Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Uruguay’lı yazar Eduardo Galeano’nun “Kadınlar” adlı kitabı Süleyman Doğru’nun çevirisiyle Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı.
Eduardo Galeano, kitaplarında işlediği çeşitli tarihsel olayları devrimci kimliğiyle bütünleşen masalımsı ve ironik bir dil kullanarak anlattığı için okurları tarafından “dünyanın ve çağın vicdanı” olarak anılmaktadır. Galeano, “Kadınlar” adlı eserinde de diğer kitaplarında olduğu gibi her satırı, her sayfası ve her hikâyesiyle heyecan, korku, şaşkınlık ve öfke gibi duygular uyandıran, “insanlık tarihinin özeti” diyebileceğimiz özel bir derlemeyi okuyucusuna sunmayı amaçlamış.
Galeano, farklı zaman ve uğraşlardan, çeşitli coğrafya, yaş ve sınıflardan gelen (hem tanınmış hem de tanınmamış) kadın karakterlerden derlediği 150’ye yakın hikâye ile okura bir insanlık tarihini de tanımlamış oluyor: Truva Savaşı’na katılan ve erkeklerden nefret eden Amazon’lar, Jül Sezar ve Marcus Antoninus’la yatağını ve gücünü paylaşan Kleopatra, bitmek bilmez acılara mahkûm olduğu günden beri olağanüstü yağlıboyalar boyayan ve kahkahalarla gülen Frida, radyum elementini bularak Nobel Ödülü’nü iki kez kazanan Marie Sklodowska(Marie Curie), Berlin’de katledilen devrimci Rosa Luxemburg…
Eduardo Galeano, “Kadınlar”
Çev: Süleyman Doğru, Şubat 2016, Sel Yayıncılık
Kitapta en çok ilgimi çeken öykülemeci anlatımlardan biri de Kuna kadınlarının Panama Hükümeti’ne karşı gerçekleştirdiği onurlu intikama ilişkindi. 1925 yılında Panama Hükümeti tarafından çıkarılan bir yasa sonucu geleneksel kıyafet ve takıları yasaklanan Kuna kadınlarının, yüzyıllardır süren yaşam tarzlarını korumak için baskıcı kolluk güçlerini bıçaktan geçirmesini anlatan hikâye çok ürkütücü, gerçek ve bu nedenlerle de çok etkileyiciydi.
Latin Amerika’nın “büyülü gerçekçilik” kapsamındaki bazı imgesel özellikleri ile tarihsel anlatımın gücünü birleştiren bu heyecan verici kitap, kadın olmanın onurunu, gücünü ve kadınların taşıdığı değerlerin insanlık tarihindeki yolculuğunu bizzat insanlık tarihinin kendisine not düşüyor. Siyasi sürgünden dolayı ancak 1985 yılında geri dönebildiği Montevideo’da 13 Nisan 2015’te hayatını kaybeden Eduardo Galeano, ölümünden sonra da bu kez Kadınlar’la birlikte “dünyanın vicdanı” olmaya devam ettiğini düşünüyorum.
Duygu Gündeş
8 Mart 2016