Mar
19
2015
0

Şiir: “Şaşırı”

mümkünlerin mümkünlerle kesiştiği kıyıda boş bir tiyatro
(yüzleşerek kendimle hiç bu kadar yüzleşmemiştim)

binlerce olasılık biniyor öylesine çoklu icat edilmiş
(güneş saatleri gibi şaşmaz hesapların içindeyim)

(…)

erik ağaçları beyazlanıyor sırtımızdan
devriliyor dağlar yavaşça sırtımızdan
güneş doğuyor balık sırtımızdan
(sonuçta şaşırmayı düşünmeyelim)

Duygu Gündeş ile Zafer Yalçınpınar
Mart 2015


Hamişler:

1/ “Şaşırı” adlı şiirin tam metnine https://bit.ly/sasiri adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için; https://bit.ly/zykimdir

Şub
28
2015
0

Çakırcalı Efe

“Yaşar Kemal çok büyük bir ustaydı ve sahici bir insandı. Okuduğum ilk ‘hakiki’ edebiyat eseri, Yaşar Kemal’in ‘Çakırcalı Efe’sidir.”

Z. Yalçınpınar


cakircaliefe

“Çakırcalı Efe”
Yaşar Kemal
Kapak Çizimi: Semih Balcıoğlu
1993, Toros Yayınları, 9. Baskı

Şub
24
2015
0

Şiir: “Yeni Gün Yoktur”

(…)

kar yorganlarıyla örtülü toprak
kasvetli yalnızlıklarla dolu gökyüzü:

“bana ‘ağıryüzlü Turgut’ derler
iyilik ateşlerinin söndüğünü
ve kara çalıların örüldüğünü
__________________gördüm
kendimi mezarımın başında bekliyorum.”

(…)

bir
kapının
yokluğu
simsiyah
bir başka
kapıdır
aslında

çıkışlara yaklaştığında
her şeyin değiştiğini anlarsın:

aklımıza çekili bu fotoğraflar
kafasız fotoğraflara gömülü halatlar
sımsıkı tutunuyor kelimeler yana yana
görünmez bir duvarın tepesinde yazarlar

ve bir sabahın durgunluğu yapraklanıyor ağaçlarda
ustura keskinliğiyle anlıyoruz büyük gecesiz gökyüzünü

Zafer Yalçınpınar
Ocak-Şubat 2015


Hamişler:

1/ “Yeni Gün Yoktur” adlı şiirin tam metnine https://bit.ly/yenigunyoktur adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için; https://bit.ly/zykimdir

Şub
07
2015
0

Yeni sıkı; “karazin” yayımlandı!

1505167_336229289902383_8464345107832177246_n

Yeni sıkı… “karazin” yayımlandı!
https://www.facebook.com/karazindergi

e-posta: iletisim@karazindergi.org

Karazin’i Kadıköy’de bulabileceğiniz mekânlar;
Akademi Kitabevi, Sosyal Kitabevi, Mefisto, 26A

Şub
07
2015
0

Söyleşi: “Çalmayan Şiir’in Solungaçları” (Zafer Yalçınpınar-Müslüm Çizmeci)

Geçtiğimiz Eylül ayında yayımlanan “Çalmayan Şiir”den yola çıkarak “şiirsellik, şairane vaziyet ve şiir dili” üzerine bolca çağrışımlı, bolca gel-git’li bir söyleşi gerçekleştirdik Müslüm Çizmeci ile birlikte… Ardından, sağolsun Koray Sarıdoğan, işbu söyleşiyi “Kalem-Kahve-Klavye” adlı web sitesinde irdeledi, paylaştı… Söyleşinin tam metnine https://www.kalemkahveklavye.com/2015/02/calmayan-siirin-solungaclar-zafer.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Diğer söyleşilerin tümü şurada; https://bit.ly/dilinkemigi


Hamiş:
Zafer Yalçınpınar’ın tüm kitapları şu adreste yer alıyor:
https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

Kişisel web sitesi de şurada; https://zaferyalcinpinar.com

Oca
21
2015
0

Ustamız Oruç Aruoba, ISSUU’da…

DSCN3313

“Ustamız Oruç Aruoba…”
Fotoğraf: Zafer Yalçınpınar, 8 Mayıs 2011


Bilen, bilir: EVV3L ve taifesinin en önemli araştırma gayretleri Oruç Aruoba‘nın çeşitli metinlerine ve çevirilerine yöneliktir. Yıllardır, ustamız Oruç Aruoba’nın çeşitli degilerde (70’li yılların sonundan başlayarak) yayımlanan incelemelerini, felsefi metinlerini, çevirilerini araştırıyor, buluyor ve “Oruç Aruoba” ilgileri kapsamında takipçilerimizle paylaşıyoruz. Ancak, geçenlerde farkına vardık ki EVV3L kapsamında yer alan bu özel gayretlerimizin bir yedeği ya da derli toplu bir bütünsel erişimi yoktu. Bu nedenle ustamız Oruç Aruoba’nın metin ve çevirilerine ilişkin bütünsel bir bileşkeyi EVV3L’in ISSUU alanına taşımaya karar verdik. Bununla birlikte, ISSUU’yu benimsemeyen EVV3L okurları için de elimizde bulunan metinlerin PDF biçemlerini https://bit.ly/orucaruoba adresine yükledik. (37 mb.)

Kısacası, Oruç Aruoba’nın hakiki dostlarına, kalb ve vicdan yolunda hakikati arayanlara, EVV3L’in sıkı takipçilerine iyi okumalar dileriz.

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar


ISSUU’da Oruç Aruoba Metinleri ve Çevirileri:
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/stacks/f2f581b69b384146b884bd16bacba1db

Nietzsche: Şair-Filozof (Oruç Aruoba, 1978)
https://issuu.com/adabeyi/docs/sairfilozof

Nietzsche: Temel Görüşü, Temel Kavramları (Oruç Aruoba, 1978)
https://issuu.com/adabeyi/docs/nietzschetemelkavramlar

Yerli-Yersiz Felsefe (Oruç Aruoba, 1980)
https://issuu.com/adabeyi/docs/yerliyersizfelsefe

Demokrasinin Özü: Özgürlük ve Özyönetim (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ozyonetim

Üniversite’nin Ölümü (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/universiteninolumu

En Hakiki Mürşit (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/enhakikimursit

Özerklik Üzerine… (Oruç Aruoba, 1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ozerklikuzerine

Söylemin Berisi (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/soyleminberisi

İktidar ve Bilgi-M. Foucault Çevirisi (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/iktidarvebilgi

İşi Halley’e Bırakmayalım (Zeynep Aruoba, Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/halleyebirakmayalim

Hermann Hesse–INCIPIT VITA NOVA Çevirisi (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/incipitvitanova

Franz Kafka Öyküleri Çevirileri (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/kafkaoykuleri

Ernst Bloch: Varolan Yokülke (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/varolanyokulke

Ernst Bloch Çevirileri (Oruç Aruoba, 1982)
https://issuu.com/adabeyi/docs/blochcevirileri

Neler Varmış O “Siyah Çanta”da Meğer… (Oruç Aruoba, 1983)
https://issuu.com/adabeyi/docs/siyahcanta

Söylem Söylemi (Oruç Aruoba, 1983)
https://issuu.com/adabeyi/docs/soylemsoylemi

KIERKEGAARD’ın İbrahim Öyküsü (Oruç Aruoba, 1984)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ibrahimoykusu

M. Rilke’nin Sancaktar’ı Üzerine… (Oruç Aruoba, 1984)
https://issuu.com/adabeyi/docs/sancaktaruzerine

İnsanın Kavram Bağlamları (Oruç Aruoba, 1985)
https://issuu.com/adabeyi/docs/insaninkavrambaglamlari

Dil Oyunları ve Felsefe Üzerine-L. Wittgenstein Çevirisi (Oruç Aruoba, 1985)
https://issuu.com/adabeyi/docs/diloyunlari

Tanrı’nın Sevgilisi Kim? (Oruç Aruoba, 1986)
https://issuu.com/adabeyi/docs/tanrininsevgilisikim

Wittgenstein, Dil ve Godard-Robert Maclean Çevirisi (Oruç Aruoba, 1986)
https://issuu.com/adabeyi/docs/dilvegodard

Beyaz Kentte (Oruç Aruoba, 1986)
https://issuu.com/adabeyi/docs/beyazkentte

Niye Gitsin ki Felsefe Sinemaya (Oruç Aruoba, 1987)
https://issuu.com/adabeyi/docs/felsefesinema

Üst Üste Çadırlar (Oruç Aruoba, 1990)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ustustecadirlar

Celal Bey’in Albatros’u Uçup Gitti (Oruç Aruoba, 1990)
https://issuu.com/adabeyi/docs/celalbeyalbatros

Dört Açık Kıyı Düşü (Oruç Aruoba, 1991)
https://issuu.com/adabeyi/docs/dortacikkiyidusu

Göz ve Söz, Tanzaku’lar (Oruç Aruoba, 2003)
https://issuu.com/adabeyi/docs/gozvesoz

gaSte (S Gazetesi) Yazıları’ndan… (Oruç Aruoba, 2008)
https://issuu.com/adabeyi/docs/gasteyazilari2008

Üniformalılık (Oruç Aruoba, 2008)
https://issuu.com/adabeyi/docs/uniformalilik

Açık Mektup (Oruç Aruoba, 2014)
https://issuu.com/adabeyi/docs/rtemektup


Oca
12
2015
0

Özet: “2014 Atraksiyonları” (Z. Yalçınpınar)

ŞİİRLER:

Dayanıksız (Dünya)
https://bit.ly/dayaniksiz

Konuş/ân Kimse
https://zaferyalcinpinar.com/s110.html

Anlam/az
https://zaferyalcinpinar.com/s109.html

Heybeli’de Kış Mevsimi
https://zaferyalcinpinar.com/s108.html


KİTAPLAR:

ÇALMAYAN, Eylül 2014

 cover(jpeg)


İNCELEMELER:

Oktay Rifat’ın Önemi
https://zaferyalcinpinar.com/i30.html

Ece Ayhan’ın Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirleri
ya da Tetiklenmemiş Başlangıçlar
https://zaferyalcinpinar.com/i31.html

Yeni Sinsiyet’in Haksızlık Yordamı
https://bit.ly/haksizlik


SÖYLEŞİLER:

“Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama Üzerine…” (Ö. Duygu Durgun) https://evvel.org/soylesi-sait-faik-arastirma-atolyesi-ve-bilissel-haritalama-uzerine-o-duygu-durgun

“Eren İnan Canpolat ile “özgür bakış açısı” üzerine…” https://evvel.org/soylesi-kendi-yayinlari-ile-ozgur-bakis-acisi-uzerine-eren-inan-canpolat

“H. Can Yücel ile adalar kültürü üzerine…” https://evvel.org/soylesi-adada-yasamak-denizi-yasamaktir-huseyin-can-yucel


BULUNTULAR: https://evvel.org/category/buluntu-efemeralar


SAİT FAİK ARAŞTIRMA ATÖLYESİ ve BİLİŞSEL HARİTALAMA:

haritalar

Türkiye’de, edebiyat alanına yansıyarak Sait Faik odağında gerçekleştirilen ilk “Bilişsel Haritalama” çalışmalarına ilişkin ayrıntılı bilgilere https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Sait Faik Araştırma Atölyesi’ne ilişkin ayrıntılı bilgiler ile atölyenin diğer faaliyetleri için https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresini ziyaret edebilirsiniz.


Meşhur Manyaklık!
Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı (2006-2014)
bkz: https://bit.ly/zypalmanak


Hamiş:

Zafer Yalçınpınar’ın kişisel web sitesine https://zaferyalcinpinar.com adresinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Yalçınpınar’ın tüm kitapları ise şu adreste yer alıyor: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

Oca
09
2015
0

Söyleşi: “Kendi Yayınları” ile özgür bakış açısı üzerine… (Eren İnan Canpolat)

Edebiyat alanına ürün sunan özgür yayıncılık platformları düşünüldüğünde, editoryal başarı kapsamında en güçlü ve kaliteli örneklerden biri olan Kendi Yayınları‘nın editörü Sn. Eren İnan Canpolat ile önemli bir “söyleşi-yazışı” gerçekleştirdik…


– –

Zafer Yalçınpınar: Kendi Yayınları’yla tanışıklığımın mihenk noktasında iki şey var. İlki, Daniil Kharms’ın “Olan Biten” adlı öyküleri… Bu öykülerdeki imkânsız dil ile öykülerin karakterlerindeki heykelsi donukluğun tuhaf ve yoğun enerjisini fark edince, yahu, dedim kendime, nasıl olur da bu yazarı bilemem? İkinci nokta ise, dijital yayıncılık tercihi açısından Kendi Yayınları‘nın duruşundaki pürüzsüzlük ve dolaysızlıktı… Kendi Yayınları, eğer kişileşseydi, Daniil Kharms’ın bir karakteri olabilirdi sanki. Kendi Yayınları’nın kurulmasında Daniil Kharms’ın “Olan Biten” çevirisinin tetikleyici bir önemi var, öyle seziyorum. Nerelerde yanılıyorum?

Eren İnan Canpolat: Kendi Yayınları’nın kuruluşuyla Kharms çevirileri arasında bir bağ olduğu doğru, ne var ki bunun, birinin diğerini tetiklediği kaçınılmaz bir bağ olduğu söylenemez. Kharms’ın öykülerini, esas olarak, uzunhikaye.org‘da tartışılmak üzere çevirmiştim. O çalışma bitti, ama öyküler aklımdan çıkmadı. Düşük tempoda düzeltmeler yapmaya devam ettim. Çevirileri İngilizceden yaptığım için içim bir türlü rahat etmiyordu. Zaman buldukça, deyim yerindeyse, didikliyordum. Jankelevich’in çevirisindeki –“Today I Wrote Nothing: The Selected Writing of Daniil Kharms, 2007”- açıklayıcı notlar çevirileri geliştirmemde oldukça yardımcı oldu. Böyle böyle Kharms çevirileri sona yaklaşıyordu… Özgür yazılım üzerine yoğun biçimde düşünmeye başlamam da bu döneme rastlar. Özgür yazılım yabancısı olduğum bir şey değildi. Ama toplumsal etkisinin sandığımdan daha derin olduğunu görüp şaşırdım. Hem merkezindeki özgürlük düşüncesi hem de o düşünce etrafında bir araya gelen toplulukların işleyiş biçimi etkileyiciydi. Böylece iki şey bir araya geldi: Elimde yayımlanmaya hazır bir kitapçık vardı ve özgür yayıncılığın geliştirilmesi gerektiğini düşünüyordum. Bu düşüncelerle kitabı önce Kharms’la ilgileneceğini düşündüğüm, daha önce dijital kitap yayımlamamış bir yayınevine önerdim (ücretsiz dijital kitap olarak yayımlanmak üzere). Onlardan olumlu cevap alamayınca iş başa düştü. Bir lisans seçip kitabı dolaşıma soktum. Fakat, dikkatli gözlerin fark edeceği gibi, seçtiğim lisans -kitabın ücretsiz okunup dağıtılmasına izin veriyorsa da- özgür bir lisans değil. Bu, üzerine düşündüğüm fakat henüz bir sonuca varamadığım bir konu. Böyle bakınca Kendi Yayınları’nın özgürleşmeye çalışan bir yayınevi olduğu söylenebilir sanırım. Bu işe Kharms’la başlaması da hoş bir tesadüf oldu, diye düşünüyorum. Kharms yazdıklarının yayımlanması konusunda pek umutlu değildi. Söz gelimi, Olan Biten’deki öyküler belirli bir bütünlük içinde olsalar da, aslında Kharms’ın bunları yayımlamayı hiç düşünmediğini varsaymak için çok nedenimiz var. Şiirde de benzer bir durumdan söz edilebilir mi? “Kitap projesi” denen şey şiire pek uygun değilmiş gibi geliyor bana. Şiir kitabını sonradan şekil alan bir şey olarak anlıyorum. Ama hep böyle midir?

kendi

Z.Y.: Çok doğru ifade ettin aslında; şiirin projelendirilecek “pro-eject” türden ‘endüstriyel’ bir varoluşu yok. Bir ideolojiyi, büyük bir mücadeleyi çevreleyen şairler, şiirler için hiçbir zaman olmamış zaten… Bu şairlerde -kendileri farkında olmasalar da, ve bu ifadeyi ben pek sevmesem de- iktidar ve gaddarlık karşıtlığı ekseninde tarihsel bir ‘konsept’ oluşuyor. Örneğin, Nâzım Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı” veya “Memleketimden İnsan Manzaraları” bir kitap bütünlüğü olmaksızın yayımlansalardı, okuyucu ve kuşaklar üzerinde böylesi süreğen bir etki bırakamazlardı. İşin kökünde dilsel ve çok önemli bir faktör daha var: Şiir, bir üst-dil -aşkın dil- türüdür. Bunun nedeni de düzyazı gibi bütünüyle “t” ânında ‘semantik’ bir duruşu olmamasıdır. İmge yoğunluğu ya da imgesel alan derinliği düzyazıdan fazladır şiirin… Yani sadece “t” ânındaki “t anlamları”na yaslanmaz. Gerçekte, ‘geleceğin dili’ olarak kendini ve yaşamı yeniler. Ya da şöyle diyelim; “t” ânında “t’nin artı eksi x anlamlarının tümüne” yaslanır. Bu nedenle, bugünden o dilin kimyasını, bir şiir kitabının kimyasını okuyucunun ‘konsept’ olarak kafasında oluşturması “t” anında, eşanlı olarak, pek mümkün değil. Bu söylediğim açının da en güzel örneği Ece Ayhan ve kitaplarıdır: “Kınar Hanım’ın Denizleri” ve “Bakışsız Bir Kedi Kara”. Bir 30 sene kadar Ece Ayhan’ın iktidar ve gaddarlık karşıtlığı üzerine kurduğu imgesel alan derinliklerini okuyucu da eleştirmen de editör de anlamamış. Ece Ayhan poetikası “t+30” anında kendini göstermiş. Şimdilerde Ece’nin ‘konsept’i anlaşıldı ve konuşma dilinde -hatta siyasette bile- yerini aldı. Aslında tüm İkinci Yeni şiirinde bu üssel başarı vardır. Bununla birlikte, söylediklerimi hem doğrulayan hem de geçersiz kılan bir İkinci Yeni şairi var: İlhan Berk. Bazı kitapları gerçekten de “kitap projesi” bütünlüğü taşımıyor. Yani aslında bir kitap projeksiyonu yok o bazı şiirlerin… Ama bazı kitaplarında da tam tersidir: “Mısırkalyoniğne”, “Pera”, “Galata”, “Kül”, “İstanbul”… Bir de sanırım, insanlık üzerinde müthiş bir endüstriyel etki, pragmatik baskı var. Yani biliyorsun, bir tür mühendislik ve matematik baskısı. Bu baskıyla ve strateji hastalığıyla insanlar konuları, olayları, tarihi, diğer insanları, kısacası her şeyi unsurlarına ayırmaya ya da birleştirip ele almaya çalışıyorlar. Bir lego oyuncağı gibi, sök tak, uydu uymadı, oldu olmadı vs… Şiir böyle bir şey değil, olmamalı. Buradaki fabrikasyon tehlike görülmeli. Belki de Kharms bunu görmüştür… Gördü mü gerçekten sence? Ayrıca, cevabının içerisinde “özgür yayıncılık” konusuna ilişkin bir tereddütü dile getirmişsin. Bu tereddütü biraz açar mısın? Nedir o lisansın özellikleri? Sonuçta, bir yazının ya da kitabın kapitalizmin vahşeti içerisinde bir ‘anamal veya meta’ olarak dolaşmaması yeterince büyük, özgür bir adım değil midir?

E.İ.C.: Edebiyatta fabrikasyondan söz edilince benim aklıma ilk olarak “yaratıcı yazarlık” geliyor. Onun yaygınlaşması da esas olarak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonrasına rastlıyor sanırım. Dolayısıyla, Kharms’ın bu tehlikeyi görmüş olduğunu iddia etmek kolay değil. Yine de, her avant-garde yazar gibi Kharms’ın da anaakım sanatın değerlerine ve “tüketim”ine mesafeli durduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Özgür yayıncılık meselesine gelince… Creative Commons’ın özgür kültürel eser tanımı dört temel özgürlükten oluşur. Bunları kısaca açıklamaya çalışayım: 1. Eseri dilediğiniz gibi kullanma özgürlüğü: Özgür bir kültürel eseri istediğiniz amaca uygun olarak -ister kişisel ister ticari olsun- kullanabilirsiniz. Lisans, eserin ticari kullanımını kısıtlamamalıdır. 2. Eserin içerdiği bilgiyi dilediğiniz gibi kullanma özgürlüğü: Özellikle teknik eserlerin -araştırma, teknik dokümantasyon- içeriğini kullanarak yeni araştırmalar yapabilme, teknik bilgileri kullanarak yeni sistemler geliştirebilme özgürlüğü. 3. Eseri dilediğiniz gibi dağıtabilme özgürlüğü: Eseri internette paylaşabilir, yeniden yayımlayabilir, basıp satabilirsiniz. 4. Eserin türevlerini üretme özgürlüğü: Eseri editoryal olarak düzenleyebilir, üzerinde değişiklik yapabilir, ya da eserden hareketle yeni eserler -roman serisinin ardılları gibi- üretebilirsiniz. Kendi Yayınları’nın kullandığı lisans iki yerde bu tanımla çelişiyor. Birincisi ticari kullanıma izin vermemesi, ikincisiyse editoryal düzenlemeyi kısıtlaması. Kişisel olarak ticari kullanımla ilgili bir sorunum yok. Gerçek anlamda özgür bir lisansın metalaşmayı da engelleyeceği düşüncesindeyim. Bu nedenle, yakın gelecekte ticari kullanıma izin veren bir lisans kullanmayı planlıyorum. Öte yandan editoryal düzenlemeye izin verme henüz ikna olabildiğim bir özgürlük değil. Teknik eserler için anlaşılır geliyor, fakat edebiyat alanında uygulamasının nasıl olacağını kestiremiyorum. Üstelik yazılı eserlerin kullanımıyla ilgili oturmuş bir sistem var; alıntı yapma, kaynak gösterme vb. kurallar çoğu zaman eserlerin bilgi birikimine katkıda bulunmaları için yeterli oluyor. -Akademik dergilerin ve yayın dizinlerinin kurduğu tekelin ayrı bir tartışma konusu olduğunu düşünüyorum.- O nedenle, bu özgürlük üzerine düşünmeye devam ediyorum. Kendi Yayınları’nın özgürleşmeye çalıştığını söylerken kastettiğim de buydu. Bu dört temel özgürlük bir ölçüde, hikâyelerin dilden dile değişerek yayıldığı sözlü kültürü anımsatıyor. Yazılı kültür hayatımıza egemen olana dek kültürel birikimimizin oluşabilmesini büyük ölçüde hikâye anlatıcılarının bu özgürlüklerin hepsine sahip olmasına borçlu değil miyiz? Buradan hareketle şunu merak ediyorum: Yazarların, şairlerin sözlü kültürün özgürlüklerini yeniden benimsemeleri mümkün olabilir mi? Bunun önündeki engeller neler olabilir?

Z.Y.: En başta günümüz “piyasa” şairlerinin, yazarlarının yani daha doğrusu etrafta “Ben şairim-yazarım-ünlüyüm!” diye bağıranların, gezinenlerin takındığı tuhaf tavırlar ya da bu zevatların ontolojik-tarihsel çelişkileri, söz ettiğin özgürlüğün önünde çok büyük bir engel… Şiirin ve şairin varoluş ya da yok oluş tanımları -veya tüm bu meselelerin tanımlanamazlığı, tanım tutmayışı- en az iki bin yıldır süren ve felsefi boyutta tartışılan ontolojik bir konu… Dilsel, tarihsel, toplumsal olarak çok büyük, çok önemli bir kapsamı, etkisi var. Ama bugünün, yakın tarihimizin şairleri -ideolojik mücadele verenlerden bazılarını özellikle sözlerimin dışında tutarak ifade ederim ki- konuyu iktisadi bir varoluş biçimi haline getirdiler. Yani, kitapları çok okununca, çok satınca, tanıtım dergilerinde, televizyon programlarında, köşe yazarlarının ağzında çeşitli atıflarla boy gösterince şairliklerinin, şiirlerinin hem toplumsal hem de edebi olarak “tescillendiğini” sanıyorlar. Yani bu zevatlar, betiklerine bir iktisadi tanınırlık yüklediklerinde, edebi anlamda bir tescile, başarıya kavuştuklarını düşünüyorlar. Aynı pragmatik iktisadi tavrı, yazar örgütleri ve yayıncı birlikleri de yükleniyor. Yazar örgütü, kendisine üye olan yazar sayısını arttırdıkça varoluşunu anlamlandırdığını, üye yazarlarını ve şairlerini de edebi olarak tescillediğini sanıyor. Yayıncı birlikleri de -üyelik anlamında- yayın sayısını, yayınevi sayısını ve yayınevlerinin kârlarını arttırdıkça, edebiyatın gelişiminde aynı oranda bir katkı oluşacağını düşünüyorlar filan… 19. yüzyıldan beri bir “iktisadi çerçeve” oluşturmaya çalışıyorlar edebiyat ve şiir için… Bu çerçeveyi, aslında, devlet düzeneği de istiyor: Modellenebilir, kontrol edilebilir, denetlenebilir, ödüllendirilebilir ve tabiî ki cezalandırılabilir bir “edebiyat çerçevesi” istiyorlar… Dilin, kültürün, edebiyatın ve tahayyül gücünün sınırlarını belirlemek istiyorlar. Tüm bu melanet fotoğrafına karşı yeni nesil dijital platformların özgürlük adına kullanılması ve Creative Commons lisansı, senin de bahsettiğin mevcut kısıtlarına rağmen çok önemli bir yolculuk… Kurtuluş patikasına “büyük bir adım” olarak görüyorum bunu ben… Ece Ayhan’ın hayatından biliyorum, sıkı şiirin ve sahici edebiyatın bu topraklarda, bir iktisadı ya da maliyesi yoktur. Mülkiyesi de yoktur! İktisadi kapsamda çok açık söylüyorum ki devletle bir işi de yoktur, olamaz da. Çünkü -dilbilimsel açıdan bakıldığında- yazılı kültürün okuyucusu veya sözlü kültürün dinleyicisi, bir meta tüketicisi türü değildir. Yaşamın tözünü kavramaya ve bu tözün gelecek salınımlarını tahayyül etmeye çalışan insanlardır sadece… Sahici insanlık diyelim buna: İktidarı ve gaddarlığı yok eden bir dilin nasıl örüldüğünü anlamaya, görmeye, zihninde resimlemeye, imlemeye çalışan sahici bir insanlık… Geleceğin dilini, yaşamın tözünü ve hakikati zihninde yerlemlemeye çalışan bir insanlıktır bu… Ben bu noktada hem içerik, hem birliktelik hem de dağıtım anlamında Kendi Yayınları’nı ve katılımcı derlemelerini de çok önemsiyorum. J. D. Salinger’ın öyküleri, Hüseyin Cöntürk’ün mektupları“Ahiku Dünya” ve “Kızlı-Erkekli” bütünsel açıdan önemli çatkılar… Çok önemli bir şeyi ve alt-kırılımlarını öğrenmek istiyorum: Kendi Yayınları’nın vizyonu, uzgörüsü nedir? Benimsediği, savunduğu ve taşıyacağı temel değerler nelerdir? Hem içerik hem de teknik açıdan soruyorum bu soruyu…

E.İ.C.: Şu ifade Kendi Yayınları’nın mevcut durumunu doğru biçimde açıklıyor: “Kendi Yayınları telif sahiplerinin kendi eserlerini yayımlayabilmesi için oluşturulmuş ne idüğü belirsiz bir platformdur.” Bu bir tembelliğin de ifadesi aslında: Yayınevini kurmadan önce vizyon ve değerler üzerinde çalışıp bunları en baştan ilân etmektense, işleri zamana bırakıp bu sorunlarla yeri gelince, gelirse eğer, ilgilenmek gibi pratik bir düşünce yatıyor gerisinde. Değerlerin ilân edilmemiş olmasıyla var olmaması aynı şey değil elbette; Kendi Yayınları her kitabın sorgusuz yayımlanacağı bir yer değil. Ama yayınevinin kimliğinin oluşturulması konusunda kendini belli eden acil bir ihtiyacın varlığından söz etmek de zor. Dolayısıyla, şu aşamada, yayınevinin etkinliği daha çok kişisel yatkınlıklar tarafından belirleniyor (söz gelimi, şiir konusunda girişken olmamasının nedenlerinden biri bu). Bunun değişmesi, Kendi Yayınları’nın yayın kuruluyla, editör kadrosuyla dört başı mamur bir yayıncı olması istenmeyecek şey değil, ama bunun için ortada bir ihtiyaç olduğundan pek emin değilim henüz.

Z.Y.: Ben öyle düşünmüyorum. En basitinden, bendeniz Zafer Yalçınpınar özel bir ihtiyaçla Kendi Yayınları’nın kapısını tıklattı: Basılı, kâğıttan yayıncılık ortamının ihtiva ettiği editöryal kırıtışların, yalancılığın, ticarileşmenin, ödüllendirme düzeneklerinin, eskimiş ve yanlış tanımlanmış süreçlerin ve en hafif deyimiyle “çeteleşmiş” oligarşik mevcudiyetin kötücül statükosunda yer almak istemiyordum ve Çalmayan Şiir‘le birlikte Kendi Yayınları’na geldim. Bugün düğmeye bassak, demin saydığım nedenlerle Kendi Yayınları’na gelecek hatırı sayılır yazar ve şairler olduğunu biliyorum. Son olarak, Ulus Baker’in önemli bir metnini yayımladı Kendi Yayınları… Söyleşimizi, Ulus Baker’in bu metninin yayım süreciyle ilgili sizden bilgi alarak noktalamak istiyorum.

E.İ.C.: Kendi Yayınları’nın dijital yayıncılık içinde özgür bir adacık oluşturması, tartışan, eleştiren, üreten bir kolektife dönüşmesi benim hayal etmeye bile çekindiğim bir şey. Ama ‘Çalmayan Şiir’i yayımlama deneyimi bu konuda umutlu olmak gerektiğini düşündürüyor. Yürekledirici sözleriniz için teşekkürler. Ulus Baker’in kaleme aldığı Siyasal Alanın Oluşumu Üzerine Bir Deneme, bana kendini sık hatırlatan bir eser. Sanırım her şeyden çok o nedenle düzgün bir dijital kopyası olsun istedim. Basılı kopyasını isteyenler Ege Berensel’in İletişim Yayınları için derlediği “Dolaylı Eylem” kitabını edinebilirler. Bir de Ulus Baker’i anmak, onu yeniden hatırlamak için. Dahası, bu küçük kitabın, Ulus Baker’i tanımayanlar için iyi bir tanışma aracı olacağını düşünüyorum. Sosyal medyada şimdiye dek kitaba gösterilen ilgi son derece olumlu… Bitirirken, bu güzel söyleşi boyunca gösterdiğiniz sabır için teşekkür etmek istiyorum.

Z.Y.: Asıl ben teşekkür ederim. Kendi Yayınları’nın yolculuğunun sonsuz olmasını diliyorum.

13.11.2014


Oca
03
2015
0

Kendini Anlatan: “Yaralı Müstehziler”

yaralialayci

“Yaralı Müstehziler”
by Zy, 2015

edb1


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
31
2014
0

Arz-ı Endam

heybeli1k

“Arz-ı Endam”
Heybeli Ada, 2014

Fotos: Z. Yalçınpınar

heybeli2k


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
22
2014
0

Falanca Yeni… Yıl…

almanak2015


Meşhur Manyaklık!
Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı (2006-2014)
bkz: https://bit.ly/zypalmanak


 

Bu sene birçok “haklı” çalışma gerçekleştirmişiz. Ama sanırım, en iyileri Çalmayan Şiir‘in yayımlanmasıydı. Sait Faik Araştırma Atölyesi kapsamında yönettiğimiz ve Türkiye’de edebiyat alanına yansıyan ilk bilişsel haritalama çalışmalarını da çok önemsiyorum, 3. sıraya koyuyorum…

Bunların dışında, “eşya olmadığımızı, insan olduğumuzu vurgulamak” adına bu yıl yaptığımız en iyi şey, icra edilen melaneti, yalanı ve ahlaksızlığı görüp “utanç” duygumuzu kaybetmemek… 2014’te hakikat yolundaki kalb ile vicdan arayışımızı sürdürmeye çalıştık: “Haksızlık Yordamı”na karşı durduk.

2015 yılının birçok “yıkım” getireceğini düşünüyorum, hissediyorum. Mezalim başladığında eşya olmamaya özen gösterin; insan olmaya veya insan kalmaya çalışın.

Herkes için umut dolu bir 2015 diliyorum.

Sahicilikle
Zy

Kas
27
2014
0

Şiir: “Dayanıksız Dün”

açık söylüyorum
____göründüğü gibi
bir dünya yoktur:

(…)

2/
yalnız duvarlara karşı
büyük insan oluyoruz
içkiden dantel bu masayı
zaman boylu örüyoruz

3/
bir seğirdim takımı geçiyor uğursuz
önümüzden arkamızdan yüzlerce
bin etcil belki yüz binlerce
sabah akşam korkuyor
ve dua ediyoruz

4/
et meydanında
rüzgâr boylu uzun
___________yağmurlarla
görünür boşluk kaldı
tüm masalarda

5/
tuhaf bir yaşayış sürdü
yüzüne kendine
gözlerine
sessizliği

(…)

Zafer Yalçınpınar
7 Kasım 2014


Hamişler:

1/ Dayanıksız’ın tam metnine https://bit.ly/dayaniksiz adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için; https://bit.ly/zykimdir

Kas
26
2014
0

SÖYLEŞİ: “Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama Üzerine…” (Ö. Duygu Durgun)

sanatatak.com taifesinden Ö. Duygu Durgun Hanım, Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama çalışmalarımız ile bu çalışmaların yönsediği serim süreci hakkında detaylı sorular sordu, biz de memnuniyetle yanıtladık. “Kültür Sanat’ta Oligarşik Tahakkümü Reddediyoruz” başlığıyla öne çıkan bu söyleşi, 30/10/2014 erişim tarihiyle https://sanatatak.com/view/Kultur-Sanatta-Oligarsik-Tahakkumu-Reddediyoruz/1170 adresinde Duygu Hanım’ın ön-yazısıyla yayımlandı. EVV3L’in sıkı takipçileri için bu önemli söyleşiyi aşağıda alıntılıyoruz ve Duygu Hanım’a gösterdiği ilgi için çok teşekkür ediyoruz.


 

Özgür Duygu Durgun: “Bilişsel haritalama” nedir  bize  anlatır mısınız? Web tabanlı bir proje mi, interaktif özelliği var mı? Kimler nasıl ve ne amaçla kullanabilir?

Zafer Yalçınpınar: “Bilişsel Haritalama” bir analitik serim süreci ve nitel araştırma yöntemidir. Yani, niceliği, sayısal ve çoklu doğrusal hiyerarşiyi, endüstrileşmiş istatistiksel analizi ön-planda tutmayan, araştırılan konunun niteliksel açıdan tüm hatlarını, tüm detaylarını, eğrisel varoluşunu, ihtiva ettiği nedensellikleri, kavramsal ve duygusal arka-planını ortaya çıkartmaya yarayan özel bir yöntem… 80’li yılların ortasından günümüze, dünyada, birçok disiplinde ve özellikle de sosyolojik araştırmalar alanında çokça kullanılıyor. Sosyoloji alanında web tabanlı uygulamaların çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Psikoloji alanında ise psikologların kişisel notlarında, bazı klinik çalışmalar ve klinik heyetler seviyesinde yaygındır. Biz, şimdilik, edebiyat alanında bu yöntemi bir odaklanma biçimi olarak kullandığımızdan ve 1000’lere yaklaşan örneklem hacmi ile çalışmadığımızdan endüstrileşmeyerek, çok insani bir şekilde yüz yüze görüşmelerle, odak grubu oturumlarıyla yürütüyoruz projeyi. Proje belli bir seviyeye geldiğinde geniş kitlelerle ağ ve bilgisayar uygulamaları aracılığıyla buluşacağız. Bu merhaleye gelmemize 2-3 sene var en azından… Bilişsel haritalamanın bilinen tanımı şöyledir: Belli bir konuyu odak alan öznel algıların birleşimi ile kavramlar, olgular, unsurlar arasında kurulan nedensellik ilişkilerini, nedenselliğin derecesini ve etkileşim yönünü ortaya çıkarmaya yarayan bir grafik temsil-analiz yöntemi…

Ö.D.D.: İlk defa Sait Faik ile edebiyat alanına yönelen bir bilişsel haritalama üzerine konuşuyoruz… Neden edebiyat ve neden Sait Faik?

Z.Y.: Bilişsel haritalama deneyimleri, Burgaz Adası’nda, Sait Faik Müzesi kapsamında kurduğumuz Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin bir alt-başlığıdır. 2014 yılının ilk günlerinde ben, Şükret Gökay, Canan Cürgen ve Tekin Deniz dördümüz birlikte çalışarak kurduk atölyeyi… Ülkemizdeki edebiyatın özgürlüğe ve tahayyül gücüne ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Biz, edebiyata, edebiyatın özündeki kalb ve vicdan yoluna ulaşmaya çalışan ve dilsel göreliliğe inanan madencileriz. Günümüzde, kültür-sanat alanında, özellikle de edebiyat eleştirisi alanında görülen oligarşik tahakkümü, bağlamsızlığı ve kötücül yönetimi, yani tüm statükocu mekanizmaları reddediyoruz. İmgelemin özgürleşmesi için düşünürüz, şiirler yazarız, okuruz ve özgürlük tahayyülüyle yaşarız. Bilişsel haritalama bu tahayyül için son derece doğru bir yöntemdir. Bu yöntem, analitik süreç üzerinde tahakküm kurmayan özgür, ayrıca da basit bir yöntem; insanı, soruların ve retoriğin tahakkümü altında ezmeyen, algı ve tahayyül seviyesinde tutarlı, bulanık mantıkla çalışan imgesel bir yöntem… Atölye olarak maksadımızı şöyle tanımladık: Yeni yöntemler ile çeşitli bakış açıları geliştirerek Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına değinen “yeni” bulgulara ulaşmak… Sürekli gelişen ve kendini yenileyen projelerin icra edilmesi de uzgörümüzün en önemli bileşeni… Sait Faik ve edebiyatı bu özgür bileşeni, bu özgür yöntemi sonsuz derecede hak ediyor. Bu kapsamdaki her şeyi https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama adresinden takip edebilirsiniz.

Ö.D.D.: Sait Faik’in hikâyelerini merkez alarak bugüne dek toplam dört atölye çalışması gerçekleştirdiniz. Peki, bu atölyelerde ”yeni” diyebileceğimiz neler keşfedildi Sait Faik’e dair, biraz bahseder misiniz?

Z.Y.: “Analitik serim” sürecinden “çıkarımlar elde etme” sürecine geçişte, binlerce sayfa kaleme alınabilir, alınacak. 1-2 sene içerisinde bu merhaleye de geçeceğiz. Bir sonuç bildirisini ve kitabını derleyeceğiz. Ama size birkaç misal vereyim… Günümüze kadar Sait Faik’in edebiyatındaki gerçeküstü öğeler ve bu öğeler arasındaki nedensellik ilişkileri imgesel düzlemde detaylı olarak incelenmemiştir. Bu alanda çeşitli kavramların kümelendiğini ve Sait Faik’in hayatında merkeziyet oluşturduğunu fark ettik. “Bohem Hayatı”, “Beyoğlu” ve “Flaneur” bu kavramlardan bazıları… Sonra, ada yaşamının belirleyicisi olan bir “Tecrit” faktörü vardır. Bu faktörün “Yazmak” edimiyle ilişkisi son derece ilginç… “Tecrit” ve bu kavramın ilişkide olduğu dolaylı nedensellikler Sait Faik’in yaşamı ya da edebiyatı üzerinde çok büyük bir etkiye, merkeziyete sahip… Diğer kavramlardan açık bir şekilde daha baskın “Ada” ve “Tecrit” kavramı. Örneğin “Aşk” ya da “Azınlıklar” hiç de merkezi değil. Örneğin, “Aşk” ya da “Sevgi” kavramı yıllardır bize sunulduğu gibi çok önemli, çok belirleyici çıkmadı, çıkmıyor araştırmalarımızda… Hatta duygusal açıdan bakıldığında “Sosyal Sürgün” kavramı Sait Faik’in edebiyatındaki diğer kavramlardan çok daha belirleyici görünüyor. Kümelenme açısından “Doğa” ve diğer canlılar -örneğin, balık- “Modern Birey” dediğimiz şeyden çok daha belirleyici etkileşimlere yönelmiş… Bir örnek de şu: “Mahalle ahlâkı”nın, aile ya da hukuk aracılığıyla sunulan klasik etikten daha önemli ve Sait Faik’in edebiyatında daha belirleyici olduğunu görüyoruz. Buradan, Sait Faik’in doğada özgürlüğü arayan biri olduğu, klasik etiği önemsemediği, özüt bir ahlâk ve yeni bir “de jure” yarattığı düşünülebilir. Bu noktalarda bir tür toplumsal “içerme” veya “dışlanma” analizi gerekiyor. Bu çıkarımları elimizdeki bazı metinlerle ve efemeralarla ilişkilendirmeye çalışıyoruz. Çelişkileri ve kesişimleri inceliyoruz. Çalışmalarımız ilerledikçe bazı değişimler de olabilir tabiî… Ama mesela, Sait Faik’in üzerinde edebiyat yayıncılığı veya dergiciliği cihetinden gelen çok büyük bir “editöryal tahakküm” olduğunu da sezinledik son incelemelerimizde… Yaşar Nabi’nin ve Varlık Dergisi çevresinin tahakkümüdür bu…

Ö.D.D.: Atölyelere kimler katılıyor?

Z.Y.: İnsanlar… Edebiyat öğrencileri, akademisyenler, adalar ve İstanbul kültürü hakkında kitap yazan dostlar, şairler, müzeciler, sosyologlar, araştırmacılar… Sanıyorum, bu insanların en önemli ortak özelliği Sait Faik’i ve yaşamını içselleştirmiş olmaları, kendilerine Sait Faik’i yakın hissetmeleri, kendilerini Sait Faik’le özdeşleştirmeleri…

Ö. D. D.: Sait Faik’in Lüzumsuz Adam hikâyesinden yola çıkarak oluşturulan bilişsel haritada dikkatimi çeken bir detay  ”Tutku”, ”Sosyal Sürgün” “Mahalle Ahlâkı” gibi kavramlar ve bu kavramların yanı başındaki numaralar oldu? Bu projenin sistematiğinden biraz bahseder misiniz? Numaralar ve bu tanımlar arasında nasıl bir ilişki var? Tanımlar, kavramlar nasıl oluşuyor veya seçiliyor?

Z.Y.: Odak grubu çalışmalarımızda aşamalı bir biçimde Sait Faik’in hikâyelerini okuyoruz ve ortak akıl yöntemiyle çeşitli kavramlar belirliyoruz. Sonra, katılımcılar belirlenen kavramlarla ya da karma olarak ya da isterlerse özgürce tamamen kendi kavramlarıyla haritalama yapıyorlar. Çizilen haritalar sayısal ve görsel olarak birleştiriliyor, üst üste konuluyor. Bilişsel haritalamanın temel notasyonu şöyle özetlenebilir: Bilişsel haritalarda kavramlar, unsurlar arasında görünen oklar “nedensellik ilişkisi”nin yönünü belirler. Örneğin bir ok, A unsurundan B unsuruna doğru çizilmişse, A unsuru B unsurunun nedeni, başlangıcı olarak, B unsuru da A unsurunun sonucu olarak kabul edilir. Bununla birlikte, çift taraflı olarak, A ile B unsurunun karşılıklı biçimde etkileştiği nedensel ilişkiler de bilişsel haritalarda görülebilir. Okların yanında yer alan sayılar ve pozitif veya negatif işaretler, nedenselliğin, ilişkinin gücünü, etki derecesini ve etki biçimini gösterir. A unsurundan B unsuruna çizilen bir okun “+” işaret taşıması A’nın B’yi “olumlu yönde etkilediğini” ya da “arttırdığını”, çizilen bir okun “-” işaret taşıması ise A’nın B’yi “olumsuz yönde etkilediğini” ya da “azalttığını” ifade eder.

Ö.D.D.: Projenin bundan sonraki süreçlerine dair neler söylemek  istersiniz?

Z.Y.: En önemli hedefimiz, Sait Faik ve edebiyatını incelemek üzere ön-plana çıkmış, akademik çalışmalar ve araştırmalar gerçekleştirmiş bazı yazarlarla, araştırmacılarla ve editörlerle görüşmek, çalışmak… Onlara haritalarımızı gösterip haritalarda onların dikkatini çeken unsurların, ilişkilerin neler olduğunu, haritalarda hangi teyitlerin veya çelişkilerin gerçekleştiğini araştıracağız. Yani bir “yeniden okuma” sürecinin, özeninin peşindeyiz. Ve tabiî onların zihnindeki Sait Faik haritasını da çizmeye çalışacağız. Ve son olarak; edebiyat ortalığında salınan okur ve yazarların, biraz “dilsel görelilik” konusu üzerine eğilmelerini ve biraz da felsefeyle ilgilenmelerini temenni ediyoruz. İnsanlığın gelişmesi ve imgelemin özgürleşmesi adınadır bu temenni…

Kaynak: 30 Ekim 2014, sanatatak.com

 


Hamişler:

1- Türkiye’de, edebiyat alanına yansıyarak Sait Faik odağında gerçekleştirilen ilk “Bilişsel Haritalama” çalışmalarına ilişkin ayrıntılı bilgilere https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama/ adresinden ulaşabilirsiniz.

2- Sait Faik Araştırma Atölyesi’ne ilişkin ayrıntılı bilgiler ile atölyenin diğer faaliyetleri için https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

3- EVV3L kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
19
2014
0

Şiir: “Ehl-i Terk” (Z. Yalçınpınar)

Ehl-i Terk

1/
yaşayarak
yanıyor
uz

2/
küçük bir çınar
geleceği gözlüyor
iki sokağın kesişiminde

3/
yer
imde
adada

4/
açıp kapaman
_______gözlerini
akrebin ateş çemberinden
___________kurtulması gibi

(…)

6/
kırılmaz bir camla
ördüm kalbimi
________acıya
sınırsız mutsuzluk
________acıyla

(…)

8/
karıncalanan sol kalbim!
seninle alevlenir bu dünya
içten içe
____anlam bulur
ve kendine uzanışının
sonu yoktur

(…)

11/
kötüler kötülüklerini tazeledi
havalandı tüm yanlışlar
bulutlar kaçtı deniz mavi vermez oldu
______________________ gökyüzüne

12/
sayaçlarıyla gelen mühendislerin tersine doğru
hangi yanlış daha yanlış hesapladım
en büyük yanlışı nerde yaptıysak
_________________evimizi oraya kuralım

(…)

14/
neresi kapanmak üzereyse oraya
___________________taşıdım
tahta sobayı
______yaktım
bu şiiri
____bir tığ ile yazdım

 

Zafer Yalçınpınar
“Çalmayan”, Kendi Yayınları, Eylül 2014


Hamiş:

Zafer Yalçınpınar’ın kişisel web sitesine https://zaferyalcinpinar.com adresinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Yalçınpınar’ın tüm kitapları ise şu adreste yer alıyor: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

 

Eki
25
2014
0

Heybeli Güz

20141024_174142


“Heybeli Ada”
Güz, 2014

Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar


20141024_160514

20141024_175232

Ayrıca bkz: Kendini Anlatan

20141024_160805

20141024_173745


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
22
2014
0

Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama

saitfaikbilisselharitalama

Bugün -3 Ekim 2014 itibariyle- Türkiye’de, edebiyat alanına yansıyan ilk “bilişsel haritalama” çalışmasını EVV3L’in dostlarıyla, takipçileriyle ve edebiyat araştırmacılarıyla paylaşmanın heyecanını yaşıyorum…

“Yeni” yöntemler ile çeşitli bakış açıları geliştirerek Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına değinen “yeni” bulgulara ulaşmak amacıyla, Burgaz Adası Sait Faik Müzesi kapsamında kurduğumuz “Sait Faik Araştırma Atölyesi”nin ilk sonuçları(çıktıları, haritaları) yayımlandı.

Sait Faik Odaklı Bilişsel Haritalama çalışmasına ilişkin ayrıntılı bilgilere https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Sait Faik’in, “Lüzumsuz Adam” başlıklı hikâyesini merkez alarak gerçekleştirdiğimiz atölye çalışmaları sonucunda oluşan bilişsel haritaya https://saitfaikmuzesi.org/luzumsuz-adam-uzerine/ adresinden,  “Papaz Efendi” hikâyesini merkez alarak gerçekleştirdiğimiz atölye çalışmaları sonucunda oluşan bilişsel haritaya ise  https://saitfaikmuzesi.org/papaz-efendi-uzerine/ adresinden erişiliyor…

Türkiye’de, edebiyat alanına yansımış ilk bilişsel haritalama çalışmalarına emek veren Şükret Gökay‘a, Tekin Deniz‘e, Canan Cürgen‘e ve atölye katılımcılarımızın tümüne çok teşekkür ederim.

Çalışmalarımız önümüzdeki günlerde hız kazanacak ve takvimimiz https://saitfaikmuzesi.org adresinde yayımlanacak…

Sait Faik Araştırma Atölyesi’ne ilişkin ayrıntılı bilgiler ile atölyenin diğer faaliyetleri için https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
20
2014
0

Helenistika (2. Bölüm)

20141006_124301


 “helenistika” 2. Bölüm
Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar

1. Bölüm: https://evvel.org/helenistika


20141005_130850

 

20141006_124410

Ayrıca bkz: Kendini Anlatan

20141006_124432


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
17
2014
0

helenistika

helenistik2


 “helenistika”

Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar


helenistik1

helenistik5

Ayrıca bkz: Kendini Anlatan

helenistik3


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
29
2014
0

Çalmayan Şiir

 “(…) Sözgelimi, edebiyatçı arkadaşlarımın yüzde 99′u pis herifler.
Yaşayarak gördüm! Ya sahtekâr, ya hırsız. (…)” Ece Ayhan


kilit

“ÇALMAYAN”
Zafer Yalçınpınar


İndirme Adresleri(Tam Metin)
pdf: https://bit.ly/calmayanpdf
ePub: https://bit.ly/calmayanepub


Kendi Yayınları
Eylül 2014, 62 Sayfa-Şiir


Hamiş:

Zafer Yalçınpınar’ın kişisel web sitesine https://zaferyalcinpinar.com adresinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Yalçınpınar’ın tüm kitapları ise şu adreste yer alıyor: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com

Eyl
27
2014
0

Kabakistan

kabakistank

“Kabakistan”

Foto: Zy

Ayrıca bkz: Kendini Anlatan


Eyl
24
2014
0

“Çalmayan” bir insanın…

metriste

“Çalmayan bir insanın portresi…”

Çizim: M. Bilgi (7 Kasım 1984, Metris Cezaevi)

*


“Çalmayan” bir insanın zaman damgası:
https://bit.ly/zytunel

“Çalmayan” bir insanın şiirleri:
https://bit.ly/zypsiir


Eyl
20
2014
0

Karga’ca Değiniler

kargaca2

Karga’ca (Değiniler)
Zafer Yalçınpınar

Karga Mecmua Yazıları, 2007-2014

Tam Metin, PDF: https://bit.ly/kargaca

*


kargaca

Karga Mecmua’ya
https://kargamecmua.org
adresinden ulaşabilirsiniz.


Z. YALÇINPINAR için kısa yollar;

çalmayan: https://bit.ly/calmayan
tüm şiirleri: https://bit.ly/zypsiir
kitapları: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com/
fotoğrafları: https://zaferyalcinpinar.tumblr.com/
web sitesi: https://zaferyalcinpinar.com/
efemera arşivi: https://evvel.org/
çok eski anlatıları: https://bit.ly/zyhikaye
zaman tüneli: https://bit.ly/zytunel
karga’ca değiniler: https://bit.ly/kargaca
wattpad: https://wattpad.com/zyalcinpinar
söyleşiler: https://bit.ly/dilinkemigi


Eyl
16
2014
0

Wattpad’de; Z. Yalçınpınar

wattpad

Zafer Yalçınpınar,
Wattpad‘e düzyazıları ve söyleşileriyle yüklendi:
https://www.wattpad.com/zyalcinpinar
İyi okumalar…

*


Z. Yalçınpınar için kısa yollar;

çalmayan: https://bit.ly/calmayan
tüm şiirleri: https://bit.ly/zypsiir
kitapları: https://zaferyalcinpinar.blogspot.com
fotoğrafları: https://zaferyalcinpinar.tumblr.com
web sitesi: https://zaferyalcinpinar.com
çok eski anlatıları: https://bit.ly/zyhikaye
zaman tüneli: https://bit.ly/zytunel
wattpad: https://wattpad.com/zyalcinpinar

*


SÖYLEŞİLER:

Söyleşi: “Tahayyül ve İmgelemin Özgürleşmesi” Üzerine…
https://www.wattpad.com/71222558-söyleşi-tahayyül-ve-imgelemin-özgürleşmesi-üzerine

Söyleşi: “Livar’ın içinde…”
https://www.wattpad.com/71214657-söyleşi-livar’ın-içinde

Söyleşi: “Eşyaya Benzememek”
https://www.wattpad.com/71213980-söyleşi-eşyaya-benzememek

Söyleşi: “Blind Cat Black Türkiye Gösterimi Öncesinde”
https://www.wattpad.com/71213001-söyleşi-blind-cat-black-türkiye-gösterimi

Söyleşi: “Yazıyı Derinliğine Yazmak”
https://www.wattpad.com/71212195-söyleşii-yazıyı-derinliğine-yazmak

Söyleşi: Kömürün Elmasa Dönüşmesi Üzerine…
https://www.wattpad.com/71211314-söyleşi-kömürün-elmasa-dönüşmesi-üzerine

Söyleşi: “Taş Uçak inecek meydan arıyor!”
https://www.wattpad.com/71210682-söyleşi-taş-uçak-inecek-meydan-arıyor

Söyleşi: “EVVEL Üzerine…”
https://www.wattpad.com/71209991-söyleşi-evvel-üzerine

Söyleşi: “Fanzinler üzerine…”
https://www.wattpad.com/71208330-söyleşi-fanzinler-üzerine

Yerli Edebiyat Üzerine…
https://www.wattpad.com/71191402-yerli-edebiyat-üzerine


POETİKA

Ece Ayhan’ın Şiirlerinde Tetiklenmemiş Başlangıçlar
https://www.wattpad.com/71141290-ece-ayhan’ın-şiirlerinde-tetiklenmemiş

2012 Sularında; Ece Ayhan Çağlar Adası
https://www.wattpad.com/71141001-2012-sularında-ece-ayhan-çağlar-adası

Oktay Rifat’ın Önemi
https://www.wattpad.com/71140800-oktay-rifat’ın-önemi

İkinci Yeni ve İmgelemin Özgürleşmesi
https://www.wattpad.com/71140269-ikinci-yeni-ve-imgelemin-özgürleşmesi

Özgür İmgelemin Uzgörüsü
https://www.wattpad.com/71140145-özgür-imgelemin-uzgörü

İLHANBERKİĞNE
https://www.wattpad.com/71138523-ilhanberkiğne


YENİ SİNSİYET

Yeni Sinsiyet’in Haksızlık Yordamı
https://www.wattpad.com/71144058-yeni-sinsiyet’in-haksızlık-yordamı

Yeni Sinsiyet’in İkbal Ezberi
https://www.wattpad.com/71143147-yeni-sinsiyet’in-ikbal-ezberi

Yeni Sinsiyet’in Seçkinlik Arayışı
https://www.wattpad.com/71142381-yeni-sinsiyet’in-seçkinlik-arayışı

Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin “Biz” Söylemi ve Retorik Arsızlığı
https://www.wattpad.com/71142161-yeni-sinsiyet-tipolojisi’nin-biz-söylemi-ve

Yeni Sinsiyet ve Bazı Enstrümanları
https://www.wattpad.com/71141843-yeni-sinsiyet-ve-bazı-enstrümanları

Editörcülük Oynamak
https://www.wattpad.com/71139584-editörcülük-oynamak

Damperli Ödül Furyası ve Saygınlık Cukkalamak
https://www.wattpad.com/71139456-damperli-ödül-furyası-ve-saygınlık-cukkalamak


KARGA MECMUA YAZILARINDAN… (KARGACA)

Vicdan Üzerine Büyükçe Düşündürücü Notlar
https://www.wattpad.com/71221897-vicdan-üzerine-büyükçe-düşündürücü-notlar

Ortalamaya Geri Dönüş Çağrısı
https://www.wattpad.com/71221507-ortalamaya-geri-dönüş-çağrısı

Ev Yapımı Dil Yazısı
https://www.wattpad.com/71220986-ev-yapımı-dil-yazısı

Bir “Karar Perdesi” Olarak Denge
https://www.wattpad.com/71190977-bir-karar-perdesi-olarak-denge

Ortopedi Olarak “Boşluk”
https://www.wattpad.com/71190551-ortopedi-olarak-boşluk

Bir Kahraman Olarak “Sonsuzluk”
https://www.wattpad.com/71211835-bir-kahraman-olarak-sonsuzluk

Oyun, oyun değil…
https://www.wattpad.com/71220171-oyun-oyun-değil

Bu Adam Retorik Yapacak!
https://www.wattpad.com/71208024-bu-adam-retorik-yapacak

Endüst-Realite’nin Kahrediciliğiyle Yüzleşmek
https://www.wattpad.com/71190369-endüst-realite’nin-kahrediciliğiyle-yüzleşmek

Nesillerin Geleceği
https://www.wattpad.com/71190191-nesillerin-geleceği

Kuzgun Acar’a İşaret Etmek için 16 Neden
https://www.wattpad.com/71189754-kuzgun-acar’a-işaret-etmek-için-16-neden

Sait Faik’in Durumu
https://www.wattpad.com/71188627-sait-faik’in-durumu

Sıkı Gitarist Yavuz Çetin
https://www.wattpad.com/71220434-sıkı-gitarist-yavuz-çetin

Hafıza Üzerine Değiniler
https://www.wattpad.com/71191592-hafıza-üzerine-değiniler

Dünya kadar…
https://www.wattpad.com/71188302-dünya-kadar

İSKORPİT
https://www.wattpad.com/71221232-iskorpit

Kitap
https://www.wattpad.com/71188919-kitap

Yazmak
https://www.wattpad.com/71188743-yazmak


EFEMERATİK

Santrfor Yaşar Yalçınpınar
https://www.wattpad.com/71339064-santrfor-yaşar-yalçınpınar

Mermer Adası’nda Simalar
https://www.wattpad.com/71338111-mermer-adası’nda-simalar


ESKİ HİKÂYELER-ANLATILAR

Kış Adasına Yolculuk
https://www.wattpad.com/71048595-kış-adasına-yolculuk

Hangisi?
https://www.wattpad.com/71048199-hangisi

Kaşık
https://www.wattpad.com/71044533-kaşık

Atonalite
https://www.wattpad.com/71042700-atonalite

Bir Başka Atonalite
https://www.wattpad.com/71043530-bir-başka-atonalite

CAN
https://www.wattpad.com/71035321-can

Sonrası
https://www.wattpad.com/71034337-sonrası

Metroloji
https://www.wattpad.com/71033777-metroloji

Tümörgü
https://www.wattpad.com/71032356-tümörgü

Atayım mı seni?
https://www.wattpad.com/71030598-atayım-mı-seni


Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com