16
2019
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Aforizmaları’ndan… (I)
“Eskiden kurtulmak, bir an bir önceki andan kurtulmakla başlar.” (Eskiden Kurtulmak, s.13)
“Yapışkandır eski. Birçok uluslar eskilerinden kurtulduklarını “sanırlar”. İşte asıl eski, bu sanı içinde sürüp gidendir. (Eskiden Kurtulmak, s.14)
“Dalkavuklar eskiden yalnız söylerlerdi. Bugün yazıyorlar da. Bu yüzden inandırdıkları daha çok.” (Dalkavuk, s.19)
“Devletler, hükûmetler değişir, dalkavuklar değişmez.” (Dalkavuk, s.19)
“Dalkavuklar unutkanlığımızla yaşarlar. Bu unutkanlıkta onları geçmişlerinden kurtarmışızdır.” (Dalkavuk, s.19)
“Dalkavuk “yavaşça”dır. Yavaşça değiştirir efendisini.” (Dalkavuk, s.19)
“Bir elma dalından düşse, biraz daha kızarsa bir üzüm, sen de, ben de, öteki de kıpırdamışızdır. Biz düşünürken elmanın, üzümün titrediği gibi. Çünkü genel olay’ın, doğanın içindeyiz hep.” (Olay, s.21)
“Bütün doğa bir tek olaydır, aralıksız sürüp gider. Bizler de ona, bilmeden, biraz bilerek, sonra yine bilmeden katılır gideriz. (Olay, s.21)
“Aydın kimdir? İlkin ışıyan.” (Aydınla Toplum, s.27)
“Işımayan yanıdır toplum aydının. Bu ışımamış yan büyük olursa aydın büyük olmaz.” (Aydınla Toplum, s.27)
“Gözlük bakma gücümüzü çoğaltır. Görme gücümüzü değil.” (Gözlük, s.30)
“Güçsüz, güçlünün karşıtı değildir. Onun yoğudur.” (Güç, s.33)
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
“Karşıdüşünce”, Vatan Gazetesi Yazıları (1961-1962)
Hazırlayan: Erol Gökşen, YKY, 1. Baskı, 2018
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.
16
2019
“Yıllar sonra Bayan Holman her kitabımı aldı. Hem de herbiri için 78 dolar ödeyerek.” (John Steinbeck)
Sevgili Val (Nelson Valjean)
(…) Annemle babam için anlattıkların çok ilgimi çekti. Kimse anne ve babasından benim gördüğüm bağlılığı görmemiştir. Kasaba halkı yaptığımı çılgınlık ve beğenmezlik olarak görüyordu. Onların bu tutumu anne ve babama acı vermiş olmalı. Bir aydın olarak yaşamımı yazarlıktan kazanma olasılığının milyonda bir olduğunu biliyorlardı. At yarışları bile para kazanmak için daha elverişli bir yol. Birkaç yıl önce babamla ilgili bir olay öğrendim. Seni ilgilendirir sanıyorum. İlk kitabım çıktığı zaman bizim oradan birkaç kişiyi kitaptan almaya zorlamış. Başaramamış. Biliyorsun o zamanlar yılın birkaç ayını Pacific Grove’da geçiriyorduk. Oraya gitmiş. Bay Holman’a dükkânında satması için birkaç kitap almasını önermiş. Kitabın adı “Altın Kupa” demiş. Bay Holman, eğer istek olursa sipariş verebileceğini, satılıp satılmayacağını bilmeden kitapları getirtip dükkânda tutma tehlikesini göze alamayacağını söylemiş. Yıllar sonra Bayan Holman her kitabımı aldı. Hem de herbiri için 78 dolar ödeyerek. Oysa başta kitaplarım 2 ya da 3 sente satılıyordu. Bay Holman’ı kitap beğenisi olmadığı için suçlardı hep. Babamın kitaplarımın satılması için böylesine çalışması beni çok şaşırttı. Başaramaması önemli değil. (…)
John Steinbeck
13 Mart 1953, New York
“Mektuplarda Bir Yaşam”, Çev: Sevim Gündüz
Sel Yayıncılık, Aralık 2018, s. 282
15
2019
Ağaçlar (Hermann Hesse)
(…)
Hermann Hesse
“Ağaçlar”, Çev: Zehra Aksu Yılmazer
Kolektif Kitap, 2. Baskı, 2019, s. 11
15
2019
Cihat Burak’ın ilk kez gün yüzüne çıkan desenleri…
“Bozlu Art Project, 9 Nisan-31 Ağustos tarihleri arasında
Türk resminin en özgün ve sıra dışı karakterlerinden
biri olan Cihat Burak’ın ilk kez gün yüzüne çıkan
desenlerini sergiliyor. ”
Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/1346868
/Cihat_Burak_in_ilk_kez_gun_yuzune_cikan_desenleri.htm
13
2019
Oyun: “MALDOROR” // Katharsis Performance Project // 13-20-27 Nisan 2019 // Beyoğlu
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.
12
2019
11
2019
Ed Ricketts’ın ‘Kanuni Sistem’ Hakkındaki Görüşü (John Steinbeck)
(…)
John Steinbeck
“Çılgın Dünyadan Uzak”, Çev: Öznur Özer
Halk Kitabevi, 1967, s. 20
11
2019
YIĞIŞIM
Duygu,
sen yokken
manzaraları görmüyorumoysa
gökyüzü
hatırlanabilir
bir
şeydi
Zafer Yalçınpınar
10 Nisan 2019
Yalçınpınar’ın tüm şiirleri: https://bit.ly/zypsiir
08
2019
“Şairin Şiir Evreni” (Oruç Aruoba, 22 Ocak 2019)
Oruç Aruoba, 22 Ocak 2019
Nilüfer Belediyesi, Bursa
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Oruç Aruoba” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz.
08
2019
Hezârfen’in Hikâyesi
büyüler bile sürüncemeye dönüşüyor
galata’nın efsanevi yokuşlarından.
avrupa görmenin
_____________ışıltılı buğusu
______________________tütsüyor,
süsül kepenklerden,
tuhaf suratların
____________alçısından
_____________________dom!
gökyüzünü ve kuleyi hiçe sayarak…
Zafer Yalçınpınar
5 Nisan 2019
Tarihsel Not: “Bu adam (Hezârfen) pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil.” (IV. Murat) (Aktaran: Evliya Çelebi/Seyahatnâme)
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine ve kitaplarına zaferyalcinpinar.info adresinden ulaşabilirsiniz.
07
2019
Kara Deryalara -yeniden- FENER OL…
Evlâdına mirastır bu sevda…
Fenerbahçe için tarihe iz bırak… FENER OL!
Katılım için: https://fenerbahce.org/fenerol
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fenerbahçe Spor Kulübü ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.
03
2019
SERGİ: “Planet Onston” (Can Yeşiloğlu) // 5-19 Nisan 2019, ‘Pavilion’ by Galeri Bu // GALATA
Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/349356882454218/
‘Pavilion by Galeri Bu’ kapılarını 5 Nisan 2019 tarihinde Can Yeşiloğlu’nun “Planet Onston” sergisiyle açıyor. “Planet Onston” sergisi; Can Yeşiloğlu’nun hayalleri içinde şekillenen ve kendini orada mutlu hissettiği bir evreni izleyiciyle paylaşıma açıyor. Yeşiloğlu’nun üç yıllık bir yoğunlaşma ve üretim süreci içinde kâğıt, tuval ve hazır nesne gibi formlar üzerine yaptığı resimler ile desenler bu sergide bir araya geliyor.
Onston/Can Yeşiloğlu; desen alanındaki yeteneğini, akrilik ve sulu boya ile yaptığı resimlerdeki plastik doygunluk ile iç içe geçiriyor. Serginin oluşum sürecinde müzisyen Sapienmania’da gezegen imgesinin sembolik gelişimine kaydettiği parçalar ile katkıda bulunarak, Planet Onston’a soundtrack oluşturan bir mini albüm hazırladı. Sergi ile aynı adı taşıyan EP sergi açılışına paralel dijital müzik platformları üzerinden paylaşıma açılacak.
“ONSTON Gezegeni’nden Bir İzlek”
Bkz: https://upas.evvel.org/?p=733
25
2019
4000inci
Şu an okumakta olduğunuz bu “yayım” ya da “başlık” EVV3L’de 4000. paylaşıma ulaştığımızı gösteriyor. Yani, 2006 yılından bugüne toplamda 4000 adet başlıktan oluşan paylaşım/yayım bu sayfalar -ya da işte ekranlar- üzerinden gerçekleştirilmiş…
Sayıların herkesin diline düşen bön ya da “duvar saatleri gibi ahmak” taraflarıyla konuşmayı sevmem, ancak, EVV3L kapsamında okuyucuyla paylaştığımız şiirleri, görsel işleri, değinileri, duyuruları, anlatıları, dizeleri, ifşaatları, lobutları, buluntuları, efemeraları, Ece Ayhan, İlhan Berk, Kuzgun Acar, Kerim Çaplı, Yavuz Çetin, Sait Faik, Oruç Aruoba, Bilge Karasu, Nâzım Hikmet, Abidin Dino, F. H. Dağlarca, Bedri Rahmi gibi özel ilgileri, alıntıları, etkinlikleri, tartışmaları, incelemeleri, kitapları, Kadıköy’ü, adalar kültürünü, söyleşileri, izlenimleri, deneyimleri, sahafları, e-kitapları, dergileri, araştırmaları, sokak sanatını, dilbilimi, mücadeleleri ve tüm bu paylaşımların etrafında yer alan insanları düşündüğümde, (nitelikle eşanlı olarak garip bir nicelikte de kendini bulan) söz konusu cehennemvari ‘Aksak Kolaj’ın imgesel uzamı, içerdiği duygudurum tuşeleri, çeşitlenen morfolojik yapısı ve göstergesel derinliği beni coşkuyla dolduruyor.
EVV3L’in yayım hayatının dörtyüzbininci başlığa (paylaşıma, yayıma) ulaşmasını dileyerek ve Turgut Uyar’ın “üçyüzbin” adlı şiirinden kısa bir bölüm alıntılayarak sözlerimi sonlandırayım:
bu kıvırcık ateşten yalanlar
300.000
kimi sularca inanıyorum kimi zulüm yakıcı
çocuksu, deli deli zincirler boğuntusu gök
elimde kolumda senin seslerin var gel de aldırma
(…)
seni kentlere seni bankalar seni seni
300.000
seni zamansız ölümlere karşı koyuyorum hep aklımdasın
yükün ağır, bir irisin bir ufaksın yetiştiremiyorum 300.000
kapattığımız sağnak akşamları açtığımız sabahları
300.000
elimden tut beni acar balıklara alıştır
tekin durmayı öğret acıkmış aç kayalarda
(…)
TURGUT UYAR
25
2019
Akademik/Makale: “Eugenio Montale’nin Karamsarlığı” (İbrahim Yasin Güler)
‘Öz’ Metni: “Eugenio Montale, kapalı ve gizemli şiirin İtalyan edebiyatındaki en önemli temsilcilerindenbiridir. Montale’nin şiirleri, XIX. yüzyılın, iki dünya savaşı ile şekillenmiş ortamından dolayı karamsar bir çerçeve çizer. Söz konusu şiirler, karamsarlığın öncülü Leopardi gibi evrensel sorunların yarattığı kaygıları ele alır. Şair karamsar dünyasındaki kendi çözümsüz durumunu, şiirleriyle birçok kuşağa anlatmış ve onların yalnızlığına, umutsuzluğuna tercüman olmayı başarabilmiştir. Bu çalışmanın amacı, Eugenio Montale’nin şiirlerindeki karamsarlığın sebeplerini, şairin bunları işleyiş biçimini, bir diğer İtalyan şair Leopardi’nin karamsarlığı ile ortak paydada bulunan ve ayrılan yanlarını incelemektir.” (İbrahim Yasin Güler)
Makalenin tam metnini https://dergipark.gov.tr/download/article-file/503286 adresinden okuyabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.
25
2019
Bir Desen… (Henri Michaux, 1981)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.
24
2019
“Ulus Baker’in Ölüm Yıldönümü Vesilesiyle: Kültür Endüstrisi Üzerine Yeniden Düşünmek” (Halil Duranay)
Ne diyordu Nietzsche; kötü okur yağmacı ordulara benzer: işine yarayan birkaç şeyi alır, geri kalanını kirletip bozar, metnin bütününe hakaret eder…
Felsefe çevirileri, Türkçe mevzu bahis olduğunda genelde sorunlar doğurur. Bu sadece Türkçe için geçerli mi, bundan emin değilim ancak bazı dillerin felsefe için şanslı olduklarını biliyorum bilhassa Fransızca, Almanca ve İngilizce. Felsefe çevirisi tartışmaya açıldığında sıklıkla çeviri probleminin çevrildiği dil ile alakalı olduğu savlanır yani o dilin çevrilen felsefe metnini yeniden söylemek için yeterli olmadığına işaret edilir. Yıllar evvel bu işin ehli, hem titiz bir çevirmen hem de sağlam bir felsefeci olan bir ustayla bu meseleyi konuştuğumuzda, böyle bir argümanın yersizliğinden bahsetmişti. Ona göre her metin her dile çevrilebilir, yeter ki oradaki derdi anlatmayı becerebilmek önemli olan. Ben de yıllardır çeviri ile uğraşan biri olarak, çevirdiğim metinlerde bu bakış açısını benimsedim. Nihayetinde çeviri bir devşirme işidir, bir dilde olan sıkıntının başka bir dilde yeniden söylenmesi becerisi. Barthes’ın ‘söylence’ için söylediği kritik bir lafı aklıma geliyor; söylence bir sözdür, söz ise aynıdır önemli olan o sözün söylenme biçimidir. Bu yazıyı yazmaya niyet etme sebebim; tam da böyle bir söyleme biçiminin eşiğini zorlamak.
Bazı dillerin felsefe için şanslı olduklarını söyledim ama bu şans o dillerin yapılarının diğer dillerden daha güçlü olduğundan değil, o dilde düşünce üretiminin çokluğundan ve dilin bir düşünce kanonuna ev sahipliği yapmasından kaynaklanıyor. 21. Yüzyılda Fransızca’nın gücü şüphesiz, dille oyun oynayan Deleuze, Baudrillard, Foucault, Lyotard gibi post modern devlerin bu dilin sınırlarını genişletmelerinden gelir. Ayrıca Dada, Gerçeküstücülük ve Durumculuk gibi çerçeveleri kıran avangard akımların da bu dili tohumlaması var. Almanca’nın gücünde de Hegel, Kant, Nietzsche, Marx, Weber, Heidegger gibi isimlerin dile ektikleri ve yine erken Dada’nın bu dilde çok sayıda yazılı metin sunmuş olması var. Edebiyat bilhassa şiir, bu dillerin çepherini hep zorlamış, dilin sınırlarını uçlara taşımıştır. (…)
Halil Duranay
Makalenin tam metnini https://halilduranay.wordpress.com/2015/07/13/ulus-bakerin-olum-yildonumu-vesilesiyle-kultur-endustrisi-uzerine-yeniden-dusunmek/ adresinden okuyabilirsiniz.
16
2019
Upas Şiir: “Anafor” (Tayfun Polat)
Anafor, Tayfun Polat
UPAS Yayın/Şiir, Mart 2019, 29 Sayfa
Okumak için: bit.ly/anaforsiir
“Kadıköy-Karga taifesinden sıkı dostumuz Tayfun Polat, kurguladığı şiir-düşünsel uzamın ânlarına yeni tuşeler katmaya devam ediyor. Anafor‘daki şiirsel önermeleri ve bulguları -hiç çekinmeden- ‘günümüze dair psikoteknik bir zirve’ olarak tanımlayabiliriz.” (Zafer Yalçınpınar)
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
15
2019
53 Yıl Sonra, Yeniden: “Perçemli Sokak” (Oktay Rifat)
Garip Akımı’yla ‘İkinci Yeni’ arasındaki dilsel evrimi maksimize etmek (bir doruk noktası oluşturmak) için -o eşikte, o noktada eşsiz bir tuşe yakalayarak- geleceğe uzanacağını ve günümüz şiirinde de belirleyici olacağını -yıllardır- iddia ettiğimiz Perçemli Sokak‘ın yeni baskısı, YKY tarafından gerçekleştirildi. (Mart 2019)
Çeşitli vesilelerle Oktay Rifat’ın Önemi‘ni defalarca tekrar ettik; şimdi, 1956’daki ilk yayımından 53 yıl sonra Perçemli Sokak’ın yeni baskısını görmek bana sonsuz ve sınırsız bir şekilde gurur veriyor. Bu şiir kitabının yeniden yayımlanmasının -ya da böylesi bir hamlenin- 90’ların sonu ve 2000’lerin başıyla biçimlenen “verili vasat” şiir uzamını delerek (yeni bir kara delik oluşturarak) imgelemin özgürleşmesini başlatacağını düşünüyorum. Bu coşkun düşünce, tabiî, ‘okuyan’ -en azından ‘duyumsayan’- bir neslin varlığını ön-koşul olarak kabul etmemiz halinde geçerli olur. Olacak… Olur da…
Zafer Yalçınpınar
15 Mart 2019
(…)
XXVIII
Dökülüyor alçıları saçlarının
Omuzlarından paramparça kaldırıma
Seller akıyor şarıl şarıl
Eteklerinin camından
Dükkânlar sandal sandal sokakta
Demirli gözlerine
Çırpınıyor martıları tentenin
Yüzlerce parmaklı ellerin
(…)
Bacakların adımlarım kadar çok
Yaklaş yaklaşabildiğin fenerlere
Emzir yollarda bulduğumuz
Kaldırım taşlarını
(…)
Oktay Rifat
Perçemli Sokak’tan…
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Oktay Rifat” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/oktay-rifat adresinden ulaşabilirsiniz.
14
2019
Pİ SAYISI: Mükemmel bir KAOS!
Kanadalı (Bio-informatic) Bilimci Martin Krzywinski 0’dan 9’a kadar sayılara spektrumdaki renkleri verdi ve Pi sayısının kuyruğundaki her rakamı merkezden dışarıya doğu genişleyen bir çember üzerinde bu renkli noktalarla belirledi. Merkezde 3 var ve Pi’deki virgülün arkasındaki rakamlar(kuyruk haneleri) renkli noktalar halinde devam ediyor.
Pİ SAYISININ HESAPLANMASI
(…)Matematikçiler bu işin peşini bırakmıyorlar. Yüzyıllardan beri pi’nin daha hassas hesaplanması için yaklaşımlar ve formüller aramışlar. Arkhimedes pi’nin 22/7 ile 223/71 arasında olduğunu bulmuş. 5. yüzyılda Çinli astronom Tzu-Chung pi için en yakın kesir olarak π= 355/113’ü kullanmıştır. (hata 10 milyonda 1 den küçüktür) Şimdiye kadar bulunan en başarılı kesir ise, milyarda 1 hata ile π=103993/33102’dir.
Avrupa’da Matematik biliminin dev adımlarla ilerlediği 17 ve 18. yüzyıllarda ünlü matematikçiler pi sayısının daha hassas hesaplanması için analitik formüller geliştirdiler. Bunlar içerisinde en zarif formülü geliştiren İngiliz matematikçi John B. Wallis (1616-1703) oldu:
π/2 = [(2×2)/(1×3)] x [(4×4)/(3×5)] x [(6×6)/(5×7)] x (…)
Bu formülde ne kadar çok çarpan kullanılırsa pi sayısının gerçek değerine o kadar yaklaşılmış oluyor. (Wallis aynı zamanda sonsuz işaretini ∞ matematiğe hediye eden insandır.) Bu ve buna benzer başka dizi formüller kullanılarak 1837’de 152 basamak hesaplanmıştı. 1841’de 208., 1853 te 440. ve 1907’de William Shanks tarafından 707. basamağa kadar pi sayısı keşfedilmişti. Ancak bu hesaplamalar aylar, yıllar sürüyordu.
20. yüzyılın başında sahneye Hindistan’dan bir matematik dahisi çıktı: Srinivasa Aiyangar Ramanujan (1887-1920) Genç yaşta veremden ölen bu sıra dışı matematikçi hemen hiç kimsenin anlayamadığı bir algoritma(hesaplama yöntemi) geliştirmişti. Ramanujan pi sayısı için bulduğu formülünü maalesef kanıtlayamadan öldü. Bu formülün kanıtlanması, geliştirilmesi ve modern bilgisayarlar aracılığıyla uygulanarak milyonlarca hanenin hesaplanması Ukrayna’dan David ve Gregory Chudnovsky kardeşlere nasip oldu.
Bilgisayarların yüksek hızlara erişmesi ile bu konu uluslararası bir yarışa dönüştü. Chudnovsky kardeşlerin 1989’daki 8 milyar haneli pi rekorunu çok geçmeden 1997 de Japon Takahashi 51 milyara çıkardı; Bilgisayar bunun için sadece 30 saat hesaplama yapmıştı. ardından Fransız matematikçi Fabrice Bellard basit bir makine ile 2,7 trilyona çıkardı rakam sayısını.
Şu anda Dünya rekoru 3’ün arkasında 10 trilyon hane ile Japonya’dan Shigeru Kondo ve Alexander Yee ikilisine ait. Japonların saniyede 10 milyon işlem yapan bu hızlı ‘made in Japan’ makineleri ile 10 trilyon hanenin hesaplanması 371 gün sürdü. 10 trilyon haneli bir sayıyı hayal etmek bile çok zor. Rakamları en küçük 8-punto ve sıkı aralıklarla bir A4 kağıdına yazsak, arkalı önlü bir A4 kağıdı en fazla 30 bin rakam alır. 10 trilyon rakamın yazıldığı A4 kağıtlarını üst üste koysaydık (100 kağıdın kalınlığı 1 cm. hesabıyla) bu kâğıt yığını 33 km yüksekliğe erişirdi. (…)
13
2019
Kerim Çaplı Project // KAYIP // Albüm Lansman ve Anma Gecesi’nden Görüntüler, Performanslar (12 Mart 2019, DorockXL, Kadıköy)
“That’s what love is…” (Kerim Çaplı)
Akın Eldes, Ahmet Çaplı, Yağmur Kerestecioğlu
Performansın kısa videosunu izlemek için;
https://evvel.org/akineldeskerimcapli.mp4
“Renkli Sağlam Uzun Aksak” bir gece oldu…
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Kerim Çaplı” başlıklı ilgilerin
tümüne https://evvel.org/ilgi/kerim-capli adresinden ulaşabilirsiniz.