Fotos: Zy
Kadıköy, 2015
Ayrıca bkz: https://evvel.org/duvarda-tipografik-tinilar
*
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
Fotos: Zy
Kadıköy, 2015
Ayrıca bkz: https://evvel.org/duvarda-tipografik-tinilar
*
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
İlk gelen asar ceketini, kuru bir meyve gibi-
Süpürür dükkânın önünü ve işsiz kalabalık
zombiler gibi birikir yavaşça. Toplanır umutlar
sobanın başında. Bir çay bin çay, tüm çaylar
memleket özlemi olur tüter burunlarda.
Sonra bir bir açılır kartlar, taşlar yuvarlanır.
Zarlar belirler aç uyuyanı. Çırak gelir,
usta terk eder tezgâhı, çoğalır devletin sirenleri,
boşalır hınçla yıkanmış sokaklar.
Beklemeye koyulur gece, yaşlı bir bakire gibi.
Mehmet Şenol Şişli
Masa Tenisçisinin Güncesi (ya da Savaşçının Yolu)
Esen Kitap, 2014, s.19
Zeki Müren’in 1965 tarihli “Bıldırcın Yağmuru”
adlı şiir kitabına eklediği desenlerden ikisi…
Ayrıca bkz: https://evvel.org/zeki-muren-desenleri-sergisinden-izlenimler
*
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
Nevzat Üstün’in “Cüceler Çarşısı” adlı
şiir kitabının kapak görüntüsü (1955)
Kapak Kompozisyonu: İvi Stangali
*
1. Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Yeditepe Yayınları” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/yeditepe-dergisi adresinden ulaşabilirsiniz.
2. Hamiş: İşbu değerli kitabı EVV3L arşivine ulaştıran dostumuz Şükret Gökay’a çok teşekkür ederiz.
“Ölümüm” adlı şiir, Orhan Veli’nin değil!
Bkz: https://www.insanokur.org/olumum-siiri-orhan-velinin-degil-fahri-erdincin.html
“2008 yılında arkeologlar, Almanya’nın güneyinde Hohle Fels adında bir Taş Çağı mağarasında flüt parçaları buldular. Bu flüt parçaları, akbaba ve mamut kemiklerinden yapılmıştı. Günümüzden önce yaklaşık 42.000 ila 43.000 yıllarına tarihlenen bu enstrümanlar, gelmiş geçmiş en eski enstrümanlar olarak kabul ediliyor. Daha önce en eski kabul edilen enstrümanlar ise 35.000 yıl öncesine tarihleniyordu.”
Neandertal Flütü’ne ilişkin olarak Erman Ertuğrul tarafından kaleme alınan haberin tam metnine https://arkeofili.com/?p=1697 adresinden ulaşabilirsiniz.
Yeni sıkı… “karazin” yayımlandı!
https://www.facebook.com/karazindergi
e-posta: iletisim@karazindergi.org
Karazin’i Kadıköy’de bulabileceğiniz mekânlar;
Akademi Kitabevi, Sosyal Kitabevi, Mefisto, 26A
(…) Dünya kadar eskidir bu mesele: Edebiyatın insanı doyurmadığı fikri bir atasözü değerindedir. (…)
Sanat koruyuculuğu yazarın bir kişi veya kurum tarafından bakılıp korunmasıdır; ama yazardan karşılığında kültürel bir ihtiyacın tatmini beklenir. Müşteri ile patron arasındaki münasebetler ortaçağda sadakat yemini etmiş insanla efendisi arasındaki münasebetlere pek yabancı değildir. Sanat koruyuculuğu feodal teşkilâtlanma gibi, bağımsız hücreler üstüne kurulmuş bir yapıdır. (…)
İmparatorluğun zengin Romalısının familia’sı sanat koruyuculuğunun belirmesine en elverişli yapıdaydı. Zaten sanat koruyuculuğu (mécénat), ismini Augustus’un dostu ve Horatius’un koruyucusu Maecenas’ınkinden almıştır. Fakat sanat koruyuculuğu özellikle prenslerin, kralların veya papaların saraylarında gelişmiştir. (…)
Devlet koruyuculuğu, çağlar boyunca az çok muntazam ödenek ihsanları veya İngiltere’de “poet laureate”, Fransa’da “Kralın vakanüvisi” benzeri resmî görevler vererek uygulanmıştır. (…)
Bu anlamda koruyuculuk yanında, bir de edebiyat pazarına etki yaparak, yazara başka türlü ümit edemeyeceği gelirler sağlayan dolaylı koruyuculukların varlığına işaret edilebilir. Bir hükümet bu şekilde genel kitaplıklar ve propaganda servisleri için, bir eserden büyük miktarda sipariş edebilir. Bununla beraber en fazla kullanılan metot, ismi büyük parası az edebiyat ödülleriyle yazara fazla satış yaptırıp gelirini arttırmaktır. (…)
Mısırlı yazar Taha Hussein meseleye gerçek iktisadî anlamını vermiştir: “Burada namuslu olmayan bir pazarlık vardır: Yazar, koruyucunun verdiği altını ve parayı aldıkça harcar; yazar, ona hiçbir şekilde harcanamayacak sanatını veya düşüncesini vermektedir.” (…)
Robert Escarpit
“Edebiyat Sosyolojisi”
Çev: Ali Türkay Yazıcı, Remzi Kitabevi, 1968, ss. 50-53
Geçtiğimiz Eylül ayında yayımlanan “Çalmayan Şiir”den yola çıkarak “şiirsellik, şairane vaziyet ve şiir dili” üzerine bolca çağrışımlı, bolca gel-git’li bir söyleşi gerçekleştirdik Müslüm Çizmeci ile birlikte… Ardından, sağolsun Koray Sarıdoğan, işbu söyleşiyi “Kalem-Kahve-Klavye” adlı web sitesinde irdeledi, paylaştı… Söyleşinin tam metnine https://www.kalemkahveklavye.com/2015/02/calmayan-siirin-solungaclar-zafer.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Diğer söyleşilerin tümü şurada; https://bit.ly/dilinkemigi
Hamiş:
Zafer Yalçınpınar’ın tüm kitapları şu adreste yer alıyor:
https://zaferyalcinpinar.blogspot.comKişisel web sitesi de şurada; https://zaferyalcinpinar.com
Ernst Jandl
“Daha İyisi Saksofon” (Seçme Şiirler), YKY, 1997, s.65
Özel Not: Şiirdeki ilk “g” harflerinin titrek görüntüsü/tınısı, tarayıcı cihazın titreşimi nedeniyle oluşmuştur.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Dilbilim” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sessizligin-dilbilgisi adresinden ulaşabilirsiniz.
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından geçen yıl iki etap şeklinde düşünülen Kadıköy Meydan Projesi’ne 3. etap eklenerek Moda sahili’nin olduğu bölgeye de ‘dolgu alan’ yapılacağı açıklandı.”
Bkz: https://haber.sol.org.tr/turkiye/moda-sahiline-dolgu
-ile-yat-limani-yapilacak-106918
Sait Faik’in betiklerinin hangi edebî türün sınırlara yakınsadığı ya da hangi edebî türün sınırlarını zorladığı -Sait Faik’in eserlerini dilbilimsel açıdan ele alanlar için- yıllardır süren önemli ve verimli bir tartışma/araştırma alanıdır. Örneğin Ece Ayhan, Sait Faik’in eserlerindeki poetikanın ağırlığını görür ve çeşitli yazılarında Sait Faik’e “cins şair” olarak seslenir. (Gerçi, Ece Ayhan’ın bazı metinlerinde Sait Faik’e “Çakır Hikâyeci” olarak seslendiği de biliniyor, ancak “İkinci Yeni” şiir akımına dair iki başlangıç noktasından biri olarak Sait Faik’in “Alemdağ’da Var Bir Yılan” adlı eserinden bahsetmesi, Ece Ayhan’ın Sait Faik’in eserlerindeki poetikayı büyük ölçüde içselleştirdiğini gösteriyor.)
Aslında, Sait Faik’in mevcut “edebî türler” ayrımını incelediği ve eleştirdiği “Bir Başka Hikâye” başlıklı önemli bir yazısı vardır. Sait Faik, bu yazıda, edebiyattaki yapısal ayrımlardan tutun da dilimizde yazılan romanların tuhaf karakteristiğine kadar birçok hassas konuya değinir. Burgaz Adası-Sait Faik Müzesi’nde 80’li yılların sonunda Muzaffer Uyguner tarafından gerçekleştirilen envanter tasnifine göre “81” numaralı kayıt olan “Bir Başka Hikâye” başlıklı bu önemli yazının tam metnine https://issuu.com/adabeyi/docs/birbaskahikayesaitfaik adresinden ulaşabilirsiniz.
Sahicilikle
Z. Yalçınpınar
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden, Burgaz Adası Sait Faik Müzesi kapsamında gerçekleştirilen Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin çalışmalarına ilişkin bilgilere ise https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Bedri Rahmi’nin 1977 yılında Ada Yayınları tarafından yayımlanan “Yaşadım” adlı kitabı için “yaşamın ve doğanın tözüne yönelik özel bir şiirsel nakış” diyebiliriz. Bu eser, “duru” bir poetika kurarak yaşamı kutsayan eşsiz değerde bir ifade gücünü sergiler…
Kitapta yer alan özel desenlerin görünümüne https://issuu.com/adabeyi/docs/bedrirahmiyasadim adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan Bedri Rahmi Eyüboğlu ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.
“1970’li Yıllarda Ece Ayhan”
Öküz Dergisi, 1999
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Artık kendimden kurtulmuşum,
Kırmışım zincirimi.
Şimdi karadayız, şarkılar söylüyor
Karayel telefon tellerinde.
Bir taka geçiyor uzaklardan
Yeni şeyler söylerim, yeni şeyler.
Yıldızlar, İstanbul’un ince bir minaresi,
Kâğıthelvası, maltaeriği, kahve, cıgara, çukulata.
Yeni günler geldi günlerime
Perşembeler, pazarlar.
Coşuyorsam gün olur,
Gün olur gülüyorsam,
Bunlar çocukluk değil, değil arkadaşım,
Bunlar kırk yaşında başlayan bir lamba aydınlığı.
Burgaz iskelesinde bir kahvede oturup düşünüyorum.
Doğrusu seviniyorum.
Vapurlara bakıyorum,
İskeleye, konuşanlara bakıyorum,
Sanki burda değilim.
SAİT FAİK
Özel Hamiş: “Sanki Burda Değilim” adlı şiir Muzaffer Uyguner’in 1988 yılı Sait Faik Müzesi arşiv-envanter tasnifine göre 99 numaralı kayıttır. (Bkz: Bitmemiş Senfoni, Muzaffer Uyguner, 1988)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden, Burgaz Adası Sait Faik Müzesi kapsamında gerçekleştirilen Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin çalışmalarına ilişkin bilgilere ise https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Yunus Nadi Ödülü nasıl alınır? (Taylan Kara)
Bkz: https://www.insanbu.com/a_haber.php?nosu=1678
Kendi kendisine ödül veren jüri! 2006’da başladı her şey!
Bkz: https://www.insanbu.com/
ADALI Dergisi Ocak 2015 tarihli 115. sayısında
Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin faaliyetlerine yer verdi…
Bkz: https://evvel.org/ilgi/bilissel-haritalama
Bkz: https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama/
Bkz: https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.
Kitap-Lık Dergisi’nin Mayıs-Haziran 1997 tarihli 27. sayısında Sait Faik’e dair çok ilginç bir buluntu yer almış: Çeşitli edebiyat meseleleri konusunda Sait Faik tarafından çevrilmiş (ya da alıntılanmış, biraz da yeniden yazılmış) ilginç ve karışık fragmanlar… 23 Mayıs 1936 tarihli Kurun (Vakit) Gazetesi’nin “Güzel Sanatlar, Kadın, Moda, Sinema” ilavesinde Sait Faik tarafından kaleme alınan “Ne can sıkıcı insan şu Freud!” başlıklı metnin tamamına https://issuu.com/adabeyi/docs/freudsaitfaik1936 adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden, Burgaz Adası Sait Faik Müzesi kapsamında gerçekleştirilen Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin çalışmalarına ilişkin bilgilere ise https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Bir sözlükten çıkıp
Bir sözlüğe girer gibi
Ölümü gördük İlhan Berk’le
Bâbıâli’de, yokuşta
Aramızdan geçip gitti
İyi ki çakırkeyiftim
Öğle sıcağında
Mehmed Kemal
“Öğle Rakıları”, Broy Yay., 2.Baskı, 1987, s.24
Kasımpaşa: 0
Fenerbahçe SK: 3
24 Ocak 2015
*
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.
1975 yılında İstanbul Sinematek Derneği’nin salonunda gerçekleştirilen “Ayzenştayn Desenleri” sergisi vesilesiyle Milliyet Sanat Dergisi’nin 23 Mayıs 1975 tarihli 133. sayısı Sergey Ayzenştayn‘a ayrılmış… Dergide, Canan Çoker ile Onat Kutlar’ın Sergey Ayzenştayn üzerine inceleme yazıları ve Ayzenştayn’ın “Desen çizmeyi nasıl öğrendim” başlıklı bir metni bulunuyor: https://issuu.com/adabeyi/docs/ayzenstayndesenleri
Sergey Ayzenştayn’ın “Rimbaud” Deseni
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
(…)
On iki yaşındayken, babaannemlerde bir yaz geçirdim. Vaktimin çoğunu evin içinde tek başıma dolaşarak geçirirdim. Tarifsiz bir sıkıntı ve şaşırtıcı biçimde evde televizyon olmayışı, beni kitaplara yöneltti. Bir gün, kütüphanenin raflarına tırmanırken, yarı yarıya gizlenmiş, ters dönmüş, mavi ciltli küçük bir kitap buldum. Pek iyi durumda değildi; bazı sayfalar eksikti, bazıları da kötü kesilmiş olduğundan, her satırın ilk veya son kelimelerini tahmin etmek gerekiyordu. Her şeye rağmen, kitabın adı dikkatimi çektiğinden okumaya karar verdim.
O kitap ve dedemlerin kütüphanesinin üst raflarında bulduğum başka kitaplar, nasıl olduğunu tam bilemesem de, hayatımı değiştirdi. Madrid’e dönmeden önce, dedemden küçük mavi kitabı istedim.
-Bu kitap hoşuna gitti demek?
-Evet.
-Neden peki?
-Bilmem… Fikirler önceden kitaptayken şimdi burada, o yüzden hoşuma gitti.
Sağ elimin işaret parmağıyla başımı gösterdim.
Dedem gülümsedi.
(…)
Julio Baquero Cruz
“Mezbahanın Mimarisi”, Çev: Roza Hakmen, YKY, 2003. s.11-12
(…)
Hakeza yaşı geçkin şairler sosyal medyada, şiir etkinliklerinde genç kızları tavlayabilmek için, omuzlarına esin dolu bir öpücük kondurabilmek için kırk takla atıyor. Bunlardan bazıları dergi de çıkarıyor. Bir bayan adıyla birkaç şiir gönderin bakın nasıl meyil gösteriyorlar şiirlerinize(!). Genç şairin ise bu konudaki perendeleri, saltoları benim diyen sporcuları cebinden çıkarır. Edebiyatın Nuri Alço’ları şiirli kitap hediye ediyor ilaçlı gazoz yerine. Kimisi de devlet kapısında proje desteği için pusuya yatmış durumda. Çapını aşmayan şiirlerle Gülüt Şiir yazan şairler ve kendini en tepeye -bu yüzeysellikte, bir yükseklik var ise eğer- konumlandıran şair gençler var bir de. Kimse rahatsız değil bu al gülüm ver gülümden. Körler ve sağırlar birbirini ağırlar, mevcut şiir ortamımız için söylenebilecek en güzel sözdür sanırım.
(…) Ne oldu da dut yemiş bülbüle döndü bu genç şairler? Melih Cevdet Anday’ın “Yetenek onay beklemez. Ozanların yaşı birdir.” dediğini duymadılar mı? Turgut Uyar’ın “Efendimiz, acemiliktir.” dediğini… Rimbaud’nun, Georges Izambart’a yazdığı mektupta: “Kendini keman olarak duyumsayan oduna ne yazık!” dediğini.
Emrah Yolcu
“Şiirsel Travesti”, Tun Fanzin, Ocak-Şubat 2015, Sayı: 1, s.4
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com