“Kirpi Çiçeği”
Foto: Zy
Ayrıca bkz: Kendini Anlatan
*
*
Sait Faik’in Burgaz Adası’nda yer alan müze-evi’nin -yeniden- ziyarete açılışı anısına…
“ÇAKIR” yayımlandı.
Bkz: https://bit.ly/cakirhikayeci
*
Türkiye’nin tek büyüğü Fenerbahçe Spor Kulübü’nden
tüm futbol ortamına sıkı ve çok önemli sorular:
https://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=34873
Türkiye’nin tek büyüğü Fenerbahçe Spor Kulübü’nden
tüm futbol ortamına sıkı ve çok önemli sorular:
https://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=34873*
Boğa Heykeli Kadıköy’ündür…
Bkz: https://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/meshur-boga-
heykeli-kadikoylulerden-aliniyor-mu-haberi-73149
*
Galeri Diani’de açılan Bedri Rahmi Eyüboğlu Sergisi 25 Mayıs’a kadar devam edecek…
Bkz: https://www.radikal.com.tr/kultur/bedri_rahmi_kadikoye_geldi-1133598
*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Bedri Rahmi Eyüboğlu” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.
Fenerbahçeli Burak Yıldırım, bir “nefret cinayeti” kurbanıdır!
Papazın Çayırı‘nda kaleme alınmış çok önemli bir yazı:
https://papazincayiri.blogspot.com/2013/05/goz-gore-gore-nefret-cinayeti.html
İlhan Berk’ten Sait Faik’e ithafen imzalı “Günaydın Yeryüzü” (1952)
Sait Faik Müzesi arşivinden…
*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerrin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
“Mektupları ve dostlarıyla Bilge Karasu…”
13 Haziran 2013, 19.00
Fransız Kültür Merkezi, Taksim-İSTANBULKONUŞMACILAR:
Oruç Aruoba, Sevgi Sanlı, Alain Mascarou, İsmail Pelit, Güven TuranMODERATÖR: Yiğit Bener
“Bilge Karasu (1930-1995) için “iki mektup arası yaşamış bir yazar” dense yeridir. “Yazarların yazarı” olmanın ötesinde, tüm yaşamı boyunca okuma-yazma uğraşının yanına dostlukları koydu. Yazdığı binlerce mektupla yazın, sanat, kültür alanındaki dostlarına gönlünü, zihnini açtı. Müzik, resim, sinema, tiyatro, filoloji, arkeoloji, kısaca kültür-sanatın her dalına coşkuyla, tutkuyla sarılmıştı. 1963-1994 yılları arasında Jean Nicolas ve Gino Harsh’a gönderdiği, Fransızca ya da İngilizce yazdığı mektupların Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımı dolayısıyla düzenlenen bu etkinlikte mektuplara gömülü bir Bilge Karasu portresi çizilmeye çalışılacak.”
Bkz: https://www.ifturquie.org/istanbul-2/mektuplari-ve-dostlariyla-blge-karasu/?lang=tr
Hamiş: Evvel fanzin kapsamında yayımlanan “Bilge Karasu” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/bilge-karasu adresinden ulaşabilirsiniz.
Dün, birkaç arkadaş, “Çakır Hikâyeci Hareketi” adıyla Sait Faik’in Burgaz Adası’ndaki müze-evi’nin -yeniden- açılışına katıldık. Darüşşafaka Cemiyeti ve Adalar Belediyesi işbirliğiyle özel bir tören düzenlendi. Törenin ardından müzeyi gezdik: Müzenin genelinde, eskisine göre çok daha itinalı, ancak bazı koruma unsurları ve paneller açısından biraz da abartılı bir küratöryal yaklaşım tercih edilmiş… Bu yaklaşım bana soğuk/sevimsiz gelse de, belki, güvenlik açısından iyidir, iyi olmuştur… (Bilen, biliyor.)
Müzenin çatı katı beni çok etkiledi: Özellikle Sait Faik’in edebiyat çevreleriyle yazışmalarını içeren “çekmeceler” çok güzel bir tasarım… Çatı katında bulunan balıkçılık malzemeleri de hoşuma gitti. Eski İstanbul balıkçılarının “uzun olta” dediği yapıda tercih edilen eski tip (döküm) çeşit çeşit zokalı kurşun, birkaç sarımsak zokası ve çaparize olmuş bir çapari oltası ile özel misinalar çok güzeldi. Bu malzemelerden Sait Faik’in İstanbul balıkçılığını çok iyi bildiği ve balıkçılık üzerine özellikle eğildiği anlaşılıyor. Bunların dışında, Sait Faik’e imzalanan kitapların arasında ilhan Berk’in ithafını ve imzasını görmek beni çok etkiledi; İlhan Berk, Yeditepe Yayınları’ndan yayımlanan “Günaydın Yeryüzü” adlı şiir kitabını Kasım 1952’de “Cânım Sait’e…” ithafıyla imzalamış… Mercan Usta ile Sait Faik’in özdeşleştirilmesi gibi “sivil ve sahici” bir amaç doğrultusunda Bedri Rahmi tarafından çizilen o ünlü desenin orjinali ile Çakır Hikâyeci’nin kullandığı hançerden devşirme özel “mektup açıcağı” da imgesel olarak çok kuvvetliydi.
Kısacası, yıllardır kapalı olan Sait Faik Müzesi’ni ziyaret edebilmekten -birçok efemerayı tekrar incelemekten- ve ardından da Kalpazankaya’da öyküler, şiirler okumaktan, Çakır Hikâyeci’nin imgelemini düşünmekten, konuşmaktan feyz aldık.
Not: Önümüzdeki günlerde “Çakır Hikâyeci” adında tek sayılık bir E V V E L cakasını (fanzini) sürüme sokmayı düşünüyoruz.
Sahicilikle
Z. Yalçınpınar
12 Mayıs 2013
Fenerbahçe taraftarı Burak Yıldırım hayatını kaybetti!
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan derbi maçının ardından bıçaklanan Fenerbahçe taraftarı Burak Yıldırım (20)hayatını kaybetti.
AA’nın haberine göre, Fenerbahçe forması giyerek arkadaşlarıyla yürüyen Burak Yıldırım (20), Edirnekapı’daki Şehitlik metrobüs durağı çıkışında, henüz kimliği tespit edilemeyen kişi ya da kişilerin saldırısı sonucu bıçaklandı.
Çevredekilerin durumu bildirmesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından Yıldırım’ı, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırdı. Yıldırım, müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Olay yerindeki güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis ekipleri, olaya karışan kişilerin yakalanması için çalışma başlattı.
***
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ’NÜN KONUYA İLİŞKİN AÇIKLAMASI ve TAZİYE MESAJI:
Taraftarımız Burak Yıldırım’ın, bu akşam oynanan Fenerbahçe-Galatasaray lig maçı sonrası evine giderken, Edirnekapı Metrobüs Durağı’nda, bir grup tarafından, hunharca katledildiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.
Terörün renginin olamayacağı gerçeğiyle birlikte, bu vahim olayın dikkatle ve ısrarla takipçisi olacağımızı bildirir, Burak Yıldırım’a Allah’tan rahmet; acılı ailesine ve Camiamıza başsağlığı dileriz.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Sakin ol kovboy… “burası KADIKÖY!”
12 Mayıs 2013, Kadıköy
Fenerbahçe Spor Kulübü: 2
Galatasaray: 1
*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.
Sait Faik’in Müze-Evi’nin restorasyon çalışmasını yapan Darüşşafaka Vakfı’ndan, yönetim kurulu başkanı Talha Çamaş ve müzenin küratörü Sevengül Sönmez, Açık Radyo’da Açık Dergi’ye konuk olmuşlar… Söyleşiyi dinlemek için: https://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=31348
11 Mayıs’ta Burgaz Ada’dayız…
Sait Faik’in Müze-Evi Yeniden Ziyarete Açılıyor!
11 Mayıs 2013, 13:30, Burgaz Ada
Bkz: https://www.facebook.com/events/242225799252950
*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.
Restorasyon gerekçesiyle uzun yıllardır kapalı olan Sait Faik Müzesi, 11 Mayıs 2013’te ziyaretçilerine açılıyor. 11 Mayıs’ta Sait Faik’in tüm sıkı dostlarıyla birlikte Burgaz Ada’da olacağız…
İmza: Bir Dülger Balığı
Ayrıca bkz: https://evvel.org/burgaz-adadan-bazi-haberler
ve bkz: https://www.ntvmsnbc.com/id/25439885/
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.
1 Mayıs 2013, yeniden…
Ey Meydansız!
Bkz: https://evvel.org/ilgi/meydansiz
1 Mayıs kutlamaları devam eden şantiye nedeniyle
TAKSİM Meydanı’nda gerçekleştirilemedi. (2013)
1 Mayıs 2013, yeniden… Ey Meydansız!
Bkz: https://evvel.org/ilgi/meydansiz
491’in ADAKARASI yayımlandı!
4-5 Mayıs 2013 tarihlerinde Büyükada’da gerçekleştirilecek olan
İstanbul Fanzin Festivali için özel sayı…
Bkz: https://bit.ly/491adakarasi
*
Hamiş: 491’in yayımlanmış tüm sayılarına (14 sayı)
https://zaferyalcinpinar.com/491.html adresinden ulaşabilirsiniz.
*
Cebine attığı gökyüzünde
Bir kuş uçuyordu
Kuşun adı yoktu.
Bahçesinde tırnak gibi
Uzayan meydanlarda
Durmadan taç giyiyordu bir teneke.
Batırılmış gemilerin gözüyle
Bir saraya bakıyordu kapısı
İç içe bir yolculuğun marsık kokusunda.
Ve ötesine geçilmez bir gün kadar
Kalındı
“Yaşasın” diyen parmakları.
Yığılıyordu üstüme
Taş kesilen sözcükler.
Feyyaz Kayacan
“Kaşık Havası”, Yeditepe Yay., 1976, s. 16-17
Ayrıca bkz: https://evvel.org/?s=feyyaz+kayacan
E V V E L
POETİKA ÇALIŞMALARI
1: https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari
2: https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari/page/2
*
*
İKİNCİ YENİ ANKETİ (Yeditepe Dergisi, 1960)
https://zaferyalcinpinar.com/ikinciyenianketi1960.pdf
*
https://zaferyalcinpinar.com/poetikbildiriler.pdf
*
25 Nisan 2013 Perşembe, KADIKÖY
UEFA Avrupa Ligi,
Avrupa Kupası Yarı Final İlk Maçı
Fenerbahçe: 1 Benfica: 0
(…) sevdamız / büyüyor omuzlarımızda (…)
birgün girsek biz mezara/ gözümüz kalmaz arkada
evlâdıma miras bu sevda! (…)
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.
(…)
Aynı zamanda birer ozan da olan gerçeküstücü ressamlar her zaman başka şey düşünüyorlar. “Alışılmamış” onların içli dışlı oldukları bir şeydir, önceden tasarlamak nedir bilmezler. Nesneler arasındaki ilişkilerin kurulur kurulmaz, kendileri kadar geçici başka ilişkilerin ortaya çıkmalarını sağlamak için, yok olduklarını bilirler. Görmeyi özgürleştirmek için, imgelem gücünü doğaya eklemek için, olabilecek her şeyi gerçek saymak için, imgelem gücü ile gerçek arasında ikilik(dualisme) bulunmadığını, insan zekâsının tasarlayıp yaratabildiği her şeyin aynı esinden ileri geldiğini, etiyle, kanıyla, kendini saran dünyayla aynı maddeden olduğunu bize göstermek için hepsi aynı çabayı sürdürürler. Görenle görülen arasındaki iletişimden, anlama gücü ve anlatı gücünden –kimi zaman da saptama ve yaratı- başka bir iletişim olmadığını bilirler. Görmek; anlamak, değerlendirmek, biçimini bozmak, unutmak ya da kendini unutmak, olmak ya da yok olmaktır.
(…)
Paul ELUARD
24 Haziran 1916 günü Londra’da açılan “Gerçeküstücü Sergi” sırasında Paul Eluard’ın yaptığı konuşmadan…
“Ozan ve Gölgesi”, Çev: Ö. İnce, Adam Yay. 1984, s. 12,15
(…) Ama, biliniz ki ördek yüzlü insanın alıkça alaycı gülüşünün bulunmadığı her yerde şiir vardır. (Comte de Lautréamont)
(…)
Goethe’yle birlikte, her şiirin “durum şiiri” olduğunu söyleyebiliriz. (…)Yetenekli bir ozanın çelişkilerini, ilenmelerini bağışlamaya hazır olduğumuz halde, sıradan bir ozanı, iyi duygularına karşın, güçlükle hoş görürüz. Çünkü genellikle, bir yandan gerçek ozanı iyi’ye karşı olmaya götürmüş olan koşulları ve nedenleri iyice ölçüp biçmişizdir, öte yandan da kötü ozanın dili, dayanıksız dili, işe yaramaz türdendir. Gerçek okur aldatılmak istemez her şeyden önce. Kuşkulanır; kötü’deki bilincin kimi zaman iyi’deki bilinçsizlikten daha az tehlikeli olduğunu bilir. Yalana karşı uyanıktır. Kolaylık ve alçaklığın bir yeteneksizi nereye kadar bayağılaştıracağını bilir.
(…)
Ozanın yalan söylememesi koşuluyla şiirsel dehadan söz edebileceğimizi biliyoruz. Ve günümüzde yalan söylememek, aynı zamanda çalışmak, bir şey yapmak, bir iş görmek demektir. Şiir bir eylem olanağı, ilerleme olanağı olmalıdır, çünkü şiir bütün pencerelerde, bütün ufuklarda şarkı söyler, yalana karşı gerçekliğin ve örnekliğin şarkısını söyler.
(…)
Goethe’ye bir kez daha hak verelim: “Her şiir durumdan oluşur.” Ve özdeksel olmayan şiirin savunucularını suçlu bulmak için şunu tekrarlayalım: Bir şiirin özelden genele erişmesi ve böylece geçerli, sürekli ve kalıcı bir anlam kazanması için durumun, ozanın en basit istekleriyle, yüreğiyle, ruhuyla, usuyla anlaşması, uyuşması gerekir.
(…)
Paul ELUARD
“Durum Şiiri” adlı konferans metninden… (Nisan,1952)
“Ozan ve Gölgesi”, Çev: Ö. İnce, Adam Yay. 1984, s. 45,46,49
(…)
Sözcükler dünyayı söylüyorlar, insanın gördüğü ve duyumsadığı, var olan, var olmuş olan şeyi, zamanın ilk çağını ve zaman ve anın geçmiş ve geleceğini, istenci, istemdışını, korkuyu ve var olmayan şeye, var olacak olan şeye olan tutkuyu. Sözcükler yıkarlar, sözcükler önceden haber verirler, birbirlerine bağlı ya da ardsız-arkasız, hiçbir şey yadsıyamaz onları. Her geleceğin hazırlanışına katılırlar.
(…)
Şiirleştirilmiş dilden, inci gibi birbirlerine tutturulmuş güzel sözcüklerden daha korkunç bir şey yoktur. Gerçek şiir, katkısız çıplaklıklar, cankurtaran simidi olmayan çareler ve sedeflenmeyen gözyaşlarıyla yetinir. Kum çölleri, çirkef çölleri, cilalanmış döşemeler, bozulmuş saçlar, pürtüklü eller, kendini beğenmiş kurbanlar, zavallı kahramanlar, eşsiz budalalar, türlü türlü köpekler, süpürgeler, otların içinde çiçekler, mezarların üzerinde çiçekler bulunduğunu bilir…
(…)
Paul ELUARD
“Şiir Bulaşıcıdır” adlı konuşmasından…(1949)
“Ozan ve Gölgesi”, Çev: Ö. İnce, Adam Yay. 1984, s. 12,15
(…)
Vebanın çullandığı bir kentte sanki
Ölürler hepsi birer birer, ayrımsız,
İster sağlıklı olsunlar, ister sağlıksız;
Gecenin indiği saat gibi karanlıkta.
Birbirinden ayırt edilmez güvercinle karga.
(…)
Percy Bysshe Shelley
“Wordsworth’un Satirik Portresi” adlı şiirinden…
Çev: Ö. İnce
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com