Eki
03
2010
0

491’e YEDİ!

491‘e YEDİ!

“Yemcilerin yemlerini yeme!”

https://zaferyalcinpinar.com/491yedi.pdf

*

Yokoluşlarının ağıtını yazan o kifayetsiz muhterislerle senin ilgilenmeyişinin 2010’daki  yüzüdür 491
DÖRTDOKUZBİR “Evvel Fanzin” cakasıdır ve Kadıköy tribidir.

491‘in tüm sayılarını https://zaferyalcinpinar.com/491.html adresinden indirebilirsiniz. (E-posta: dortdokuzbir@gmail.com)

Not: 491‘in 8. sayısı  “Müzayede Özel Sayısı” olarak Kasım ayının son haftası yayımlanacaktır.

Eyl
04
2010
0

491’e ALTI!

491‘e ALTI!

“Kendini kendin ver kendine…”

https://zaferyalcinpinar.com/491alti.pdf

*

Yokoluşlarının ağıtını yazan o kifayetsiz muhterislerle senin ilgilenmeyişinin 2010’daki  yüzüdür 491
DÖRTDOKUZBİR “Evvel Fanzin” cakasıdır ve Kadıköy tribidir.

491‘in tüm sayılarını https://zaferyalcinpinar.com/491.html adresinden indirebilirsiniz.

E-posta: dortdokuzbir@gmail.com

Ağu
14
2010
0

İkarus Sahaf

İkarus Sahaf & Cafe, sıkı sahaf Korhan Akman‘ın Kadıköy’deki mekânıdır.  Tüm kitap ve efemera heveskârlarını bu mekâna bekliyoruz…

İkarus Sahaf’ın satışta olan kitaplarından bazılarına https://www.nadirkitap.com/sahaf-detay.php?kitaplari=1&uyeid=8074 adresinden ulaşabilirsiniz. İkarus’un efemeraları ise https://www.nadirkitap.com/sahaf-detay.php?kitaplari=1&tip=efemera&uyeid=8074 adresinde bulunuyor. Örneğin  Melih Cevdet’in “Yolculuk” adlı şiirinin 1941 tarihli, kendi el yazısıyla yazıp imzaladığı farklı bir nüshasını şu adresten inceleyebilirsiniz: https://www.nadirkitap.com/melih-cevdet-anday-in-yolculuk-adli-siirinin-1941-tarihli-kendi-el-yazisi-ve-imzasiyla-orjinali-efemera869980.html

Ayrıca bkz:
https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=3018
https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=329

MELİH CEVDET ANDAY’IN “YOLCULUK” ADLI ŞİİRİNİN 1941 TARİHLİ KENDİ EL YAZISI VE İMZASIYLA ORJİNALİ

Ağu
14
2010
0

1999’da Yavuz Çetin…

Yavuz Çetin’in bu fotoğraflarını 1999 kışında Kadıköy-Shaft’ta çekmiştim. “Zenit” marka fotoğraf makinemin “B” ayarında… (Zy)

Yavuz Çetin, “soundcheck” yaparken… (Foto: Zy)

*

Bend’e çıkarken Yavuz Çetin… (Foto: Zy)

Bend: Gitar telini çekerek notanın yarım ses veya tam ses yukarı götürülmesidir. Bu teknik iyi kullanıldığında ileri götürülecek nota değeri ile profesyonelce oynamak milimetrik nota kaymaları sağlayarak ilginç tınılar yakalamak mümkündür. Gitar teknikleri içerisinde en yerleşmiş olanlardandır.

Ayrıca Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=yavuz-cetin

Ağu
05
2010
0

Sokaktaki hiç adam…

Futuristika taifesi, sokak sanatının sıkı isimlerinden Sedat Türkantoz’la bir görüşme gerçekleştirmiş… Görüşmenin tüm metnine https://www.futuristika.org/kultura/sanat/sedat-turkantoz/ adresinden ulaşabilirsiniz.

(…) Aslında o adamlar şaşkın değiller pek. Sadece kendilerine buldukları boş bir duvarda var olup o gün bir kaç saat içinde bile olsa yok olmayı göze alan birer “hiç adam”. Büründükleri bir form yok. Sadece boş küme işaretini hatırlatıyorlar, mantığın eridiği bir şeydir boş küme, etkisiz eleman-sonsuzluk gibi bilinmeyene bir atıf. Bir şekilde var edilen düzenin veya her şeyin görünmez bilinmez referansıdır, sebebidir. (Sedat Türkantoz)

Ağu
03
2010
0

Kepenklerde…

By Rad

***

By Cins

Fotoğraflar: Zy

Ağu
02
2010
0

“Mtaär” açılsın!

“Mtaär” açılsın!

Foto: Zy

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler: ,
Tem
15
2010
0

“Bakışsız Bir Gece Kara” ya da “12 Temmuz 2010”

Chris King ve Poetry Scores taifesinin hazırladığı Blind Cat Black isimli filmin Türkiye gösterimi 12 Temmuz Pazartesi akşamı saat dokuzda İstanbul Kadıköy Kargart’ta ve Çanakkale Yalı Han’da eş zamanlı olarak gerçekleşti. 12 Temmuz 2010 gecesine ilişkin bilgilere ve fotoğraflara https://www.futuristika.org/bakissiz-bir-gece-kara/ adresinden ulaşabilirsiniz.

İşbu film gösterimini hazırlayan ya da destekleyen tüm ekibe (Chris King ve Poetry Scores taifesine, Barış Yarsel’e, İpek Yarsel’e, Pınar İlkiz’e, Peri Kazancı’ya, Futuristika! taifesine,  Çanakkale İçinde taifesine, Onur Özer’e, Sürrealist Eylem Türkiye taifesine, Tayfun Polat ve Karga Mecmua taifesine, KargART’a ve KargaBar’a, Underground Poetix taifesine, Kadıköy’ün lodosuna, kafasına ve sokaklarına) ve katılan tüm konuklara içtenlikle  teşekkür ederim.

Şimdi, bu gösterimin ardından, birkez daha ayağa kalkarak ve kurşun kalemlerimizi avcumuzda sıkarak ya da gökyüzüne zarfsız kuşlar göndererek şunu söyleyebiliriz;

“Hay Hak! Ece Ayhan yaşıyor… Dom!”

Zy

https://www.futuristika.org/wp/wp-content/uploads/2010/07/MG_1106-590×393.jpg
Tem
14
2010
0

Bakışsız Bir Fanzin Solgun ve Nalsız Atlarıyla; Ak ya da Kara!

Chris King ve Poetry Scores taifesi tarafından çekilen “Blind Cat Black” (Bakışsız Bir Kedi Kara) adlı filmin İstanbul-Kadıköy ve Çanakkale-Yalıhan‘da eşanlı olarak gerçekleşen Türkiye Gösterimi sırasında yayımlanan fanzindir. (Fanzine Kadıköy’de ve Çanakkale’de muhtelif mekânlarda ulaşabilirsiniz.) Fanzinin tasarımını Futuristika! taifesi gerçekleştirdi. Ayrıca, filmin Kadıköy gösterimine katılanlara Ece Ayhan’ın kitaplarına girmeyen “İnsanların Kötüleri” adlı şiiri  bir bildirge  olarak dağıtılmıştır.

Hamiş: Blind Cat Black’in Türkiye Gösterimi’ne ait birtakım görüntüler Futuristika! ve Evvel Fanzin takipçileriyle önümüzdeki günlerde paylaşılacaktır.

Tem
10
2010
3

Blind Cat Black (Bakışsız Bir Kedi Kara) Türkiye Gösterimi!

Amerikalı yönetmen Chris King ve şiir çetesi Poetry Scores’un, Ece Ayhan şiirlerinin çevirisi üzerinden yaptıkları müziklerle hazırladıkları zombi filmi, Futuristika! Ece Ayhan’ı anma etkinlikleri kapsamında ilk defa İstanbul’da!

Hazırlayanlar:
Futuristika!
Enteresan Mevzular Dergisi (TR) / Chris King [Poetry Scores] (ABD)
ve Zafer Yalçınpınar [EVVEL] (TR)

“Blind Cat Black / Bakışsız Bir Kedi Kara”
2008 // 58 Dakika – Renkli – Amatör Sürrealist Zombi Sessiz
12 Temmuz 2010 Pazartesi, Saat: 21:00 – Ücretsiz gösterim
Mekân: KargART
Adres: Kadife Sokak No:16 Kadıköy

Facebook Etkinlik Sayfası: https://www.facebook.com/event.php?eid=130322370325982

Ayrıntılı bilgi için: edit@futuristika.org

Tem
02
2010
0
Haz
25
2010
0

Blasé

(…)Georg Simmel’e göre metropol insanı olağandışı miktarda uyarıma maruz kalır ve bunun sonucunda onu kökünden koparacak dış çevredeki unsurlara karşı kendisini koruyacak bir zihinsel yapı geliştirir. Bu, onun kalbinden ziyade kafasıyla haraket etmesi gerektiği anlamına gelir–derin duygusal tepkilere teslim olmak, yok olmakla eşdeğerdir. Metropol insanının yaşadığı ortam zihnin egemenliğine yol açacak şekilde bilincini güçlendirir, duygularını değil. Kent ortamının uzmanlaşmasıyla pekçok doğrultulara yayılan zihinsellik şehre ait bir özelliktir.
(…)Karşıtlık içindeki deneyimlerin  çok çabuk değişen çerçevesinin bir ürünü olarak şehirde bezgin (blasé) bir tavır gelişir. Aşırı uyarılma, tepki gösterme yetisinin kaybolmasıyla sonuçlanır. Bezgin tavrın temeli, ayırdetme yetisinin körelmesinde yatar. Ve burada da kentsel para ekonomisinin rolü açık olup, kentsel tavra uygundur. Tüm değerlerin ortak paydasını oluşturan para ekonomisi, renksiz ve kayıtsızdır. Şeylerin en derinlerdeki nüvesini –bireyselliklerini, kendilerine mahsus değerlerini ya da kıyaslanmazlıklarını– oyup aşındırır.
(…)Metropol insanının başkalarına yönelik tavrı, resmî ve ihtiyatlı bir tavırdır. Simmeli bu ihtiyatın içyüzünün sadece kayıtsızlıktan ibaret olmadığına, fakat hafif bir tiksinti ya da en azından karşılıklı yabancılık ve iticiliği de barındırdığına inanıyordu. Bu tiksintiyle karışık ihtiyat, bireye, başka koşullar altında imkânsız olan kişisel bir özgürlük sağlar. (…)

Don Martindale
“Şehir Kuramı”, Çev: Fırat Oruç, Şehir ve Cemiyet, Haz: ahmet aydoğan, İz Yayıncılık, 2.Baskı, 2005, ss.63-65

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Haz
15
2010
0

Mtaär-Sergi: “Yemin Edebilirdim”

Conor Clarke | Trenton Garratt | Mark Henley | Veronica Manchego | Cam O’Connell

Açılış : 10 Temmuz Cumartesi / 19:00 / Mtaär
Parti : 10 Temmuz Cumartesi / 21:00 / Arkaoda
Sanatçı Konuşmaları : 17 Temmuz Cumartesi / 19:00 / Mtaär

Mtaär, Temmuz ayında Yeni Zelanda’lı sanatçıları ağırlıyor. Berlin, New York ve İstanbul’da üretilmiş yapıtlardan oluşan YEMİN EDEBİLİRDİM başlıklı sergi, gerçeğin ve gerçeğin hatırasının tutarsızlığını ele alıyor.

Serginin küratoryal bakış açısı Prostetik Hafıza ve Hayalet Uzuv Sendromu konularına odaklanıyor. Bu bağlamda sergilenecek eserler medya ile bütünleşmiş bir yaşam içerisinde ‘deneyim’ kavramının algılanış biçimini sorguluyor.

Proje, Mark Henley (The Russian Frost Farmers, NZ), Erkin Gören ve Sevil Tunaboylu’nun (Mtaär Platform, TR) ortak çalışmasıyla gerçekleşiyor.

Mtaär – Açık Sanat Alanı
Adres : Şair Latifi Sok. 27/A Moda / KADIKÖY İstanbul / Türkiye
Web : www.mtaar.org / bilgi@mtaar.org

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Haz
13
2010
0

Homonculuslar (Melike Kılıç)

Melike Kılıç’ın Kargaşa 10 kapsamında yer alan “Homonculuslar” adlı çalışması…

Kasım 2009’da gerçekleştirdiği  “Yok Ülke” adlı sergisiyle birlikte düşündüğümde Melike Kılıç’ın öykülemine, tipoloji yaratmadaki ustalığına ve bunların çevresinde oluşan o büyülü imgeleme hayran kaldığımı da -özellikle- bildirmeliyim. (Zy)

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Haz
09
2010
0

Yedinci Yıl

“Sonrasızlık” adıyla yola çıkıp Ağustos 2009 itibariyle adını “Evvel” olarak  değiştirdiğim ve şu an okumakta, takip etmekte bulunduğunuz bu büyük betiği (aksak kolajı) yayımlamaya/oluşturmaya başlamamın üzerinden tam yedi yıl geçmiş…
Kuzey Yıldızı Edebiyat Dergisi günlerinin ardı sıra Sonrasızlık Fanzin’i, Puşt Ahali Edebiyat Platformu’nu, Puşt Ahali Tarifesi’ni (P.A.T!’ı), 491’i, poetik bildirileri, Taş Uçak’ı, görsel işleri, değinileri, duyuruları, anlatıları, şiirleri, dizeleri, ifşaatları, lobutları, buluntuları, efemeraları, Ece Ayhan, İlhan Berk, Kuzgun Acar, Kerim Çaplı, Yavuz Çetin, Sait Faik, Oruç Aruoba gibi hususi ilgileri,  alıntıları, etkinlikleri, tartışmaları, incelemeleri, kitapları, Kadıköy’ü, söyleşileri, izlenimleri, deneyimleri, sahafları, e-kitapları, dergileri, sokak sanatını, dilbilimi, paylaşımları, mücadeleleri ve tüm bunların etrafında yer alan insanları (ve aksine insan olamayanları, o muhterisleri) kısacası her şeyi -ama her şeyi- aklıma getirdiğimde sözkonusu yedi yıl bana yetmiş yıl gibi geliyor…
Bu kalabalık beni yoruyor ama mutsuz etmiyor. Aksine umut veriyor, zinde tutuyor… Ve bu yükün insanı insan eden akkor sahiciliğini yaşamım boyunca taşımaya, çoğaltmaya devam edeceğim.
Sonuçta, ölene kadar yazmaya kararlıyım, ama bunu kimseye önermiyorum. (Zy)

“Aksak Kolaj Nedir, Niyedir?”
ya da
“Tarihçe”

Çünkü,

bu kadar retoriğe ve kozmopolit yaşama karşın çelişkisiz bir bütün olmak çok zor artık. Bunu kabul etmeliyiz. Günümüz metinlerinde dizge, kurgu ve kronoloji yavaş yavaş değerini, işlerliğini yitiriyor. En başta bunu hissettim. Sonra da kendimi şurada buldum;  “çağrışımlar” ve “yan anlamlar”la ilerleyen, anlatmak yerine sezdirmeyi yeğleyen, “öncesi” ile “sonrası” yitmeye yüz tutmuş, nedensellik, planlama ve mühendislik güdüsü  azaltılmış -hatta yok edilmiş- bir şeyler (betik) oluşturulmalı… Ancak tümüyle de saçmacılık oynayamayız; yani “aksak” da olsa üç aşağı beş yukarı bir tını, bir duruş olmalı, sezdirilmeli… “Parçalar” olmalı ve araya “sus”lar konmalı… Bu garip betik, hangi edebiyat akımından ya da yazınsal türden, hangi eserden olursa olsun sadece fragmanlar tarafından oluşmalı… Metinler ve onların oluşturduğu kolaj, İlhan Berk’in deyişiyle “bir cehennem provası” gibi işlenmeli, seçilmeli… Bir adım daha ileri giderek, oluşturulan bu kolajın fragmanları da aksamalı, serbestleşmeli, yeni metinlerle, geribildirimlerle ve kesitlerle büyümeli, stokastik süreçler gibi, bir sarhoşun bir çizgi doğrultusunda yürümesi -aslında yürüyememesi- gibi ilerlemeli ve bütününe bakıldığında atonaliteye benzer bir şeylere(betik) ulaşılmalı…
İşte okuduğum, dinlediğim ve yazdığım metinlerin  arasından tuttum, “parçalar” aldım. Bunlar benim “yazın” sezgilerime ve  kafama  göre güzel “şey”ler; deyişler, söylemler, olaylar, dizeler, tümceler, haberler, karakterler… Sonra da onları buraya -bu blog sitesine- kaydettim. Aynı zamanda benim için büyük bir “alıntı defteri” varoldu. “Aksak Kolaj” fikri böyle çıktı; bir büyük “betik” oluşturmanın coşkusu –belki de özgürlüğü- tüm bunlar…  Ve bir akıl karışıklığı, bir yandan da “kayıt altına alma güdüsü”…
Daha önce (2003-2006) bu işi “sonrasızlık” adında basılı bir fanzin yayımlayarak gerçekleştiriyordum. Fanzin İstanbul/Kadıköy’de 100 adet basılıyor ve dağıtılıyordu. 2006′da internet üzerindeki yeni teknolojiyle (blog sistemiyle) birlikte  “sonrasızlık” adını verdiğim/dikiş attığım bu “aksak kolaj” daha büyük, sınırsız ve işlek hale geldi… Geribildirimlerin, yan metinlerin, açılımların da eklenebileceği bir “cehennem yeri” oldu.
Olsun da.

 

Not: “Sonrasızlık Fanzin”, Ağustos 2009′da adını “Evvel” olarak değiştirmiştir.

 

Vurgu Hamişi:
Kısacası, tüm dediklerim bir yana, büyük bir “betik” oluşturmak düşüncesinin coşkusu yüzünden oldu her şey.

*

Zafer Yalçınpınar (2003-2010)

Haz
07
2010
0

İnadına…

(…)
dinleyin lütfen beni sonsuzluk ve kargalar!
kasırgalar bitmez ıslak hayatlarda
umut
yokolsada
dinmeyecek
sabahsız barikatların erekte çocukları
gelecek kayıp olsa da direnilecek
hayat ya da hiç uğruna
hiç olmadı inadına…

sarhoşluğun gücünü kuşanarak
boşlukta çınlarken dostların sesleri
zulmün tepesine binecek
Lepistes’in sol kroşesi!

Rafet Arslan
Çağdaş Sanat Manifestoları, 6:45 Yay., 2010, s.78

May
31
2010
0

Kargaşa: 10.Yıl Özel Sergisi


Kargaşa 10
Yolu Karga’dan Geçenler
10. Yıl Özel Sergisi

10 yıl önce “Yukarıda boş bir salon var, niye orada sergiler düzenlemiyoruz,” fikri üzerine ilk olarak Kargaşa sergisiyle kapılarını açan KargART, artık gelenekselleşmiş sezon kapanış sergisi Kargaşa 10 için, özel bir seçki hazırladı. Yolu Karga’dan Geçenler 10 yıl boyunca KargART’ın ağırladığı sanatçılardan bir kısmının işlerine ev sahipliği yapacak bu yıl. 10 yıl öncesini düşünürsek, bağımsız bir sanat oluşumu için kaç yıl ömür biçerdik? Bağımsızlığı bir tarafa, 10 yılda yaptığı işlerle zaman içerisinde kelimenin gerçek anlamıyla sanat dünyamıza bir alternatif mekân kazandıran bir mekâna kaç yıl ömür biçerdik? Plastik sanatlar ile başlayan ilgi alanını performans sanatları, video art gibi bu disiplinlerde eğitim veren kurumların bile etkinlik üretmediği, üretmekte zorlandığı alanlara yayan; film gösterimleri, kısa film seçkileri, animasyon, sahne sanatları, müzik gibi alanlara atlayarak her geçen yıl faaliyet alanını geliştiren kendinden menkul bir organizmaya kaç yıl ömür biçerdik? Peki bu 10 yıl içerisinde birbiri ardına yeni mekânlar açılır ve maalesef kapanırken, hiç kimseye eyvallahı olmayan bir kurumun bünyesinden çıkan KargART’ın 10 yılda bir çekim merkezi haline gelmesini nasıl yorumlamalı? Soruların yanıtlarını size bırakıp işimize bakalım ya da… KargART kurulduğu günden beri genç sanatçıların ilk işlerini astıkları, gösterdikleri bir mekân olmayı istedi. Ağabeylik yapan danışmanları, zamanla KargART bünyesinde yetişen elemanları, bu elemanların ilgi alanları değişti. Ama genç sanatçılara, etkinlik alanı bulamayan sanatçılara sahip çıkma, destek olma algısı hiç değişmedi. 10larca kişisel ve karma sergi, 10larca gösteri, 10larca gösterim, yüzlerce etkinlik.
O kadar çok sanatçının yolu Karga’dan geçti ki 10 yıldır. Her birininin adını anmak çok uzun sürer. Her birini Kargaşa 10’a davet etmek de imkânsız. Bu nedenle kataloglarımızı, hafızalarımızı, veri tabanlarımızı sınayıp bir seçki hazırlamak zorunda kaldık. Bu sergide KargART’ın da kolektif işi olacak. Duvarlarımızdan birinde 800 isimlik bir gurur tablosu asıyor olacağız.
*
Kargaşa 10 – Yolu Karga’dan Geçenler Sergisi’nde işleriyle yer alan 32 sanatçı ise: Aysun Öner, Bahadır Dilbaz, Ceren Karaçayır, Ceyda Ildıroğlu, Çağla Cömert, Dağhan İş, Doğu Çankaya, Ece Kalabak, Elif Yıldız, Emrah Bekdikli, Erdal Kuruzu, Gökçe Birtan, Harun Antakyalı, Hülya Küpçüoğlu, Hüsnü Dokak, İbrahim Çiftçioğlu, Kaan Çaydamlı, Lale Altunel, Melike Kılıç, Meral Efe, Murat Sezer, Nezaket Tekin, Niyazi Selçuk, Olgu Ülkenciler, Özlem Gök, Özlem Uzun, Peri Demirbaş, Rafet Arslan, Seçkin Uysal, Serkan Taycan, Şenol Erdoğan ve Temur Köran.
*
Karga 14 yılda düştü kalktı, yandı yapıldı, içinden KargART ve kargamecmua’yı çıkarttı. Haziran ayında siz de yolunuzu KargART’tan geçirin. Anadolu yakasının bağımsızlığından ödün vermeyen en eski ve en kargaşalı sanat mekânına birlikte kadeh kaldıralım.
*
Açılış: 4 Haziran 2010, Cuma, Saat: 20:00
21:30 itibari ile Karga Kabinde: Deniz Benkal / tuz, Kaan Çaydamlı, Bahadır Dilbaz
*
Sergi 4-30 Haziran 2010 tarihlerinde (Pazartesi günleri hariç) her gün 13:00 – 20:00 arası gezilebilir.
*
Kadife Sokak No 16 Kadıköy İstanbul
www.kargart.org –     info@kargart.org
ph:0090 216 330 31 51    –   fax: 0090 216 346 55 46
Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
May
28
2010
0

491’e BEŞ!

491‘e BEŞ!

“Kilosu kaça gelir?”

https://zaferyalcinpinar.com/491bes.pdf

*

Yokoluşlarının ağıtını yazan o kifayetsiz muhterislerle senin ilgilenmeyişinin 2010’daki  yüzüdür 491
DÖRTDOKUZBİR “Evvel Fanzin” cakasıdır ve Kadıköy tribidir.

491‘in tüm sayılarını https://zaferyalcinpinar.com/491.html adresinden indirebilirsiniz.

E-posta: dortdokuzbir@gmail.com

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com