Juan Rulfo
“(…) Özetle bu iş; hayal gücü, sezgi ve gözle görülen bir gerçeklikten ibarettir. Anlatmak istediğiniz hikâye bunlarla var olur. Bu iş yalnız yapılır; edebiyatta ortak çalışma olmaz. Bu yalnızlık sizi bilmediğiniz şeylerin bir tür medyumu yapar ama aslında insanı yaratmaya sevk eden şeyin, o şuursuz hal ve sezgi olduğunu siz hâlâ bilmiyorsunuzdur.
Sanırım her öykünün, anlatılmak istenen her hikâyenin özü budur. Bu noktada önemli bir başka husus daha var: belirli konularda bir şeyler anlatmayı istemek. Gayet iyi biliyoruz ki şu üç konu haricinde başka konu yoktur: aşk, yaşam ve ölüm. Yok, başka konu yok. Normal bir akış oluşturmak için de bu konuların nasıl ele alınacağını, onlara nasıl biçim verileceğini bilmek gerekir. Dolayısıyla Vergilius’tan bilmem kime kadar, Çinliler ya da başka kimseler tarafından defalarca ele alınmış konuları işlediğimiz için, bunları anlatmanın başka yollarını bulmak gerekir. Bir dayanak noktası aramaktansa konuya verilecek biçimin üstünde durmak gerekir; bence yazınsal yaratı içinde söz sahibi olan ve bir öykünün ilgi çekmesini sağlayan şey –“yazınsal biçim” de dedikleri– biçimdir. (…)”
Juan Rulfo
“Yaratma Uğraşı”, Çeviren: Zeynep Çelikel
Hamiş: Manuel Scorza’nın ‘Dikenli Tel’ adlı eseri ile Juan Rulfo’nun ‘Pedro Paramo’ adlı eseri, Latin Amerika edebiyatı kapsamında okuduğum ve imgelem açısından aynı düzlemde gördüğüm en önemli iki eser… Juan Rulfo, edebiyat deneyiminin en önemli çıkarımlarını ve özelliklerini 1980 yılında kaleme aldığı “Yaratma Uğraşı” adlı kısa makalesinde sunmuş. Zeynep Çelikel’in çevirdiği işbu sıkı yazının tam metnine https://www.notosoloji.com/yaratma-ugrasi/ adresinden ulaşabilirsiniz. (Zy)