17-18