May
30
2015
0

“Abidin Dino’nun Yürüyüş Adlı Bir Tablosu Üstüne Söylenmiştir” (Nâzım Hikmet)

dinonazimyuruyus

Nâzım Hikmet, “Yeni Şiirler”, Dost Yayınevi, 2. Baskı, s.112
(Desen, Abidin Dino’ya aittir.)

*


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerine https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden, Abidin Dino ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.

May
30
2015
0

Oligarşik Dehşetin Sürekliliği: “Damperli Ödül Furyası’nın Yeni İstatistikleri”

Sağolsun Koltukname taifesi, 2013’te olduğu gibi 2014’te de geçer akçe kılınan dehşet verici bir oligarşinin istatistiğini hesaplamış ve sayı saymayı (en azından parmak hesabı yapmayı) bilen ya da bildiğini varsaydığımız edebiyat ortamının ortak aklına (vicdanına) sunmuş…


2014 boyunca, 25 edebiyat ödülünde, birden fazla jüri üyeliği yapmış isimlerle karşınızdayız.

Listenin başında 10 kere jüri üyeliği yapmış olan Doğan Hızlan yer alıyor. Hızlan’ı, 5 kere jüri üyeliği yapan Refik Durbaş ile 4 kere jüri üyeliği yapan Egemen Berköz, Enver Ercan, Eray Canberk, Handan İnci, Hilmi Yavuz ve Metin Celâl izliyor. 3 kere jüri üyeliği yapanlar Asuman Kafaoğlu Büke, Cemil Kavukçu, Faruk Şüyün, İnci Aral, Leyla Şahin, Müslim Çelik, Nursel Duruel, Selim İleri, Semih Gümüş, Turgay Fişekçi, Turhan Günay ve Cevat Çapan’dan oluşuyor. 2 kere jüri üyeliği yapanların listesi ise şöyle: Abdullah Uçman, Adnan Binyazar, Ahmet Telli, Ali Cengizkan, Buket Aşçı, Emin Özdemir, Erendiz Atasü, Feyza Hepçilingirler, İhsan Yılmaz, İlknur Özdemir, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Murat Gülsoy, Mustafa Öneş, Sennur Sezer, Sevin Okyay, Sinâ Akyol ve Metin Cengiz.

25 ödülde toplam 117 jüri üyesi bulunuyor. Yukarıda anılan isimler ise bu toplamın yaklaşık %32,5’ine tekabül ediyor.

Analize konu olan yarışma ve ödüllerin listesi: Altın Portakal Şiir Ödülü, Behçet Aysan Şiir Ödülü, Behçet Necatigil Şiir Ödülü, Cemal Süreya Şiir Ödülleri, Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü, Duygu Asena Roman Ödülü, Dünya Kitap Yılın En İyileri, Erdal Öz Edebiyat Ödülü, Everest İlk Roman Yarışması, GİO Ödülleri, Haldun Taner Öykü Ödülü, Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü, Metin Altıok Şiir Ödülü, Necati Cumalı Edebiyat Ödülü, Necip Fazıl Ödülleri, Orhan Kemal Roman Armağanı, Orhan Şaik Gökyay Şiir Ödülü, Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması, Sait Faik Hikâye Armağanı, Sedat Simavi Ödülleri, Selçuk Baran Öykü Ödülü, Tanpınar Edebiyat Ödülü, Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri, Yunus Nadi Ödülleri

Bilinirliğinin en yüksek olduğunu düşündüğümüz beş ödülde ise durum şöyle:

Haldun Taner Öykü Ödülü, Sait Faik Hikâye Armağanı, Yunus Nadi Ödülleri, Dünya Kitap Yılın En İyileri ve Sedat Simavi Ödülleri’nin jüri üyeleri toplam 45 kişiden oluşuyor. Bu 45 kişi arasında birden fazla jüride yer alan 8 kişi var; bu da toplam rakamın %18’ine tekabül ediyor. Jüri üyelerinin 13’ü kadın, 32’si erkek. Kadınlar toplamın %29’unu oluşturuyor.

Listenin başında, 5 jüride de yer alan Doğan Hızlan var. Hızlan’ı 3 kere jüri üyeliği yapan Faruk Şüyün ile Metin Celâl izliyor. 2 kere jüri üyeliği yapanlar ise şöyle: Cemil Kavukçu, Faruk Duman, Hilmi Yavuz, Nursel Duruel ve Selim İleri.

Kaynak: https://koltukname.com/2015/01/07/2014un-one-cikan-juri-uyeleri/

 


Şimdi herkes biliyor, 2014’ün yaz aylarında Taylan Kara da bu konuyu analiz etmişti; Taylan Kara‘nın ortaya koyduğu hakikatler, kuvvetli tartışmalara ve özel yansımalara, yorumlara sebep olmuştu.

bakınız:
Türkiye’de Edebiyat Ödülleri Nasıl Verilir? (Haziran 2014)

Geçmiş yıllarda,  edebiyat ödüllerini (damperli ödül furyasını)  ve edebiyat ödüllerinin çevresinde dönen statüko oyunlarını bin türlü eleştirmiştik:

bakınız:
Ödüller İnsansızdır! (2011)
Yeni Sinsiyet ve Bazı Enstrümanları (2010)
Damperli Ödül Furyası ve Saygınlık Cukkalamak (2008)

Nisan 2011’de, Hande Edremit ile gerçekleştirilen bir söyleşide “jüricilik” mesleği hakkında şunlar dile getirilmiş:

Hande Edremit: “Denizaltı Edebiyatı” adlı bildirinizde “Ödüller insansızdır.” diyorsunuz. Ece Ayhan da “Şairlere ödüller verileceğini duyunca, şunları düşündüm: Demek yasalar da yetmemiş, ölüm şairlerle toplu fotoğraf çektirmek istiyor.” demişti. Günlük hayatta da biraz bu şekilde var olmaya çalışıyoruz sanki. Fotoğraflarla önceden belirlenmiş bir sahneyi yaratmaya daha kötüsü yaşamaya çalışarak…

Zafer Yalçınpınar: Ödül konusu son derece karışık bir konu… Şimdi, her şeyi bir kenara bırakalım ve meseleye dil açısından bakalım: Bugün, “Ödül” dediğimiz anda imgesel olarak ödülü alan kişiyi ya da eseri değil “ödül sistematiği”nin kendisini ya da ödülün metasını işaret ediyoruz, yüceltiyoruz, ayrıcalıklandırıyoruz. Eskiden böyle değildi. Şimdilerde, rekabet, kazanmak, yarışmak, hırs, farklılık, üstünlük filan gibi şeyler doğrudan aklımıza geliyor. Ödüllendirme denen şey, Yeni Kapitalizm’in yönetim süreçlerinin içerisinde düşünüldüğünde bir “isteklendirme” türüdür ve iktidar heveslileriyle iktidar sahiplerinin buluştuğu bir podyumdur. Ödül, iktidarın, kendi iktidarını kuvvetlendirdiği bir araçtır. Ödüller sahici değildir. “Ödül Sistematiği” denen şeyden podyumu, ışıkları, jüriyi, ödülü takdim edeni, alkış seslerini, o kırıtışları, gazetelerdeki haberleri, duyuruları filan kaldırın, geriye ne kalır? Şiltler, plaketler filan kalır. Zaten, bu şiltler, plaketler filan birer “simge” değil midir? İmgelemi kuvvetli bir şair için “ödül” denen şeyin karşılığı böylesi bir “sıradan simge” olamaz. Çünkü ödül sistematiğinin demin saydığım bileşenlerinin hiçbiri de imgelemin özgürleşmesiyle bağlantılı değildir. Şairin ödülü sıkı şiir yazmak, yazabilmektir. Şairin ödülü; tüm baskılara rağmen özgür bakışını, imgeselliğinin biricikliğini kaybetmemektir. Derdi şudur şairin; töze nüfuz edebilmek, tözü imlemek… Şair, şiirinin sıkılığını, dizelerinin gücünü yarışmalarla, ödüllerle filan teyit ettiremez. Bakın, bugünün edebiyat ortalığını birazcık araştırdığınızda “ödülsüz” bir şair bulmakta zorlanırsınız. Herkesin bir yığın ödülü var yahu… Nerede kaldı bu adamların ayrıcalığı filan? Ama benim dediğim anlamda, yani imgelemin özgürleşmesi ve töze nüfuz edebilmek yönünde ödüllendirilmiş şair sayısı bir elimin parmaklarının sayısını geçmez. Bu nedenle “Ödüller insansızdır” dedim.

“İstatistikler(statistics)” dediğimiz şey “statüko”nun hem göstergesidir hem de yaratıcısıdır. Bir tür “çift taraflı/karşılıklı nedensellik”ten imtiyaz alır. İstatistik veriler ve “ödüllendirme mekanizması” birlikte düşünüldüğünde katmerli bir statükonun dehşet verici görüntüsüne ulaşırsınız. 2013 ve 2014 kapsamında bakıldığında, Koltukname taifesinin ortaya koyduğu istatistik, jüri oligarşisini ve bunun edebiyat ortamına verdiği/verebileceği zararı, bu topraklarda yazılan edebiyatın özünün nasıl ve kimler tarafından manüple edildiğini/edilebileceğini bir kez daha -hem de açık açık, sayılarla- görmemizi sağlıyor.

Sonuçta, içimden “Yuh!” demek ve şunu eklemek geliyor; “Binlerce okur ve binlerce edebiyat heveskârı bir oligarşi tarafından -sürekli, yıllardır- salak yerine koyuluyor…”

Sahicilikle

May
24
2015
0

Konferans: “On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu” (David Harvey)

harveyafis

26 Mayıs 2015, 17:30
Mimar Sinan G. S. Ü.
Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu


Ayrıntılı program için: https://www.selyayincilik.com/duyuru.asp?id=58


Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
May
21
2015
0

İlhan Berk, Galata ve Pera’yı anlatıyor… (1986)

İlhan Berk, 1986 yılında Londra’da BBC Türkçe’den Zeki Okar’a ‘Galata’ ve ‘Pera’ kitaplarını anlatıyor: https://youtu.be/3gPLwZdYj_w


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

May
15
2015
0

“SAYIKLAYANLAR” (Kitap Tanıtım Etkinliği, 26/5/2015, 20.00, KARGA, Kadıköy)

sayiklayanlar

“Sayıklayanlar”, M.Ş.Ş.
Esen Kitap, Mayıs 2015


26 Mayıs 2015, 20.00
KARGA, Kadıköy

Kitap Tanıtım Etkinliği
Bkz: https://www.facebook.com/events/1643655549188010/


M.Ş.Ş’nin Esen Kitap’tan yayınlanan ikinci kitabı Sayıklayanlar, şairin ilk kitabı Şua’nın açılış bölümü olarak geçse de, esasen bir Radyo piyesidir. Aynı zamanda tek kişilik bir oyun ve monolog olarak da düşünülebilir. MŞŞ, Anıl Çifter ile birlikte on yıldır bu uzun söylenceye müzik yapmaktadır. Kişilik bölünmesiyle yedi ayrı karakter olarak yaşamaya çalışan bireyin şizofreni uçurumuna sürüklenmesini aktaran metne müzikal örgü eşlik etmektedir. Arkası yarın piyeslerinden, modern zaman insanının izolasyonuna giden süreçte bir anlamda ’70’ li yıllardan günümüze kadar geniş bir zaman diliminde akışını sürdürür. Rastgele bir dizeden kesip bambaşka bir akışa geçmek mümkündür, bu da anlatıcıya her performansta doğaçlama imkanı sağlar. Belirli bir yön ve son yoktur, anlatıcı aynı zamanda izleyici ve dinleyicidir, kimi zaman konuşmadan, inlemeye, kimi zaman rap’ten brutal’e ve fısıltıya kadar giden anlatım teknikleri kullanılmıştır. Desenleriyle kitaba ve albüme derinlik katan Eren Küçükerdem’in oluşturduğu zamansız ve mekânsız ortamda sizleri beklemektedir… (Tanıtım Metni’nden…)

May
13
2015
0

“Temiz Edebiyat” için İmza Kampanyası

“Güdümlü edebiyat” üzerine somut eleştirileriyle tanıdığımız Taylan Kara ile Kaan Arslanoğlu, edebiyat, şiir ve yayıncılık dünyasını yöneten oligarşinin karanlığına karşı durmak ve direnmek için önemli bir “İmza Kampanyası” başlatmış. Edebiyatın onurunu ve haysiyetini önemseyen, kalb, vicdan sahibi herkesin bu imza kampanyasına destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Kampanya şurada: https://insanbu.com/a_haber.php?nosu=1776

May
12
2015
0

Dergi: “Başka Peron” #4

baskaperon

Başka Peron‘un
“Değişim, Dönüşüm ve Kimlik” temalı 4. sayısı yayımlandı.
Bkz: https://www.baskaperon.com


May
02
2015
0

Amerika

(…)
“Onları izlemeyi seviyorum, hükmetme arzularını dışavuran enerjik vücutları hoşuma gidiyor. Hep önden gidiyorlar, sokağın köşesinden geçen doları yakalamak için ellerini uzatmış gibiler sanki. Bir tanesi sıfırı çekince bana şöyle demişti: ‘Olsun canım! Dünyada dolanan o kadar fazla para var ki günün birinde elbet bir servete rast gelirim!'”

“Ama Amerika’da yalnızca iş adamları mı var, sanatçıları, düşünürleri yok mu?”

“Çok var onlardan ama kişiliği olana rastlayamazsınız; çok iyi resim yapıyorlar, olağanüstü bir kabiliyete sahipler; Renoir taklit eden birini tanımıştım mesela, ama onu elle taklit etmek fazla kolay olduğundan, ayaklarıyla yapıyordu resimlerini! Amerika’da yüz tane Baudelaire, kırk tane Verlaine, yüzlerce Rodin var ama ne yok asıl biliyor musunuz, Amerikalı!”

“Dalga geçiyorsunuz benimle, nereden çıktı şimdi bu?”

“Fazlasıyla kozmopolit bir ülke orası, bireyselliğin karnı doymaz orada, sanat adını verdiğimiz şeyin sona ermiş bir şey olduğunu bize ilk gösteren orası oldu; sanat, her şeyden önce, bir çağın ihtiyaçlarının bütünü, bir toplumun medeniyetinin temsilidir. Bütün toplumların kaynaşacağı gün, insanlık için sanat diye bir şey var olmayacak, eserlerimizin bütünü yalnızca Mars gezegeninin sakinlerinin ilgisini çekecek. (…)”

Francis Picabia
“Kervansaray”, Çev: Ayberk Erkay, YKY, 2015, s.67

May
01
2015
0

Orhan Veli: “Üşüdüğümden çok, utanıyorum…” (1948-1950)

ORHAN VELİ’DEN NAHİT HANIM’A…

10/10/1948 tarihli mektuptan;

“(…) Neyse… Şiirlerimi soruyorsun. Henüz bir şey yok. Ama yakında olacağını sanıyorum. Yazdığım zaman önce sana gönderirim. Kitaplarımdan hiçbir iş çıkmadı. Saygılı Yosma’yı bastıramıyorum. Antigione’nin müsveddesi Ertuğrul Muhsin’de. Sana gönderebilecek duruma gelince onu da yollarım. Oktay (Rifat)’ın piyesi hakkındaki yazıyı Varlık’ta neşretmek meselesine gelince, Yaşar Nabi’ye gösterdim. Neşretmek istemedi. Ben de bundan sonra Varlık’a yazmamaya karar verdim. Aynı şekilde Sait Faik de yazmayacak. (…)”

7/9/1950 tarihli mektuptan;

“(…) Şu anda sıkıntıdan çok üstün bir halet içindeyim: Hüzün! Çok hüzünlüyüm. Mamafih memnunum bu halden. Hiç olmazsa sıkıntılarımı unutuyorum. Hani senin iğne nazariyen vardır: Başağrısını geçirmek için iğne batırmak. Bu da öyle bir şey. Bu halimi iki bardak şarap içebilmiş olmaya borçluyum… Çok içtiğimden şikayet ediyordun. Çok içmeme imkân var mı. Ancak bulursam içiyorum…

Sen, Dora’dan aldığın parayla bir piyango bileti satın al. Belki bir şey çıkar. Bunu, halimin vaktimin iyi olduğundan söylüyorum sanma. Vaziyetim berbat. Mesela bu mektubu postayla gönderemeyeceğim herhalde. Bugün Dora’yı arayacağım. O yarın sabah Ankara’ya gidiyor, onunla göndermeye çalışacağım. Vaziyetimin kötülüğüne bir misal daha vereyim: Burada fena halde yağmurlar başladı. Tam bir kış havası. Buna rağmen benim değil pardesüm, ceketim bile yok. Yağmur altında dün gömlekle dolaştım. Üşüdüğümden çok, utanıyorum…”

ORHAN VELİ


Hamiş: İşbu mektuplar Milliyet Sanat Dergisi’nin 1 Kasım 1980 tarihli 11. sayısından (Yeni Dizi) alıntılanmıştır.

2. Hamiş: “Nahit Hanım kimdir?” diyenler https://tr.wikipedia.org/wiki/Nahit_Fıratlı adresine bakabilirler…

3. Hamiş: Oktay Rifat’in Yaşar Nabi’ye karşıtlığının temel nedeni için bkz: https://evvel.org/oktay-rifattan-husamettin-bozoka-mektuplar-1952-1954

Nis
30
2015
0

Taksim Dayanışması’ndan Beraat Açıklaması

“TAKSİM Gezi Parkı olaylarına ilişkin yargılandıkları davada beraat eden Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Mücella Yapıcı’nın da aralarında bulunduğu sanıklar ve Taksim Dayanışması basın açıklaması yaptı: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/265405/Taksim_Dayanismasi_ndan_beraat_aciklamasi.html

Nis
29
2015
0

Marmara Adası’nda Bir Şarap Evi: “Baba Zula” (H. Can Yücel)

5003d452a8da016f3ed02a6385cf54e8_L

İsmail Mersin’in Mermer Adası’ndaki Şarap Evi…
“BABA ZULA” hakkında Adalı Dergisi’nde H. Can Yücel kaleme almış;
https://www.adalidergisi.com/cms/adali-dergisi/2010-2019/2015/
sayi-119-mayis-2015/makale/664/marmara-adasi-nda-bir-sarap-evi-baba-zula

baba_zula_4_280x


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
28
2015
0

“Hola! Şenol… Hola!”

Türkiye Kupası Yarı Finali 1. Maçı (28/4/2015, Bursa)


alves1


Bursazon: 1
Fenerbahçe Spor Kulübü: 2


bursa2


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fenerbahçe Spor Kulübü başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz

Nis
28
2015
0

Şiir: “BURUNSUZ”

(Francis Picabia için…)

(…)

burunsuz bir nesiliz geliyoruz yukarıya
___________taytlarımızı sıkı sıkıya kuşandık
burunlu medeniyetlerden hızla aşağıya
___________gidiyoruz kendimizi bıraktık

Ey insanlık!
_____aralar diktik
_________birbirimize
_____________susuyoruz

Ey insanlık!
______hep bir ağızdan
_____________susuyoruz
bu aralar
_____kulaktan
_________öpüşüyoruz
burunsuz


Zafer Yalçınpınar
ile Duygu Gündeş
Nisan 2015


Hamişler:

1/ “Burunsuz” adlı şiirin tam metnine https://bit.ly/burunsuz adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için; https://bit.ly/zykimdir

Nis
20
2015
0

kara deryalarda güzel bir gün; 20 Nisan 2015

guzelgun1

Fenerbahçe Spor Kulübü: 1
Bursazon: 0


20 Nisan 2015


guzelgun2

Maccabi Electra Tel Aviv: 74
Fenerbahçe Ülker: 75

Fenerbahçe, Euroleague’de Final Four’a Yükseldi
https://fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=44573


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fenerbahçe Spor Kulübü başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
19
2015
0

Şiir: Mosmor Salkım (Z. Yalçınpınar)

morsalkim2

MOSMOR SALKIM

geçtim karşısına
sarmaşığın
________kendine
_______________yürüyüşüne
bakıyorum:

bir at arabası hareketleniyor
eski dünyadan
___________yeni dünyaya
kısalıyor bitişik karanlığı tüm imzaların
zamanda
zamanla
ağrısızlık yaprakların çizgisine yükleniyor:

tüm sırları suların, böceklerin, kuşların
ve toprağın

yavaş
yavaşça
uzanıyor
dallara
zamanla:

“çiçeklerim beni yordu” diyor sarmaşık
mosmor


Zafer Yalçınpınar
“Kirpi Şiir” Dergisi, Sayı:2, Mayıs 2009



Hamiş:

Zafer Yalçınpınar’ın kişisel web sitesine https://zaferyalcinpinar.com adresinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Yalçınpınar’ın tüm kitapları ise şu adreste yer alıyor: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

Nis
18
2015
0

“Büyük Garip” Oktay Rifat’ı saygıyla yâd ediyoruz.

18 Nisan 1988’te vefat eden büyük usta Oktay Rifat’ı saygıyla yâd ediyoruz.


“Samih Rifat Bey’le, Münevver Hanım’ın küçük oğluyum. Eski tarihle 28 Mayıs 1330, yeni tarihle 10 Haziran 1914′te Trabzon’da doğdum. Babam oranın valisiydi. 5-6 aylık İstanbul’a getirmişler. Çocukluğum ve ilk gençliğim Ankara’da geçti. Ankara Lisesi’ni ve Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. 1937 yılında, hukuk doktorası yapmak için, Devlet hesabına, Paris’e gittim. 3 yıl kaldım. Savaş yüzünden hukuk doktoru olamadım. Orhan Veli, Melih Cevdet ve Cahit Sıtkı ile arkadaşlık ettim. Ozanlık dışında her iş bana ikinci derecede bir uğraş göründü. Avukatlık yaparak geçinirim. Parayı pulu sevmem. Bilgisizliği, üstünkörü bilgiye yeğ tutarım. Yalandan, yalancıdan, hele çıkarı için yalan söyleyenden iğrenirim. Sosyalistim. Şiir, sosyalizm ve yalandan sakınma bana kişiliğimin temel direkleri gibi görünür. Bana kalırsa, şiirin bir ayağı toplumda, bir ayağı kişinin içindedir. Her ozan topluma mal olan, başka bir deyimle nesnelleşen şiirle ilgili kural, ilke ve düşünceleri bilmek ve öğrenmek zorundadır. Ozan, başka ozanlardan kendine, kendinden başka ozanlara gide gele pişer ve olgunlaşır. Ozanın kendine varışı kolay olmaz. Uzun bir yoldur bu.”

Oktay Rifat


EVV3L kapsamında yayımlanan
“Oktay Rifat” başlıklı ilgilerden bir seçki aşağıdadır:

Oktay Rifat’tan Hüsamettin Bozok’a Mektuplar (1952-1954)

“Oktay Rifat’ın Şiir Çizelgesi” (Cemal Süreya, 1969)

“Oktay Rifat’ın Önemi” (Z. Yalçınpınar)

Kitap: Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler (Oktay Rifat)

Şiir hep bizden önce vardır. (O. Rifat)   /   Akıl ve Şiir (Oktay Rifat)

Aklın dışından, daha canlı, duyuma daha yakın… (O. Rifat)

Garipçiler, Nâzım Hikmet için açlık grevinde… (1950)

“Bir sanat eseriyle karşı karşıya olduğumuzu anlasak,
daha doğrusu anlasalar, bize yetecek.” (O. Rifat)

Oktay Rifat, Samih Rifat ve Marmara Adası  /  Oktay Rifat’ın Resimleri

Eşraf Tekerlemesi (Oktay Rifat)     Elleri Var Özgürlüğün (Oktay Rifat)

Çalafırça  /    Bay Lear…   / SIĞIR  ZAFER


Başlıksız-1


Oktay Rifat’ın çevirdiği şiirlerden bir seçki;

“Bir Karanlık Ayna İçi” (P. Eluard)
https://evvel.org/siir-bir-karanlik-ayna-ici-p-eluard

Öteki Ben (Jules Supervielle)
https://evvel.org/oteki-ben-jules-supervielle

Yaşama Gücü Ölmez (André Verdet)
https://evvel.org/yasama-gucu-olmez-andre-verdet

İki Epigram (Martialis)
https://evvel.org/iki-epigram-martialis


Nis
13
2015
0

Eduardo Galeano (1940-2015)

Eduardo-Galeano_LRZIMA20121103_0031_11

“(…) Evet, uzun zaman önceydi. Galiba, Devrim’in ilk yıllarındaydık, Küba’nın el değmemiş bir bölgesinde, daha oralara Devrim gelmemişti bile, Haiti’nin karşısındaki sahilde, Doğu’nun doğusundaydım. Bir arkadaşımla beraber, ikimiz, harika anlar geçirdik. Ağaçların altında, gerçeği öğrenirken, Devrim ülkeyi değiştirmekteydi, ve biz de bu değişimi görmek istiyorduk. Çok yüklü bir deneyim oldu. Bir gece bir grup müzisyeni dinliyoruz, ufak bir köyde, sahilde, dört müzisyenden birisi de perküsyonist, ama nasıl çalıyor, tanrılar gibi! Davulundan aklına gelebilecek her tür ses çıkıyordu. O davul gülüyordu, ağlıyordu, inliyordu, protesto ediyordu, susuyordu, fikrini söylüyordu. Neyse, bir çok kadeh ve şarkıdan sonra, ona çekinerek nasıl yaptığını sordum, neydi sırrı? O yaşlıca bir adamdı, ben gençtim, çok ahmak bir soruydu benimki ama insan gençken böyle aptal sorular sorma hakkına sahiptir; böyle çalmasının sırrını sordum bende! O da dedi ki; “ ben sadece ellerim kaşınınca çalarım.” Hayatta unutmayacağım bir ders oldu bu. Bende ellerim kaşınınca yazmaya başladım, öyle belli bir saate ya da disiplinde yazmıyorum, ya da kendimi zorlamıyorum yazmak için. Eğer canım istemiyorsa, yazmama imkân yok. (…)”

Eduardo Galeano
Açık Radyo Söyleşisi’nden… (20 Mart 2007)

 


Şehirler gerçekten var mı?
Yoksa bunlar insanların ağzılarından çıkardıkları buhar mı?

Öldüğüm zaman hangi sokakların altında yatmak isterdim? Kimlerin adımlarının altında? İnsan hangi adımları sonsuza kadar dinlemek ister?

(…)

Eduardo Galeano
“Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri”,
Çev: Süleyman Doğru, Sel Yay., 2011, s.134


(…) Eskiden hava olan yerde şimdi toz var. Eskiden nehirlerin olduğu yerlerde şimdi caddeler var. Eskiden suyun aktığı yerlerde şimdi otomobiller akıyor.

Eduardo Galeano
Aynalar, Çev: Süleyman Doğru, Sel Yay., 2009, s. 138


 

EDUARDO GALEANO SEÇKİSİ:

27 Mart: Tiyatro Günü
https://evvel.org/27-mart-tiyatro-gunu

Hayâl Kurmaya Övgü
https://evvel.org/hayal-kurmaya-ovgu

Varlıklar Ve Uğraşları Üzerine Pencere
https://evvel.org/varliklar-ve-ugraslari-uzerine-pencere

Küreselleşme
https://evvel.org/kuresellesme

lepisma saccharina
https://evvel.org/lepisma-saccharina

Sinekler…
https://evvel.org/sinekler

Düzen
https://evvel.org/duzen

Sistem
https://evvel.org/sistem

Ben diğer bir senim…
https://evvel.org/ben-diger-bir-senim

Zico’nun Golü
https://evvel.org/alinti-ziconun-golu-eduardo-galeano

Ziyaretçi
https://evvel.org/ziyaretci

Ceza
https://evvel.org/ceza

Yaşayan Anılar
https://evvel.org/yasayan-anilar


 

Galeano’nun “Kucaklaşmanın Kitabı” adlı eseri için çizdiği özel desen…

Nis
13
2015
0

Oktay Rifat’tan Hüsamettin Bozok’a Mektuplar (1952-1954)

19/1/952

Kardeşim Hüsamettin Bey,

(…) Elimde de size gönderilebilecek dergiye münasip bir şiir maalesef yok. Onun için size Supervielle’den vaktiyle tercüme ettiğim fakat son günlerde düzelttiğim bir şiiri yolluyorum. (…) Supervielle’in bu şiiri dikkatle okunursa çok sevilebilir. İnsan içinde böyle hakikaten itirazcı bir mahlûk var gibidir. Yalnız buna mistik mana vermemeli. Şair şiirin adını Alter ego koymuş ki manası “öteki ben” demek. (…)


26/1/953

Kardeşim Hüsamettin,

(…) Bununla beraber size başka bir kitap neşrini teklif edeceğim. Benim Cumhuriyet gazetesinde vaktiyle modern şiirimiz hakkında neşrettiğim bazı makaleler vardır. Bunlar birbirinin devamıdır ve bana göre memleketteki yeni şiir hareketini anlatır. Kanaatimce şiirimizde yeni şiiri takiben başka bir şiir hareketi daha başladı ki ben bunun adına “ileri şiir” diyorum. Gerek Yaprak’ta gerekse sizin gazetede çıkan ve kısmet olursa çıkacak olan yazılarım ise bu ileri şiire dairdir. Binaenaleyh “yeni-ileri” adında bir kitap düşünüyorum. Eğer aklınız yatıyorsa size müsveddeleri hemen göndereyim. (…)


11/12/953

Kardeşim Hüsamettin Bozok,

(…) Birkaç gün evvel Mahmut Makal ile Fakir Baykurt’u gördüm. Burada Gazitepe Enstitüsü’nde okuyorlarmış. İkisi de Yeditepe’ye yazı yazmaya hevesli. Ne dersin? Yazı göndersinler mi? (…)


11/11/954

Sevgili Kardeşim Hüsamettin,

(…) Yaşar Nabi ile adamakıllı kapışmak niyetindeyim. Bu herif kendini ileri fikirli bir insan sanıyor; daha doğrusu bir şey sanıyor. Güdümlü edebiyat diye bas bas bağırıyor, üstelik bunun ne biçim birşey olduğunu da bilmiyor. Güdümlünün Fransızca karşılığı “derigé” de “engagé” de olabilirmiş. (…)

Oktay Rifat

Oktay Rifat İçin (Sempozyum+Belgeler)
Hazırlayan: Güven Turan-Yücel Demirel, Temmuz 1999, YKY


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Oktay Rifat” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/oktay-rifat adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
12
2015
0

Dehanın Kokusu

(…)

“Oysa insan dediğiniz durduğu yerde şekillenmez; bir deha yetiştirebilmek için, evvela onun kök salabileceği, boy atabileceği toprağa sahip olmamız gerek, yazık ki bizim toprakların hali içler acısı. O kadar fazla kimyasal gübre kattık ki içine, gerçek bakteriler yok oldu, sahtelerini yapmaya mecbur kaldık! Neşterlerin ve idollerin zaferidir bu, beyinleri ameliyat masalarında yapay olarak yaşatacağız ama yürekleri sedyede unuttuk! Meydanda o kadar fazla çakma deha var ki, gerçek bir tanesi kazara ortaya çıkacak olsa, kimse ona inanmayacak, kafayı modayla bozmuş bu kalabalık tarafından alay konusu olacak.”

“Fakat, eğer gerçek bir dehadan bahsediyorsak, dolayısıyla bizzat bir kuvvetten, kendiliğinden moda olması gerekmez mi?”

“Bu yanılgıdan hemen kurtarayım sizi, işte yaptığım deney: Umimi bir tuvaletin içine bir şişe parfüm boşalttım, giren çıkan, önünden geçen çok oldu ama bir kişi de çıkıp ‘Beyefendi, burası ne kadar güzel kokuyor!’ demedi. Yeni olanı algılayamadılar, malum kokuya o kadar alışmışlardı ki.” (…)

Francis Picabia
“Kervansaray”, Çev: Ayberk Erkay, YKY, 2015, s. 24


Hamişler:

1/Ayrıca bkz: https://evvel.org/demek-zamaninda-491i-bosuna-cikarmamisiz

2/Önemli bkz: https://evvel.org/?s=picabia

3/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
12
2015
0

Göğe Uzanan Bir İşgal Gökdeleni: “Torre David”

gogeuzanan2

kot0.com taifesinden Gupse Korkmaz, ilginç bir konuyu bulmuş, incelemiş: Venezuela-Caracas’ta bir işgal gökdeleni… “Göğe Uzanan Bir İşgal Evi” başlıklı yazının tam metnine https://kot0.com/goge-uzanan-bir-isgal-evi-torre-david adresinden ulaşabilirsiniz.

gogeuzanan1

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com