Eki
15
2009

Anlamsızlığın Anlamı

Anlamsızlık, saçmalık, bireycilik, kapalılık gibi sözcüklerin bu çağın sözcükleri olduğu artık herkesçe bilinen bir gerçektir. Kafka’nın, Faulkner’in, Beckett’in mutsuzluk çanları, bu çağın dışından gelen sesler değildir.(…)
Çoğunluğu yeni şiirin dışında bırakan, çoğunluğun yeni şiirle birlikte gelişmemesidir.(…)Çoğunluğun şiir karşısındaki ilk tepkisi, şiiri hemen anlayıvermek istemesidir.Yani kolay, ilk anda anlaşılıveren şiiri sevmektedir çoğunluk.(…)
Bir şiir azınlığa seslendiği zaman, o şiirin çoğunluk için olmadığını söyleyemeyiz. Yani çoğunluğun ona kapalı olması, o şiirin mutlaka azınlık için olduğunu göstermez.(…) Breton “Şiir usun bir bozgunluğu olmalıdır” diyecektir.  Mallarme’nin şiirine, anahtarı kaybolmuş bir şiir gözüyle bakmak alışılmış bir şeydir.(…) Şiirdeki yalnızlık, bunalım, günümüzün yalnızlığı, bunalımıdır. Bugünün şiiri çoğunluğa saçma, anlamsız, karanlık geliyorsa, yaşadığımız hayattan başka bir yerden gelmiyor bu. Ayrıca bunun için de, belki de en çok bunun için, bugünün şiiri anlamsız, saçma değildir.(…) Bugünün şiiri bireyciyse, bu da bireyin yitikliğinin, ezikliğinin, yıkıklığının sonucudur.(…)
Kierkegaard kendisine , “Bir evin çatı arasında oturan, üstelik evin çökmesinin yakın olduğunu bilen bir insan” demiştir.

İlhan Berk
İnferno’dan…

Yorum yapılmamış »

RSS feed for comments on this post. TrackBack URL


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com