(…) Gözlerinde köyün gölünün mavi derinliği vardı. Herkesin gözü üzerindeydi; bu bakışların ardındaki kalpleri de üzerinde taşırdı. Bize baktığında sanki sırça bir tenimiz varmış gibi etin ardına geçip kalplerimizi görürdü. Hepimiz onu severdik; özellikle de çocuklar. Bizemneler neler anlatırdı! Sanki ağzından laf değil, nesneler çıkıyordu. Bütün köy onun kutsal varlığını koklar; kokusuyla sarhoş ve bütün hissederdi. (…)
Nasıl da seviyordu köydekileri! Uyumsuz evlilikleri düzeltmek, söz geçirilemeyen çocukları ana babalarına ya da ana babaları çocuklarına boyun eğdirmek, özellikle de acılı ve usanmış insanları avutmak ve herkesin huzurlu ölmesine yardım etmekten ibaretti hayatı.
Miguel De Unamuno
“Aziz Manuel”, Çev: Ceren Hasançebi, Sel Yay., 2016, ss. 8-9