Mar
02
2013
0

Oyun: el-bohem “Fikret Muallâ”

elbohemfm

1903’de İstanbul’da doğup, 1963’de Paris’te ölen Fikret Mualla’nın yaşamını konu eden oyun; Fikret’in 1936 yılında Bakırköy Akıl Hastanesi’ne yatırılmasıyla başlar. Fikret’in sürdüğü yalnızlık ve yoksulluk dolu hayatın oluşumunda büyük pay sahibi olan çocukluk travmaları ve sağ ayağının sakat kalışı,ardından hayatı boyunca arkadaşlık ettiği içkinin, onu sürüklediği (pek çokları için) avarelik olarak tanımlanabilecek; Fikret içinse doğal ve kaçınılmaz kabul edilen yaşam şeklinin yer yer komedi ögeleri de kullanılarak günümüz seyircisine anlatıldığı oyun, Paris’teki hazin ölümle biter. (Tanıtım metninden…)

*

TİYATRODOR
Caferağa Mah. Miralay Nazım Sok. No:15/10 Kadıköy
Tel: 0216 338 56 36 Cep: 0537 567 23 63
tiyatrodor@gmail.com

*

Bkz: https://www.tiyatronline.com/haberler/
haber/4051/el-bohem-fikret-mualla-tiyatrodor.html

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Şub
21
2013
0

Dada Sineması’ndan Örnekler

*

Dada Sineması’ndan örnekler, Video Art sergisi ve söyleşiler
5 Mart – 5 Nisan 2013 tarihleri arasında Asfalt ArtGallery’de…
https://www.asfaltartgallery.com/

*

Şub
16
2013
0

Sergi: “Sana Saraylar Vadetmedim” (19-28 Şubat 2013)

SANA SARAYLAR VADETMEDİM
19–28 Şubat 2013
Halka Sanat, Kadıköy

Halka Sanat Projesi, Şafak Kemancı, Mehmetcan Serinkaya, Özalp Eröz, Emre Ezelli, Kayde Anobile, Öykü Ersoy, Övünç Meriç, Melis Sevinçli, Tuğba Çeliktir, Olga Müstecaplıoğlu, Dilem Serbest, Mustafa Kağan Hekim, Selma Hekim, Proje300 (Erdem Can & Buğra Erol), Doğu Çankaya, İpek Ataman, Nazlı Çetiner, Şinasi Göktürkler’in katılımıyla gerçekleşen “Sana Saraylar Vadetmedim” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor.

Bkz: https://www.halkaartproject.net/egitim.html?id=398

Şub
06
2013
0

Selahattin Pınar, Todori’de…

https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=18561

Eski adıyla Todori Meyhanesi’nde, 6 Şubat 1960’da geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden  Klasik Türk Müziği bestecisi Tanburi Selahattin Pınar için, Fenerbahçe Spor Kulübü Todori Tesisleri’nde bir anma gecesi düzenlendi. Gecede, Selahattin Pınar’ın eserleriyle eski günler yad edildi.

Şub
01
2013
0

Sesli kütüphaneler üzerine…

Boğaziçi Üniversitesi’nden Kırtıpil Dergisi taifesi, Eylül 2012’de yayımlanacak ilk sayıları için “sesli kütüphaneler” üzerine bir soruşturmaya yanıt vermemi benden rica etmişti. Ben de soruşturmayı yanıtlamıştım. Ancak sonradan -ne olduysa- soruşturmaya verdiğim cevapları yayımlayamadıklarını bildirdiler. “Sesli Kütüphaneler” konusuna ilişkin soruşturmaya verdiğim cevaplar aşağıdadır…

Kırtıpil Dergisi: Sesli kütüphanelerden nasıl haberdar oldunuz ve kendi kitaplarınızı seslendirmeye nasıl karar verdiniz?

Zafer Yalçınpınar: Kadıköy Görme Engelliler Kütüphanesi görevlilerinden sosyolog bir arkadaşın çağrısı üzerine Kadıköy bünyesindeki sesli kütüphaneden haberdar oldum.  Khalkedon’un -yani Görmezler Ülkesi’nin- antik tarihiyle özdeş bir gayret olarak hissettim bu projeyi… Görmezler için sesli kütüphane oluşturmak bana antik bir düşünce çeşitlemesi gibi çok gizemli bir stil olarak geliyor… Bu delice bağlamda, “Kelimenin Yüzü” adlı içsel sözlüğümü Kadıköy’ün ruhuna, geçmişe ve geleceğe doğru fısıldamak, seslendirmek istedim.

K.D.: Bir yazarın kendi kitabını seslendirmesinin sesli kütüphaneler için nasıl bir önemi olduğunu düşünüyorsunuz?

Z.Y.: Bir kere bu aksiyon biçemi, sesli okuma aksiyonu çok sahici, çok yakın bir teyittir… Yazarın eseriyle bir kez daha buluşması, onu teyit etmesi… Tıpkı bir müzisyene üflemeli çalgıların hissettirdiği özel tuşe gibi bir şey… Yazıcı tarafından eserin biçimsel olarak gözden ve kulaktan geçirilmesi, denenmesi fırsatı…  Öbür taraftan,  yazarlar eserlerini kendi sesleriyle okuyarak çok ilginç bir koleksiyon öğesi de oluşturuyorlar… Gelecekte sesli kütüphanelerin çok değişik ve eşsiz koleksiyonlara sahip olacağı kesin… Tabiî deneysellik ve avangard arayışlar da olacaktır bu doğrultuda…

K.D.: Bir yazarın kendi kitabını seslendirmesinin edebiyat mirası için nasıl bir önemi olduğunu düşünüyorsunuz?

Z.Y.: Bir önceki sorunuza verdiğim “koleksiyon öğesi” cevabı bu soru için de geçerli… Ayrıca sesli okuma sırasında alışık olmadığımız bir geçişi de fark ediyoruz… Yazar, sesli okuma sırasında konum ve perspektif değiştiriyor. Yani, bir karakter, rol geçişi yaşanıyor. Bu geçiş anı, tuşe farkı,  gizleri yakalayabilen edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler için çok önemli araştırmalara konu olabilir.

K.D.: Yazarı tarafından seslendirilmiş olsun ya da olmasın, genel olarak sesli kitapların edebiyata nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?

Z.Y.: Resim, heykel ve çizim sanatlarına, yani plastik sanatlara fotoğraf ve dijital uygulamaların etkisi nasıl olduysa, bu tip kayıt teknolojilerinin edebiyata etkisi de benzer bir şekilde gelişecektir… Yani olumlu katkıları ve açılımları okura ve edebiyat dünyasına sunabileceği gibi olumsuz ve endüstriyel bir sakıncalar bütünü de oluşturabilir. Zaman gösterecek… Misal, rüküş (kitch) sanat çok tehlikeli bir şey ve teknoloji ile sosyal mühendislik faaliyetlerinden besleniyor… Teknolojinin sanatla girdiği ilişkilerde, bu ilişkiyi kimin yöneteceği, bu eskrimde kimin daha usta olduğu çok önemli ve belirleyici bir şey bence; mühendisler mi yönetecek, yoksa sanatçılar mı? Bu ilişkide dengeyle durmak çok önemli bir rol oynayacak gelecek için…

K.D.: Charles Dickens’ın yazdığı kitapları yayımlamadan önce görme engelli olan bir kalabalığa okuduğu ve onların yorumlarına özel önem verdiği anlatılır. Siz de, bir yazar olarak, sesli kitap okumuş olmanın kendi dilinize, üslubunuza, fonetiğin kullanımına bir katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?

Z.Y.: Yaşamda her şeyin bir tınısı ve sonucunda da sesi vardır. Rüzgârın, denizin, ağaçların… Makinelerin… İnsanların, olayların, görüntülerin… Düşüncenin de tınısı vardır ve yazarlar ile şairler bu tınının ustalarındandır. Özellikle de şairler için bir dizenin tınısı ve ritmi çok önemlidir. Bu tınıyı yakalamak, bir dizenin ya da tümcenin ritmini, tınısını, paragraf içerisindeki yerlemini, kendisinden önceki ve sonraki kelimeler, dizeler, tümceler arasındaki ilişkiyi, düşüncenin uzamdaki duruşunu kavramak, sezmek çok önemli… Sesi duymak, tınıyışını bilmek gerekiyor… Şiirde ses, hem sentaksı hem de semantiği çok etkiler… Kısacası yaşamda her şeyin bir armonisi vardır ve yazarlar, şairler bu armoninin gizlerini bilmek, en azından sezmek zorundadırlar.

K.D.: Kitabınızı seslendirmek, kitabınızla ilgili, yazarken farkına varmadığınız şeyler bulmanıza yok açtı mı? Buna da bağlı olarak bir kitabı okumak ve dinlemek arasında bir kavrayış farkı olduğunu düşünüyor musunuz?

Z.Y.: Yazı, önünde sonunda görsel bir öğedir. Görsel öğeden işitsel öğeye geçişte bir tahayyül farkı oluşabilir. Aynı fark sözlü ifade biçimleriyle, yazılı ifade biçimleri için de geçerli… Yani sözlü kültür ile yazılı kültür arasında düşünsel bir fark vardır. Bu bağlamda görme engellilerin günümüzdeki görsel tahakkümün dışında kalmaları aslına bakarsanız çok değerli bir fenomen… Bence, görme engelliler kültürel emperyalizmin hegamonik tahakkümünden daha az etkileniyorlar. Seziş, tuşe farkları da çok önemli… Özellikle de poetikadaki anlam ve imgelem salınımı “ses”le birlikte çok değişiyor. Bence “ses” edebiyata alan derinliği sağlamak adına verimli bir bileşen…

K.D.: Diğer yazarlara bu konudaki öneriniz nedir? Onlarla deneyiminizi paylaşmak isteseydiniz neler söylerdiniz?

Z.Y.: Her şeyden önce, tüm yazarlara birincil önerim dilbilimsel kuramları incelemeleridir… Özellikle de Ludwig Wittgenstein’ın “Dil Oyunu” kavramıyla aşındırdığı sınırları bilmek gerekiyor. Ve yazarlara temel önerim ise kitaplarını, yazdıklarını morfolojik ve fonetik açıdan tekrardan gözden geçirmeleridir. Bu noktada “ses” ve “seslendirme” çok önemli ve somut çıkarımlara ulaşmalarını, geleceğe uzanmalarını sağlayacaktır.

K.D.: Eklemek istediğiniz diğer düşünceleriniz nelerdir?

Z.Y.: Eklemek istediğim bir şey yok… Teşekkür ederim.

Eylül 2012

Oca
26
2013
0

“Sanatçıların Nâzım’ı, Nâzım’ın Sanatı” Özel Sergisi’nden Görüntüler

Kadıköy-Caddebostan CKM’de devam eden  “Sanatçıların Nâzım’ı, Nâzım’ın Sanatı” Özel Sergisi’nden çeşitli görüntülere https://zaferyalcinpinar.com/nazim111yasinda.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Nâzım Hikmet” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden erişebilirsiniz.

Ara
24
2012
0

KargART: “Filmini Kap Gel” (29/12/2012)

*

“Filmini Kap Gel”
29 Aralık 2012 Cumartesi, Saat: 14.00
KargART, Kadife Sok. Kadıköy

Ayrıntılar için bkz:
https://www.kargart.org/tr/etkinlikler/
filmini-kap-gel-kargart-gosterim

*

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Kas
29
2012
0

“Biz” (by OnstOn)

 “biz”
OnstOn, 2012
ikametgâh kadıköy 2 , kargART

*

Kas
26
2012
0

No Pasaran: Gençlerbirliği filan..

Fenerbahçe Spor Kulübü: 4
Gençlerbirliği: 1

Ya basta Kadıköy! No pasaran!

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
18
2012
0
Kas
11
2012
0

Dönüş

11 Kasım 2012

Fenerbahçe Spor Kulübü: 2
Orduspor: 1

kara deryalarda bir Fenersin!

Eki
24
2012
0

Birlikte ve Bağımsız: İKAMETGâH KADIKÖY-II

İkametgâh Kadıköy-Birlikte ve Bağımsız-II

Kadıköylü galeriler, sanat inisiyatifleri ve tasarım mekânları bu yıl “İkametgâh Kadıköy-Birlikte ve Bağımsız” başlıklı etkinlikler dizisinin ikincisini, 7 Kasım-9 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştiriyor. İlkinde Anadolu Yakası’ndaki üretimi ve paylaşımı çıkış noktası olarak alan etkinlik, bu yıl içine yeni mekânları, Kadıköy’de üreten sanatçıların yanısıra Avrupa yakasından ve yurt dışından katılan sanatçıları da katarak yola devam ediyor.

Yukarıdan aşağıya bir örgütlenme modeli yerine, katılan her mekânın ve her sanatçının  kendi özgünlüğü ve bağımsızlığını koruyarak birlikte hareket etme ve paylaşma modelini benimsiyor. Sanatçılar  kavramsal ve biçimsel bir çerçevenin içine girmeden resim, heykel, video, illüstrasyon, fotoğraf, yerleştirme, tasarım, karikatür  gibi farklı disiplinlerdeki   çalışmalarını 12 ayrı mekanda sergileyecekler. Sergilerin yanısıra çeşitli performanslar, konserler, workshoplar, sanatçı konuşmaları, çocuklarla yapılacak çalışmalarla paneller ve söyleşilerle de izleyicilerle buluşulacak.

7 Kasım-9 Aralık 2012 tarihleri arasında  gerçekleştirilecek olan İkametgâh Kadıköy , Asfalt Art Gallery, Barış Manço Kültür Merkezi (Hush), İstanbul Hatırası Fotoğraf Merkezi, KargART , Halka Sanat Projesi, Kabine Nadire, Sanat Bahane, Zelazo, Tasarım Parkı, Dunia, GİT ve Burg Giebichenstein University of Art & Design sanat alanlarında  tüm sanatseverlerin paylaşımına açıktır.

Etkinlik Programı:
https://zaferyalcinpinar.com/ik2etkinlik.pdf

Ayrıntılı bilgi ve iletişim için:
ikametgahkadikoy@gmail.com

*

 

Eki
19
2012
0
Eki
07
2012
0

Ta Da…

“ta da”
foto by Zy

Ayrıca bkz: DUVARDA

*

Eki
07
2012
0

Burası Kadıköy; No Pasaran!

7 Ekim 2012

Fenerbahçe Spor Kulübü: 3
Beşiktaş Jimnastik Kulübü: 0

Ayrıca bkz:
kara deryalarda bir Fenersin!

Eyl
22
2012
0

İstanbul Defterdarları’ndan… (2005)

*

“İstanbul Defterdarları”, Toparlayan: Tan Cemal Genç, Hafriyat Yayınları, 2005

*

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com