(…) “Esneklik” (flexibility) kelimesi İngilizceye on beşinci yüzyılda girdi. Kelime asıl anlamını, rüzgârda eğilen ağaç dallarının tekrar eski konumunu aldığı şeklindeki basit gözlemden alıyordu. “Esneklik” kelimesi ağacın eğilip düzelme gücünü, ağacın formunun rüzgârda sınanmasını ve eski haline dönmesini ifade eder. İdeal olarak esnek insan davranışının da aynı elastik güce sahip olması, yani değişen koşullara uyum sağlayarak, onlardan zarar görmemesi gerekir. Günümüzde toplum, daha esnek kurumlar oluşturarak, rutinin yol açtığı kötülükleri yok etmenin yollarını arıyor. Ancak esneklik uygulamaları çoğunlukla kişiyi eğen güçler üzerinde yoğunlaşır.
Modern esneklik biçimlerinde gizli olarak varolan iktidar sistemi üç öğeden oluşur: Kurumların kökten dönüşümü, üretimde esnek uzmanlaşma ve iktidarın merkezileşme olmadan yoğunlaşması.
Esnek davranış, günümüz işletme kitapları ve dergilerinde, sadece değişime istekli olmak şeklinde tanımlanıyor; oysa söz konusu olan zaman duygumuz üzerinde belirli etkiler yaratan, belirli bir değişimdir. Antropolog Edmund Leach zamansal değişimi iki farklı biçimde algıladığımızı söylüyor. İlkinde şeylerin değiştiğini biliriz, ama bunların geçmişle bir süreklilik arz ettiğini hissederiz. Diğerindeyse, olaylar yaşamımızı geri dönülmez biçimde değiştirdiğinden, bir kopuş söz konusudur.
Örneğin, Komünyon ayini gibi bir dinsel ritüeli ele alalım. Kutsal ekmeği aldığınız anda iki yüzyıl önce de gerçekleştirilmiş olan bir davranışı sürdürmüş olursunuz. Mesela beyaz ekmek yerine kepekli ekmek de kullansanız, ritüelin anlamına pek fazla zarar vermiş olmazasınız; kullandığınız yeni un çeşidi de ritüelin bir parçası haline gelir. Ancak evli kadınların rahip olup Komünyon’u idare etmelerine izin verirseniz, “rahip” kelimesinin anlamını ve dolayısıyla da Komünyon’un anlamını geri dönülmez biçimde değiştirmiş olursunuz.
(…)
Yeni iş organizasyonu konusundaki iddialardan biri, bunun merkezsizleşme (decentralization) yarattığı yani organizasyonların alt kademelerindeki insanları daha özgür kıldığı iddiasıdır. (…) Yeni enformasyon sistemleri üst düzey yöneticilere, organizasyonun kimsenin kendini gizleyemeyeceği kadar kapsayıcı bir resmini sunar; bir çalışanın sadece bir üst amiriyle karşı karşıya geldiği sözlü görüşmelerin yerine SIMS geçer.(…) Küçük çalışma gruplarına yönetim tarafından çeşitli ve aşırı görev yüklenmesi, şirket reorganizasyonlarında sık görülen bir durumdur ve Adam Smith’in iğne fabrikasında bahsettiği, işbölümünün giderek derinleşmesi ilkesine aykırıdır. Bu tür deneyleri on ya da yüz binlerce çalışan üzerinde gerçekleştirmek için müthiş bir komuta gücü gerekir. Dolayısıyla yeni düzen, makroekonomik eşitsizliğe bir de organizasyon içindeki yeni eşitsiz, keyfi güç ilişkilerini ekler.
Esnek-zaman, işçilerin gelecekte kendilerini neyin beklediğini bildiği yıllık takvimlere benzemez. (…)Örneğin, bütün esnek-zamanlı çalışma türlerinin en esneği olan, evde çalışmayı ele alalım. (…) Kimi şirket, kişinin büroyu düzenli olarak aramasını ister, kimisi ise çalışanını internet üzerinden gözetim altında tutar; denetmenler e-postaları da sık sık kontrol eder. Esnek-zaman sistemini kullanan firmaların pek azı, işçiye, Tagwerk modelinde olduğu gibi, “al sana bir iş; yap da, nasıl olursa olsun,” şeklinde yaklaşır. Bir esnek zamanlı çalışan, çalıştığı mekânı seçse bile, emek süreci üzerinde kontrole sahip değildir. Birçok araştırma, büroda olmayanlar üzerindeki gözetimin bürodakilerden daha yoğun olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla işçiler, iktidara boyun eğmenin bir biçiminden diğerine, yani yüz yüze olandan elektronik olana geçer.
(…)
Davos’takiler başarılarını esnek olmaya borçlular. (…) Geçmişini terk edebilme ve parçalanmışlığı kabullenme yeteneği: Bunlar, Davos’taki, gerçekten yeni kapitalizme ait olan insanlarda görülen iki özelliktir. Bunlar spontan davranış biçimini teşvik eden özelliklerdir; burada, dağın tepesinde olsa olsa etik açıdan nötrdür. Oysa spontan davranışlara yol açan bu karakter özellikleri, esneklik rejiminin daha aşağılarında çalışanlar tarafından uygulandığında kişinin kendisine zarar veriyor. Esnek iktidar rejimini üç öğesi (kurumların kökten dönüşümü, üretimde esnek uzmanlaşma ve iktidarın merkezileşme olmadan yoğunlaşması) oyunu kurallarına göre sürdürmeye çabalayan sıradan çalışanlarda karakter aşınmasına yol açıyor.
Richard Sennett
Karakter Aşınması, Çev: Barış Yıldırım, Ayrıntı Yay. 2005, ss. 47-65