Mar
11
2012
0

Buluntu: “Olağanüstü” Ece Ayhan… (1960)

2009 yılında Milliyet Gazetesi Arşivi’ni “Ece Ayhan” ismi doğrultusunda inceleyip çeşitli buluntuları Evvel Fanzin kapsamında paylaşmıştım. (Bkz: https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar)
Geçen haftalarda Cumhuriyet Gazetesi’nin arşivini internet üzerinden kullanıma açmasının ardından işbu arşivi de “Ece Ayhan” başlığı kapsamında (1955-1985 dönemine yönelik olarak) süzdüm. Arşivi inceledikçe Ece Ayhan’ın gizemli “insanlığı” üzerine çok ilginç efemeralarla karşılaştım. Genelde şöyle olur; bir araştırmacı bir konu üzerine derinleştikçe elde ettiği bulgular konuyu aydınlatır, çözüm ve analiz imkânları çoğalır, konu hakkındaki karmaşa azalır. Ancak araştırdığınız isim “Ece Ayhan” olunca elde ettiğiniz buluntular Ece ayhan’ın yaşamını, poetikasını ve kişiliğini çözümlemek yolunda aydınlatıcı olacağına konuyu daha da karmaşık hale getiriyor. Özellikle de 1955-1985 dönemini inceliyorsanız, her seferinde başka bir “yönelim” çıkıyor ortaya… Bu “hakikat” hiç değişmedi.

“Ece Ayhan” ismine yönelik olarak Cumhuriyet gazetesi arşivinde bulduğum efemeraların içerisinde en önem verdiğim kupür 24 Temmuz 1960 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin 5. sayfasında yer alıyor. 27 Mayıs askeri müdahalesinin hemen sonrasında “olağanüstü” sıfatıyla gerçekleştirilen “Türk Edebiyatçılar Birliği” kongresinin aldığı kararları içeren bu  önemli kupür yukarıdadır. Kupürdeki habere baktığımızda 27 Mayıs sonrasında Türk Edebiyatçılar Birliği’nden ihraç edilen bazı isimler (örneğin Peyami Safa vb.) ya da soruşturulmak üzere çeşitli kurullara sevk edilenler filan aslında pek de şaşırtıcı veya “olağanüstü” değil. Bu durumlar “bilindik, anlaşılabilir, ezberlenebilir” ve dönemin siyasal aurası doğrultusunda “olağan” şeyler… Ancak, o dönemde oluşan Türk Edebiyatçılar Birliği Yeni Yönetim Kurulu’nda Ece Ayhan isminin yer alması son derece şaşırtıcı bir durum ve hiç de “anlaşılabilir” gibi değil… Kısacası, Ece Ayhan günümüzde olduğu gibi geçmişte de ezberimizi bozuyor!

Başlarken söyledim; incelediğiniz isim “Ece Ayhan” ise bulduğunuz her içerik daha da ağırlaşmıştır, yüklenmiştir… Gelecekte de -20 yıl sonrasında da- bu “ağırlık” sürekli artacak, hiç hafiflemeyecek gibi görünüyor.

Hamiş: Ece Ayhan’a ilişkin olarak 1955-1985 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan bazı önemli efemeraları önümüzdeki birkaç gün boyunca Evvel Fanzin kapsamında paylaşmaya devam edeceğim.

Sahicilikle

Zafer Yalçınpınar
10 Mart 2012

Bakınızlar:

-Ece Ayhan Web Sitesi; Bakışsız Bir Kedi Kara

-Milliyet Gazetesi Arşivi’nden (2009 taraması):
https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar

-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
10
2012
0

İKİ SERGİ: “Ozanın Yaşaması için; 1975” ve “Ece Ayhan için; 1976” (Ece Ayhan’ın tedavisi için açılan destek sergilerine ilişkin buluntular)

Ece Ayhan’ın İsviçre’de gerçekleştirilen beyin ameliyatı masraflarını karşılamak amacıyla dönemin en ünlü sanatçılarının birleşip “Ozanın Yaşaması için” başlıklı bir sergiyi, Melda Kaptana Sanat Galerisi‘nde 1975 yılında icra ettiğini biliyoruz. Herkes bu konuyu ve sonrasında olan “olayları” biliyor… Zaten, bu konudaki bazı ayrıntılara 2009’da Milliyet Gazetesi arşivini süzdüğüm sırada ulaşmış ve sergiyle ilgili kupürü, sergiye katılan sanatçıların isimlerini filan Evvel Fanzin kapsamında paylaşmıştım. (Bkz: https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar)

Ancak, bugünlerde Cumhuriyet Gazetesi Arşivi’ni süzerken hiç bilmediğim ve hiç duymadığım başka bir “gerçek”le karşılaştım, beynimden vurulmuşa döndüm: 1976 yılında “Ece Ayhan için” başlıklı bir sergi daha düzenlenmiş! Bu sergi 22 Aralık 1976 tarihinde Kadıköy-Moda’da bulunan Aydın Cumalı Sanat Galerisi‘nde “Ece Ayhan için” başlığıyla açılmış ve 3 Ocak 1977’ye kadar sürmüş. Hatta, Sennur Sezer’in kaleme aldığı ve “Ece Ayhan için” adlı serginin ayrıntılarını tanıtan/içeren bir yazı, 2 Ocak 1977 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmış. (Her iki sergiye ilişkin buluntular ve kupürlar aşağıdadır.)

Şimdi, Ece Ayhan’ın ameliyat masraflarını karşılamak için iki serginin icra edildiğini fark edince şunları düşünmemek elimde değil:

“Acaba 1975-76 yıllarında Ece Ayhan’ı kurtarmak için bu iki serginin dışında  başka sergiler de açıldı mı? Bu sergiler bir “turne” şeklinde mi düzenlendi? Bu sergilerdeki satış gelirleriyle, hesaplarıyla filan kimler uğraştı? Ece Ayhan bazı kızgınlıklarında haklı olabilir mi?”

Kim bilir, belki de… olabilir!

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar

22 Aralık 1976, Cumhuriyet Gazetesi

*

2 Ocak 1977 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde
Sennur Sezer’in kaleme aldığı yazı…

Kupürün büyük haline ulaşmak ve yazıyı okumak için kupüre tıklayınız.

*

16 Ekim 1976, Cumhuriyet Gazetesi

*

21 Mart 1975 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde
Oktay Akbal’ın yazısından bir bölüm

*

21 Mart 1975, Milliyet Gazetesi

*

 

Bakınızlar:

-Ece Ayhan Web Sitesi; Bakışsız Bir Kedi Kara

-Milliyet Gazetesi Arşivi’nden (2009 taraması):
https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar

-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
07
2012
0

Yorgan (Sait Faik)

Daha önce Mehmed Kemal’in “Acılı Kuşak” adlı anı kitabında gördüğüm (Bkz: https://evvel.org/satiyorum), Sait Faik’e ilişkin bir hikâyenin -daha ayrıntılı- bir aktarımına Cahit Irgat’ın anıları arasında -tekrardan-rastladım. Her iki anı metninden çıkardığım yegâne sonuç şu; Sait Faik, “Yorgan” adlı piyes fikrinin gerçekleşmesini çok istiyormuş… Aşağıda ayrıntılarını paylaştığım tek cümlelik bu piyes sahnelense, sahnelenebilse keşke… Öyle ya, günümüzde tüm sanat dallarında “deneysellik” üzerine atıp tutan, racon kesen çok… Hadi bakalım sinemacılar ve tiyatrocular; bu piyesi kim, nasıl sahneleyecek, görelim.

Zy

(…)Tiyatronun bir tatil günüydü, pazartesi. “Sait Faik seni aradı,” dediler. Sait’i bulmak kolaydı Beyoğlu’nda ya Çiçek Pasajı’ndadır veya sinema girişlerinin birinde. Nitekim pasajda bulmuştum o gün. Kulplu kalın bardakla birasını içiyordu.
-Hayrola, dedim, beni aramışsın?
-Otur, dedi, bir piyes yazdım, onu anlatacağım sana.
-Piyes anlatılmaz okunur, dedim.
-Dinle hele sen, dedi, anlattı: Dekor bitpazarı veya bir eskici pazarı. Bir adam var işsiz güçsüz. Evde çoluk çocuk aç. Satacak bir şeyi kalmamış adamın. Bir yorganı kalmış sadece. Yorgan omuzunda pazara gelir adam. Önce fiyat veren çıkmaz yorgana. Sonra biri acır haline, bir fiyat biçer.
Adam,
-Satıyorum haraç mezat satıyorum, sattım! der, parasını alır omuzları düşük avucuna baka baka pazardan uzaklaşırken perde iner. Piyesin adı “Yorgan”.(…)

10.7.1968

Cahit Irgat
“Çok Yaşasın Ölüler”
Haz: Turgut Çeviker, Notos Kitap,2011, ss.45-46

 

(…)
Orhan Veli aktarıyor:
«— Sait (Faik)’in piyesinde hareket var, lâf yok. Bir kelimelik konuşmayla da bitiyor. Böyle yağmurlu bir günde kalabalık bir caddede insanlar koşuşuyor. Beyoğlu olacak… Taksiler, hususiler, bağıran, çığıran, kadınlar, kızlar… deme gitsin… büyük bir kalabalık… İşte bu kalabalık arasından bir adam çıkıyor. Omuzunda bir tek yorganı… Ondan başka göze batar bir şeyi yok. Vitrinlere baka baka, sahnenin önüne doğru geliyor, sırtındaki yorganı indirip seyircilere doğru uzatıyor, hüzünlü bir sesle:
—Satıyorum… diyor.
Piyes de bitiyor.»

Mehmed Kemal
Acılı Kuşak, Toplum Yayınevi, 1967, s.26

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
06
2012
0

TARİHİNSANCISI SÖYLEDİ

(…)

2/
Tozkoparan İskender
solakmış
sol kolunun üzerine yatmazmış

(…)

4/
Joseph Glidden
adlı bir çiftçi
evinin mutfağında karısı için
dikenli teli icat etti

5/
eğer dikenli tel olmasaydı
Graham Bell
telefonu bulamazdı

6/
İşçi George Parker’ın icadı dolmakalem değildi
akıtmamasıdır dolmakalemlerin mürekkep
sahici bir şiir gibi

(…)

8/
Baba Hakkı
bir etikçidir.


Z. Yalçınpınar
6 Mart 2012

Şiirin tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/s98.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
06
2012
0

Ağırlaşma

Henri Michaux’nun efsanevi metnidir.  Said Maden çevirmiş…
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/agirlasma.jpg

Mar
06
2012
0

“Yalnızdım tüm ilgilerle.” (Cahit Irgat)

Orhan Veli için…

(…) Ama söz konusu şiir olunca, dil olunca, biraz da fikir olunca tıkır tıkır dizerdi konuşmasını, o kısık çatlak sesiyle usul usul. Güzel konuşmazdı, daha çok güzel susardı. Gençliğimden bu güne, gözlerim kadar dost bildiklerim vardı. Açlık yalnızlık gibi bir şeymiş bırakılmak. Şu meyhaneler de olmasa, nerede yazacaktım yazdıklarımı?.. Yalnızdım tüm ilgilerle. Kutsal şeffaf yalnızlık. Tüm çıkmazları aydınlığa vardırmak için. Anılar, kül rengi akşamlarda duman… Pırıl pırıl, parlak, zaman zaman… Ve gitmişlerin peşinden yazılmış yazılar ve söylenmiş şarkılar. Hepsi o kadar. O kadar.
Dostluk öylesine dostluktu ki bende, türkülerim türküleriyle iç içeydi sanırdım. Hepimizin hepimizde ter muhabbeti, ömür hakkı, ölüm hakkı, dostluk canı vardı sanırdım. Dostsuz yaşanılmaz bu şehirde sanırdım. (…) Ve bir gün dost sandığım dostlar gölgemi süpürmeyi düşündüler şehrin caddelerinden… Gölgemi çamur gibi fırlattılar peşimden. Sanmıştım ki bana öyle geliyor. Sanmıştım ki sen gidersen, ben gidersem, o giderse şehrin başı döner hasretten.
Her gidenin ardından üç beş anı, üç beş yazı. Ve sonra bir laf, “Ölenle ölünmez, başın sağ olsun”; ne kaba laf.
Şaşırır kalırım arada bir, apışır kalırım arada bir. Ölüm zaten “eşiğim” derim. Seni ararım, onu ararım, gidenleri ararım. Cesedimi ararım eşiklerimde. Vururum kendimi içkiye, şiire. Tüm çocuklar gülmeli derim, tüm insanlar gülmeli derim, tüm ocaklar tütmeli derim. Bütün acılar doymalı derim…. Tüm gözler aydınlıkta olsun isterim. Ve seni düşünürüm. Sait’i düşünürüm, adaşım Cahit Sıtkı’yı düşünürüm.(…)

11.7.1968

Cahit Irgat
“Çok Yaşasın Ölüler”
Haz: Turgut Çeviker, Notos Kitap,2011, ss.32-33

Mar
05
2012
0

Şair-şiir-okuyucu (Johannes Poethen)

Şair, şiir ve okuyucu tarafından oluşan karmaşık poetikaya “açıklık”, “benzetme”, “düşünme” ve “karşı koyma” kapsamlarıyla değinen ilginç ve önemli bir yazıya Türk Dili Dergisi’nin 1961 tarihli  “Şiir Özel Sayısı”nda rastladım. Johannes Poethen tarafından kaleme alınan yazıyı Melahat Özgü çevirmiş. Yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/sairsiirokuyucu.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
05
2012
0

Duvarda: “SokakGöz”

“SokakGöz”

Foto: Zy

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
04
2012
0

Usun yarattığı her şeyde “önce” şiir vardır. (S. John Perse)

(…)

S. John Perse
“İsveç Söylevi”, Çev: Tahsin Saraç

Mar
04
2012
0

Babasının Ölümü

(…) O gün Hikmet Bey’in evine gittik. Cenazeyi içerde bir odaya yatırmışlardı. Nâzım üvey annesi ve kardeşleriyle başka bir odada oturuyordu. Çok mahzun ve üzüntülüydü. Bir ara ölüyü bekleyen kadın heyecanla koşarak geldi:
“Nâzım Bey, babanızın yüzü terliyor, galiba ölmemiş,” dedi. Nâzım hemen heyecanla yerinden fırladı. Fakat odadakilerden biri kolundan çekti:
“Şiir yazmasını bilirsin de, ölüm teri nedir bilmezsin galiba,” dedi. (…)

Sabiha Sertel
“Nâzım Hikmet ve Babıâli”, Adam Yay., 1993, s.24

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Nâzım Hikmet” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
02
2012
0

Rainer Werner Fassbinder

(…) Yorgunluk tanımayan etkinliğinin asıl nedeni burada yatar herhalde. Politik bilinci ve alanına özgü üretim biçimleri nedeniyle ve tabii bir yuva gereksiniminin de sonucu olarak, ortak üretkenliğe, bir çalışmanın ortak kavranışına, ortak yaşanan süreç ve sonucuna ihtiyaç duyuyordu; yani, bir film yönetmeni olarak (…) az-çok kolektif bir yaratım sürecine. Diğer taraftansa, kendi içindeki dipsiz uçurumların, karanlık bölgelerin hep yeniden dehşetle bilincine varan, romantik dönemin sallantılı sanatçı tipini andırıyordu daha çok. Kişiliğindeki bu çelişkinin üstesinden ancak kısmen gelebilmiş olmak: Filmlerinin hepsi bunu anlatır işte. (…)

Rainer Werner Fassbinder: “Her insanın kendi şarkısı vardır bir biçimde. Benim de, ne olduğumu en iyi biçimde ifade ettiğini söyleyebileceğim bir müziğim var. Gustav Mahler’in 8. Senfoni’si bu. Bunu ben de ancak zamanla buldum. Ama bu müzik işte; beni ben kılıyor diye düşündüğüm şeyler, en çok orada var”

Hans Gunter Pflaum
“Rainer Werner Fassbinder”, Çev: Cemal Ener, Hil Yay.,1993, s.63

Mar
02
2012
0

İmgelemin Özgürleşmesi “salt görsel” bir mesele değildir!

“İmgelemin Özgürleşmesi” dediğimizin sadece “görsel” bir alanda devinmediğini, “işitsel” alanı da kapsadığını veya bizzat işitsel alandan da yol açabileceğini hatırlatmakta yarar var. Örneğin Manu Katché’nin -ki davulcudur- çıkıp “Song For Her” gibi bir melodiyi “yazabileceğini” ve bu melodiyle -caz cümlesiyle- insanoğlunun imgeleminin “genişleyebileceğini” kabullenmek gerekiyor: İmgelemin özgürleşmesinin işitsel alandaki yükünün farkına varmak… “Song For Her” adlı şarkının insan zihninde yarattığı imgelem, 2:05 saniyesinden başlayıp 3:36’daki melodiyle birlikte -o noktada- üssel olarak özgürleşmektedir. Kafası “endüstriyel” bir işleyişle çalışmayan herkes şarkının 3.36 saniyesindeki o noktayı, imgelemin özgürleşmesini işitecektir. Sonuçta, imgelemin özgürleşmesi “salt görsel” bir mesele değildir. (Zy)

Buyrunuz:

Mar
01
2012
0

Şiir Üstüne Notlar… (Jean Wahl)

Bir yüz geçer hayalimizden ardında ışıklı bir yol bırakır, bir de iççekişi. Bu yolun oyuğundan sözcükler, uyumlu sözcükler dökülür. Şiir işte bu “yol açma”dan doğar. Olağanüstü bir görünüşün olağanüstü bir konuşmaya, uyumu -olağan uyumu- bazan bir görüntünün o görüntüyü anlatmayı deneyen bir uyumluluğa yol açmasından. Daha doğrusu bu, yalnızca birincinin ikinciye yol açması değil, karşılıklı bir çağırıştır. (…)
Ve arkasından sessizlik gelir. Belki de şiir, ardınca gelen ya da zamandışı olan bu sessizliği renklendiriş, titretiş tarzımızdır.(…)

Jean  Wahl
“Şiir Üstüne Notlar”, Çev: Onat Kutlar
Türk Dili Dergisi, Sayı: 113 (Şiir Özel Sayısı), 1961 

Hamiş: Onat Kutlar’ın çevirisini gerçekleştirdiği işbu yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/wahlsiir.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

2. Hamiş: Önümüzdeki günlerde Türk Dili Dergisi’nin 1961’de yayımlanan “Şiir Özel Sayısı”ndan birçok poetik yazıyı Evvel Fanzin kapsamında paylaşacağız.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com