Tem
10
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Çağrısı (10 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-10-temmuz-2013

Türkiye tarihinin en önemli yaşam ve demokrasi mücadelelerinden biri olan Gezi Direnişi; her türlü polis şiddetine, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalara, sorumluluklarını üzerinden atmaya çalışan idarecilerin mesnetsiz, yalan beyanlarına karşın dayanışmamızın gücüyle büyümeye devam ediyor.

Maalesef bugün yüreğimizi dağlayan bir kara haber daha aldık. Daha onurlu ve güzel bir dünya için mücadele ederken, Eskişehir’de 2 Haziran’da kimlikleri hala tespit edilmemiş eli sopalılar tarafından yaralanan, 8 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ı bugün (10 Temmuz) kaybettik. Yaşamsal taleplerimizi dillendirdiğimiz bu süreçte altıncı yurttaşımızı yitirdik. Acımız ve öfkemiz çok büyük. Onları asla unutmayacak ve uğrunda hayatlarını kaybettikleri mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Bilindiği üzere 08 Temmuz Pazartesi akşamı, sürdürdüğümüz mücadelenin bir kazanımı olarak, ironik bir biçimde İstanbul Valisi tarafından açıldığı bildirilen Gezi Parkı’na giderken hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan Taksim Dayanışması temsilcilerimiz, 48 saatlik yasal gözaltı süresi bitmesine karşın halen savcılığa sevk edilmemişlerdir. Buradan bir kez daha belirtiyoruz; bu mücadele sürecinde gözaltına alınan ve tutuklu bulunan tüm yurttaşlarımız serbest bırakılmalıdır.

Dayanışmamızın bugüne kadar yürüttüğü bütünüyle yasal, meşru, demokratik ve barışçıl mücadeleyi, sokaklar ve meydanlarda polis şiddetiyle bastıramayan iktidar, bileşenlerimizin temsilcilerini gözaltına alarak sürdürdüğü saldırılarına gece yarısı operasyonlarıyla, yani Meclisten geçirdiği torba yasayla bir yenisini daha eklemiştir. Tüm yaşam alanlarımıza ve kamuya dönük yağma politikalarına karşı TMMOB ve odalarının yıllardır yürüttüğü mücadeleyi etkisizleştirme yönünde bir adım daha atmıştır. Taksim Dayanışması bileşenlerimize yönelik bu çok yönlü saldırıları tasarlayanlar ve uygulayanlar şunu bilmelidirler ki dayanışmamız, mücadelesinden geri adım atmayacaktır.

Buradan polis şiddeti, gözaltılar, tutuklamalar ve torba yasalarla mücadelemizi sekteye uğratmaya çalışanlara bir kez daha sesleniyoruz; Bütün dünyaya örnek olan dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz.

Geçtiğimiz Pazartesi günü gözaltına alınan dayanışma temsilcilerimize adliyeye sevk edildiklerinde destek olmak, tüm gözaltına alınanlar ve tutuklananlara sahip çıkmak için 11 Temmuz Perşembe saat 11.00’den itibaren Çağlayan Adliyesi’nde buluşuyor ve sürecin sonuna kadar bekleyişimizi sürdürüyoruz.

Çünkü haklıyız, çünkü kararlıyız.

TAKSİM DAYANIŞMASI


Tem
10
2013
0

Bilim Akademisi Yönetim Kurulunun Gezi Parkı Olayları ile ilgili Duyurusu (9 Temmuz 2013)

Bkz: https://bilimakademisi.org/node/109

Bilim Akademisi Yönetim Kurulu olarak Mayıs sonunda İstanbul’da,  Gezi parkında başlayan ve ülkenin dört bir yanına yayılan protesto gösterileriyle ilgili gelişmelerde toplanma ve ifade özgürlüğü, bilgi edinme ve bilgiye dayanan karar ve politikalar yürütülmesi konularında önemli sorunlar görüyoruz. 

Hükümetin uzman görüşlerini dikkate almayan, eleştiriye kapalı, farklı duruşlara karşı tahammülsüz ve saldırgan bir yaklaşımla karar almaktaki ısrarlı yaklaşımının barış ve demokrasinin koruması açısından ne ölçüde sorunlu bir nitelik taşıdığı açıkça görüldü.  Durumu bu açıdan kaygıyla izliyoruz.

Bugün geniş kitlelerin karşı çıktığı bu siyaset yapma biçimi, akademik çalışma ortamını da fevkalade endişe verici bir biçimde etkiliyor. Tutuklu öğrencilerin sayısının giderek arttığı,  çalışmaları veya siyasi duruşları yüzünden uygulanmakta olan politikalara ters düşen akademisyenlerin üniversitelerinin dışından veya içinden gelen uyarılara ve soruşturma tehditlerine maruz kaldığı, bilimsel çalışmaları destekleyen kurumların bazı projeleri bilim dışı gerekçelerle reddettiği bir ortamda,  bilim için gereken akademik özgürlüğün korunması giderek güçleşiyor.

 Bilim insanları, meslektaşlarının geliştirilmiş oldukları kuram ve yöntemler  temelinde, varolan kuram ve yöntemleri sorgulamayı ve eleştirmeyi sürdürerek çalışırlar. Varolan bilgi birikimine saygı ve eleştiriye açık olma gerekliliği, birlikte, bilimsel gelişmenin olmazsa olmaz koşulunu oluştururlar. Dünya ile ilgili bilginin ancak dünyayı gözleyerek doğrulanabileceği veya yanlışlanabileceği ilkesi bilim için olduğu kadar sağlıklı demokratik bir toplumun işleyişi için de esastır. Bilim insanları olarak, karşı karşıya bulunduğumuz ideolojik ve siyasi müdahalelerin, uğraşımızı sağlıklı bir biçimde sürdürmemizi engelleyecek bir nitelik almaya başlamasından duyduğumuz kaygıyı ifade etmek ihtiyacını hissediyoruz.

9 Temmuz 2013

Bilim Akademisi Derneği Yönetim Kurulu  

Tem
10
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Kamuoyu Çağrısı (9 Temmuz 2013, 21:03)

Taksim Dayanışması’nın Çağrısı (9 Temmuz 2013, 21:03)

Basına ve Kamuoyuna çağrımızdır,

08 Temmuz Pazartesi günü; İstanbul Valisi’nin Gezi Parkı’nın halka açıldığı beyanı üzerine Dayanışmamız, halkımızla birlikte aylardır sürdürdüğü meşru ve haklı mücadelesi sonucu kazandığı Parkı’na gitmek istemiş ancak yine polisin olağanlaşan şiddeti ile karşı karşıya kalınmıştır.

Gelişmeleri ve gözaltlılara dair açıklamalarımızı dün gece bu sabah kamuoyuna duyurduk. Şunu baştan belirtmek isteriz ki; Taksim Dayanışması taleplerinden ve kararlılığından vazgeçmeyecektir.

Dayanışmamızın 09 Temmuz Salı günü yaptığı toplantı notlarını basın ve kamuoyu ile paylaşıyor ve dayanışmaya yapılan saldırı, gözaltılar ve sonrasında yaşanan hukuksuzluğa karşı mücadelemizi halkımızla birlikte sonuna kadar sürdüreceğimizi duyuruyoruz.

1- Bu mücadele sürecinde gözaltına alınan ve tutuklu bulunan tüm yurttaşlarımızın serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

2- Gözaltında olan Dayanışma temsilcilerimizden ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinden Mimar Mücella Yapıcı’nın ev araması; savcı olmadan, atılı suçlama ve ne arandığına dair hiçbir bilgi olmadan yapılmaktadır. Hukuksuzluğa itiraz eden avukatlar ise çevik kuvvet çağrılacağı tehditlerine maruz kalmışlardır. Dayanışma bileşenlerimizden İstanbul Tabipler Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin, HDK Yürütme Kurulu Üyesi Ender İmrek ve Haluk Ağabeyoğlu’nun evlerinde de bu hukuksuz aramaların devam ettiği bilgilerini almaktayız. Basın emekçilerini bu hukuksuzluğu teşhir etmeye ve halkımızı bilgilendirmeye davet ediyoruz.

3- Taksim Dayanışması yalnız değildir. 09 Temmuz 2013 Salı akşamı yurdun ve İstanbul’un dört bir yanında gerçekleşecek forum ve etkinliklerde Dayanışmaya yapılan hukuksuz müdahale halkımızdan hak ettiği cevabı bulacaktır.

4- Saat ve günü daha sonra belirtilmek üzere, Dayanışma temsilcilerimiz adliyeye sevk edildiklerinde halkımızı birlikte durmaya ve tüm gözaltına alınan ve tutuklananlara sahip çıkmaya çağırıyoruz.

5- Dayanışmamızın hem bileşenleri hem de etkinlikleri bütünüyle yasal, meşru, Anayasa dâhilinde ve barışçı niteliktedir. Bu süre içinde haklarımızı kullanmamızı hukuksuz ve zorla engelleyen, kamuoyunu yanıltan, halka şiddet uygulayan bütün kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız.

6- Bu süreç içinde yaptığımız bütün etkinlikleri halkımızla birlikte milyonlar olarak sahipleniyoruz. Eğer parkların, meydanların, kamusal alanların halka açılmasını istemek suç ise kendimizi ihbar ediyoruz. Halka uygulanan şiddetin durdurulmasını istemek suç ise kendimizi ihbar ediyoruz. Başta toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olmak üzere, Anayasal haklarımızı kullanmak suç ise kendimizi ihbar ediyoruz.

7- Öte yandan, önce masa/sandalye terörü, arkasından inşaat ve kepçelerle ve arkasından polis saldırıları sonucu oluşan Taksim Esnafı’nın mağduriyetinden doğrudan ve açık olarak siyasi iktidar ve onun kamu görevlilerinin suçlu ve sorumlu olduklarını ilan ediyoruz.

8- Beş yurttaşımızın hayatını kaybetmesinden, binlerce insanın yaralanmasından, onlarcasının kalıcı sakatlıklarla karşı karşıya kalmasından doğrudan ve açık olarak siyasi iktidar ve onun kamu görevlilerinin suçlu ve sorumlu olduklarını ilan ediyoruz.

Biz haklı, demokratik ve meşru taleplerimizi savunmaya devam edeceğiz. Gözaltına alıp yargılamaya çalıştığınız Dayanışma Temsilcileri değil, Anayasanın ve uluslararası insan hakları sözleşmelerinin tanıdığı haklar ve özgürlüklerdir. Haklarımız, özgürlüklerimiz ve dayanışmamızdan vazgeçmeyeceğiz. Dayanışma Temsilcilerimizin yanında halkımızla birlikte Çağlayan’da olacağız.

TAKSİM DAYANIŞMASI
Bkz:
https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-acil-cagrimizdir-08-temmuz-2013

Tem
09
2013
0

“Aklın, vicdanın, hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz.” (9 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-9-temmuz-2013
Taksim Dayanışması’nın 9 Temmuz 2013 tarihli basın açıklaması aşağıdadır:

Artık aklın, vicdanın, hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz.

Yaklaşık bir buçuk aydır, tüm polis şiddetine, gözaltılara, her türlü baskıya, karalamaya, yalan ve dolana karşı sürdürülen haklı, meşru ve kararlı mücadelemiz sonucunda Gezi Parkı’nın Park olarak kalmasını sağlayanlar, Vali tarafından seremoniyle açılan parka gitmek isterlerken tamamen hukuksuz bir şekilde engellenmiştir. 8 Temmuz Pazartesi akşamı hiçbir uyarı olmadan, İstiklal Caddesi girişinde emniyet güçleri tarafından halkımıza, yine gaz, su, plastik mermi ile saldırılmış ve Taksim Dayanışmasını oluşturan emek/meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilci ve yöneticileri de olmak üzere birçok arkadaşımız, yine valinin talimatıyla ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmıştır. Hukuk ve yargı kararları, yok sayılmak suretiyle suç işlenmiştir.

Taksim Dayanışması olarak polisin saldırısını ve gözaltıları şiddetle kınıyor; Acilen dün ve daha önceki günlerde keyfi ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan vatandaşlarımızın, haklarında hiçbir hukuki işlem yapılmadan serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Günlerdir acizlik içerisinde bu kenti polis şiddeti marifetiyle idare etmeye çalışanlar artık halka yalan söylemeyi bıraksınlar. Yarattıkları her türlü bilgi kirliliğine, karalamaya, iftiraya karşı gerçekler apaçık ortadadır. Buradan tekrar iktidara, bu kentin idarecilerine sesleniyor ve hatırlatıyoruz;

“Gezi Parkı” sizlerin doğa, bilim ve demokrasi karşıtı, rantçı projelerinize karşı halkın, kullandığınız her türlü insafsız şiddetinize rağmen, kararlı ve onurlu mücadelesi ile Park olarak kalmıştır. Orayı var eden de, güzelleştiren de sizler değil, halkın ta kendisidir.

Bu mücadelede maalesef yaralılarımız ve can kayıplarımız vardır ve bu durum sizlerin kolluk kuvvetlerinizin akıl almaz, vicdana sığmaz şiddeti sonucu olmuştur. Dün eli palalılar bugün sokaklarda rahat rahat gezerken, hayatında hiç kimseyi incitmemiş arkadaşlarımız gözaltına alınmaktadır. Sorumluların hiçbiri bugüne kadar hesap vermemiştir. Aksine bu şiddetin gerçek sorumlularını “aklama” yarışına girilmiştir. Tüm Türkiye ve Dünya şunu görmüştür ki, 28 Mayıs’tan bu yana yaşanan bu süreçte, polisin olmadığı günlerde Gezi Parkı ve Taksim’de halkımız dayanışmanın, kardeşliğin, yaratıcılığın, barışın ve demokrasinin en güzel örneklerini sergilemiş, insanların geleceğe dair umutlarını yeşertmiştir. Yurdumuzun dört bir yanında parklarımız ve meydanlarımızda kendiliğinden yeşeren ve ortak irademizi oluşturmak için gerçekleştirilen forumlar; kendi hayatlarımızın kaderini hep birlikte kendimizin belirleyeceği, Türkiye’de gerçek bir demokrasinin inşasına dair hepimize ışık olmuştur. Eğer halen daha Valinin kendisi ile birlikte, tüm bu şiddet ve karanlığın sorumluları Taksim Dayanışmasının bu ısrarlı ve meşru duruşunu anlayamıyor ise söylenebilecek çok fazla şey kalmamıştır.

Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığı kamuoyunda, yargıda ve diğer tüm alanlarda defalarca kanıtlanmıştır. Her türlü baskı, engelleme, karalama ve zorbalık bizleri, mücadelemizden bir adım bile olsa geriye düşürmeyecek, dayanışmamızı yıldıramayacaktır. Taleplerimizin yani polisin ve idarecilerin ısrarla çiğnedikleri Anayasal haklarımızın takipçisiyiz. Emek, alınteri ve acı ile elde ettiğimiz kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bugün ve bundan sonra, yaşam alanlarımıza dair söz söyleme hakkımız için burada ve her yerde olmaya devam edeceğiz.

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
09
2013
0

‘Quartette Humaine’ (Bob James, David Sanborn, Steve Gadd, James Genus)

Bkz: https://www.radikal.com.tr/kultur/halicte_efsane_cazcilarin_gecesi-1140978

“Popüler cazın efsanevi isimleri bu akşam İstanbul Caz Festivali kapsamında Haliç Kongre Merkezi’nde bir araya geliyor. Çıkardığı 85 albümün yanı sıra, Grammy dahil birçok ödül kazanan Bob James’e, tüm zamanların en başarılı ve ilham verici saksofon virtüozlarından David Sanborn eşlik edecek. Bu isimlerle, stüdyo bateristlerinin en iyisi olarak adlandırılan Steve Gadd ve basta harikalar yaratan James Genus aynı sahneyi paylaşacak. 1986’daki Double Vision ortaklığından sonra ilk defa bir araya gelen James ve Sanborn, bu yıl Steve Gadd’le birlikte kaydettikleri ‘Quartette Humaine’ albümünün dünya turnesi kapsamında İstanbul’a uğruyor.”

Tem
09
2013
0

Kitap Sergisi: “Adalar’a Yazılanlar” (1857-2013)

adalarayazilanlar

“Adalar’a Yazılanlar” Kitap Sergisi
1857-2013

Küratör
Baki Çokneşeli

Bkz: https://www.adalarmuzesi.org/cms/sergiler/guncel-sergiler/adalara-yazilanlar

“Tarih boyunca İstanbul’un incileri olarak ün kazanan Prens Adaları doğa ve dini konularla ilgilenen pek çok gezgini, tarihçiyi, ressamı, coğrafyacıyı, yazarı, şairi olağanüstü etkiledi ve birçok edebi eserin doğmasına esin kaynağı oldu. 20. yüzyıla kadar çoğunlukla yabancı dillerde yazılan gezi anısı, tarihi araştırma ya da dini konulu eserler Türkler’in de Adalar’a olan ilgisinin ve yerleşiminin artması ile 20. yüzyıldan itibaren ağırlıklı olarak Türkçe yazılmaya ve Adalar’ın botanik yapısından hava fotoğraflarına, mimarisinden Adalılar’ı tanıtmaya kadar değişen çok farklı konuları içermeye başladı. Bu yayınların giderek artan bir ivme ile çoğalması tüm Adalı’lar ve Ada severler için gurur vericidir. Sergide 1857-2013 yılları arasında Adalar’a yazılan çok özel eserleri Baki Çokneşeli kitap koleksiyonunda göreceksiniz.” (Tanıtım Metninden…)

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
09
2013
0

Oğuz Atay ile oyun oynamak (Çağla Arslan)

Futuristika taifesinden Çağla Arslan oyun oynama kavramını Huizinga (Homo Ludens), Oğuz Atay ve gündelik hayatta oynamak zorunda kaldığımız oyunlar arasında gezinerek anlatıyor…

Bkz: https://www.futuristika.org/oguz-atay-ile-oyun-oynamak/

Tem
08
2013
0

Online: “Yaşarken Yazılan Tarih” Özel Sayısı

Bkz: https://www.yasarkenyazilantarih.com

Bkz: https://www.yasarkenyazilantarih.com

NTV Tarih’in kapatılmasına neden olan Gezi direnişi sayısı, https://www.yasarkenyazilantarih.com sitesinden yayınlandı. Yaşarken Yazılan Tarih, derginin Gezi direnişini kapsamlı şekilde ele aldığı sayısının kapak konusu olarak belirlenmişti…

Tem
08
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması: “Forumların ışığını bugün saat 19.00’da Gezi Parkı’na taşıyoruz!” (8 Temmuz 2013)

Bkz: https://www.sendika.org/2013/07/madem-halka-aciliyor-pazartesi
-19-00da-taksimde-bulusuyoruz/

Bkz: https://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/taksim-dayanismasi-bugun-saat
-1900da-gezi-parkinda-bulusuyoruz-haberi-75990

Forumların ışığını Gezi Parkı’na taşıyoruz!

“Anayasa Madde 34. – Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

6 Temmuz 2013 Cumartesi günü; Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmek; parkımızın açılmasını sağlamak için güle oynaya Taksim’de buluşmaya çalışan yurttaşlarımız yine iktidarın hukuksuz, acımasız şiddet ve saldırısına maruz kalmıştır.

Aylardır bu acımasız şiddet ortamında, bazen işe yaramayacağını bile bile asli görevlerini yapmaya çalışan basın emekçileri de yine bizlerle birlikte bu olağanüstü şiddete maruz kaldılar.

Bütün bunların ötesinde yolda gaz ve TOMA saldırısından kaçmaya çalışan, kendilerini koruyacak malzemeleri bile bulunmayan insanlara, polisin gözünün önünde palalarla saldırıldı. Palalarıyla saldıranlara, polis ses çıkarmazken, önce gözaltına alındıkları açıklandı, bugün ise serbest bırakıldıklarını öğrendik. Bunun yanında tanığız ki; sadece en doğal yaşamsal ve anayasal haklarını kullanmak ve meydanında toplanmak isteyen yurttaşlarımıza değil; kendini korumak için apartmanlara, işyerlerine sığınanlara da binalardan içeriye gaz atılarak şiddet ve apar topar gözaltılar gerçekleştirildi.

Soruyoruz; hangi sebeple ve ne uğruna bu şiddet gerçekleştirildi?

Oysa ki ilk günden bu yana taleplerimiz son derece haklı, yasal ve açıktır. Bu taleplerimizden Gezi Parkı’ndaki Topçu Kışlası’nın inşasını da içeren planlar hakkında, parkımıza ve yaşam alanımıza daha fazla zarar vermeden iptal kararının alınması; Tüm Ülkede yaşanan barış, kardeşlik ve dayanışma ruhu, meydanlarda, parklarda, sokaklarda, evlerimizde bilgisayarlarımızın başında verdiğimiz haklı mücadelenin kazanımlarıdır.

Ancak verdikleri mücadele sırasında beş yurttaşımızın ölümü, binlerce insanın yaralanması, kör olması, gözaltına alınması, tutuklanması ve hergün bunlara yenilerinin eklenmesi nedeniyle yüreklerimiz dağlanmaktadır.

Yaşamsal diğer taleplerimizin hiçbirisi yerine getirilmemiştir. Her geçen gün yaşadıklarımızla bu taleplerimizin haklılığı ve önemi yeniden kanıtlanmaktadır. Biliyoruz ki bütün bu şiddetin sorumluları, haklılığımız karşısında büyük bir acz ve telaş içindedir. Bu nedenle de esasen halka kapatılması suç olan parkın açılış seremonileriyle toplumun gözünü boyamaya çalışmaktadırlar. Parkımız bize kapatılmışken, kentin yöneticileri yerine ironik bir şekilde valinin bu açılışı duyurması, yapılan ve yapılacak tüm temsili gösteriler, bu acizliğin hukuksuzluğunu da derinleştirmektedir.

Bizler 08.07.2013 Pazartesi günü saat 19.00’da kendiliğinden yeşererek yalnızca İstanbul’a değil tüm Türkiye’ye bir demokrasi örneği olarak yayılan forumlarımızın ışığını Gezi Parkı’na da taşımaya kararlıyız. Bütün dünyaya örnek olan Dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz.

Çünkü haklıyız, çünkü kararlıyız.

Her yer Taksim, her yer direniş!

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
07
2013
0

PEN Türkiye: “TDK yönetimi derhal istifa etsin”

PEN Türkiye Yönetim Kurulu TDK’nın “darbe” tanımını değiştirmesiyle ilgili bir açıklama yayınlayarak, “Bu tanım değişikliği tam bir rezalettir. Bütün dünyada alay konusu olacaktır” dedi ve TDK yönetimini istifaya çağırdı.

Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/pen-turkiye-tdk-yonetimi-derhal-istifa-etsin-haberi-75921

Tem
07
2013
0

Taksim Dayanışması: “Artık Yeter! Aralıksız ve Israrla Sürdürülen Polis Şiddetini Kınıyoruz!” (7 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/artik-yeter-araliksiz-ve-israrla-surdurulen-polis-siddetini-kiniyoruz

6 Haziran 2013 Cumartesi günü; Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmek; parkımızın açılmasını sağlamak için güle oynaya Taksim’de buluşmaya çalışan yurttaşlarımız yine iktidarın hukuksuz, acımasız  şiddet ve saldırısına maruz kalmıştır.

Polisin ortada herhangi bir gerekçe olmadan, tek niyeti kamusal alanlarımız olan meydanda parkta buluşmak olan yurttaşlarımıza karşı uyguladığı şiddet 28 Mayıs’tan beri sürdürülen şiddet politikalarının değişmediğini, şiddetin ısrarla sürdürülmek istendiğini göstermektedir.

Gezi Parkı’nın bir gün sonra açılacağını duyurarak tek niyeti parka gitmek olan yurttaşlarımızı engellemek için Polis Şiddetini bir kez daha güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu halka karşı kullananlar dün yaşananların tek sorumlusudur.

Taksim’de polis tarafından, barış içinde Taksim Gezi Parkı’na gitme talebindeki insanlara yapılan acımasız ve insanlık dışı müdahaleyi ve gün boyu devam eden gözaltı şiddetini kınıyoruz.

Ne medya karartmaları, ne hükümetin keyfi ve hukuk tanımaz uygulamaları ne de bizi birbirimizden koparmayı amaçlayan tutuklamalar, gözaltılar, asılsız karalama kampanyaları içerisinde bulunduğumuz dayanışmayı sonlandıramayacaktır.

Bütün dünyaya örnek olan Dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz.

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
07
2013
0

Taksim Dayanışması Basın Açıklaması: “Kamuoyuna…” (6 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/kamuoyuna

Taksim Meydanında okumamız polis zoru ile engellenen basın açıklamamız kamuoyuna duyurulur.

Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz.

Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır. Ülkemiz tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla bir kez daha ispatlanmış, Tarihi Taksim Meydanı ve Gezi Parkının korunması yargı kararıyla da güvence altına alınmıştır.

Buradayız, Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmek için, parkı yeniden gerçek sahiplerine yani herkese açmak için buradayız. Taksimi kimliksizleştiren ve Gezi Parkımıza Topçu Kışlasını dayatan plan değişikliği hakkında Yargı’nın verdiği iptal kararını tebliğ etmek için buradayız. 27 Mayıs 2013 tarihinden beri parkımıza yapılan müdahalenin hukuksuz olduğunu, halka açık bir alanın günlerdir polis tarafından kapalı tutulduğunu tekrarlamak için buradayız.

Yaşam alanlarımıza dair söz söyleme hakkımız olduğu için buradayız.

Afet zamanlarında toplanma yerimiz de olan kamuya ait parkımız günlerdir polis tarafından işgal altındadır. Demokratik hak taleplerimizi dile getirme yerimiz olan meydanımıza ulaşımımız günlerdir engellenmektedir. Hükümet, uygulamalarıyla yaşam alanlarımızı, parklarımızı, meydanlarımızı bize ulaşılmaz kıldı.

Bütün bu baskılara ve şiddete rağmen bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda hala bir aradayız.

Kayıplarımızı anmak için, hala tüm Türkiye’de yaşanan şiddeti kınamak için ve taleplerimizi tekrar hatırlatmak için buradayız. Ethem için, Mehmet için, Abdullah için buradayız. Gözaltına alınan, tek niyeti parkta buluşmak olduğu halde tutuklanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması için buradayız. Ethem’in ölümüne yol açan polis memurunu serbest bırakan adaletsizliği haykırmak için buradayız.

Günlerdir gördük ki, polis şiddetinin olmadığı her an sokaklarımızda, meydanlarımızda, parklarımızda barışçıl yeni bir hayatın tohumlarını serpiyoruz.

Ne medya karartmaları, ne hükümetin keyfi ve hukuk tanımaz uygulamaları ne de bizi birbirimizden koparmayı amaçlayan tutuklamalar, gözaltılar, asılsız karalama kampanyaları içerisinde bulunduğumuz dayanışmayı sonlandıramayacaktır.

Dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Bir kez daha hatırlatıyoruz.

    • Taksim Meydanı’nın ve Gezi Parkının insansızlaştırılmasına yönelik yargı kararı ile de iptal edilen plan ve projelerden, AKM’nin yıkımından vazgeçildiği ivedi olarak açıklanmalıdır.
    • Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda, toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını,
    • Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak, halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan; binlerce, insanın yaralanmasına, beş yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumluların görevden alınmasını; gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
    • Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılması, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
    • Afet zamanlarında da toplanma ve korunma yerlerimiz olan Gezi Park’ı başta olmak üzere halkın kullanımına kapalı bütün parklarımızın bir an önce açılmasını, önemle ve acilen talep ediyoruz.

Yaşasın dayanışmamız.

Her yer taksim her yer direniş.

TAKSİM DAYANIŞMASI

Bkz: https://taksimdayanisma.org/kamuoyuna

Tem
06
2013
0
Tem
05
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Basın Açıklaması: “Parkımıza Gidiyoruz!” (5 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/parkimiza-gidiyoruz

Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmeye, parkı yeniden gerçek sahiplerine yani herkese açmaya gidiyoruz.

Bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda hala bir aradayız.

Taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz.

Kayıplarımızı anmak, taleplerimizi tekrar hatırlatmak ve hala tüm Türkiye’de yaşanan şiddeti kınamak üzere 6 Temmuz Cumartesi günü saat 19.00’da mahkemenin gerekçeli kararıyla Taksim’de buluşuyoruz.

Yaşasın dayanışmamız…

Her yer Taksim her yer direniş…

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
05
2013
0

Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi’nde Sait Faik İmzaları…

7 Temmuz 2013 Pazar Günü, Beyoğlu Rixos Pera Oteli’nde gerçekleştirilecek olan özel müzayedenin katoloğunu incelediğimde karşılaştığımız Sait Faik imzalı eserlerin tanıtım görüntüleri aşağıdadır. Sahaf Arslan Kaynardağ Koleksiyonu’nda bulunan bu eserlerin çoğu Yeditepe Dergisi’nin kurucularında ressam-grafiker Agop Arad’a ithafen imzalanmış… Ayrıca bkz: https://evvel.org/arslan-kaynardag-koleksiyonu-muzayedesi-icin-kisa-notlar-ece-ayhan-agop-arad

 

sait5

“Agop Ahparik, geldim Bunu da yaptım ama
ben Burdayım…” ibaresi ile ithaflı ve imzalıdır.

*

sait1

“Ferhad ile şirin gibi
Eliz ile Agop’a, sevgilerimle”

*

sait2

“İnek kadar hikâye için Agop’umu feda edemem”

*

sait3

“Canım kardeşim Hacı Asaf’ıma…”

*

sait4

“Benim şeker, tatlı, kaymak, baklava Çelebi’me! Hayatım Çelebi’me”

*

Ayrıca bkz: https://www.buyukpazarmezati.com/
index.php?sayfa=mezat-listesi&arama=Nadir İmzalar

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” ilgilerine https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden, “İmzalı” ilgilerin tümüne ise https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler: ,
Tem
04
2013
0

Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi için Kısa Notlar: “Ece Ayhan, Agop Arad…”

7 Temmuz 2013 Pazar Günü, Beyoğlu Rixos Pera Oteli’nde gerçekleştirilecek olan özel müzayedeyi, imzalı kitap ve edebiyat efemerası kapsamında -biraz da heyecan içerisinde- düşündüğümüzde son senelerin en önemli ve en sıkı kitap müzayedesiyle karşılaştığımızı söyleyebiliriz; 2008 yılında vefat eden felsefeci-sahaf Arslan Kaynardağ‘ın koleksiyonundan eserlerin satışa sunulacağı bu müzayedeyi, imzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârları açısından, daha önceki yıllarda -belki de bir on yıl kadar olmuştur- gerçekleşen Kemal Sülker Koleksiyonu Müzayedesi’ne benzer bir kuvvette, içeriksel açıdan son derece heyecan verici, aydınlatıcı ve sahaflık mesleği için de çok özel bir devinim olarak görüyorum. Müzayedenin beni özellikle ilgilendiren en değerli kısmı müzayede listesinde “Nadir İmzalar” başlığıyla ifade edilmiş.
(Bkz: https://www.buyukpazarmezati.com/index.php?sayfa=mezat-listesi&arama=Nadir İmzalar)  Bu başlığın altında Ahmet Haşim’den, Süleyman Nazif’ten, Halide Edip Adıvar’dan, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’ndan, S. E. Siyavuşgil’den, Orhan Veli’den, Sait Faik’ten, Halikarnas Balıkçısı’ndan, A. Şinasi Hisar’dan, Sabahattin Ali’den, Orhan Kemal’den, Oğuz Atay’a, Onat Kutlar’a, Edip Cansever’e, Özdemir Asaf’a, İlhan Berk ve Ece Ayhan’a kadar inanılmaz derece önemli imzalar ve efemeralar bulunuyor… Şüphesiz, her imzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârı Arslan Kaynardağ’ın koleksiyonunda farklı farkılı, başka başka önem ve ilgiler bütünü bulacaktır, ancak, benim inceleme ve araştırmalarım için İlhan Berk ile Ece Ayhan’ın imzalı kitapları her açıdan çok değerli… Zaten pek bilinmez -daha doğrusu bilen bilir- ama, Arslan Kaynardağ 1979 yılında Ece Ayhan‘la çok ilginç bir konuşma-söyleşi gerçekleştirmiştir. Daha önce (Ekim 2010’da) bu söyleşiyi E V V E L fanzin ilgileri/buluntuları kapsamında yayımlamıştık. (Bkz: https://evvel.org/1979da-ece-ayhanla-soylesmek-arslan-kaynardag)

ecekaynardag

Ayrıca, müzayedede Arslan Kaynardağ’a ithafen imzalanan kitapların yanısıra efsanevi Yeditepe Dergisi ve Yayınevi için kuruluşundan itibaren resim-grafik tasarım çalışmaları yürütmüş olan ressam-grafiker Agop Arad‘a ithaflı kitaplar, edebiyat tarihimiz ile edebiyatın oluşturduğu dostlukları anlamak adına çoklu ve bütünsel bir önem arz ediyor. A. Arad’a ithafen imzalı eserlerin içerisinde Sait Faik imzaları son derece derinlikli ve etkileyici…

saitkaynardag

Uzun lafın kısası,  7 Temmuz 2013 Pazar Günü gerçekleşecek bu özel müzayede, kitap ve edebiyat efemerasıyla ilgilenen heveskârlar için son yılların en önemli hadisesi… Sıkı koleksiyonerlerin bu büyük müzayedeyi kaçırmamasını öneririm.

Sahicilikle
Zy

 

Hamiş: Müzayedenin çağrı metni aşağıdadır:

Değerli kitapseverler ve koleksiyoncular;

Sizleri bu hafta sonu yapılacak olan Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi ile ilgi bilgilendirmek istiyoruz. Aslan Kaynardağ’ın Cumhuriyet dönemi Türkiye sahaflık geleneğinin önemli bir ismi olması dolayısıyla bu önemli müzayedeyi siz kitapseverler duyurmayı bir borç ve görev biliyoruz.. Bu önemli müzayedeyi dost ve meslektaşımız olan “Pazar Mezatı” şirketi düzenlemektedir..

Felsefeci ve sahaf Aslan Kaynardağ’ın (1923-2008) koleksiyonundan imzalı kitapları, felsefe kitapları, ve belgeleri 7 Temmuz 2013 Pazar günü müzayede yoluyla satılacak.

Beyazıt sahhaflar çarşısı’nda önceleri bir tezgahta kitapçılığı başlayan ve daha sonra dükkanında faaliyetlerine devam etmiş  olan Kaynardağ’ın felsefe, kütüphanecilik, Türk dili ve folkloru ile ilgili çok geniş çalışmaları sonucu birikmiş ve uzun süredir ortaya çıkmamış olan arşivi ve koleksiyonları nihayet kitap ve bilgi dostlarıyla buluşuyor.

Son derece nadir imzalı ve ithaflı kitaplardan felsefe arşivine, el yazısı mektuplardan fotoğraflara kadar zengin ve çeşitli bir seçki kitap meraklılarını, koleksiyonerleri ve araştırmacıları bekliyor.

Cumhuriyet dönemi tüm entelektüelleriyle bilhassa felsefecileriyle yakın ilişkisi ve dostluğu olan Arslan Kaynardağ aynı zamanda yayıncı ve yazar olarak bir çok eser vermiştir.

Arslan Kaynardağ’ın kütüphanesinde nadir eserlerin yanısıra, kendisine ithaf edilmiş ve yazar dostlarından ve kütüphanelerinden kalmış olan sıradışı kitaplar (örneğin Sait Faik’ten Asaf Halet Çelebi’ye veya Mehmet Akif Ersoy’dan Mithat Cemal Kuntay’a ithaf edilmiş kitaplar) ve çok geniş bir felsefe arşivindeki eski yazı, ve yabancı dilerdeki felsefe kitaplarının yanısıra dil ve dilbilim  konusunda başvuru kitaplar bulunmaktadır..

Müzayede 7 Temmuz Pazar Gün saat 14:00 ten itibaren Beyoğlu Rixos Pera otelinde gerçekleştirilecektir.

Tüm koleksiyon www.buyukpazarmezati.com sitesinde detaylı olarak incelenebilir. Ayrıca 28.06.2013 tarihinden itibaren Hazzopulo Pasajı 1/B adresinde müzayede gününe kadar görülebilir.  Bilgi için 0212 252 9010-0533 554 5696 numaraları arayabilirsiniz.

Librairie de Pera ekibi

Tem
03
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Basın Açıklaması: “Mahkeme kararı sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır.”

Taksim Dayanışması’nın 3 Temmuz Tarihli Basın Açıklaması aşağıdadır:

Bildiğiniz üzere, Başbakan tarafından seçimlerden önce “Taksim Yayalaştırma Projesi” adı altında, Taksim Meydanı ile Taksim Gezisi’ni betonlaştırmayı, insansızlaştırmayı ve kimliksizleştirmeyi hedefleyen bir “dönüşüm projesi” ilan edilmişti. Söz konusu proje doğrultusunda hazırlanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı nazım plan değişikliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 19 Eylül 2011 tarihinde kabul edilerek 14 Şubat 2012 tarihinde askıya çıkartılmıştır.

Önerilen plan değişikliği; çağdaş şehircilik ve ulaşım ilkelerinden, 21. yüzyılın kamusal alan ve meydan düzenlemesi anlayışından, kent ve kentli hakları yaklaşımından uzak olarak ve koruma kurulları kararları ile hukuk ihlal edilerek ilan edilmiştir. Araç ve yaya güvenliğini de tehdit eden plan değişikliği, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen, meydana çıkan tarihi caddelerin ilişkilerini kopartan, gerek görsel gerekse yaşamsal ve kültürel bütünlüğü yok eden bir yer altı yaşam projesi olarak ortaya getirilmiştir.

Ayrıca; plan değişikliğine hukuksuz bir şekilde eklemlenerek, kamuoyuna “Topçu Kışlası” ihyası adı altında tanıtılan yapılaşma süreci dayatılmış; tüm yurttaşlara açık, hepimizin hakkı olan, şehrimizin merkezindeki yegâne park alanı, ayrıca deprem karşısında sığınılacak “Gezi Parkı” yok edilmeye, 70 yıllık ağaçlarımız, yürüme, buluşma ve dinlenme alanlarımız betonlaşmaya kurban edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu gerekçeler ile Taksim Dayanışması bileşenleri ve semt sakinleri tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne binlerce itiraz dilekçesi iletilmiştir.

Projenin acil olarak durdurulması istemiyle 11 Mayıs 2012 günü; 17.01.2012 tasdik tarihli “Beyoğlu İlçesi, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı Değişikliği hakkında TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi tarafından dava açılmıştır.

Devam eden yargı sürecine rağmen, inşaatın ihalesi gerçekleştirilmiş, yüklenici firma Kalyon İnşaat tarafından inşaat çalışması başlatılmış, Taksim Gezi Parkı bu hukuksuz inşaatın şantiyesi haline getirilmiştir.

27 Mayıs 2013 gecesi hukuksuz şekilde Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların iş makineleri ile kaldırılması ve şiddet dolu polis müdahalesi ile Gezi Parkı’nı ülkemiz ve dünya kamuoyunun gündemine taşıyan süreç başlamıştır. Sonrasında hepimizin yakından takip ettiği hukuksuzluklar devam ederken, yargı süreci de beraberinde sürdürülmüştür. Bu süreç sonucunda gelinen noktada, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 06 Haziran 2013 tarihinde aldığı karar ile İmar Planı Değişiklikleri iptal edilmiş ve Mahkeme tarafından alınan gerekçeli karar tarafımıza bugün iletilmiştir.

Mahkeme kararında dalış tünellerine ilişkin plan kararlarının koruma ilke ve kararlarına aykırılığı, plan notlarında yer alan Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası’nın ihyası ile ilgili hükmün çağdaş şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olmadığı, kamu yararı gözetmediği sonucuna varılmıştır.

Başlattığımız hukuk mücadelesi sonucunda alınan bu karar, Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır. Ülkemiz tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla bir kez daha ispatlanmış, Tarihi Taksim Meydanı ve Gezi Parkının korunması yargı kararıyla da güvence altına alınmıştır. Kazanımlarımızın takipçisi ve güvencesi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyuruyoruz.

Taksim Hepimizin!

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi

Bkz: https://taksimdayanisma.org/degerli-basin-emekcileri-ve-kamuoyuna

Tem
03
2013
0

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com