Şub
11
2014
0

Karaköy’de Gizli: Bedri Rahmi Eyüboğlu Mozaikleri

brmozaik

Ekin Karaca tarafından hazırlanan ilginç habere şu adresten ulaşabilirsiniz: https://www.bianet.org/bianet/kultur/153046-kasapta-gizli-kalan-bedri-rahmi-mozaikleri

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Bedri Rahmi Eyüboğlu” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
09
2014
0

“Vicdan” Üzerine Büyükçe Düşündürücü Notlar

“Vicdan” Üzerine Büyükçe Düşündürücü Notlar

  • Üzerinde yaşadığımız bu coğrafyada ya da bu toprakların tarihinde “vicdansızlık” ile “meydansızlık” aynı anlama gelir.
  • Vicdan yürür: Bir şey deviniyorsa eğer, onda vicdanı arayabilirsiniz.
  • Vicdan konuşur: Sizin -biricik kendinizin- endüstri ve retorik stratejileriyle dolu, ezbere ve tekrarlı iç-sesinize karşı, basit, aydınlık, başka, pür ve hakikat doludur. Kalb ve vicdan arayışının aydınlığı, sinsiyet dolu karanlığın karşıtıdır. Bu karşıtlık, binlerce yıl denizde kalmış bir çakıl taşının içine -kalbine- su sızmaması gibidir.
  • Teselli ya da ikna olamadığınız noktada, vicdanın varlığıyla yüzleşirsiniz.
  • Yüzünü duvarlara dönenler vicdanlarıyla yüzleşirler.
  • Ece Ayhan, Kuzgun Acar ve Nâzım Hikmet yaşadıkları dönemlerin vicdanı olmuşlardır. Sahiden yaşamışlardır.
  • Bir maaşgan, her gece vicdanı tarafından defalarca sorgulanır. 1890’lardan beri bu böyledir; çarklar ve buharlar, şimdilerde de silikonlar ve plazalar arasında sürekli sorgulanırsınız.
  • Pragmatik bir adalet duygusu ile vicdan arasında hiçbir gerçek ilişki -varoluşsal özüt- yoktur. Böylesi bir zorunlu dikiş, bu topraklarda bin yıldır tutmamıştır.
  • İktidarın “vicdan” söylemleri, sahte bir düzeltme/ütüleme durumunu içerir. Oysa vicdan içkin ve hakikat dolu bir özgürlük biçimidir.
  • Sandıklı seçimler ya da sayısal öğeler aşkın bir vicdan değildir. Çünkü, dolaylı bir temsiliyet içerir. Vicdan ise doğrudan hakikatle ilgilidir.
  • Emeği hizmet olarak dile getiren ve emeğin özünü mikrofonlar ile masaların arkasından değiştirmeye çalışanların vicdanından şüphe edebilirsiniz. Hatta, şüphelenmekten -vicdan rahatlığıyla- daha da ileriye gidebilirsiniz. Gezi’de olduğu, Gezi’nin gösterdiği gibi…
  • Tüm ödüller insansız ve vicdansızdır. Sıkı şiir ve sahici tarih ise vicdanın kanıtıdır.
  • Sahici bir yazarın kaleminin ucunda kalb ve vicdan vardır. Bu diken üstü duruş bir haysiyet göstergesidir.
  • Zaman ve vicdan yargıçtır. Şimdi, zamanı gelmiştir –ki zaten, saatlerinizi kontrol edebilirsiniz.

Zafer Yalçınpınar
Karga Mecmua, Şubat 2014

 

Hamiş: Yalçınpınar’ın KargaMecmua’da yayımlanan yazılarının tamamına https://zaferyalcinpinar.com/kargaca.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
09
2014
0

2011’in başında söylemişiz…

Karga Mecmua, Mart-Nisan 2011′de (47. ve 48. sayılarında) dosya konusu olarak “Yerli” üstbaşlığını  işlemişti. Dosya kapsamında edebiyat, sinema, müzik, tiyatro ve çağdaş sanatlardaki “yerli” söylemini analiz etmeye çalışmıştı. Karga Mecmua’nın Mart 2011 tarihli 47. sayısında yayımlanan “Yerli Edebiyat” soruşturmasına verdiğim cevaplar aşağıdadır:

Karga Mecmua: “Yerli” edebiyat denince aklınıza ne geliyor?

Zafer Yalçınpınar: Aklıma “yetiştiği, yeşerdiği dile özgü, yetiştiği dilin zihinselliğiyle ve bileşenleriyle olgunlaşmış, yaşamın imgesel imkânlarını, bütünlüğünü, coşkusunu, umudunu, şiirselliğini, mücadelesini ve insani hakikatini kısacası her şeyi, ama her şeyi yetiştiği dilde -yani yetiştiği yerde- arayan” bir edebiyat geliyor. Sonra da -nedense- tüm bunlar birden aklımdan uçup gidiyor. Hepsi bir yanılsamaymış, geçersizmiş ya da geçersizleşecekmiş gibi bir düşünce eşliğinde karamsarlığa kapılıyorum.

K.M.: Son 10 yılda “yerli” edebiyatta genel eğilimlerden bahsedebilir miyiz?

Z.Y.: Önce fotoğrafın geneline bir baykuş bakışı atalım ve neler var görelim…
Yeni Kapitalizm kültürüne eklemlenmeye ve kendini küresel pazarda alınıp satılan bir tüketim unsuru haline getirmeye çalışan, bu yönde mağazalaşan yerli(!?) edebiyat var; bu bir. Sivilleşmeye, sıkılaşmaya, sürüden çıkmaya, bağımsızlığını güçlendirmeye ve eşyadan çok insana benzemeye çalışan bir yerli edebiyat var; bu iki. Sosyal ve kültürel politikalar yoluyla toplumu (aslında topluluğu) yönlendirenlerin pompaladığı, belediyecilik araç ve gereçleriyle mankenleşen, bütçelenen, naz yapan, gerdan kıran bir yerli edebiyat var; bu üç. Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin “biz” söylemleriyle cehalet alanını kalabalıklaştıran bir yerli edebiyat var; bu da dört. Birinci ve dördüncü tipolojinin niceliksel üstünlüğü ve kalabalığı aşikâr… Niteliksel olarak ise ikinci tipolojinin üstünlüğü, yalnızlığı, biricikliği aşikâr… Genel eğilimi, sanırım, niceliksel üstünlüğü olan birinci ve dördüncü tipoloji belirliyor. “Hileli bir demokrasi” gereği olarak filan… Bununla birlikte, bir “bezdiri” şeklini aldığından beri genel eğilimleri fazlaca umursamıyorum.

K.M.: “Yerli” kitap endüstrisinde bir gelişme var mı? Varsa gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Z.Y.: Sorunun çapı gereği, olsa olsa, endüstriyel gelişmeler vardır. Standartlaşma, azamileştirme, merkezileştirme filan… Bunların kahrediciliğinden “üçüncü dalga” konulu mecmuada bahsetmiştim. Şimdi, bir kez daha yüzleştirme beni bunlarla… Zaten her gün -belirli oranlarda- böylesi bir endüst-realite’ye maruz kalıyorum.

K.M.: “Yerli” edebiyat dışarıda nasıl algılanıyor?

Z.Y.: Başta ortaya koyduğum tipolojiler kapsamında cevap vermeye çalışayım. Birinci ve dördüncü tipoloji batıda “gelişmeye-kullanıma açık” olarak algılanıyor, doğuda nasıl algılanıyordur, bilmiyorum. Üçüncü tipoloji batıda “otantik ve zayıf”, doğuda ise “batıcıl ve zayıf” olarak algılanıyor. İkinci tipolojinin ise dışarıda algılandığını düşünmüyorum.

K.M.: Türkiye’de hem sanatçı hem de okuyucu kitlenin popülerlik anlayışını nasıl buluyorsunuz?

Z.Y.: Bu meseleye “gerçeklik terörü” üzerinden bakmak gerekiyor… Bu bir “gösteri arzı ile seyirci talebi dengesi” meselesi oldu artık… Podyum, mikrofon, alkış, eyyam heveslileri ve böyle şeylere meraklıların sayısı arttı. Birisi -hiç düşünmeden- podyuma çıkar ve beline “Ben dünya güzeliyim” yazan bir kuşak takarak türlü pozlar verir. İzleyenler de -gene hiç düşünmeden- podyumdakini alkışa boğar. Ertesi gün bir komşunuz diğerine şöyle fısıldıyordur: “Dünkü dünya güzelini gördün mü… Ne harika şeydi!” Sonuçta, zihinselliğin zayıfladığı her yerde “popülerlik” güç kazanır. Aslında, popülerliğin spot ışıklarının altında gerçek bir “aydınlanma” yoktur. Koşutluğu devam ettirirsek, “komşu-okuyucu” okuduğundan aydınlanamaz haldedir ve bunun da farkında değildir.

Karga Mecmua, Mart 2011, Sayı:47

Şub
09
2014
0

Burnu Cama (Şükret Gökay)

Burnu Cama

sevgili mümtaz katreler,
değerli hafız
büyük başkan Emre Dündar’a
mümessil olmanız dileğiyle…

 

[camlar hazırlanır]

(…)

Masalcıya yoğurt alınır.
(…)
Masalcıyı yoğurduna dalmışken sesleyemezsiniz.

(…)

Sıklet, hakikatin bitiş noktası nere?

İşte böyle sevgili aks.
Biti.
Bitisi burda.
Al burda.

[genel şarkı biter -ya da- genel şarkı bitti]

(…)

Şükret Gökay

Şub
08
2014
0

Taksim Dayanışması’nın Basın Açıklaması (7 Şubat 2014)

Taksim Dayanışması’nın 7 Şubat 2014 tarihli basın açıklamasına https://taksimdayanisma.org/441 adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
07
2014
0

“Mektup İşsizdir Dom!” (Ece Ayhan, 1980)

issizmektupaci

“Ece Ayhan’dan Arif Damar’a Mektup (II) , 6 Ekim 1980”
Hayâl Dergisi, Ocak 2014, Sayı: 48 (Mektup Özel Sayısı-II), s.16
*

Zıpkın kadar acı -işbu- mektubun tam metnine
https://zaferyalcinpinar.com/eceayhanissizmektupaci.pdf  ya da
https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanissizmektupaci
adreslerinden ulaşabilirsiniz.

*

 

1. Hamiş: Ayrıca bkz: https://evvel.org/buluntu-ece-ayhandan-arif-damara-aci-bir-mektup-10-ocak-1981

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden erişiliyor…

Şub
06
2014
0

Narlı

narli

“Narlı”

Foto: Zy
Heybeliada, 2014

Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

Şub
06
2014
0

Yeni Yasa, Internet’te Sansürün İşleyişi ve Son Olaylar

Futuristika taifesi yeni internet yasası ve son olaylar hakkında  yerden göğe kadar sıkı ve faydalı bir araştırma yazısı yayımlamış. Herkes özgürce okusun, sansür ve oto-sansür olmasın, gaddarlık ve baskı koca bir neslin mizacı olmasın, olamasın diyedir; bakınız;  https://www.futuristika.org/yeni-5651-internette-sansurun-isleyisi-ve-son-gelismeler/

Şub
04
2014
0

Adalar Savunması

Bkz: https://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/adalar-savunmasi-kuruldu-haberi-87062

İstanbul Büyükada’da dün basın toplantısı düzenleyen Adalar Savunması kuruluşunu ilan etti. Grup, toplantıda amaçlarını ve hedeflerlerini açıkladı.

Adalar Savunması toplantıda yaptığı açıklamada Karadeniz dereleri, Marmara Ege denizleri ve adalarının rant yolsuzluk ve talan kıskacında olduğunu belirtti ve herkesi mücadeleye çağırdı. İstanbul Yassıada, Sivriada, Çanakkale Gökçeada ve Bozcaaada ve Balıkkesir Ayvalık gibi adaların imara açılarak turizm bölgesi ilan edildiğini belirten grup “adalarımızı savunuyoruz savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Açıklamanın sonunda yolsuzluğa talan hırsızlığa karşı mücadele etmek için Adalar Savunması’nda yanyana geldiklerini kaydeden grup Adalar halkı olarak, Adalarımızın sesini İstanbul’dan ve tüm Türkiye’den yükselen kentine ve yaşam alanlarına sahip çıkan, sorunlarına çözümler üretmeyi hedefleyen seslere katıyoruz. Kentlerimizin yağmaya, talana, hırsıza teslim edilmemesi, insanlığın ortak mirası olan değerlerimize, adalarımıza, birbirimize sahip çıkmak için bir kez daha, hem de yüksek sesle tüm duyarlı insanları mücadeleye çağırıyoruz” dedi.

Kaynak:  Rıfat Doğan / soL haber portalı / 2 Şubat 2014

Şub
01
2014
0

“Çoğunlukla Sıradanlık” Karşıtı “Farkındalık”

“Çoğunlukla Sıradanlık” kavramına karşı Koltukname taifesi, “farkındalık” çalışmalarıyla ön-plana çıkıyor.

Bkz: https://koltukname.com/2014/01/31/odullerde-goz-ardi-edilen-eserlerin-odulu/

Şub
01
2014
0

Krzysztof Kieslowski Poetikası

Sıkı yönetmen Krzysztof Kieslowski’nin poetika dolu retrospektifi 6-23 Şubat’ta İstanbul Modern’de başlıyor.
Bkz: https://www.istanbulmodern.org/tr/sinema/pek-yakinda/kieslowski-hakkinda-her-sey_1311.html

Oca
30
2014
0

Haber: Bir Edebiyat Tartışması Cinayeti

Rusya’da iki kişi arasında başlayan “Şiir mi daha üstündür, düz yazı mı” tartışması kanlı bitti.

Reuters‘in haberine göre, Sverdlovsk’un Irbit kentinde yaşanan olayda, iki arkadaş arasında başlayan “Şiir mi daha üstündür, yoksa düzyazı mı” tartışması cinayetle sonuçlandı.

Polis tarafından yapılan açıklamada, 53 yaşındaki emekli bir öğretmen olan şiir tutkunu kişi, alkolün de etkisiyle düzyazının daha üstün olduğunu savunan arkadaşını bıçaklayarak öldürdü.

67 yaşındaki düzyazı savunucusunu öldürdükten sonra kaçan emekli öğretmen, başka bir arkadaşının evinde saklanırken yakalandı.

Rusya’da daha önce de ünlü Alman filozof Immanuel Kant üzerine yapılan bir tartışmada, bir kişi arkadaşına silahla ateş etmişti.

Kaynak: soL haber portalı

Bkz: https://haber.sol.org.tr/dunyadan/rusyada-siir-mi-duzyazi-mi-cinayeti-haberi-86864

 

Oca
30
2014
0

Tez: “1970-1980 Yılları Arasında Türkiye’de Kültürel ve Sanatsal Ortam” (Güler Bek Arat)

11

Güler Bek Arat’ın 2007 tarihli doktora tezi 1970-1980 Yılları Arasında Türkiye’de Kültürel ve Sanatsal Ortam, SALT tarafından e-yayın olarak hazırlandı. SALT’ın süregelen “Duvar resminden korkuyorlar” projesi çerçevesinde yayımlanan kitap Ocak 2014’te erişime açıldı. Tezin tam metnine aşağıdaki adresten -pdf dosyası biçeminde- ulaşabilirsiniz:

https://www.saltonline.org/img/pdf/1970-1980_Yillari_Arasinda_
Turkiyede_Kulturel_ve_Sanatsal_Ortam_scrd.pdf

Oca
29
2014
0

Körler Ülkesi’nin Yeldeğirmenleri

Eski-Yeldeğirmeni-
“Körler Ülkesi’nin Yeldeğirmenleri”

*

Rüzgar Ceyda Alpak tarafından kaleme alınan ve enformasyonel açıdan çok önemli gördüğüm “Tarih Konan Yeldeğirmeni” başlıklı yazının tam metnine https://www.kolektomani.com/?p=2779 adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Kadıköy” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kadikoy adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
28
2014
0

arDADAşiv

dadarsiv

2011’den –491‘in söngün serüveninden- bu yana DADA’yla pek ilgilenememiştik. Şimdilerdeyse, issuu kapsamındaki araştırmalarımız sonucunda, yüzyıl öncesinden günümüze ulaşmış orjinal bir DADA neşriyatları arşiviyle karşılaşmanın tuhaf mutluluğunu yaşayarak ölüyoruz: https://issuu.com/labibliothequefantastique/stacks/97a07d51e0364136b5c88cd0f4a711b6

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “gerçeküstü” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
26
2014
0

İmgelemin Özgürleşmesi’nin Filmi: “Imagine”

imaginefilm

Yıllardır icra ettiğimiz poetika çalışmalarını ve kavramsallığını ortaya koymaya çalıştığımız “imgelemin özgürleşmesi”, “imgesel alan derinliği” gibi ifadelerin sezgisel varoluşunu bize teyit eder nitelikte bir filmle karşılaştım sonunda… Polonyalı yönetmen Andrzej Jakimowski’nin 2012 yapımı “Imagine” adlı şaheserindeki şiirselliği “görmeyenlerin”, şiirden bahsetmek yolunda kifayetsiz kalacağını düşünüyorum. Filme konu olan “geribildirimsel mekânlama/haritalama” (echo-location) yöntemini,  sosyal bilimlerdeki “tahayyül” ya da fizikteki  “işitim ötesi” (ultra-sound) kuramları kapsamında düşünüp “poetika” ile özdeşleştirerek, “Imagine” adlı filmi mutlaka ve ivedilikle izlemenizi/dinlemenizi öneriyorum. (Zy)

imagine_03

Filmin ayrıntılı tanıtımı için bkz: https://www.imaginethefilm.org/files/Presskit.pdf

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Oca
25
2014
0

Poetika Çalışmaları: “Matematiğin Şiir Yönü” (Prof. Dr. Cahit Arf)

Sıkı matematik ustası Prof. Dr. Cahit Arf’ın kaleme aldığı “Matematiğin Şiir Yönü” adlı makalenin, öncelikle Nisan 1960’ta Meydan Dergisi’nde, ardından 1993’te Matematik Dünyası adlı dergide yayımlanan tam metnini, şimdi, 2014’ün Ocak sularında E V V E L fanzin takipçileriyle paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/matematiginsiiryonu

Hamiş: Simgesel bağlamları ile yıllardır savunduğumuz “imgesel alan derinliği” kavramının tanımlanabilmesi açısından son derece önemli gördüğümüz bu makaleyi E V V E L fanzine haber eden Şükret Gökay’a çok teşekkür ederiz.

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
25
2014
0

Edebiyat ve Retorik

edebiyatretorik(…)
Michel Meyer
“Retorik”, Çev: İsmail Yergüz, Dost Yay., 2009, ss. 112-114

Oca
25
2014
0

Sakinleşmek (C. Bukowski)

Futuristika taifesi sıkı şeyler buluntulamaya, Bukowski ise anlatmaya devam ediyor:

“Sabah dokuzdan beşe çalışmak insanlığa yamanan en büyük acımasızlıklardan biridir. Yaşamınızı sizi aslında ilgilendirmeyen bir eyleme veriyorsunuz. Bu durum beni öyle tiksindiriyor ki, alternatif olsun diye içmeye, açlığa ve deli kadınlara sürükleniyorum. Benim gibi biri için ideal olan tabii ki bu durumu yazmaya, yaratıcılığa dönüştürmek. Bunu yapamayacağımı ancak elli yaşıma geldiğimde, dokuz-beş sarmalında yaşamak zorunda kalmadığımda anladım. Şansıma, o zamanlar ABD posta idaresi için çalışıyordum ve çoğu gece on bir buçuk saat sürüyordu ve çoğu izin günü de iptal ediliyordu. Delirmek üzereydim, bedenim tümüyle sinirsel anlamda çökmüştü ve nereme dokunsanız çığlık atıyordum, kollarımı kaldırıp boynumu çevirmeye zorlanıyordum. Elli yaşında bıraktım işi ve yazmak daha iyi bir şekle girdi.”

Charles Bukowski

Yazının tam metnine https://www.futuristika.org/charles-bukowski-sakinlesmek/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
24
2014
0

Gezi’nin Duvarında…

geziduvar

Gezi Parkı dolaylarında duvar yazısı

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Oca
23
2014
0

Yoğurtçu’nun Duvarında…

yogurtcu

Yoğurtçu Parkı’nda duvar yazısı

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
22
2014
0

Retorik, Çelişki ve Eğretileme

retorikceliski

Michel Meyer
“Retorik”, Çev: İsmail Yergüz, Dost Yay., 2009, ss. 67, 68, 81

 

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com