06
2016
Kuzgun Acar’ın ‘Kuşlar’ı yerine döndü…
“Kuzgun Acar’ın “Kuşlar” adlı heykeli, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı tarafından yürütülen restorasyon ve konservasyon projesinin ardından ait olduğu yuvasına, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’na geri döndü: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/640781/_Kuslar__yuvaya_dondu.html
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Kuzgun Acar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kuzgun-acar adresinden ulaşabilirsiniz.
02
2016
“Apaçi Ayhan” vefat etti…
Yeniyetmelik günlerimde (90’ların tam ortasında) plaklardan ve cd’lerden kasetlere yaptığı çekimlerle ‘müzik/rock’ anlayışımı (aslında hayatımı) değiştiren “sıkı insan” Apaçi Ayhan vefat etti… Müthiş üzgünüm… (Zy)
02
2016
Haber: “Kadıköy’de 26A Kokeltifi’ne Abluka!”
Polis, Kadıköy Caferağa mahallesindeki 26A Kolektif Cafe’nin bulunduğu sokağı ablukaya aldı. Sokağı giriş çıkışlara kapattı: https://www.birgun.net/haber-detay/polisten-kadikoy-26a-cafe-ye-cay-ablukasi-137861.html
27
2016
Karadeniz’de Bir Fenersin!
27 Kasım 2016, Pazar
Rize Mize: 1
Fenerbahçe Spor Kulübü: 5
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.
26
2016
“ECE AYHAN ÇAĞLAR” HAKKINDA BİLİNMEYENLER (Zafer Yalçınpınar, 12 Temmuz 2016, Aydınlık Gazetesi)
“1970’li yıllarda Ece Ayhan”
‘İkinci Yeni’ şiir akımının ağababası Ece Ayhan Çağlar, 14 yıl önce bugün -12 Temmuz 2002 tarihinde- vefat etti. ‘Sıkı şair’ Ece Ayhan, 1950’li yıllarda kaleme aldığı ilk şiirlerinden başlayarak 1990’ların sonuna kadar uzanan yarım yüzyıllık edebiyat serüveninde Türk dilinin bilişsel sınırlarını zorlayıp ‘imgesel alan derinliği’ni genişleten ve sonuç olarak da Türkçe’nin tahayyül gücünü (imgelemini) özgürleştiren özel bir “şiir dili” kurmuştur. Bir anlamda, dili kırmış ve dilin imkânlarını arttıracak yapısöküm yöntemlerini yürürlüğe sokmuştur. Kendisinin ‘sıkı şiir’ olarak tanımladığı bu dilin motifleriyle birlikte iktidarın tarihsel ve süreksel gaddarlıkları ifşa edilmiş, iktidarın her biçimine karşı ‘sivil bir duruş’ sergilenmiştir. Ece Ayhan’ın poetikası, ‘kötülük dayanışması’na karşı ‘haklılığın inadı’nın yüklenerek herkes için ışıldayan ‘iyi bir güneş’i imgeler ve tahayyül eder. Ece Ayhan karamsardır, ancak onun karanlığı akkor bir karşıtlık içerir: Kömürün -zamanla, tarihsel ve kimyasal olarak- elmasa dönüşmesi gibi…
Ece Ayhan’ın yaşamını ve maruz kaldığı durumları araştırmak şiirlerinde imlediği tarihsel olayları araştırmak kadar karmaşık bir gayrettir. Elde ettiğiniz her yeni “buluntu” Ece Ayhan’ın yaşamını ve duygudurumlarını anlamak yolunda kolaylık sağlayacağına araştırıcıyı daha karmaşık bir dolambaca sürükler. Bununla birlikte, Ece Ayhan’ın yaşamının bir kent efsanesine ve tuhaf söylencelere dönüştürülerek popülerleştirilmiş olması araştırıcının belirgin bir kestirime ulaşmasını katbekat zorlaştırır.
Geçtiğimiz bir yıllık süre zarfında Ece Ayhan’ın yaşamındaki “bulanık” ve “belirsiz” olaylardan bazılarının bütün bütün olmasa da biraz daha aydınlandığını söyleyebilirim. Belirsizliklerin azalmasında Ece Ayhan’ın Enis Batur’a yazdığı mektupların Noktürn Yayınları tarafından “Hoş Çakal Hoş Tilki” adıyla Eylül 2015’te yayımlanmasının payı büyüktür. Ece Ayhan’ın Enis Batur’a yazdığı 1 Eylül 1977, 12 Şubat 1978, 14 Mart 1978, 8 Nisan 1978 tarihli mektuplarda açıkladığı olaylar, sanırım, bu açıdan en önemlileri… Söz konusu mektuplar Ece Ayhan’ın Zürih’teki beyin ameliyatlarına, tedavi sürecine ve bu süreçte Ece Ayhan için sanatçılar tarafından İstanbul’da toplanan yardım paralarına (yardım fonuna) ilişkin çeşitli bilgiler, isimler, suçlamalar ve hukukî girişimler (adalet arayışları) içeriyor. Aynı zamanda bazı arkadaşlarının ve bazı avukatların Ece Ayhan’ı nasıl zor bir durumda -düşüşte- bıraktığını, o dönem Ece Ayhan hakkında nasıl bir kara propagandanın kimler tarafından yürütüldüğünü, Ece Ayhan’a uygulanan birçok haksızlığın ve insafsızlığın nasıl örtbas edildiğini, çoğu -sözde- arkadaşının Ece Ayhan’a nasıl sırt çevirdiğini ve nasıl kaçıştığını da gösteriyor… Söz konusu mektuplarda anlatılan olaylar, Ece Ayhan’ı “bir insan topluluğunda yaşamadığı” sonucuna çıkarıyor ve bu “kara gerçek”, Ece Ayhan’ın tüm hayatını geri dönülmez bir şekilde etkiliyor. “Hoş Çakal Hoş Tilki” adlı kitapta yer alan 12 Nisan 1978 tarihli mektubunda şöyle diyor Ece Ayhan: “(…)böyle her şeyin ucundayken bir kişinin içyüzünü açıklamayacaktım, öylesine Doğrucu Davut’luk fazla kaçtı. İnsanların hepsinin göründüğü gibi insancıl olmadıklarını bilmem gerekti.(…)”
Ece Ayhan’ın yaşamına ilişkin ikinci önemli buluntuyla Gezegen Sahaf (Sedat Yardımcı) tarafından Taksim-Aslıhan Pasajı’nda 26 Aralık 2015 tarihinde gerçekleştirilen kitap ve efemera müzayedesinde karşılaştım. Açık arttırmaya çıkan eserler arasında avukat ve yazar Demir Özlü’nün arşivindeki 1970-80’li yıllara ait bazı hukuki belgeler ile mektuplar yer alıyordu. Açık arttırmaya katılan genç şair Uğur Yanıkel’le birlikte belgeleri inceledik. Belgelerin arasında 1975 yılında 12 yaşındaki oğlunun velayetini almak için Ece Ayhan’ın açtığı dava sürecine ve temyizine ilişkin hukuki dilekçeler, karar belgeleri, notlar ve özel bir mektup bulunmaktaydı. Bu mektup ve belgelerde Ece Ayhan, bir dini tarikat mensubundan bahsediyor ve oğlunun velayetini kaybetmesinde bu tarikat mensubunun rolünü anlatıyordu.
Ece Ayhan’ın yaşamına ilişkin üçüncü önemli bilgi seti, Üvercinka Dergisi’nin Haziran 2016 tarihli 20. sayısında yayımlandı. 1965-66 yıllarında Denizli’de Halkevi başkanlığı görevini yürüten Abdurrahim Sercan, Ece Ayhan’ın Denizli-Çardak İlçesi Kaymakamı olduğu dönemde yaşanan olayları açık yüreklilikle Üvercinka Dergisi’nde kaleme almış. Ece Ayhan’ın başına gelenleri şöyle anlatıyordu Abdurrahim Sercan: “Şairliğini daha sonra tanıdığım Denizli Çardak Kaymakamı Ece Ayhan, devamlı halkın içinde, onların sorunlarını dinleyen ve çözmeye çalışan, genç, devrimci ve yurtsever kişiliğiyle görev yapıyordu. Bir gün Çardak kasabasının Bozkurt nahiyesini gezerken dikkatini çeken bir olay yaşanır. (…) Olayın üstüne gitmeye karar verir. Gider de… Ama aradan çok zaman geçmeden Ece Ayhan’a yönelik saldırılar ve iftira kampanyası başlar. (…) Bir akşamüstü kaymakamlık, gerici yobazlar tarafından basılır, Ece Ayhan darp edilir, birçok hakarete uğrar. Olay büyümeden güvenlik güçleri tarafından önlenir. (…) Zamanın hükümeti, Ece Ayhan’a görevinden el çektirir. Olayların ulusal basında çıkması önlendiyse de, sanırım bazı yerel gazetelerde (‘Yeşil Çivril’ gibi) haberin çıkması özellikle sağlanmıştı.”
“12.07.1968 tarihli Milliyet Gazetesi’nden…”
Abdurrahim Sercan’ın Üvercinka Dergisi’ndeki yazısında anlattıkları, Ece Ayhan ile aynı dönemde (Darende’de) kaymakamlık yapan Erdoğan Alkan’ın Varlık Dergisi’nde (Eylül 2002, Sayı: 1140) Ece Ayhan’ın ağzından aktardığı bilgilerle örtüşüyor ve birbirlerini tamamlıyor.
Sonuçta, ben, Uğur Yanıkel ve birkaç arkadaşım Ece Ayhan’ın yaşamını araştırmaya devam ediyoruz. Sıkı şair Ece Ayhan’ın yaşamındaki ‘kara gerçek’leri bulmak, aydınlatmak ve Ece Ayhan’ın temsil ettiği ‘haklılığın inadı’nı anlamak için ömrümüz yeter mi bilmiyorum… Ama elimizden gelen gayreti göstereceğimizden hiç şüpheniz olmasın.
Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
Aydınlık Gazetesi, 12 Temmuz 2016
Hamişler:
1/ Yazının pdf biçemine https://bit.ly/eceayhanbilinmeyenler adresinden ulaşabilirsiniz.
2/ EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
25
2016
Komandante ‘Fidel Castro’ hayatını kaybetti…
Küba devriminin efsanevi lideri ‘Fidel Castro’ yaşamını yitirdi:
https://haber.sol.org.tr/arama?metin=Fidel+Castro
26 Ocak 1959 tarihli TIME Dergisi’nin Kapak Görüntüsü
20
2016
18. YIL
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.
17
2016
#bozcaadabizim
“Bozcaada’nın sahibi ‘deniz’dir
ve hiçbir ada satılık değildir!” (Zy)
İmza Kampanyası:
https://www.change.org/p/bozcaada
-koyları-satılık-değil-çünkü-bozcaadabizim-csbgovtr
ayrıca bkz: https://evvel.org/?s=bozcaada
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.
15
2016
Atlas Kesiği’nde… (Ozan Durmaz)

Ozan Durmaz
“Atlas Kesiği”, Kanguru Yay., Eylül 2016, s.33

Ozan Durmaz, “Atlas Kesiği”
Şiir, Kanguru Yay., Eylül 2016, 80 Sayfa
Kapak Çizimi: cins

Ozan Durmaz
“Atlas Kesiği”, Kanguru Yay., Eylül 2016, s.35
15
2016
İki Şiir Kitabı

Nilgün Marmara, “Kâğıtlar”
Yayına Hazırlayan: Bilge Barhana
Everest Yayınları, Kasım 2016

John Berger, “Bütün Şiirleri”
Çev: Cevat Çapan
Ayrıntı Yayınları, Kasım 2016
03
2016
“Kara deryalarda bir Fenersin / Senin ışığınla yürüyoruz.”
3 Kasım 2016
UEFA Avrupa Ligi
Fenerbahçe: 2
Manchester United: 1
“birgün girsek biz mezara/ gözümüz kalmaz arkada
evlâdıma miras bu sevda! (…)”
EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.
29
2016
#Cumhuriyet
#Cumhuriyet bu coğrafyanın yaşaması uğrunadır, yaşam damarıdır!
Böyle anlaşılmalı, böyle görülmeli…
Kimse kusura bakmasın; “Vatan, -hakikaten- birikmiş emektir!”
Üzerinde bulunduğumuz coğrafya ve tarihsel arka-planımız “Birleşik Arap Emirlikleri”ninki ya da “Abu Dabi”ninki falan gibi değildir!
Ve evet, genel istek/talep üzerine;
herkesin Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutluyorum!
Z. Yalçınpınar
28
2016
Buluntu: Ece Ayhan’ın Yaşaması için Düzenlenen Sergilerin Hesap Defterleri’nden Bir Kalem!
Mektubun tam metnine
https://issuu.com/adabeyi/docs/feritedgueceayhanhesaplari
adresinden ulaşabilirsiniz.
Uğur Yanıkel ve Tekin Deniz, gerçekleştirdikleri özenli araştırmalar sonucunda Ece Ayhan’ın yaşamına ve yurtdışındaki tedavi dönemine ilişkin çok önemli bir buluntuya ulaşmışlar: https://pasaj69.org/buluntu-ece-ayhan-icin-duzenlenen-sergiler/
Bilindiği üzere Ece Ayhan’ın yurtdışındaki tedavi masraflarını karşılamak için yakın çevresinden kimi isimler çeşitli sergiler düzenlemiştir. Ancak daha sonra bu sergilerden elde edilen gelir konusunda tutarsızlıklar gözlemlemiş olan Ece Ayhan, birçok kişiye dava açmış, olayın peşini bırakmamıştır. Bu konuda Zafer Yalçınpınar‘ın gerçekleştirmiş olduğu araştırmalar sonucunda, o dönem birden fazla sergi düzenlendiği bilgisine ulaşmıştık. (Bkz: https://evvel.org/iki-sergi-ozanin-yasamasi-icin1975-ve-ece-ayhan-icin1976-ece-ayhanin-tedavisi-icin-acilan-destek-sergilerine-iliskin-buluntular)
İşte bu sergilerden birine ilişkin, Sakıp Sabancı Müzesi’nin dijital arşivinde, “Abidin Dino Arşivi” başlığı altında yayımlanan bir mektuba ulaştık. Söz konusu mektuba ulaşmamı sağlayan Tekin Deniz’e teşekkürlerimi sunarak mektubu sizlerle paylaşıyorum. Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/feritedgueceayhanhesaplari
Uğur Yanıkel
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
26
2016
E-Kitap: “Dünyaya yazmak, salt yazmak için bakmak!” (İlhan Berk)
28 Ağustos 2008′de vefat eden sıkı şair İlhan Berk’i
saygıyla ve özlemle anıyoruz…
“BAKMAK”, İlhan Berk
Derleyen: Zafer Yalçınpınar
Tasarım: Uğur Yanıkel
YAYINPasaj69.org, (2. Edisyon)
Ağustos 2016, 83 Sayfa
İlhan Berk’in 1962-65 ve 1975-1977 yılları arasında “Yeni Ufuklar” ile “Milliyet Sanat” adlı dergilerde yayımlanan inceleme yazılarını “Bakmak” adlı e-kitapta topladık. Bu bütünü, imgelem, şiir dili, dize tekniği, doğu-batı şiiri gibi konular kapsamında çok değerli, İlhan Berk’in kendi poetikasına ilişkin ayrıntılı açıklamaları kapsamında ise örneklerle dolu ve aydınlatıcı bir derleme olarak görüyorum. Ayrıca, İkinci Yeni şiir akımının 1950′den günümüze uzanan imgesel yaklaşımındaki kökenleri, getirdiği yenilikleri ve oluşturduğu poetikanın gerekçelerini de İlhan Berk’in bu güçlü inceleme yazıları aracılığıyla kavrıyoruz.
Bakmak‘ın 2011 yılında başlayan e-kitap sürecine destek vererek ikinci edisyonu tasarlayan ve İlhan Berk’in poetikasının önemini bir kez daha hatırlatan Uğur Yanıkel ile YAYINpasaj69.org projesine çok teşekkür eder, herkese ‘iyi okumalar’ dilerim. İmgelemin özgürleşmesi için…
Zafer Yalçınpınar
Ağustos 2016
Hamişler:
1/ Bakmak‘ın yeni tasarımını -tam metin pdf biçeminde- https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf adresinden okuyabilirsiniz.
2/ EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.
15
2016
“2. Dağlarca Şiir Ödülü” Sahibini Buldu!
15 Ekim 2016, Cumartesi
Aydınlık Gazetesi Kültür-Sanat Sayfaları’ndan…
Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü’ne karşı durmak amacıyla gerçekleştirilen eleştirel soruşturma ve analizlere şu adreslerden -pdf dosyası biçiminde- ulaşabilirsiniz:
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2
(8-15 Ağustos 2016, Aydınlık Gazetesi)2015: https://bit.ly/sorusturma
(Eylül 2015, Üvercinka Dergisi)
Ayrıca bkz: https://evvel.org/ilgi/daglarca
14
2016
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Haysiyetimizdir! 15 Ekim’de Kalamış Parkı’nda buluşuyoruz!
Büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca‘yı ölüm yıldönümü olan 15 Ekim 2016 Cumartesi günü Kadıköy’de anmak ve Beşiktaş Belediyesi tarafından iki yıldır düzenlenen Dağlarca Şiir Ödülü‘ndeki çelişkili, yakışıksız tavırları eleştirmek için Kadıköy-Kalamış Parkı‘nda, saat 15.00‘da Dağlarca Heykeli’nin önünde buluşuyoruz!
Facebook Etkinlik Bağlantısı: https://www.facebook.com/events/356767927988837
Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü’ne karşı durmak amacıyla gerçekleştirilen eleştirel soruşturma ve analizlere şu adreslerden -pdf dosyası biçiminde- ulaşabilirsiniz:
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2
(8-15 Ağustos 2016, Aydınlık Gazetesi)2015: https://bit.ly/sorusturma
(Eylül 2015, Üvercinka Dergisi)
Ayrıca bkz: https://evvel.org/ilgi/daglarca
07
2016
03
2016
Haber: “Tophane’de Sanat Gelerisi’ne Saldırı”
“Tophane’de, sergi açılışına geldikleri sanat galerisi önünde içki içenler ile mahalleli arasında çıkan tartışma tatsız bitti. Sergiye gelenlere kapı önünde içki içmemelerini söyleyen kişiler, olumsuz yanıt alınca, ellerinde sopalarla saldırmak istedi. Konuklar kendilerini galeriye atıp kapıyı kapatırken, saldırganlar kapının camlarını kırdı. ”
Haberin devamı için bkz: https://www.cnnturk.com/turkiye/tophanede-mahalleli-sergi-basti
09
2016
2. Dağlarca Şiir Ödülü’ne karşın “Eleştirel Bir Soruşturma” 8-15 Ağustos 2016 tarihleri arasında Aydınlık Gazetesi’nde yayımlandı.
2015 yılında Beşiktaş Belediyesi tarafından Belediye Başkanı Murat Hazinedar‘ın himayesinde (!) ilki düzenlenen “Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü”nün her aşamasındaki çelişkili-yakışıksız tutuma dair yeni bir eleştirel edebiyat soruşturması, 8-15 Ağustos 2016 tarihleri arasında Aydınlık Gazetesi‘nin Kültür-Sanat sayfalarında yayımlandı. Soruşturmanın tam metnine https://bit.ly/daglarcasorusturma2 adresinden ulaşabilirsiniz.
İkincisi düzenlenmeye çalışılan bu hakkaniyetsiz ödüle karşı oluşturduğumuz eleştirel soruşturmaya gelen yanıtların tüm boyutlarıyla irdelenmesi ve önemsenmesi gerektiğini, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Türk Şiiri’nin ve Türk Dili’nin korunmasının bir haysiyet meselesi olduğunu düşünüyoruz.
“2. Dağlarca Şiir Ödülü” soruşturmasına gelen yanıtlar ve tartışmalar Üvercinka Dergisi’nin Eylül 2016 tarihli yeni sayısında devam edecek…
İyi okumalar dileriz.
Sahicilikle…
2015 yılında 1. Dağlarca Şiir Ödülü kapsamında yaşanan kötücül tutuma ilişkin detaylı bilgilere https://bit.ly/sorusturma adresinden ve https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.
1. Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü’ne ilişkin diğer yazılar şu adreslerde;
SORUŞTURMA: “Bir Şiir Emlâkçılığı” ya da
“DAĞLARCA’nın Parsellenmesi” Hakkında:
https://evvel.org/sorusturma-bir-siir-emlakciligi-
ya-da-daglarcanin-parsellenmesi-hakkinda“Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Gerçek Vasiyeti” ve
“1. Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü” Hakkında:
https://evvel.org/fazil-husnu-daglarcanin-gercek-vasiyeti-
ve-1-fazil-husnu-daglarca-siir-odulu-hakkindaÜVERCİNKA Dergisi’nin EKİM 2015 tarihli 12. sayısında
1. Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü eleştiriliyor:
https://evvel.org/uvercinka-dergisinin-ekim-sayisinda-1-fazil-husnu-
daglarca-siir-odulu-edebiyat-yarismalari-kara-propaganda-ve-sistematik-
haksizliklar-elestirilmeye-devam-ediyor
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.
08
2016
Yeni Sinsiyet’in Yağmacılığı (1 Eylül 2016)

Herkes şu gerçeğin farkında öyle değil mi: “Yaşayışımız ve varoluşumuz yağmalanıyor!”
O zaman, soruyorum: “Daha başka/fazla ne olmasını bekliyorsunuz?”
Anlatayım… İktisat tarihi ve kuramı bize şunu söyler: “Küresel boyutta da olsa, bölgesel veya yerel boyutta da olsa -yani, nasıl olursa olsun- tüm kapitalist ekonomiler ‘sıfır toplam’ yapıdadır.” Yaygın bir kavram olarak kullanılan ‘kazan-kazan stratejisi’ emperyal güçlerin sömürüsünü kuvvetlendiren ve onaran bir işbirliği söyleminden (veya ikna yönteminden) başka bir şey değildir. (Bu hileli söylemin çerçevesini bir tür ‘kandırma’ ya da ‘yemleme’ unsuru olarak tanımlayabiliriz.)
Kapitalizmin sıfır toplam ekonomileri, bugün maruz kaldığımız kötücül hayattır: Yaşamımızda -Ece Ayhan’ın deyimiyle ‘kara gerçekte’- birilerinin x oranında(+x birim) kazanması için birilerinin x oranında(-x birim) kaybetmesi gerekiyor.
Bugünkü yağma ortamının kötücül ve sinsi sürdürülebilirlik yaklaşımı şudur: “Kazananların/kazanacakların ve kaybedenlerin/kaybedeceklerin emperyal işbirliğine uyumluluk ve modern(gönüllü) kölelik vizyonu doğrultusunda yeniden tasarımı, yeniden tasnifi…” Emperyal güçler bu neo-liberal hesaplamaya daha önce “oyun kurmak”, “stratejik derinlik” ya da “kartların yeniden dağıtılması” gibi isimler verdiler. Temelde irdelenen şu sorudur: Toplum mühendisliğinin değişkenlerinde (boyutlarında) hangi amaçla, hangi gölgeleyici/sisleyici retorik kullanılacak ve kimin hayatından x birim alınarak/çalınarak kimin hayatına x birim katılacak/kime ödül verilecek? Emperyal güçler ve yandaşlar/paydaşlar bu denklemi gizli-örtülü müzakereler aracılığıyla hesaplamak ve denklem üzerinde tam mutabakat oluşturmakla uğraşıyor şu günlerde…
Peki, bir zamanlar “paradigma değişimi” lafını ağzına dolayan ‘neo-liberal beyin takımı’ şu günlerde neler yapıyor? Sanırım, serinlemek için havuza girip, sabah akşam ‘mojito’ veya ‘malibu’ içiyorlar… Diğerleri mi? Onlar da ‘evdeki küvet ve yüksek alkollü bira’ yerine ‘havuz ve mojito’ya terfi edecekleri günü bekliyorlar! Öfke, haysiyetsizlik ve kıskançlıkla dolup ‘yağma’ya dahil olmanın (+x birim elde etmenin) beklentisi içindeler. Bu vaziyetin, ne yazık ki, bir “melanet ortamı” olduğu açıktır.
Zafer Yalçınpınar
1 Eylül 2016
Hamiş: Yazının pdf biçemine https://bit.ly/yenisinsiyetyagmaciligi adresinden ulaşabilirsiniz.
Yeni Sinsiyet Tipolojisi Üzerine Diğer Kavramsal Yazılar:
1/ “Yeni Sinsiyet ve Bazı Enstrümanları”
12 Nisan 2010, BirGün Gazetesi
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i21.html2/ “Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin ‘Biz’ Söylemi ve Retorik Arsızlığı”
26 Eylül 2010, BirGün Gazetesi
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i22.html3/ “Yeni Sinsiyet’in Seçkinlik Arayışı”
Ocak 2011, Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i23.html4/ “Yeni Sinsiyet’in İkbal Ezberi”
11 Kasım 2012, Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i29.html5/ “Yeni Sinsiyet’in Haksızlık Yordamı”
1 Haziran 2014, Bkz: https://bit.ly/haksizlik6/ “Yeni Sinsiyet’in Kokmuş Tuz Çeşitlemesi”
11 Mayıs 2015, Bkz: https://bit.ly/kokmustuzcesitlemesi
Hamiş: Yeni Sinsiyet Tipolojisi’ne karşı kaleme alınan yazıların ve sergilenen tavırların tüm envanterine https://evvel.org/ilgi/davali adresinden ulaşabilirsiniz.
06
2016
Factory Manifestosu
Neo-Beat taifesi “Factory” adında bir manifesto yayımladı. Manifestonun tam metnine https://beatkusagi.com/factory-manifestosu/ adresinden ulaşabilirsiniz.
(…)
4) Yapmak ile değil, denemek ile ilgileniyoruz. Yalnızca deneyselliğin sınırlarını merak ediyoruz.
(…)
6) Bizler sanatçı değiliz. Sanatçılık popüler kültür ve piyasacılıkla kirlenmiştir. Bizler Factory işçileriyiz.
(…)
8) İlk Factory işçisi Hector’dur. (…)
(…)
10) Bizler isimlerimizin haykırılmasını istemiyoruz. Etiketleri, piyasacılığı, patlayan flaşları reddediyoruz. Bizler yalnızca aydınlanmış zihinler talep ediyoruz.
11) Factory tünelin sonundaki aydınlık değil, tünelin kendisidir. Aydınlanmaya giden yolda yüzeyselliğe geçit vermemektir.
(…)Factory Manifestosu‘ndan…




































































