Metin Eloğlu‘na ait bazı kapak çalışmaları…
Cahit Irgat, “Ortalık”, 1952, Yeditepe Yayınevi, Şiir Kitabı
*
Muzaffer Buyrukçu’nun 1956’da yayımlanan “Katran” adlı ilk kitabı…
(Öykü, Yeditepe Yayınevi)
Metin Eloğlu‘na ait bazı kapak çalışmaları…
Cahit Irgat, “Ortalık”, 1952, Yeditepe Yayınevi, Şiir Kitabı
*
Muzaffer Buyrukçu’nun 1956’da yayımlanan “Katran” adlı ilk kitabı…
(Öykü, Yeditepe Yayınevi)
İstanbul deyince aklıma Sait Faik gelir
Burgaz adasında kıyıda sımsıcak bir çakıl ıslanır
Mavi gözlü bir çocuk büyür döne döne
Mavi gözlü ihtiyar balıkçı gencelir, küçülür
İkisi bir boya geldiler mi sait kesilirler.
Bütün İstanbul’u dolaşırlar
El ele, kol kola, baş başa
Ana avrat küfrederler
Eşe dosta, uçan kuşa
Sivriada’da martı yumurtası toplarlar çilli çilli
Zibâ mahallesinde gece yarısı…
Sabaha Galata’dan geçer yolları
Kahvede maytaba alırlar zararsız bir deliyi:
-Ula Hasan! derler. Gazeteyi ters tutaysun!…
Çaktırmadan gazetesinin ucunu yakarlar fakirin
Sonra… oturup ağlarlar.
(…)
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Yeditepe Dergisi, Sayı: 106, 1956
Yeditepe Dergisi’nin 1 Mayıs 1956 tarihli 106. sayısını Kadıköy’de, İmge Sahaf’ta buldum. Derginin çoğu sayfası 1954’te (derginin yayımlanışından iki yıl önce) vefat eden Sait Faik’i anmaya yönelik yazılara ayrılmış. Dergide en çok ilgimi çeken Şerif Hulusi’nin aktardığı “Sait Faik’le Geçen Günler” adlı anı yazısı ve Sait Faik’in kendi elyazısıyla çeşitli tashihler içeren “Ormanda Uyku” adlı öyküsünden bir sayfanın görüntüsüydü.
Bunlarla birlikte, Tahsin Yücel’in 1956 Sait Faik Hikaye Armağanı’nı kazanışına ilişkin bir haber (anlaşılıyor ki Ahmet Hamdi Tanpınar ve eseri yarışmadan çekilmeseydi, Tahsin Yücel’in “Haney Yaşamalı” ile bu ödülü kazanması zordu), Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “Sait Faik” adlı şiiri (ah Zibâ ah!) ve Turgut Uyar’ın “Göğe Bakma Durağı” adlı şiirinin tarihte ilk kez Yeditepe’nin Sait Faik’e ayrılmış işbu özel sayısında yayımlanmış olması (anlaşılıyor ki Turgut Uyar’ın “Göğe Bakma Durağı” adlı şiiri Sait Faik’le ilişkilendirilmiştir ya da Sait Faik’e ilişkindir) ve Orhan Kemal ile Sait Faik’in Burgaz Adası’nda (Kalpazankaya’da, sahilde… Anlaşılıyor ki Orhan Kemal ve Sait Faik birbirlerine düşman değildirler) çekilmiş bir fotoğrafı beni çoşkuyla doldurdu. (Zy)
***
***
1936 yılının soğuk bir aralık ayı gecesiiydi. İstiklal caddesindeki Petragot kahvesinde cadde tarafındaki pencereye yakın bir masada Cahit Sıtkı Tarancı, Baki Süha Ediboğlu oturuyorduk. Yahya Kemal’in o günlerde Foto Magazin‘de çıkan şiirlerinin güzelliği üzerinde Cahit Sıtkı’nın hayranlık dolu sözlerini dinliyordum. O sırada Sait Faik yanımıza gelip oturdu. Çakır keyif bir hali vardı. Yahya Kemal lâfını yarıda kesip:
-Ölüm kartviziti basan bu şairin methiyesinden bıktık birader! dedi
Cahit Sıtkı’nın şairce;
-Ölümü yaşamak kadar güzel anlatıyor, insanın ölesi geliyor! lafına kulak asmadı, ayağa kalkıp elimden tutarak bana:
-Haydi, kalk, gidelim! dedi.
(Parmakkapı’dan çıkıp, tramvayla Nişantaşı’na Suphi Nuri İleri’nin evine giderler. Evde misafir olan genç bir şair Yahya Kemal’in “Rintlerin Ölümü” adlı şiirini okur.)
Suphi Nuri İleri:
-Doğrusu güzel bir şiir. Güzel, ama hiçbir cazibesi olmayan, insanı allak bullak eden o iç zenginliklerinden yoksun, mermer kadar duygusuz bir kadın gibi güzel. Hatta, mutfak duvarlarını kaplayan süt beyazı fayanslar gibi. Güzel, tertemiz, ama ne yazık ki hiçbir mânası yok. Yahya Kemal’in bu şiiri de öyle. Hemen hepsi de öyledir, diyebiliriz.
(…)
ŞERİF HULUSÎ
***
İlhan Berk‘in söyleşilerini birer “poetika belgesi” olarak çok önemli, sahici ve öğretici bulmuşumdur her zaman… Aşağıda, YKY tarafından yayımlanan “Kanatlı At” adlı kitabın tüm baskılarında (1. baskı 1994, 2. baskı 2005) yer almayan bazı önemli söyleşilerden çeşitli alıntılar bulunmaktadır. İlhan Berk’in kıyıda kalmış bu söyleşilerinden yaptığım bazı alıntıları (bazı sözlerini) birer buluntu olarak da değerlendirebilirsiniz. (Zy)
İlhan Berk: (…)Önce nedir gerçek şiir bunu bir yol düşünelim. Gerçek şiir, aslını ararsak, konuda değildir bir kere. Şairde şairin dünyaya bakışındadır, o kadar, beş altı yıl önce şiiri, şiir yapanın konu olduğunu ben de buz gibi söylerdim. Bugün iyi şiirin, gerçek şiirin konuyla ilgisi olmadığını söylüyorum. Şair için bütün mesele, eşyaya, dünyaya bakıştadır. Ben iyi şiiri, kötü şiirden, sadece, şairin eşyaya bakışıyla, metoduyla ayırırım. Ne demek şairin dünyaya, eşyaya, bakışı? Hayat ve dünya hakkında yanlış fikirler vermemek. (…) İyi, gerçek, ileri şiir konuda değildir hasılı. Sonra sanatçının sorumluluğu nedir? Dünyayı umutsuzluktan kurtarmak, yaşamayı güzel yapmak bence. Az şey mi bu?
(Yeditepe Dergisi, 7 Haziran 1953, Sayı:38)
İlhan Berk: (…)Beni şiirin kendisi ilgilendirir. Şiirin kendisi demek de yapısının gerektirdiği kuruluş nedenleridir. Bunlar da şiirin dışında değil içinde gelişirler. Uyumdan anladığım budur. Ya da uyum benim için şiirin yapısından başka bir şey değildir. (Ilgaz, 7 Ekim 1964)
İlhan Berk: (…)Söze dayanan şiire bağlıyız. Bizde şiir düzyazı ile birlikte düşünülür. Düzyazının bütün ilkelerini şiirden ister. Düzyazı gibi şiiri bağlamak ister. Biliyorsunuz, Sartre’ın dergisine, Les Temps Modernes’de, şiire yer vermemesini kimse anlayamamış, sonunda düzyazıyla, şiirin ilkelerinin ayrı ayrı şeyler olduğunu Sartre ortaya koymak gereğini duymuştur. Şiirin, düzyazı gibi bağlanamayacağını ilk o açık seçik yazmıştır. Şiir daha önce bir konuşmamda da söylediğim gibi, tek çizgilidir bizde. Bir iki ozanın koyduğu çizgi vardır. O çizgilere üşüşülmüştür. Bütün yeniliğin o iki çizgide olduğu sanılır. (…) Şenlikname şiirin kırk türlü yazılabileceğini gösteriyor. Kapalılığı, şiirin belli çizgilerine alışılmış, belli anlayışlar edinmiş kişiler için daha çok. Dünya şiirine açık olan biri için bir kapalılığı yoktur. Ben şiirin kırk türlü yazılabileceğine inandığım için, şiir yazmayı her gün yeni yeni öğreniyormuşum gibi bir tavır korum. Bu benim kendi yapım, kendi yöntemimdir. Buraya çok uzun yollardan geldim. Bir yığın çıkmaz sokaklardan döndüm, ama geriyi biliyorum. Geriye onun için bakmam.
(Yeditepe Dergisi, 9 Ocak 1973)
İlhan Berk’in söyleşilerinden…
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan tüm İlhan Berk ilgilerine https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.
Oktay Rifat’in “Aşağı Yukarı” adlı şiir kitabının ilk baskısı… (1952)
Kapak: Füreya (Kılıç)
Eşraf Tekerlemesi
(…) Boylu mu boylu/ kürkünü giymiş/ tüylü mü tüylü
Astığı astık/ kestiği kestik /apışıp kalmış /Mustafa Mıstık
Domuzun dölü / deli mi deli / curnal yazıyor /akşam üzeri
Yazdığı yazdık / çizdiği çizdik / bir uzun âdem/ kafası bızdık
Köpeğin piçi / avcı mı avcı / bir tüfek almış / burnumda ucu
Attığı attık / tuttuğu tuttuk / iki mum yaktık / seyrine baktık
Oktay Rifat
“Aşağı Yukarı”, Yeditepe Yayınları, 1952
Yeditepe Dergisi’nin 1 Temmuz 1950’de yayımlanan 6. sayısında yer alan bir (Nesrin) İlhan Berk şiiridir… Sıkı buluntudur.
Burada
Her şey
Bir başka
Ağaçların bile
Ateşi
37,6.
Aclan Sayılgan
Yeditepe Dergisi, 1950, Sayı:5
Kınar Hanım’ın Vefatına İlişkin Kupür
(Yeditepe Dergisi, 1950, Sayı: 8)
ECE AYHAN HAKKINDA “ÖNEMLİ” BULUNTULAR
Bilindiği gibi Milliyet Gazetesi 1950-2004 yılları arasındaki arşivini internete taşıdı. İşbu arşivde bir hafta süren araştırmalarım sonucunda Ece Ayhan hakkında birçok buluntuya ve belgeye ulaştım. Örneğin, 1966’da Ece Ayhan’ın -Üstelik de “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı şaheseriyle katıldığı- Yeditepe Şiir Armağanı’nı “kaybettiğini” kim bilebilirdi?
Ya da, 1975’de, “Ozanın (Ece Ayhan’ın) Yaşaması İçin” adlı bir resim sergisinin düzenlendiğini, o sergiye katılanların tam listesini, hangi eserlerin, ne tip eserlerin sergilendiğini biliyor musunuz? Ya da o serginin gelirinin boyutunu (azlığını-çokluğunu) kim bilebilir, kim tahmin edebilir? 1968’de İçişleri Bakanlığı tarafından “adresi MEÇHUL olan Ece Ayhan” hakkında yayımlanan basın ilanını, yani Ece Ayhan’ın “emekliliğe sevk ediliş” ilanını okumuş muydunuz?
Kısacası, buluntulardan bazılarını -en önemli olanlarını- aşağıda paylaşıyorum. Gerisi size kalmış…
“Artık ayarsınız ya da aymazsınız, orasını bilemem.”
Sahicilikle / Zafer Yalçınpınar
***
ECE AYHAN ŞİİR ARMAĞANINI KAYBEDİYOR (27.01.1966, Milliyet Gazetesi,Sayfa 6):
Tahir Alangu, Asım Bezirci, Hüsamettin Bozok, Edip Cansever, Memet Fuat, Fethi Naci ve Behçet Necatigil’den kurulu Yeditepe seçiciler kurulu, “Yeditepe Şiir Armağanı”nı bu yıl, Ceyhun Atuf Kansu’nun “Bağımsızlık Gülü” kitabına verdi. Kansu’nun kitabı ile birlikte Metin Eloğlu “Türkiyenin adresi”, Ülkü Tamer “Virgülün başından Geçenler”, Ece Ayhan “Bakışsız Bir Kedi Kara” ve Ali Püsküllüoğlu “Sırtımızda Kızgın Güneş” kitaplarıyla yarışmaya katılmışlardı. (27.01.1966, Milliyet Gazetesi, Sayfa 6)
***
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN EMEKLİYE SEVK EDİLİŞ (12.07.1968, Milliyet Gazetesi, Sayfa 4):
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN
Çardak Kaymakamı iken, 2/9 1966 tarihinde Bakanlık emrine alınıp, 6435 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca, 5/3 1967 tarihinden itibaren emekliye sevkedilen ve daha sonra açmış olduğu dâvâ sonunda emeklilik işlemi iptal edilen Ece Ayhan Çağlar’ın, Bakanlık emirinde geçen 6 aylık sürenin bitimi olan 1/4/1967 tarihinden itibaren 6435 sayılı Kanunun 1. maddesinin 3. bendi gereğince emekliye sevkedildiği, adresi meçhul olduğundan ilanen tebliğ olunur.(12.07.1968, Milliyet Gazetesi, Sayfa 4)
***
OZANIN YAŞAMASI İÇİN RESİM SERGİSİ (21.03.1975, Milliyet Gazetesi, Sayfa 8):
***
Hamiş: Tüm bu efemeralar Ece Ayhan Web Sitesi‘ne eklenmiştir.
Yeditepe Arşivi’nden bir Ece Ayhan mektubu…
Hamiş: Mektupta sözü geçen şiir “Bel Kanto” adlı Ece Ayhan şiiridir. “Kitap-lık” dergisinin 1998 tarihli 33. sayısında bu konuyla ilgili geniş bir dosya bulunmaktadır. (Daha birçok Ece Ayhan şiirinin geçirdiği değişimler de söz konusu sayıda mevcuttur.)
2. Hamiş: Ece Ayhan için hazırlanan “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı web sitesine https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Kupürün okunabilir büyük biçemine https://zaferyalcinpinar.com/yeditepe1.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
Birgün Gazetesi’nde yayımlanan ve Yeditepe Dergisi’nin ilk 24
sayısından bahseden yazıma
https://www.birgun.net/bolum-95-haber-60866.html#haber_basi
adresinden ulaşabilirsiniz.
Yukarıdaki kupür Yeditepe Dergisi’nin 1950 yılında yayımlanan 3. sayısında yer almaktadır.
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com