(…)
Altında nişanlandığı, nişanın bozulduğu ve bu sırada kendisini yalnız annesinin teselli edebildiği büyük ıhlamur ağacı az ötedeydi. İhtiyar dadısını kucaklayıp ilk kemanını tutuşunu görür gibi oldu. Bütün bunları uzak fakat aydınlık hem tat veren hem de hüzünlendiren bir geçmişte, şu tarlalara görmeden bakan pencereler gibi duymadan görüyordu. İçinde bunları seyrederken kalbini dinleyen doktorun “Bitiyor!” demesinden beri ancak iki saniye geçmişti.
(…)
Marcel PROUST
“Vikont’un Ölümü”
Çev: Haydar Rifat, 6:45 Yay., 2021, s. 43