Ara
30
2008
12

Ece Ayhan, ABD sokaklarında: “Blind Cat Black – Poetry Scores”

 

(Yukarıdaki kupür 30.12.2008 tarihli BirGün Gazetesi’nde yayımlanmıştır.)

Türk Edebiyatı’na duyurulur: “Ece Ayhan, ABD sokaklarında da dolaşıyor!”

St. Louis çevresinde takılan “Chris King” ve “Poetry Scores” adlı Amerikan şiir taifesi, Ece Ayhan’ın “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı kitabındaki şiirlerin İngilizce çevirilerini besteledi ve çeşitli şiir okumalarıyla da birleştirerek albümleştirdi. Albüm, “Blind Cat Black” adıyla ABD sokaklarında dolaşıyor… Ece Ayhan’ın “Bakışsız Bir Kedi Kara” ve “Ortodoksluklar” adlı kitapları daha önce Murat Nemet-Nejat tarafından İngilizce’ye çevrilmiş ve Amerika’da “Sun & Moon Press” adlı yayınevi tarafından tek bir kitap olarak yayımlanmıştı. Albümün oluşmasında ve kayıtlarda Murat Nemet-Nejat‘ın payı gene çok büyük… Albümün yapımcılarından Chris King, önümüzdeki iki ay içerisinde albümdeki şarkıları, şiir okumalarını ve çeşitli imgesel öğeleri birleştirip özel bir DVD’nin oluşturacağını da belirtti.

Ece Ayhan’ın dizelerinden ve şiirlerinden oluşan “Blind Cat Black” adlı albüm 28 parçalık “şarkı ve şiir okuması”ndan oluşuyor. Albümdeki kayıtlarda şu sanatçılar (ve gruplar) yer almış: Pops Farrar, Michael Cooney, Fred Friction, Three Fried Men, Les Murray, Middle Sleep, Heidi Dean, Tim McAvin. Albümün kapak çizimi ise “Julie Doucet” tarafından yapılmış.

Chris King’in, “Ece Ayhan – Bakışsız Bir Kedi Kara” hakkındaki makalesine, 28 parçalık albümün oluşum süreciyle ilgili çeşitli ayrıntılara ve albümde yer alan bazı şarkıların MP3’lerine şu adresten ulaşılabilir: https://poetryscores.blogspot.com/2008/12/blind-cat-black-as-my-invisible-dog.html

Ayrıca, 28 parçalık albümde yer alan 16 parçanın MP3’ünü aşağıdaki bağlantılardan da indirebilirsiniz…

BLIND CAT BLACK – Poetry Scores

—————-

2. “Epitafio”  (Fred Friction, Three Fried Men)

5. “The marching band of his friend and of death” (Kennebunkport Jazz Workshop)

7. “The secret Jew” (Pops Farrar, Flatrock)

8. “That guy”  (Stefene Russell, Tom Hall)

9. “In the sewers of my veins”  (Fred Friction, Three Fried Men)

10. “A flood of first summer”  (Murat Nemet-Nejat)

11. “Bats without wings; wet guns”  (Les Murray, Middle Sleep)

13. “Madness put on a porkpie hat” (Middle Sleep)

15. “The sea of late hours”  (Michael Cooney)

17. “This monster traveler in hashish”  (Latif Bolat, Gary Haggerty)

20. “My son is a queen”  (Three Fried Men)

21. “Why the sea rises”  (Tim McAvin)

22. “Mitsrayim”  (Murat Nemet-Nejat, Latif Bolat)

24. “The muddy music of the ink squid”  (Three Fried Men)

26. “Without wings”  (Murat Nemet-Nejat, Latif Bolat)

28. “Ipecacuanha, the emetic”  (Chris King, Latif Bolat, Heidi Dean)

Hamiş: Poetry Scores’un web sitesine https://poetryscores.blogspot.com/  adresinden ulaşabilirsiniz… Albümle ilgili birçok ilginç ayrıtı bu adreste yer alıyor.

2. Hamiş: Albümle ilgilenenler ve albümü temin etmek isteyenler Chris King’e brodog@hotmail.com  adresinden ulaşabilir…

Sahicilikle/ ZAFER YALÇINPINAR

Ara
25
2008
1

Taş Uçak

(…)Bursa Cezaevi’nde dıştaki parmaklıkları geçip avlunun ortasına geldiğinde, insan kendini bir “başka” dünyadaymış gibi duyardı. Tutukluların içlerinde sürekli barındırdıkları öfke, tuhaf davranışlarında, özellikle de telaşlı, aceleci ama bir amacı olmadığı besbelli yürüyüşlerinde hemen dışarı vuruyordu. O dönemde orada yatan genç tutuklulardan birinin koyduğu adla “Taş Uçak“a adımını atan her dikkatli ziyaretçi, tutukluların bu durumunu hemen algılıyordu. (…) Taş Uçak gerçekten insanda bir tür hareket duygusu uyandırıyordu; bu duyguyu uyandıran belki de yanıbaşlarındaki dağa doğru, üzerlerinde alçaktan hızla ve devamlı bir şekilde geçen bulutlardı. (1962)

Abidin Dino, “Nâzım Üstüne…” ,Sel Yayıncılık, 2005, s.11-12

——————

(…)Günün birinde, durup dururken haşarı küçük Nâzım bir cam kıracak olmuş.

“Neden kırdın bu camı?” sorusuna çocuğun karşılığı aydınlatıcı:

“Camdan bir uçak yapmak için!”

“Belki yeni bir şiir türünün başlangıcı sayılabilirdi bu söz. Çok sonra Bursa Hapishanesi’ne ‘taş tayyare’ adını koyacaktı tutuklu şair. Acayip bir ilişkisi olacaktı Nâzım’ın uçaklarla. (…)

Abidin Dino ‘nun 24 Eylül 1990’da yazdığı “Yazılmamış Bir Kitaba Başlangıç” başlıklı yazısından…

——————

Bkz: Taş Uçak Şiir Sergisi

Ayrıca bkz: Taş Uçak’ta

Ara
16
2008
0

“Kimi, neyi, niçin okumuyorsunuz?” Sorusuna Verilen Cevaplar

 

 

“Günümüz Türk Edebiyat ortamını düşündüğünüzde hangi yazarları, yazıları, kitapları ve dergileri, hangi sebeplerden dolayı okumuyorsunuz?” sorusuna verilen cevaplar aşağıdaki adrestedir:

https://groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/75b1f6ffdcdbf74c?hl=tr 

Soruşturmaya katılan herkese çok teşekkür ederim.

Zafer Yalçınpınar

 

Ara
10
2008
0

İmza: Türkiyem (Turgut Uyar)

Turgut Uyar tarafından (İsmail Gençtürk’e ithafen) imzalanmış “Türkiyem” adlı kitabı koleksiyonuma eklemenin mutluluğunu yaşıyorum bugün…

Ara
08
2008
0

Sergi: İSTABUL BASKISI (Aysun Öner)

Aysun Öner -“İstanbul Baskısı” Fotoğraf Sergisi

Fotoğrafçı Aysun ÖNER’in son 2 yıldır üzerinde çalıştığı Stensil Graffiti (Şablon) konulu fotoğraflarından oluşan sergisi “İstanbul Baskısı” 16 – 31 Aralık 2008 tarihleri arasında KargART sergi salonunda ziyaretçilerle buluşacak…

https://www.kargart.org/

Ara
08
2008
0

Şiir: Sokağın Yağmuru

Sokağın Yağmuru Bir şiir:

https://zaferyalcinpinar.com/s68.html

Zafer Yalçınpınar

Ara
05
2008
0

Şimdi bilmiyorum, bakalım, ilk ne zaman ölürüm…

(…) Babam çalışkan bir adamdı, çok iyi bir hattattı. Ankara’nın Latin alfebesi ile ilk sokak levhalarını, geceler boyu çalışarak ilk o yazmıştır. Ölümünden on-on beş gün öncesine kadar çalıştı ve her akşam içti rakısını. İçemediği yarım bıraktığı son küçük şişesini, gömüldüğü gece annem, bana verdi. “Atamam, dökemem, kimselere veremem” diyerek. (…) İlk içkiyi ne zaman içtiğimi hatırlamıyorum. Ama şaraptı, onu iyice biliyorum. İlk sigaraya alışma denemelerimi, haminnemin “Hanımeli” paketinden aşırdığım incecik sigaralarla yaptım. İlk rakıyı öfkeyle ve intihar etmek(!) için içtim ve saatlerce kustum. İlk votkayı korkarak denedim, adından olacak. Şimdi en iyi dostum. (…) “Her şeyden biraz kalır” diyor bir İtalyan atasözü. En inandığım doğrulardan biri. Söylemeden edemeyeceğim bir doğru da şu: Aşk söz konusu olduğunda, ikinci de üçüncü de sonuncu da ilk’tir.(…) Şimdi bilmiyorum, bakalım, ilk ne zaman ölürüm…  

Turgut UYAR 

Milliyet Sanat Dergisi, Sayı: 330, 1979, s.28-29

 

Ara
01
2008
2

Biz bu gece nerede yatacağını bilmeyen üç kişiyiz.

Biz bu gece nerede yatacağını bilmeyen üç kişiyiz.

(…) Kapısının üstünde “emniyet odası” diye yazılı bir aralıkta yatacakmışız. Emniyet odasında neler bulunur? Tahmin edemezsiniz. Duvar dibine sıralanmış beş numaralı gaz lambası. Dolu ve boş gaz tenekeleri. Eski paçavralar. Elektrik söndüğü için bir lamba yaktılar. Denkleri acele acele açtık. İki gün iki geceden beri ilk defa yatağa yatacağız. Odanın dışarıya penceresi yok -malum ya “emniyet odası”- iki penceresi de başka bir odaya açılıyor. Bu pencereler de camsız. Baktıkları oda jandarmaların yemekhanesi, iki masa ve bir sürü yaramaz çocuğun şimendifercilik oynamak için dizdiklerini zannettirecek şekilde arka arkaya sıralanmış iskemleler. Derhal yattık. Kapıyı kilitlediler. Dışarıda nöbetçinin öksürüğü, nalçalı ve sert ayak ses-leri, çamurlu bir kasaba şehri. Odanın ismi (emniyet) ama tavan yok, gökyüzünü görüyoruz. Bulutların arasında unutulmuş bir yıldızı seyrederek uyuduk. Sabahlayın daha yorgun uyanmışız. (Kemal Tahir)

(…) İstanbul’dan Çankırı’ya kadar uzun ve müzmin, tren zelzelesiyle geldik. Gece zelzeleden yeni kurtulmuş gibi tavanı sahici yıldızlarla süslü bir karanlık odaya sığındık. Ve nihayet sabahlayın, sanki ansızın yer yarıldı ve biz toprağın içinde rutubetli bir mahzene düştük. Orada gömülüp kalacak mıydık? Hayır. İçimizde kalınlığında ki porfir taş duvarlara karşı beşeri yüreğin her şeyi eriten yumuşak ihtilali ayaklandı. “Bu duvarlar bizi öldüreceğine biz onları yere sereceğiz” dedik. Renkli kâğıtlar, tablolar, fotoğraflardan ibaret silahlarımızla hucüma geçdik. O zaman güzel sanatın gayet pratik, gayet konkret bir zaferine şahit olduk. Duvarları yenmiş, duvarları öldürmüştük. (Hikmet Kıvılcımlı)

(…)

Nâzım Hikmet,Kemal Tahir ve Hikmet Kıvılcımlı’nın birlikte kaleme aldığı bir mektuptan… Söz konusu mektup 16 Şubat 1940 tarihinde Semiha Berksoy’a yazılmıştır. (Nâzım Hikmet ve “Tosca”sı Semiha Berksoy, YKY, 2008, s.49-51)

Ara
01
2008
1

YAZIK: 2. Oğuz Atay Öykü Ödülü

2. OĞUZ ATAY ÖYKÜ ÖDÜLÜ

SEÇİCİ KURUL: Nalan Barbarosoğlu, Müge İplikçi, Murat Yalçın, Behçet Çelik, Sezer Ateş Ayvaz

PANEL KATILIMCILARI : Tahir Abacı, Nalan Barbarosoğlu, Vecdi Çıracıoğlu, Yüksel Aksu, Prof. Dr. Dilek Yalçın, Osman Çakmakçı, Betül Tarıman, Figen Abacı, Asuman Susam

——

Ne “yazık” ki sözkonusu ödül için aşağıdaki kelimeye ve bu kelimeyle ilişkili deyimlere başvurmak gerekiyor;

YAZIK: 1.Herkesi üzebilecek şey, günah. 2.(ünlem) Acınma, üzüntü anlatan bir söz: “Yazık! Bu iş böyle mi olacaktı?” 3 . (ünlem) Kınama anlatan bir söz: “Yazık sana! Böyle mi yapacaktın?”

YAZIK OLMAK: bir şey veya kimseye zarar verilmek. “Adama yazık oldu.”

YAZIK ETMEK: bir şey veya kimseye zarar vermek: “Çocuğa yazık ettiniz.”

YAZIKLAR OLSUN: üzüntü ve kınamanın çokluğunu anlatan bir söz: “Yazıklar olsun, seni sevmesini bilmeyenlere; ey gamlı ülke!..”

YAZIK,YAZIK OLDU, YAZIK ETTİNİZ, YAZIKLAR OLSUN!

 

 

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com