Haz
06
2011

“Vezinsiz şiir yoktur.” (Nâzım Hikmet)

(…)İmdi: Bendenizce, şiirin ayrı sahası -muhteva bakımından- nesrin ayrı sahası yoktur. Her ikisi de aynı mevzuu, aynı hissi ele alırlar. Her ikisinin de kendine has imkânları vardır, fakat bu imkân farkı, şiire şu girmez, nesre bu girmezden değil de, teknik farkından gelir. Yani ölçü farkı, yani yazılış farkı, yani okunuş farkı. Mesela; suluboya ile yağlıboya farkı gibi. “Kayıtlı-vezinli” şiirler örnek istemez, fakat “vezinsiz-vezinli” şiirler hakkında bir iki misal vereyim. Ele, Bedri Rahmi’nin Karadut’unu alıyorum:

Çatlar mıydı bu yürek kahrından kıyamadık.

Bak, vezinsizliğin vezni burda “kıyamadık” sözüne kadar mükemmel. Bedri, “Bu yürek çatlar mıydı kahrından…” dememiş. Bunu bilerek dememişse çok güzel, çünkü şekille, muhteva arasındaki birlik, uygunluk, bütün sanatların esası olduğuna göre, burda bir kere, “çatlar mıydı”ya basmak lâzımdı, ki basmış. Bir ufak ses kusuru var: Yürek kahrından, derken bu iki k’nin, yüreğin sonundaki k ile kahrındanın başındaki k’nin yanyana gelmesi kakafoni yapıyor, diyebilirler. Bence hayır, bu iki k’nin burda birleşmesi, “çatlar mıydı”yı takviye ediyor. Çatlamanın bahis konusu olduğu yerde, ritm, vezin, ses de biraz çatlamalı. Bu mısraya itirazım: “Kıyamadık” sözünü, benim tekniğe göre kuyruğa almalıydı. Yani:

Çatlar mıydı bu yürek kahrından
______________kıyamadık

demeliydi.(…)
Bütün bunlardan başka, tempo meselesini de göz önüne almak lazım. Böylelikle en vezinsiz denilen şiirler, haddi zatında en mürekkep vezinli olur, bundan dolayı da vezinsiz şiir yoktur.

Nâzım Hikmet
“Cezaevinden Memet Fuat’a Mektuplar” , De Yayınevi, 1968, s.47-49

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan tüm Nâzım Hikmet ilgilerine https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum yapılmamış »

RSS feed for comments on this post.


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com