Tem
11
2014

“Mutlak Değerler Var Mıdır?” (Moritz Schlick)

“Vira Verita” (https://www.viraverita.org) taifesi -özellikle, disiplinlerin kesişiminde, dilbilimsel alanda- çok aydınlatıcı metinler, makaleler yayımlıyor… Bu siteyi herkese şiddetle öneriyorum. (Zy)


(…)

Öznel Değer Ölçütleri

(…) bu kuram yalnızca belirli bir bilinç ürününün mevcudiyetine ya da ortaya çıkışına dair bir iddiada bulunmuyor, aksine bunun üzerinden, nesnel ve benden bağımsız bir şekilde varolan bir şeyin bana duyurulduğunu, mutlak değerin oluşmasının ya da geçerliliğinin benim tarafımdan tasdiklendiğini iddia ediyor. Bu iddianın da sınanması gerekmez mi? Ölçütün nihai olarak bir bilinç ürününde yani “öznel olanda” bulunduğu, şüphe götürmez, çünkü bu zaten kaçınılmazdır. Algı örneği, pratik ihtiyaçlar söz konusu olduğunda öznel duyumların bizi nesnel ve bizden bağımsız olmaları açık olarak pek tercih edilmeyen nesnelere nasıl götürdüğünü öğretir.  Etikte de, veciz anlamıyla pratik olanın bilgisi söz konusu edilir. – Diğer yandan duyum, ancak belli yasalara itaat ettiği sürece başarıya ulaşır. Algıların oyunu ne kadar çeşitli olursa olsun belirli bir kurallılığa da sahiptir. Bu kurallılık duyumların ortaya çıkmasına dair sınanabilir varsayımlar yapmaya muktedir olduğumuzun ifadesidir. (Yasalılık, öncelikle nesnel olan bir şey demek değildir, aksine onun kendisi nesnelliktir.) Eğer, varsayımsal değer duyguları için de duyumlar için geçerli olana benzer bir şey geçerli olsaydı, eğer, değer ifadeleri algı ifadeleri gibi, tutarlı bir sistem içinde birleştirilebilseydi, o zaman böylelikle değer duyguları nesnel değerleri garanti edebilirdi. Fakat durum bu değildir. Değerlerin karmaşası artık herkesin bildiği bir şeydir. Değer kuramını, etiği ve estetiği fiziğin seviyesine yükseltme umudu yoktur.

Yani temel değer yaşantısından hareketle nesnel ve mutlak değerlerin doğrulanmasının başarılmasına olanak yoktur. Eğer buna rağmen, doğrulamanın salt deneyimin kendisinden çıkarıldığı söylenirse, buna karşılık ben yalnızca, böyle bir iddianın nasıl sınanabilir olduğunu tasarlayamadığım ve bu yüzden söz konusu iddianın ne anlama geldiğini kavrayamadığım cevabını verebilirim. (…)

Değer Yargıları Mantık-Matematik Önermeleri Gibi Geçerli Midir?

Belki bazıları değerler alanının kaba fizik gerçeklikle aynı hizaya konulamayacağı gerekçesiyle mutlak değerlerin nesnel maddi nesnelerle karşılaştırılmasını yanlış buluyorlardır. Biz ise hiç olmazsa, algıyla yapılan bu analojiyi değil, bir başka şeyi cezbedici buluyoruz: Değer ifadelerinin mantık ve matematiğin önermeleriyle karşılaştırılması ve bunlar aracılığıyla açıklanması. Her iki alanın da “gerçek” nesnelerle ilgisi yoktur ve ikisinin geçerlilikleri de aynı türden olmak zorundadır. Apaçık deneyimlerimizin öznelliğine rağmen geçerli olan, mutlak olan, tüm kabullerden ve düşünme ve hissetme edimlerinden bağımsız olarak varolan şeylerin nasıl mümkün olduğunu en iyi şekilde mantık ve matematik örneğinde gördüğümüz öne sürülür. Çelişki önermesi ya da 2×2=4 önermesi basitçe, biri bunu düşünsün ya da düşünmesin, anlasın, ya da anlamasın geçerlidir. Buradaki (mantık ve matematikte) mutlak hakikat gibi, orda da (yani etikte de) mutlak değer, kendini açığa çıkartır. Değerlerin nesnel geçerliliği düşüncesi de genelde bu yolla akla uygun gösterilir ve çoğunlukla bu yol, biricik gösterme şekli olarak kalır.

Kanıtlama bu denli ilgi çekici olduğu halde, mutlak değer kuramının da katılacağı şekilde, bizim algılar ve onların nesneleriyle ilgili karşılaştırmamız bundan bin kat daha iyiydi. Herhangi bir ifadenin mantığın önermeleriyle (Bunların arasına matematiğin önermelerini de katabiliriz) karşılaştırılması anlamsızlığa yol açar, çünkü mantığın kendisi basitçe başka hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. (Bu paradoksal formül bağışlansa bile, mantığın bugün hala yanlış tanınan özü gerçekten açık bir dili gerektiriyor) Bu nokta üzerine daha geniş konuşmanın yeri burası değil, ancak sadece, mantığın ve matematiğin önermelerinin totolojiler ya da totolojik biçimler olduğunu, yani hiçbir şey ifade etmediklerini kısaca belirtmek istiyorum. (Bu önermeler ifadelerin biçimlendiği salt kurallardır) Mutlak (her deneyimden bağımsız) hakikatlerini yalnızca bu koşula borçludurlar ve bu hakikat aslında hakikatin anlamdan yoksun bir sınır durumundan ibarettir. Mantıkta da durum değer kuramının mutlakçılarının umut ve iddia ettikleri gibi değildir. Bu umut ve iddia, orada bir yerlerde bir şekilde bizden bağımsız, ama her an bizim tarafımızdan tanınmaya ya da belki de hissedilmeye-şayet bunlar değerlerse- her an hazır olan, gerçek olmayan özlükler alanın varolduğudur. Mantık önermeleri kesin olarak asla bilgi vermezler, olguları ifade etmezler. Dünyada bulunan bir şey hakkında, ya da dünyada bir şeyin nasıl olageldiği veya nasıl olagelmesi gerektiği hakkında bize hiç bir şey öğretmezler. Eğer değer ifadeleri de mantığın önermelerine benzeseydi onların da kesin anlamda hiçbir şey söylemeyen salt totolojiler oldukları sonucu çıkardı: Böyle bir sonuç, değer önermelerinin mantıksal önermelerle mümkün olduğunca az benzerlik taşımasını arzulamamıza sebep olurdu. Zira iddia edildiği üzere değerler hakkındaki yargılar mümkün olan en önemli şeyleri bize söylemelidir.

Her şey hakkında totolojik önermeler kurulabilir. Tabii ki değerler hakkında da… Örneğin şu önermeyi yazarsam: “ Eğer A değeri B değerinden büyük olursa, böylelikle B değeri A değerinden küçük olur.” Bu doğru önermeyle açıkça değerler hakkında hiçbir şey söylememiş, aksine iki farklı ifade tarzının eşdeğerliliğini göstermiş olurum. Yukarıda yazılan bu önerme değer kuramına ait bir ifade değildir, aksine o, mantığa aittir. Yani: Her türlü deneyimden bağımsız olarak doğru olan önermelerle karşılaştığım her zaman, mantığın alanındayımdır. Sadece mantığın önermeleri, hem de tüm önermeleri bu karaktere sahiptir. Onun daha önce sözünü ettiğim kendine özgü oluşu da burada yatmaktadır.

Kısaca, mantık ve matematik önermelerle karşılaştırma yapma yoluyla mutlak değer ifadelerinde sınanabilir bir anlam bulmayı başaramayız.

(…)

Moritz Schlick
“Mutlak Değerler Var Mıdır?” Çev: Toros Güneş Esgün


1. Hamiş: Makalenin tam metnine https://www.viraverita.org/yazilar/mutlak-degerler-var-midir adresinden ulaşabilirsiniz.

2. Hamiş: E V V 3 L  kapsamında yayımlanan “Dilbilimsel” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sessizligin-dilbilgisi adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Yorum yapılmamış »

RSS feed for comments on this post.


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com