Nis
09
2016
--

57 Yıl Sonra; ‘Dünyanın En Güzel Arabistanı’nın İkinci Baskısı (Turgut Uyar)

dunyaninenguzelarabistani

‘Dünyanın En Güzel Arabistanı’ / Turgut Uyar
İlk Baskı (Açık Oturum Yayınları, 1959) ve 2. Baskı (YKY, 2016)


Turgut Uyar’ın 1959 yılında yayımlanan Dünyanın En Güzel Arabistanı’nın 57 yıl sonra YKY tarafından ikinci baskısının gerçekleştiğini gördüğümde tuhaf bir heyecan hissettim. Şöyle düşündüm: “Eğer bu şiir kitabı yayımlandığı ilk yıllarda okurlar tarafından anlaşılıp içselleştirilseydi, dünya bugün bambaşka bir yer olurdu.” (Zy)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Turgut Uyar” başlıklı ilgilere https://evvel.org/?s=turgut+uyar adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
04
2016
0

Ece Ayhan’ın “Özgür Gündem” Gazetesi’nde Kaleme Aldığı Yazılar ile “Gökkuşağı” Köşesi

eceayhangokkusagi

Ece Ayhan’ın “Özgür Gündem” Gazetesi’nde yayımladığı yazıların içeriği, Ece Ayhan’ın yaşamını ve poetikasını inceleyenler için tuhaf bir “gri bölge” oluştururarak bilinmezliğini sürdürüyor ve hiçbir yazınsal mecrada yüksek sesle ifade edilmiyordu. Pasaj69.org taifesinden Uğur Yanıkel‘in araştırmaları bu belirsizliği ortadan kaldırıyor. Uğur Yanıkel, Ece Ayhan’ın 1992 yılında Özgür Gündem’de kaleme aldığı yazıları (özgün, yayımlandıkları biçemleriyle birlikte) “Kürt Çiçekleri” adlı belgesel bir kitapçıkta toplayarak edebiyat tarihine sundu. Kitapçığa https://bit.ly/ozgurgundem adresinden ulaşabilirsiniz.


ISSUU okuyucuları için alternatif adres şöyle:
https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanozgurgundem

eceayhanozgurgundem


Hamişler:

1/ Uğur Yanıkel’e işbu özverili ve titiz çalışmayı evvel.org ve takipçileriyle paylaştığı için çok teşekkür ediyoruz.

2/ Kitapçığa EVV3L’in ISSUU alanındaki şu adresten de ulaşabilirsiniz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanozgurgundem

3/ EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
30
2016
--

anzin #6: “YOL”

anzin

anzin‘in “YOL” temalı altıncı sayısı yayımlandı…

bkz: https://www.facebook.com/anzinfanzin/
irtibat ediniz, twitter: @anzinfanzin

Mar
27
2016
--

“devri devran döner alem içinde”


Kargo’nun yeni albümü “Değiştir Dünyayı” yayımlandı.
‘Kuvve’ içeren sıkı bir albüm olmuş… Bir M.Ş.Ş. bestesi; “FANUS”
https://www.youtube.com/watch?v=3MKPM9bFUfA


Mar
26
2016
--

“Umberto Eco, akbabaların ve küresel edebiyat kâhyalarının farkındaydı.”

Umberto Eco, akbabaların ve küresel edebiyat kâhyalarının farkındaydı:

“ANSA haber ajansında yer alan bilgilere göre, 19 Şubat’ta Milano’da 84 yaşındayken ölen Umberto Eco, önümüzdeki en az 10 yıl boyunca ne kendi ne eserleri adına ne de düşünceleri üzerine konferanslar, buluşmalar ve akademik etkinlikler gibi şeylerin düzenlenmesini istemedi.”

Mar
10
2016
0

DADA 100 YAŞINDA!

dada100yasinda

Dada’nın kuruluşunun 100. yıldönümü dolayısıyla e-skop dergisi, 2016 yılı boyunca her hafta bir Dada episodu yayımlayacak. Bu derlemeler, dadacıların manifestolarından, günlüklerinden, şiirlerinden, diğer yazılarından ve zengin bir görsel seçkiden oluşuyor. Seçkinin içerik editörlüğünü ve çevirilerini Ali Artun ile Nur Altınyıldız Artun gerçekleştiriyor. Bu sıkı arşiv ve çeviri çalışması, Türkçe’de Dada akımı üzerine gerçekleştirilmiş en etkileyici bileşkeyi oluşturacak. Dada’nın 100. yıl seçkisine https://www.e-skop.com/skoptag/dadanin-100-yili/82200 adresinden  ulaşabilirsiniz.

03
Tristan Tzara‘nın 1916 yılında Cabaret Voltaire’ de yayımlanan
simültane şiirinden bir görünüm…


kol12     04

Hans Arp                                         Hugo Ball


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan ‘Gerçeküstü’ başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
08
2016
0

“Eduardo Galeano’nun Kadınlar’ı ve İnsanlık Tarihi” (Duygu Gündeş)

galeano-foto

Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Uruguay’lı yazar Eduardo Galeano’nun “Kadınlar” adlı kitabı Süleyman Doğru’nun çevirisiyle Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı.

Eduardo Galeano, kitaplarında işlediği çeşitli tarihsel olayları devrimci kimliğiyle bütünleşen masalımsı ve ironik bir dil kullanarak anlattığı için okurları tarafından “dünyanın ve çağın vicdanı” olarak anılmaktadır. Galeano, “Kadınlar” adlı eserinde de diğer kitaplarında olduğu gibi her satırı, her sayfası ve her hikâyesiyle heyecan, korku, şaşkınlık ve öfke gibi duygular uyandıran, “insanlık tarihinin özeti” diyebileceğimiz özel bir derlemeyi okuyucusuna sunmayı amaçlamış.

Galeano, farklı zaman ve uğraşlardan, çeşitli coğrafya, yaş ve sınıflardan gelen (hem tanınmış hem de tanınmamış) kadın karakterlerden derlediği 150’ye yakın hikâye ile okura bir insanlık tarihini de tanımlamış oluyor: Truva Savaşı’na katılan ve erkeklerden nefret eden Amazon’lar, Jül Sezar ve Marcus Antoninus’la yatağını ve gücünü paylaşan Kleopatra, bitmek bilmez acılara mahkûm olduğu günden beri olağanüstü yağlıboyalar boyayan ve kahkahalarla gülen Frida, radyum elementini bularak Nobel Ödülü’nü iki kez kazanan Marie Sklodowska(Marie Curie), Berlin’de katledilen devrimci Rosa Luxemburg…

galeano kadınlar

Eduardo Galeano, “Kadınlar”
Çev: Süleyman Doğru, Şubat 2016, Sel Yayıncılık

Kitapta en çok ilgimi çeken öykülemeci anlatımlardan biri de Kuna kadınlarının Panama Hükümeti’ne karşı gerçekleştirdiği onurlu intikama ilişkindi. 1925 yılında Panama Hükümeti tarafından çıkarılan bir yasa sonucu geleneksel kıyafet ve takıları yasaklanan Kuna kadınlarının, yüzyıllardır süren yaşam tarzlarını korumak için baskıcı kolluk güçlerini bıçaktan geçirmesini anlatan hikâye çok ürkütücü, gerçek ve bu nedenlerle de çok etkileyiciydi.

Latin Amerika’nın “büyülü gerçekçilik” kapsamındaki bazı imgesel özellikleri ile tarihsel anlatımın gücünü birleştiren bu heyecan verici kitap, kadın olmanın onurunu, gücünü ve kadınların taşıdığı değerlerin insanlık tarihindeki yolculuğunu bizzat insanlık tarihinin kendisine not düşüyor. Siyasi sürgünden dolayı ancak 1985 yılında geri dönebildiği Montevideo’da 13 Nisan 2015’te hayatını kaybeden Eduardo Galeano, ölümünden sonra da bu kez Kadınlar’la birlikte “dünyanın vicdanı” olmaya devam ettiğini düşünüyorum.

Duygu Gündeş
8 Mart 2016

Şub
29
2016
0

“İşte böyle Şenolcuğum, bir gün gene arkadaşlarla Kadıköy’deyiz… Sene 2016…”

senolcugum

“İşte böyle Şenolcuğum, gene bir gün arkadaşlarla Kadıköy’deyiz… Sene 2016…”


29 Şubat 2016, Kadıköy

Fenerbahçe Spor Kulübü: 2
Beşiktaş Jimnastik Kulübü: 0


Hamiş: EVVEL kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
25
2016
0

‘İspirto’ için hazırlanın!

ispirto

“Sıkı şiir” için hazırlanın, “İspirto” için hazırlanın!
Size söylüyorum Körler Ülkesi’nin taytsever kahvecileri!
“İspirto” Şubat 2016’da sizi kendinize getirecek!

Bkz: https://www.facebook.com/ispirtofanzin/

Şub
22
2016
0

E-Kitap: “Yılan Sütü” (Orçun Önal)

yilansutu

Orçun Ünal,  “Yılan Sütü”
Tiyatro Oyunu / Kendi Yayınları / Şubat 2016

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler: ,
Şub
08
2016
0

anzin #5: “EL”

anzin5


anzin‘in “EL” temalı beşinci sayısı Kadıköy sularında;
Akmar Pasajı, Sosyal Sahaf’ta…

diğer mekânlar ve iller için bkz: https://www.facebook.com/anzinfanzin/
ya da irtibat ediniz, twitter: @anzinfanzin


Şub
06
2016
0

Kitap: “Filozof Ahmed” (Alain Badiou)

12524068_10153529105049195_5034546193043599984_n


“Filozof Ahmed”, Alain Badiou
Çeviren: Ayberk Erkay
Pharmakon Kitap, Şubat 2016

Bkz: https://www.pandora.com.tr/urun/filozof-ahmed/479682


‘Huzurlarınızda Ahmed, yüce filozof!

Ezilenlerin dostu, zorbaların korkulu rüyası, her işin altından kalkmaya, her derde deva bulmaya kadir, annesinin kuzusu, mahallesinin gururu, yücegönüllü, gözükara bilge, modern zamanların Don Juan’ı, sözcüklerin efendisi, varoşların prensi Ahmed, keskin zekası, yorulmak bilmez çenesi ve karagün dostu sopasıyla, alçaklara, üçkağıtçılara, namussuz muktedirlere, soysuz zorbalara, cahil ukalalara ve hain düzenin namert temsilcilerine karşı çarpışıyor! Varoşların betonlarında yankılanan kahkahası, dosta düşmana şapka çıkarttıran uyanık fikirleri ve bir kenar mahallenin hudutlarına sığmayan evrensel dehasıyla, antik ve çağdaş felsefenin altını üstüne getiriyor, topluma yön veren ilkeleri, kavramları, kuralları sorguluyor, saf aşkın peşinde nefes nefese koşturuyor.

Günümüzün en önemli düşünürlerinden Alain Badiou, Ahmed Dörtlemesi’nde bir oyun yazarı olarak karşımıza çıkıyor ve sahneyi Filozof Ahmed’e emanet ediyor. “Çocuklara ve diğerlerine” seslenen otuz dört kısa oyunda, felsefeden matematiğe, toplum yaşamından siyasete, şiirden sonsuzluğa nice kavrama ışık tutuyor. Badiou tiyatrosu, Filozof Ahmed’le perdesini açıyor!’

(Tanıtım Metni’nden…)

Şub
03
2016
0

“Yazınımızın Görünmez Devi Tahsin Yücel’le Yaşanmış Bir Anı” (Zafer Yalçınpınar)

tahsinyucelimza

Prof. Dr. Tahsin Yücel ile 2003 yılında İstanbul Tüyap Kitap Fuarı’nda tanıştım.

2003 yılında fuarın onur yazarı Tahsin Yücel’di ve Alpay Kabacalı tarafından “Yazınımızın Görünmez Devi: Tahsin Yücel” başlığıyla özel bir armağan kitap hazırlanmıştı. O yıl Radikal Kitap Eki, ofis çalışanlarıyla (ekibiyle) birlikte Tüyap Kitap Fuarı’nda bir stand açmış, “Yeni sayımızı Tüyap Kitap Fuarı’ndan çıkarıyoruz!” mottosuyla birlikte reklamvari bir etkileşim yaratmaya çalışıyordu. Radikal Kitap’ın standının tam karşısında Türkiye Yazarlar Sendikası’nın standı bulunuyordu. Ben ve bir arkadaşım sendika adına stand görevlisiydik. Fuar günlerinden bir gün (25/10/2003) her iki standın bulunduğu koridorda Tahsin Yücel’in tek başına yürüdüğünü gördüm. Radikal Kitap’ın standının önünde durdu, biraz bekledi, ama Radikal Kitap standında kimse Tahsin Yücel’i tanımamıştı. Bu durumdan rahatsız oldu ve etrafına bakınıyormuş gibi yaparak Türkiye Yazarlar Sendikası’nın standına yaklaştı. Heyecanlandım ve kendisini “Hoşgeldiniz Tahsin Hocam…” diyerek karşıladım. Hemen, “Anlatı Yerlemleri” adlı akademik çalışmasındaki dilbilimsel unsurlar hakkında kendisine çeşitli sorular sormaya başladım. Sakin sakin cevapladı sorularımı ve bana okumam için bazı kitaplar ile araştırmam için bazı kavramlar önerdi. Sohbet esnasında ara ara Radikal Kitap standına dönüyor ve stand çalışanlarını gözlemliyordu. O günlerde okumakta olduğum “Salaklık Üstüne Deneme” adlı kitabını Tahsin Yücel’e imzalatmak üzere çantamdan çıkardım. İmzaladı. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın standının önündeki sohbetimiz yaklaşık 10-15 dakika sürdü. Sonunda, Radikal Kitap standında bulunan insanların içerisinden Cem Erciyes, Tahsin Yücel’i tanıdı ve standa davet etti…

Anlattığım bu kısacık anıda ilginç olan şey şudur: Fuardan birkaç gün öncesinde yayımlanan Radikal Kitap Eki’nin kapağında büyük puntolarla “Fuarın Onur Konuğu: Tahsin Yücel” başlığı ile Tahsin Yücel’in tam sayfa bir fotoğrafı yer almaktaydı!

2003 Tüyap Kitap Fuarı süresince ve sonrasında Prof. Dr. Tahsin Yücel ile birkaç kez daha görüştük: Edebiyatın (yazının) özündeki hakikati çok iyi bilen, eserleriyle, çevirileriyle, yorumlarıyla, dilbilimsel ve akademik çözümlemeleriyle edebiyatımıza (yazınımıza) değer katan en önemli insanlardan biriydi. 2003 yılında Alpay Kabacalı’nın hazırladığı Tüyap Onur Konuğu Armağan Kitabı’nın başlığında ifade edildiği gibi “Yazınımızın Görünmez Devi”ydi; Prof. Dr. Tahsin Yücel…

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
23 Ocak 2016

tahsinyucel2


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
01
2016
0

Ece Ayhan’ın “Meçhul Öğrenci Anıtı” Japonca’da…

Ece Ayhan’ın en kuvvetli şiirlerinden biri olan “Meçhul Öğrenci Anıtı”, İnan Öner tarafından Japonca’ya çevrilmiş. Sn. İnan Öner‘e işbu değerli çeviriyi EVV3L’in taifesi ve takipçileriyle paylaştığı için çok teşekkür ederiz.


japoncaeceayhan


Önemli: Meçhul Öğrenci Anıtı’nın Japonca çevirisinin -Türkçe orjinaliyle birlikte, eş zamanlı, yan yana- görünüşüne yüksek çözünürlüklü olarak şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/mechulogrencianitijaponca.jpg


Hamiş: EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
30
2016
0

Yeni Kitap: “Kadınlar” (Eduardo Galeano)

kadinlar


“Kadınlar”, Eduardo Galeano
Çeviren : Süleyman Doğru
Şubat 2016, Sel Yayıncılık


“Farklı coğrafyalardan, ahir zamanlardan, yakın geçmişten, her yaştan, her sınıftan kadınlar…

Kimi büyük kimi küçük eylemlerle, kimi konuşarak kimi yalnızca susarak, yaparak ya da yapmayarak tarihin akışını değiştirmiş kadınlar… Engizisyona, senatoya, kiliseye, sömürgecilere, faşizme direnen kadınlar… Dans eden, seven, sevişen, ağlayan ve gülen kadınlar…

Eduardo Galeano yine dünyanın bütün köşelerini dolaşarak, kadınlar şahsında bir insanlık tarihine davet ediyor okuru. Yalnızca tekerrürden ibaret olmayan, çomak da sokulabilen bir insanlık tarihine…

Her satırıyla etkileyen, öfkelendiren ve umut veren bir derleme. Galeano ölümünden sonra da “dünyanın vicdanı” olmaya devam ediyor.”

Tanıtım Metni’nden…


Ayrıca bkz: https://evvel.org/eduardo-galeano-1940-2015

Oca
30
2016
0

ÜVERCİNKA Dergisi’nin 16. sayısı yayımlandı…

uvercinka16

“Üvercinka Dergisi’nin Şubat 2016 tarihli 16. sayısı yayımlandı.

Derginin orta sayfaları Cemal Süreya Anma Etkinlikleri’ne ayrıldı. Bu bölümde 9 Ocak tarihinde Beylikdüzü Kültür Merkezi’nde Cemal Süreya’nın arkadaşı Ülkü Tamer’in yanı sıra Seyyit Nezir ve Cemal Dindar’ın katıldığı ve B. Sadık Albayrak’ın yönettiği söyleşiden kesitlere de yer veriliyor. Şairin 1968 yılında ‘Papirüs’ dergisinde yayımlanan “Ödüller ve Armağanlar” başlıklı yazısı yeniden yayımlanarak, ödül tartışmalarına Süreya’dan tanıklıklar getirilirken, Necati Güngör, Cemal Süreya’dan iki çarpıcı anıyı aktarıyor.

Üvercinka’nın yeni sayısında; Halûk Cengiz, edebiyat ve şiir ödülleri hakkındaki üç bölümlük kapsamlı incelemesinin ikinci bölümüyle ödüllerin sosyal psikolojisini çözümleyici ayrıntıları sergiliyor. Sadık Albayrak, “Aziz Nesin Yardımcımız Olsun” yazısında babalar ve oğulların ayrılan yollarını uyarıcı örneklerle veriyor. Volkan Hacıoğlu, “Tahsin Yücel ve Dil Devrimi” denemesinde, geçtiğimiz ay yitirdiğimiz usta yazarı anlatırken, Zafer Yalçınpınar, “Yazınımızın Görünmez Devi”yle yaşadığı bir anıyı getiriyor. Koray Feyiz, “Ataol Behramoğlu” incelemesinde şairin sürgünle çatışkılarının izlerini sürüyor. Ahmet Ada, “Defter”deki saptamalarını  “Şiir Çokanlamlıdır” başlığıyla sunarken; Abdullah Şevki, “Edebiyatta Algı Yönetimi”ni irdeliyor. Mehmet Ergün, Celil Denktaş’ın Enver Gökçe üstüne yazısında çarpıtmalar bulunduğu savını dergiye bir polemikle taşıyor. Gürsel Caniklioğlu, “Kayıp Şairler”den Halim Şefik’e dair etkileyici bir anısını anlatıyor. Adnan Bingöl, 1989’da Mehmet H. Doğan’ın yönettiği, Cemal Süreya ve Can Yücel’in konuştuğu panelden aldığı “Ozan tabakası delindi” sözü ışığında güncel olaylara değiniyor. Volkan Hacoğlu; “Genç Üvercinka”, “Dergilerden”, “Yeni Çıkanlar” üstüne çalışmalarını sürdürüyor. Zuhal Tekkanat, “Üvercinka” sözcüğünün doğuşuna da değindiği yazısında, 9 Ocak anmasından izlenimler aktarıyor, salona sığmayan coşkun sevgi seli için şiirseverlere teşekkür ediyor. Fatma Başural, değinmesinde, “İskoç Eteği” tartışmaları karşısındaki tepkisini yansıtıyor. “Kendine Sorumsuz” başlıklı kapak yazısında, “şairin dünyadan kaçarak kendi egosuna gömülüşünün insani olandan uzaklaşma” sonucu verdiği ima ediliyor.”

(Basın Duyurusu’ndan alınmıştır.)

Oca
30
2016
0

“Umberto Eco ve Kötülük Gazeteciliği” (Duygu Gündeş)

umberto_eco

Dilbilimsel açıdan 20. Yüzyıl’ın en önemli bilim adamlarından biri olan, yazar, eleştirmen ve düşünür Umberto Eco’nun yeni romanı “Sıfır Sayı”(Numero Zero), İtalya’dan sonra Türkiye’de okuruyla buluştu. Kitaba ismini veren ‘Sıfır Sayı’ olgusunu gazete ve dergilerin dağıtım aşamasından önce yoğun bir çalışmayla hazırlanan taslak ya da deneme sayısı şeklinde tanımlayabiliriz.

Roman, 1992 yılının Nisan ayında başlıyor ve birkaç ay süresince devam ediyor. Eco, gazeteciliğin nasıl işlediğini anlatmak için özellikle bu ayları seçiyor, zira İtalya için önemli haberlerin yaşandığı 1992’nin Şubat ayında savcı Antonio di Pietro “Temiz Eller” operasyonuna girişmiş ve siyasi yozlaşma ile rüşvet ağını ortaya çıkartmayı başarmıştı.

Romanda olaylar şöyle gelişir:  Medya patronu Commendator Vimercate, ‘Yarın’ adında bir gazete kurmaktadır. Fakat patronun asıl amacı gazetenin standart yayın yapması değildir; bir sene boyunca sadece ‘sıfır sayılar’ hazırlayıp bu yayımlanmamış nüshaları belli kişiler hakkında bilgilerle donatmaktır. Böylece Vimercate, ‘Sıfır Sayıları’nı birer şantaj aleti olarak kullanarak kendisi için siyasette yeni bir yol açmayı planlamaktadır. Başka bir deyişle patron kendisine siyasi arenaya giriş bileti çıkarmak peşindedir.

Romanın baş kahramanı ve anlatıcısı elli yaşındaki Colonna ise yazı işleri sorumlusu olarak gazetede işe alınıyor. Gazetede işe alınan diğer altı kişinin de adları Palatino, Cambria, Lucidi gibi yazı karakterleriyle özdeşleşiyor ama içlerinden sadece Lucidi’nin adı çoğul nitelik taşıyor, çünkü Lucida fontu gibi o da her şekle bürünen biridir ve casusluk yaptığı bilinmektedir.

Umberto Eco, seçtiği gözde konular ve anlatım gücü aracılığıyla İtalya’nın son 50 yılını yeniden yazıyor: Gladio, bir Papa’ya suikast girişimi, başka bir Papa’nın öldürülmesi, hükümet darbeleri, gizli servislerle terör örgütlerinin karmaşık ilişkileri…

Eco, yeni romanında yozlaşmış haberciliği, şantajın gücünü ve yönlendirici medyanın içyüzünü anlatıyor. Bize ise ülkece basın adına yaşadığımız rezaletlerin ardından dürüst ve güçlü gazeteciliğin önemini çok daha iyi anlamak düşüyor. Sıfır Sayı’nın arka kapak yazısında ifade edildiği gibi Umberto Eco’nun yeni romanı ‘Kötü gazetecilik’ konusunda tam bir rehber… Daha doğrusu, Eco, ‘kötülük gazeteciliği’ni gözlerimizin önüne seriyor…

Duygu Gündeş

Oca
30
2016
0

Bir sormaca…

Geçen hafta yayımlanan Karga Mecmua’nın 100. sayısında “Dergicilik” üzerine kısa bir soruşturma/araştırma yer alıyor. Bu soruşturma kapsamında Express, Bant Mag., Roll, Stüdyo İmge, Hayalet Gemi, MondoTrasho adlı neşriyatların özellikle de “bağımsızlık” düşüncesi çerçevesindeki yayın maceralarını ve tarihsel duruşlarını irdeleyebilirsiniz: https://www.kargamecmua.org/dergi/sayi/100/3580

Oca
23
2016
0

Karga Mecmua’nın 100. sayısı için…

kargamecmua100sayi

Karga Mecmua‘nın Ocak 2016 tarihli 100. sayısı yayımlandı.

Karga taifesinin Kadıköy eksenli olarak 9 yıldır sürdürdüğü yayın serüvenine, ağırlıklı olarak 2007-2013 yılları arasında yayımlanmış 25 betikle katılmaktan onur duyduğumu ifade etmeliyim. (bkz: https://bit.ly/kargaca) Bu süreçte Tayfun Polat ile Utkan Çınar‘a -sahici/sıkı insan oldukları için- ne kadar teşekkür etsem azdır: Beni, metinlerimi, şiirlerimi ve evvel.org‘u hiçbir zaman, hiçbir sıkıntıda yalnız bırakmadılar.

Mecmua’nın 100. sayısında yer alan özel seçkide benim yazılarımdan da iki fragman bulunuyor. Körler Ülkesi’nin akkor karanlığını, ruhunu; Karga’yı, aurasını ve taifesini içselleştiren tüm dostların 100. sayıyı oluşturan özel seçkiyi kaçırmamasını, kelime kelime okumasını öneriyorum…

İçtenlikle
Zafer Yalçınpınar
22 Ocak 2016


IMG_20160122_011022

Hamiş: Karga Mecmua’da 2007-2013 yılları arasında yayımlanan Zafer Yalçınpınar yazılarının tümüne https://bit.ly/kargaca adresinden pdf biçeminde ulaşabilirsiniz.

Oca
22
2016
0

Tahsin Yücel’in Orhan Pamuk ve ‘Kara Kitap’ Eleştirisi: “Kötü bir yazar iyi bir romancı olabilir mi?” (1990)

Tahsin Yücel, sahici edebiyat açısından çok sıkı ve hayati bir soru sormuştu: “Kötü bir yazar iyi bir romancı olabilir mi?”

Tahsin Yücel tarafından kaleme alınan ve 1990 yılında Gösteri Dergisi’nde yayımlanan ‘Kara Kitap’ eleştirisinin tam metnine https://abcgazetesi.com/tahsin-yucel-kara-kitapi-nasil-elestirmisti-6610.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
16
2016
0

“İnsanların hepsinin göründüğü gibi insancıl olmadıklarını bilmem gerekti.” (Ece Ayhan)

20160105_020618

“Hoş Çakal Hoş Tilki”, Ece Ayhan
(Enis Batur’a Mektuplar 1975-2002)
Noktürn Yayınları, Eylül 2015


Ece Ayhan’ın Enis Batur’a yazdığı (1975-2002 tarih aralığını kapsayan) mektuplar, “Hoş Çakal Hoş Tilki” adıyla Noktürn Yayınları tarafından Eylül 2015’te kitaplaştırıldı. İşbu mektupları Ece Ayhan’a ait diğer bazı metin ve mektuplarla karşılaştırmalı olarak okumayı 4 Ocak 2015 tarihinde tamamladım.

Ece Ayhan’ın hayatını incelemeye uğraştığınızda -yakın tarih gibi görünse de- son derece karmaşık, anlaşılması zor, çağlar boyunca sürmüşçesine karanlık bir tarihsellik ve tuhaf (ters, eksiltili) bir varoluş biçimiyle karşılaşırsınız: Çıkışlarla veya kazanımlarla değil, süreksel inişlerle veya kayıplarla donanmış (Ece Ayhan bunu  ‘düşüş’ olarak ifade ediyor mektuplarında) mitolojik özellikleri olan bir karakter hakkındaki rivayetleri arkeolojik açıdan araştırıyor gibi olursunuz. Ece Ayhan’ın hayatını çeşitli unsurlara bölerek (edebî akımlar, siyasal çevrimler, sosyolojik çıkarımlar ya da ideolojiler gibi) yapısal olarak tasnif etmeye çalıştığınızda da birçok ismin, olayın, katmanın ve nedensellik ilişkisinin sürekli yönelim değiştirdiğini (düştüğünü, çeliştiğini), bununla birlikte, onun hayatındaki her etkileşimin “kara duygululuk” diyerek tanımlayabileceğimiz hakikate (kara gerçeğe) eklemlenip Ece Ayhan’ı fenomenleştirdiğini hissedersiniz. Eşinin vefatı, Denizli-Çardak’ta kaymakamlık görevindeyken yaşadığı olaylar, maruz kaldığı kumpas, mülki amirlikten (devletten) ayrılışı, hapis cezası, 12 yaşındaki oğlunun velayetini kaybedişi, yaşlı annesinin (Ayşe Hanım) Çanakkale’de (köyde) yalnız kalışı, geçirdiği cerrahi operasyonlar, beyin ameliyatları, hastalıklar, evsizlik, parasızlık, işsizlik ve kimsesizlik… Süreksel inişler; ‘düşüş’ler…

Ece Ayhan’a ilişkin olarak bugüne kadar yayımlanan -ve henüz yayımlanmayan- efemeratik belgelerin hepsini birlikte düşündüğümde, Ece Ayhan’ın yaşamındaki “kara duygululuk” durumunu sabitleyen (yani, ‘insanlık’ olgusunun mevcut gelişmişliğine ve ilerleme prensibine Ece Ayhan’ın duyduğu güvensizliği, karamsarlığı bütünleyen, bu güvensizliğin son merhalesini oluşturan) olaylara dair bazı ‘özel’ mektuplarla karşılaşıyorum: Ece Ayhan’ın Enis Batur’a yazdığı 1 Eylül 1977, 12 Şubat 1978, 14 Mart 1978, 8 Nisan 1978 tarihli mektuplarda açıkladığı olaylar, sanırım, bu açıdan en önemlileri…  Söz konusu mektuplar Ece Ayhan’ın Zürih’teki beyin ameliyatlarına, tedavi sürecine ve bu süreçte Ece Ayhan için sanatçılar tarafından İstanbul’da toplanan yardım paralarına (yardım fonuna) ilişkin çeşitli bilgiler, isimler, suçlamalar ve hukukî girişimler (adalet arayışları) içeriyor. Aynı zamanda bazı arkadaşlarının ve bazı avukatların Ece Ayhan’ı nasıl zor bir durumda -düşüşte- bıraktığını, o dönem Ece Ayhan hakkında nasıl bir kara propagandanın kimler tarafından yürütüldüğünü, Ece Ayhan’a uygulanan birçok haksızlığın ve insafsızlığın nasıl örtbas edildiğini, çoğu -sözde- arkadaşının Ece Ayhan’a nasıl sırt çevirdiğini ve nasıl kaçıştığını da gösteriyor… Söz konusu mektuplarda anlatılan olaylar, Ece Ayhan’ı “bir insan topluluğunda yaşamadığı” sonucuna çıkarıyor ve bu “kara gerçek”, Ece Ayhan’ın tüm hayatını geri dönülmez bir şekilde etkiliyor. Kısacası, Ece Ayhan’ın en büyük -belki de son- ‘düşüş’ünün birçok ayrıntısını Enis Batur’a yazdığı 1977 ve 1978 tarihli mektuplarda bulabilirsiniz.

“Hoş Çakal Hoş Tilki” adlı kitapta yer alan 12 Nisan 1978 tarihli mektubunda şöyle diyor Ece Ayhan: “(…)böyle her şeyin ucundayken bir kişinin içyüzünü açıklamayacaktım, öylesine Doğrucu Davut’luk fazla kaçtı. İnsanların hepsinin göründüğü gibi insancıl olmadıklarını bilmem gerekti.(…)”

Sahicilikle
Zafer
Yalçınpınar
5 Ocak 2015


Hamişler:

1/ Ayrıca bkz: 2012: İKİ SERGİ: “Ozanın Yaşaması için;1975” ve “Ece Ayhan için;1976” (Ece Ayhan’ın tedavisi için açılan destek sergilerine ilişkin buluntular)

2/ Ece Ayhan’ın Enis Batur’a yazdığı mektupların 1978 sonrasındaki bölümlerinde de birçok “kara gerçek” bulunuyor: Başının belaya girdiği çetelerle, oğluyla, çeşitli dergi editörleriyle, siyasi olaylarla, yayımlanmayan -taslak halinde bulunan- son eserleriyle ve Çanakkale’yle ilgili…

3/ EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
14
2016
0

“Kalbimiz artık dar geliyor bize!” (Nâzım Hikmet)

Yuvarlanıyor, iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan!
Yuvarlanıyor iri sıcak damlalar
kalbimize!
Kalbimiz artık dar geliyor bize!
(…)

Nâzım Hikmet


Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan tüm NÂZIM HİKMET ilgilerine https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
27
2015
0

Efemeratik Edebiyat Tarihi ve Kitap Koleksiyonerleri için Önemli Bir Gün…

muzayede1

Gezegen Sahaf(Sedat Yardımcı) tarafından Taksim-Aslıhan Pasajı’nda gerçekleştirilen kitap müzayedelerinin dördüncü yılı, 26 Aralık 2015 tarihinde özel bir müzayede ve etkinlikle kutlandı.

Çok sayıda efemeratik edebiyat ve kitap koleksiyonerinin katıldığı coşkulu müzayedede, edebiyat tarihi kapsamında tanınmış simalara ilişkin çeşitli imzalı kitaplar ve efemeratik belgeler açık arttırmaya sunuldu. Açık arttırmaya sunulan eserler arasında avukat ve yazar Demir Özlü’nün arşivindeki 1970-80’li yıllara ait bazı hukuki belgeler ile mektuplar oldukça ilgi çekiciydi. Can Yayınları’nın kurucusu Erdal Öz’ün açtığı alacak davalarına ilişkin çeşitli belgeler ve notlar, 1975 yılında 12 yaşındaki oğlunun velayetini almak için Ece Ayhan’ın açtığı dava sürecine ve temyizine ilişkin hukuki dilekçeler, karar belgeleri, notlar ve özel bir mektup, Muzaffer İlhan Erdost’un yönettiği bir yayınevi tarafından yayımlanan ve 1980’li yıllarda el konulan(yasaklanan) bazı kitaplara dair hukuki belgeler ile dilekçeler müzayede kapsamında açık arttırmaya sunulan ve edebiyat tarihi açısından son derece önem taşıyan eserler arasındaydı.

Sn. Sedat Yardımcı ve ekibini edebiyat tarihine verdiği emek, katkı ve gösterdiği hassasiyet nedeniyle tebrik ediyor, tüm efemeratik edebiyat tarihi araştırmacılarını Gezegen Sahaf tarafından Taksim-Aslıhan Pasajı’nda düzenlenen müzayedelere davet ediyoruz.


gsmuzayede1

gsmuzayede2

gsmuzayede3

raybradbury


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan İlgileri İndeksi ise şurada: https://bit.ly/eceindeks

Ara
23
2015
0

Kadıköy’de Kuşdili’nin ruhu kazandı: “Kuşdili Çayırı AVM olmayacak”

kusdili

İstanbul Kadıköy’deki tarihi Kuşdili Çayırı’na AVM ve otopark yapılmasını öngören plan, İstanbul 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi: https://haber.sol.org.tr/turkiye/kadikoy-kazandi-kusdili-cayiri-avm-olmayacak-140404


“(…)Eski günlerde Fenerbahçe Stadı ilkel olduğu zamanda Kadıköy’deki futbola meraklı gençler mahalleler asındaki çeşitli arsalarda maçlar yapıyorlardı. O tarihlerde Kadıköy’ün muhtelif semtlerinden: Moda, Kuşdili, Bakla tarlası, Kızıltoprak, Erenköy, Bostancı, Hasanpaşa, İbrahimağa mahallelerindeki çayır ve arsalarda yetişen gençler çoğunlukla Fenerbahçe kulübüne giriyorlardı.

yyalcinpinar6

Yaşar Yalçınpınar
1914-1998

Bu anlamda zaman içinde, Moda’dan; Esat Kaner, Kuşdili’nden; Yaşar Yalçınpınar, Bakla tarlası’ndan; Fikret ile Semih Arıcan ve Bülent Büyükyüksel, Erenköy’den; Fikret Kırcan, Erol Keskin ile Naim Şukal ve Hasanpaşa’dan; Halit Deringör, Müjdat Yetkiner, Sabri Kiraz ve Zeynel Üner temayüz ederek Fenerbahçe’ye gelmişler ve onun şampiyonluklarında emek vermişlerdi. (…)”

FARUK ILGAZ
11 Şubat 2011, Fenerbahçe Gazetesi

Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilere https://evvel.org/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden, “Yaşar Yalçınpınar” arşivine ise https://evvel.org/ilgi/yasar-yalcinpinar adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com