Mar
25
2011

Hiçten doğan şiir…(İlhan Berk)

(…) Hiçten doğan şiire gelince, günümüz şiirinin ben en çok bu alanda geliştiğini sanıyorum; ya da ben bunu kendime daha yakın bulduğum için böyle diyorum. Buna Artaud’u, Cummings’i, Michaux’u, S.J. Perse’i ve daha birçoklarını örnek olarak alabiliriz. Bu üç ozan içinde, özellikle Artaud, hiç’i konu olarak alır. (…) Artaud için sözlük hiçbir şey anlatmaz, hiçbir şeyi göstermez. Sözlük onun için bir nesneyi gösteren, betimleyen bir araç değildir. Böylece sözlük onun için hiçbir değer birliği (équivalence), uygunluk (correspondance), simge, im (signe) sağlamaz. Hatta anlatmak imkânsızlığını bile sağlamaz. Hiçbir şey değildir sözcük. HİÇ. (A. Artaud, George Charbonnier)
Kısaca, Artaud için sözcüklerin bir çığlık anlamı vardır, başka hiçbir şey. Hiç’i büyütmek istemesi, elbette çığlıkla karşılanırdı. Nedir çığlık? Hem hiç hem her şey. Artaud’da sözcüklerin anlamlarının yitmesiyle bir çığlık biçiminde beliren hiç’i istemek, geçen yüzyılın sonunda Mallarmé’de konuyu silmek, Michaux’da belirsiz konu çizmek, usun dışına çıkmak biçiminde kendini göstermiştir. Michaux’nun koyduğu evrenin adı biliniyor yalnız, kendisi anlatılamıyor, yorumlanamıyor.(…) Sınır taşlarından onun evreninde olduğumuzu anlıyoruz. Michaux bu evrende pusulasız, haritasız, koltukdeğneksiz dolaşıyor.(Henri Michaux, René Bartelé)
(…)

İlhan Berk
Anlamsızlığın Anlamı, Yeni ufuklar, Nisan 1962, Sayı: 119

Yorum yapılmamış »

RSS feed for comments on this post.


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com