Eki
18
2016

‘yaşamak’tan…

(…)
İhtiyar ve öküzü yavaş yavaş uzaklaşıyordu, ama uzaktan bile yaşlı adamın çatlak ve dokunaklı sesinin yankısını duyabiliyordum. Sesi havada rüzgâr gibi dalgalanıyordu. İhtiyar bir şarkı tutturdu:

Gençken aylak aylak gezindim,
Orta geldiğimde, kendimi toprağa sakladım,
Şimdi yaşlandım ve inzivaya çekildim.

Akşam güneşinin son ışınları parçalanıp dağılırken, küçük bir çiftlik evinin bacasından yükselen dumanlar gökyüzünde dans ediyordu.

(…) Tarlalar sessizliğe gömülüyordu. Güneş ışınları yavaş yavaş terk ediyordu tarlaları.

Karanlık, gökyüzünden inerken, gözümü kırptığım anda alacakaranlığın uçup gideceğini biliyordum. Uçsuz bucaksız toprakların gürbüz göğsünü sergileyişini izliyordum. Davetkâr bir çağrıydı. Bir annenin yavrusuna seslenişi gibi, topraklar geceyi çağırıyordu.

Yua Hua
“Yaşamak”, Çev: Bahar Kılıç
Jaguar Kitap, 2016, s.204-205

Yorum yapılmamış

Comments are closed.

RSS feed for comments on this post.


Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com